SAHİH-İ MÜSLİM |
ORUÇ |
(29) باب حفظ
اللسان
للصائم
29- ORUÇLU OLANIN DİLİNİ
KORUMASI BABI
160 - (1151) حدثني
زهير بن حرب.
حدثنا سفيان
بن عيينة عن أبي
الزناد، عن
الأعرج، عن
أبي هريرة رضي
الله عنه.
رواية. قال
: "إذا
أصبح أحدكم
يوما صائما،
فلا يرفث ولا يجهل.
فإن امرؤ
شاتمه أو
قاتله، فليقل:
إني صائم. إني
صائم".
2697- Bana Zuheyr b.
Harb tahdis etti, bize Süfyan b. Uyeyne, Ebu'z-Zinad'dan tahdis etti, o
A'rec'den, o Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayeten dedi ki: "Sizden biriniz bir
gün oruçlu olarak sabahlayacak olursa kötü bir söz söylemesin, cahillik
etmesin. Bir kimse onunla sövüşmeye ya da dövüşmeye kalkışırsa şüphesiz ben
oruçluyum, şüphesiz ben oruçluyum desin"
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: Bu
babların birinde "biriniz yemeğe davet edilecek olursa" hadisi ile
diğerinde: "sizden biriniz bir gün oruçlu olarak sabahlarsa ... "
hadisleri yer almaktadır.
Oruçlu olduğu halde
yemeğe davet edilen kişi hakkında "ben oruçluyum desin" buyruğu ise
onun bu sözü kendisine bir mazeret ve durumunu bildirmek üzere söyleyeceği
şeklinde yorumlanmıştır. Eğer davet sahibi ona müsamaha gösterir ve hazır
bulunmasını istemezse ziyafette hazır bulunma yükümlülüğü kalkar. Müsamaha
göstermeyip hazır bulunmasını isterse yemekte bulunması gerekir ve oruçlu
olması davete icabet etmemek hususunda ona bir mazeret teşkil etmez. Ama
davette hazır bulunacak olursa yemek yemek zorunda değildir. Oruçlu olmak
-oruçlu olmayanın aksine- yemek yememek için ona bir mazeret teşkil eder. Çünkü
oruçlu olmayan bir kimsenin -ileride yüce Allah'ın izni ile ilgili babında
açıkça geleceği gibi- mezhebimizdeki iki görüşün daha sahiholanına göre yemek
yemesi gerekir.
Oruçlu olan ile olmayan
arasındaki fark ise ilgili yerinde bilindiği üzere sahih hadiste açıkça ifade
edilmiş bir husustur.
Oruçlu olan hakkında
daha faziletli olana gelince mezhep alimlerimiz şöyle demektedir: Şayet davet
sahibine onun oruçlu olması ağır gelecek olursa orucunu açması müstehabtır,
değilse müstehab olmaz. Elbetteki bu tuttuğu orucun nafile oruç olması halinde
böyledir. Şayet orucu vacip (farz) bir oruç ise oruç açması haramdır.
Bu hadisten
anlaşıldığına göre namaz, oruç ve bunların dışındaki Nafile bir takım
ibadetleri ihtiyaç olması halinde açıklamakta bir sakınca yoktur. Eğer böyle
bir ihtiyaç yoksa Nafile ibadetin saklı tutulmasıdır. Yine bu hadiste başkaları
ile güzel geçinmeye, araların düzeltilmesine, kalplerin telif edilmesine
gerektirici bir sebep olması halinde güzel bir şekilde özür beyan etmeye de
işaret vardır. İkinci hadise gelince bu hadiste oruçlu olan bir kimse çirkin
söz söylemekten nehyedilmektedir. Refes; bayağı ve çirkin söz demektir.
Cahillik te ona yakın bir anlam taşır. Cahillik hikmetin aksi ve doğru söz ve
fiilin zıddı ve muhalifi olan şeydir.
"Bir kişi onunla
sövüşecek yahut dövüşecek olursa" yani bir kimse ona sövmeye kalkışırsa,
onunla tartışır, itişir kakışırsa demektir.
"Ben oruçluyum, ben
oruçluyum, desin" bu şekilde iki defa zikredilmiştir.
Ne anlama geldiği
hususunda ilim adamları farklı açıklamalarda bulunmuşlardır. Bunu kendisine
söven yahut ta onunla dövüşmek isteyen kişiye duyacağı şekilde açıktan söyler
ve böylelikle çoğunlukla o da bu işten vazgeçer diye açıklandığı gibi bunu dili
ile söylem ez aksine kendi nefsini ona karşılık olarak sövmekten, dövüşmekten
ve ona benzer davranışlarla mukabelede bulunmaktan alıkoymak üzere içinden
kendi kendisine söyler ve orucunu saflığını bulandıran hususlara karşı korumaya
devam eder. Eğer her iki şekilde davranırsa bu da güzel olur.
Şunu da bilelim ki
oruçlu kimseye çirkin sözün, cahilliğin, tartışmaların ve sövmenin yasak olması
bu yasağın ona has olması demek değildir. Aksine bu hususların yasaklığının bir
asıl olması bakımından herkes onun gibidir ama oruçlu kimse için bu daha da
müekkeddir. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: