SAHİH-İ MÜSLİM |
ORUÇ |
(27) باب
قضاء الصيام
عن الميت
27- ÖLEN ADINA ORUCU
KAZA ETMEK BABI
153 - (1147) وحدثني
هارون بن سعيد
الأيلي،
وأحمد بن
عيسى. قالا:
حدثنا ابن
وهب. أخبرنا
عمرو بن
الحارث عن
عبيدالله بن
أبي جعفر، عن
محمد بن جعفر
بن الزبير، عن
عروة، عن
عائشة رضي
الله عنها ؛
أن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم قال "من
مات وعليه
صيام، صام عنه
وليه".
2687- Bana Harun b. Said
el-Eylive Ahmed b. İsa da tahdis edip dedi ki: Bize İbn Vehb tahdis etti, bize
Amr b. el-Haris, Ubeydullah b. Ebu Cafer'den haber verdi, o Muhammed b. Cafer
b. ez-Zübeyr'den, o Urve'den, o Aişe (r.anha)'dan rivayet ettiğine göre
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim oruç borcu olduğu halde
ölürse onun adına velisi oruç tutar" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
1952; Ebu Davud, 2400
154 - (1148) وحدثنا
إسحاق بن
إبراهيم.
أخبرنا عيسى
بن يونس.
حدثنا الأعمش
عن مسلم
البطين، عن
سعيد بن جبير،
عن ابن عباس
رضي الله
عنهما ؛ أن
امرأة أتت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فقالت:
إن
أمي ماتت
وعليها صوم
شهر. فقال: "
أرأيت لو كان
عليها دين،
أكنت تقضينه
؟" قالت: نعم.
قال "فدين
الله أحق
بالقضاء".
2688- Bize İshak b.
İbrahim de tahdis etti ... Said b. Cübeyr, İbn Abbas (r.a.)'dan rivayet
ettiğine göre bir kadın Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip: Annem
üzerinde bir ay oruç borcu olduğu halde öldü, dedi. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Annenin (maddi) üzerinde bir borç bulunmuş olsaydı ne
dersin onu öder miydin?" buyurdu. Kadın: Evet, deyince. Allah Resulü:
"Allah'ın borcunun ödenmesi daha bir haktır" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
1953; Ebu Davud, 3310; Tirmizi, 716, 717; İbn Mace, 1758
155 - (1148) وحدثني
أحمد بن عمر
الوكيعي.
حدثنا حسين بن
علي عن زائدة،
عن سليمان، عن
مسلم البطين،
عن سعيد بن
جبير، عن ابن
عباس رضي الله
عنهما. قال:
جاء
رجل إلى النبي
صلى الله عليه
وسلم فقال: يا
رسول الله ! إن أمي
ماتت وعليها
صوم شهر.
أفأقضيه عنها
؟ فقال "لو كان
على أمك دين،
أكنت قاضيه
عنها ؟ " قال:
نعم. قال "فدين
الله أحق أن
يقضى".
قال
سليمان: فقال
الحكم وسلمة
بن كهيل
جميعا. ونحن
جلوس حين حدث
مسلم بهذا
الحديث.
فقالا: سمعنا
مجاهدا يذكر
هذا عن ابن
عباس.
2689- Bize Ahmed b. Ömer
el-Vekii de tahdis etti, bize Huseyn b.
Ali, Zaide'den tahdis
etti, o Süleyman'dan, o Müslim el-Bafın'den, o Said b. Cübeyr'den, o İbn Abbas
(r.a.)'dan şöyle dediğini rivayet etti: Bir adam Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e gelip: Ey Allah'ın Resulü! Annem üzerinde bir ay oruç borcu olduğu
halde vefat etti. Bu orucu onun adına kaza edeyim mi dedi. Allah Resulü:
"Annenin üzerinde bir borç bulunsaydı onun adına o borcu öder
miydin?" buyurdu. Adam: Evet deyince, Allah Resulü:
"Allah'ın borcunun
ödenmesi daha bir haktır" buyurdu. Süleyman dedi ki: el-Hakem ve Seleme b.
Kuheyl birlikte: Müslim bu hadisi tahdis ederken biz de oturuyorduk, dediler ve
her ikisi: Biz Mücahid'i bunu zikrederken dinledik, dediler.
(1148) وحدثنا
أبو سعيد
الأشج. حدثنا
أبو خالد
الأحمر. حدثنا
الأعمش عن
سلمة بن كهيل
والحكم بن عتيبة
ومسلم
البطين، عن
سعيد بن جبير
ومجاهد وعطاء،
عن ابن عباس
رضي الله
عنهما، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم، بهذا
الحديث.
2690- Bize Said b.
el-Eşe cc de tahdis etti, bize Ebu Halid el-Ahmet tahdis etti, bize A’meş,
Süleyman b. Kuheyl, el-Hakem b. Uteybe ve Müslim el-Bann'den tahdis etti, o
Said b. Cübeyr, Mücahid ve Ata'dan, onlar İbn Abbas (r.a.)'dan, o Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den bu hadisi rivayet etti.
156 - (1148) وحدثنا
إسحاق بن
منصور وابن
أبي خلف وعبد
بن حميد.
جميعا عن
زكرياء بن
عدي. قال عبد:
حدثني زكرياء
ابن عدي.
أخبرنا
عبيدالله بن
عمرو عن زيد
بن أبي أنيسة.
حدثنا الحكم
بن عتيبة عن
سعيد بن جبير،
عن ابن عباس
رضي الله
عنهما. قال:
جاءت
امرأة إلى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. فقالت:
يا رسول الله !
إن أمي ماتت
وعليها صوم نذر.
أفأصوم عنها ؟
قال "أرأيت لو
كان على أمك دين
فقضيته، أكان
يؤدي ذلك عنها
؟" قالت: نعم. قال"فصومي
عن أمك".
2691- Bize İshak b.
Mansur, İbn Ebu Halef ve Abd b. Humeyd birlikte Zekeriya b. Adiyy'den tahdis
etti. Abd dedi ki: Bana Zekeriyya b. Adiyy tahdis edip dedi ki: Bize Ubeydullah
b. Amr, Zeyd b. Ebu Uleyse'den haber verdi, bize el-Hakem b. Uteybe, Said b.
Cübeyr'den tahdis etti, o İbn Abbas (r.a.)'dan şöyle dediğini rivayet etti: Bir
kadın Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip: Ey Allah'ın Resulü!
Annem üzerinde adak orucu borcu olduğu halde vefat etti. Onun adına ben oruç
tutayım mı? dedi.
Allah Resulü:
"Annenin üzerinde bir borç olsaydı sen de onu ödemiş olsaydın bu onun
adına ödeme olur muydu" buyurdu. Kadın, evet deyince Allah Resulü: "O
halde annen adına oruç tut" buyurdu.
157 - (1149) وحدثني
علي بن حجر
السعدي. حدثنا
علي بن مسهر
أبو الحسن عن
عبدالله بن
عطاء، عن
عبدالله بن
بريدة، عن
أبيه رضي الله
عنه. قال:
بينا
أنا جالس عند
رسول الله صلى
الله عليه وسلم.
إذ أتته
امرأة. فقالت:
إني تصدقت على
أمي بجارية.
وإنها ماتت.
قال. فقال:
"وجب أجرك.
وردها عليك
الميراث"
قالت: يا رسول
الله ! إنه كان
عليها صوم
شهر. أفأصوم
عنها ؟ قال: "صومي
عنها" قالت:
إنها لم تحج
قط. أفأحج
عنها ؟ قال
"حجي عنها
".
2692- Bana Ali b. Hucr
es-Sa'di de tahdis etti, bize Ali b. Mushir, Ebu'I-Hasan, Abdullah b. Ata'dan
tahdis etti, o Abdullah b. Bureyde'den, o babası (r.a.)'dan şöyle dediğini
rivayet etti: Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında
oturuyorken bir kadın onun huzuruna geliverdi ve: Anneme bir cariyeyi sadaka
olarak vermiştim. Şimdi o öldü, dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Ecrin vacip oldu, miras da o cariyeyi sana geri
verdi" buyurdu. Kadın: Ey Allah'ın Resulü! Onun üzerinde bir ay oruç borcu
vardı, onun adına oruç tutayım mı? dedi. Allah Resulü: "Onun adına oruç
tut" buyurdu. Kadın: O hiç haccetmemişti, onun adına haccedeyim mi? dedi.
Allah Resulü: "Onun adına hacc et" buyurdu.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 1656 -muhtasar-, 2877; Tirmizi, 667, 929 -muhtasar-; İbn Mace, 1759
-muhtasar-, 2394 -muhtasar-
158 - (1149) وحدثناه
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا
عبدالله بن
نمير عن
عبدالله بن
عطاء، عن
عبدالله بن
بريدة، عن
أبيه رضي الله
عنه. قال:
كنت
جالسا عند
النبي صلى
الله عليه
وسلم. بمثل
حديث ابن مسهر.
غير أنه قال:
صوم شهرين.
2693- Bunu bize Ebu Bekr
b. Ebi Şeybe de tahdis etti, bize Abdullah b. Numeyr, Abdullah b. Ata'dan
tahdis etti, o Abdullah b. Bureyde'den, o babası (r.anh)'dan şöyle dediğini
rivayet etti: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellemı'in yanında oturuyordum. Sonra
hadisi İbn Mushir'in hadisi ile aynen rivayet etti ancak: "İki ayın oruç
borcu" dedi.
(1149) وحدثنا
عبد بن حميد.
أخبرنا
عبدالرزاق.
أخبرنا
الثورى عن
عبدالله بن
عطاء، عن ابن
بريدة، عن
أبيه رضي الله
عنه. قال:
جاءت
امرأة إلى
النبي صلى
الله عليه
وسلم. فذكر
بمثله. وقال:
صوم شهر.
2694- Bize Abd b. Humeyd
de tahdis etti, bize Abdurrezzak haber verdi, bize es-Sevr!, Abdullah b.
Ata'dan haber verdi, o İbn Yezid'den, o babasından (r.anh) şöyle dediğini
rivayet etti: Bir kadın Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldi ve hadisi
aynen rivayet etti ama: "Bir ayın oruç borcu" dedi.
م (1149)
وحدثنيه
إسحاق بن
منصور. أخبرنا
عبيدالله بن
موسى عن
سفيان، بهذا
الإسناد.
وقال: صوم شهرين.
Bu hadisi bana İshak b.
Mansur da tahdis etti, bize Ubeydullah b. Musa, Süfyan'dan bu isnad ile haber
verip: İki ayın oruç borcu dedi.
م (1149)
وحدثني ابن
أبي خلف.
حدثنا إسحاق
بن يوسف. حدثنا
عبدالملك بن
أبي سليمان عن
عبدالله بن عطاء
المكى، عن
سليمان بن
بريدة، عن
أبيه رضي الله
عنهه. قال:
أتت
امرأة إلى
النبي صلى
الله عليه
وسلم. بمثل
حديثهم. وقال:
صوم شهر.
2695- Bana İbn Ebu Halef
de tahdis etti, bize İshak b. Yusuf da tahdis etti, bize Abdülmelik b. Ebu
Süleyman, Abdullah b. Ebu Ata el-Mekki'den tahdis etti, o Süleyman b.
Bureyde'den, o babası (r.anh)'dan şöyle dediğini rivayet etti: Bir kadın Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellemı'e geldi deyip öncekilerin hadisi ile aynen
rivayet etti ve: "Bir ayın oruç borcu" dedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: (2687)
"Her kim oruç borcu olduğu halde ölürse velisi onun adına oruç
tutar." İbn Abbas'ın rivayetinde (2688): "Bir kadın Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldi... " İbn Abbas'dan gelen rivayette
(2689): "Bir adam geldi" deyip hadisi buna yakın olarak zikretti, bir
diğer rivayette (2691) "Kadın: Annem üzerinde adak borcu olduğu halde
vefat etti..." dedi, Bureyde'nin rivayet ettiği hadisde (2692) "Ben
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında oturuyorken huzuruna bir
kadın geliverdi. .. Onun adına haccet buyurdu", bir başka rivayette
(2693): "İki ayın oruç borcu" şeklindedir.
Üzerinde Oruç Borcu
Olduğu Halde Ölen Kimsenin Durumu İlim adamları üzerinde Ramazan, kaza, adak ya
da daha başka farz oruç borcu olduğu halde ölen kimsenin adına bu orucun
kazasının yapılıp yapılmayacağı hususunda farklı görüşlere sahiptir. İmam
Şafii'nin bu mesele ile ilgili iki meşhur görüşü vardır. Bu ikisinin de daha
meşhur olanı ise onun adına oruç tutulmayacağı ve hiçbir ölü adına oruç
tutmanın asla sahih olmayacağı şeklindedir. İkinci görüşüne göre ise velisinin
onun adına oruç tutması müstehabtır ve adına tutacağı oruç sahih olup Bununla
ölen kişi sorumluluktan kurtulur ve ayrıca onun adına yemek yedirmeye ihtiyaç
kalmaz. İşte bizim inandığımız tercihe değer doğru görüş budur. Mezhep
alimlerimizin fıkıhı ve hadisi bir arada bilen muhakkık mezhep alimlerimizin bu
açık ve sahih hadisler dolayısı ile doğru kabul ettikleri görüş de budur.
"Üzerinde oruç
borcu olduğu halde ölen kimsenin adına yemek yedirilir" şeklinde
zikredilen hadis ise sabit değildir. Faraza sabit dahi olsa o hadis ile bu
hadisleri bir arada cem ve telif etmek her ikisinin de caiz olduğu şeklinde
yorumlamak sureti ile mümkün olur. Çünkü oruç tutulur diyenlere göre aynı
zamanda yemek yedirilmesi (fidye) de caizdir. Böylelikle kaçınılmaz olarak
kabul edilmesi gereken doğrunun oruç tutmanın da caiz olduğunu, yemek yedirmenin
de caiz olduğunu ve velinin ikisinden birisini seçmekte de serbest olduğunu
kabul etmektir. Veliden kasıt ise ister asabe, ister mirasçı ister bunların
dışındaki her bir yakın kimsedir. Kastın mirasçı olduğu söylendiği gibi, asabe
olduğu da söylenmiş ise de, sahih olan birincisidir.
Yabancı bir kimse borçlu
adına oruç tutacak olursa eğer velinin izni ile olursa sahihtir. Değilse daha
sahih kabul edilen görüşe göre sahih olmaz, Bununla birlikte velinin de onun
adına oruç tutması vacip olmasa dahi müstehabtır. İşte bu mesele hakkında bizim
mezhebimizin görüşünün özeti budur. Seletten bu görüşü kabul edenler arasında
Tavus, Hasan-ı Basri, Zühri, Katade ve Ebu Sevr de vardır. Leys, Ahmed, İshak
ve Ebu Ubeyd ise Ramazan ve başka oruçlar hakkında değil de adak orucu hakkında
böyle demişlerdir.
Cumhur ise ölü adına
adak olsun başka oruç olsun orucun tutulmayacağı kanaatindedir. İbnü'l-Münzır
bu görüşü, İbn Ömer, İbn Abbas ve Aişe'den rivayet ettiği gibi Hasan ve
Zühri'den de bir rivayet olarak kaydetmektedir. Malik ve Ebu Hanife de böyle
demiştir. Kadı ve başkaları dedi ki: İlim adamlarınıncumhurunun kabul ettikleri
görüş budur. Onlar bu hadisi ölenin velisinin onun adına yemek yedireceği
(fidye) şeklinde yorumlamışlardır. Fakat bu zayıf bir tevil hatta batıldır.
Böyle bir yorumu kabul etmenin zorunluluğu ne olabilir ki? Hadisin zahiri ile
amel etmenin önündeki engel nedir? Üstelik hadisler herhangi bir çelişecek
delil bulunmamakla birlikte bu hususta birbirini desteklemektedir.
Kadi İyaz ve mezhebimiz
(Şafii alimleri) şöyle demektedir: Ölenin adına geçirmiş olduğu bir namaz
kılınmayacağı hususunda ve aynı şekilde hiçkimse adına hayatta iken oruç
tutulmayacağı üzerinde icma etmişlerdir. Görüş ayrılığı sadece ölmüş kimse
hakkındadır. Allah en iyi bilendir.
İbn Abbas'ın (2689)
soran kişinin bir adam olduğu, diğer rivayette (2691) kadın olduğu şeklindeki
ifadesi ile bir rivayette (2689) "bir ay oruç" diğer rivayette (2693)
"iki ay oruç"dan söz edilmesine gelince aralarında herhangi bir çelişki
yoktur. Çünkü bir seferinde soruyu bir adam, diğerinde bir kadın, bir seferinde
bir ay oruç borcu, diğerinde iki ay oruç borcu hakkında soru sorulmuştur.
Bu hadislerde velinin
belirttiğimiz gibi ölü adına oruç tutmasının caiz olduğu hükmü ile birlikte
yabancı kadının fetva ve benzeri ihtiyaç duyulan hususlarda konuşmasını
dinlemenin caiz olduğu, kıyasın sahih olduğu da anlaşılmaktadır. Çünkü Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Allah'ın borcunun ödenmesi daha bir
haktır" buyruğu bunu gerektirmektedir. Yine bu hadislerde ölen adına
borcun ödenebileciği hükmü de vardır. Ümmet bu hususta icma halindedir. Onun
adına borcunu bir mirasçısının ya da bir başkasının ödemesi arasında bir fark
yoktur. Bu ödemeyi kim yaparsa yapsın, borçtan ibra olur. Bu hususta görüş
ayrılığı bulunmamaktadır.
Yine bunda üzerinde yüce
Allah'ın borcu ile bir insanın borcu bulunup ta, malı ikisine yetmeyen kimsenin
yüce Allah'ın borcuna öncelik tanınır diyenlerin görüşlerinin lehine bir delil
bulunmaktadır. Çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'ın
borcunun ödenmesi daha bir haktır" buyurmuştur. Bu mesele ile ilgili
Şafii'nin üç görüşü vardır. Bunların sahih olanına göre Allah'ın borcunun
belirttiğimiz gerekçe dolayısı ile önceleneceğidir. İkinci görüşe göre ise
Ademoğlunun borcuna öncelik tanınır. Çünkü böyle bir borç alacaklının borcunu
istemesi ve müsamaha göstermemesi ile gerektiğinde borçlusunu tazyik edip
zorlaması esasına mebnidir. Üçüncü görüş ise ikisi birbirine eşittir, malı
ikisi arasında paylaştırılır.
Bu hadisteki bir başka hüküm
de şudur: Fetva veren kimsenin eğer kısa ve açık ise soranın da ona ihtiyacı
varsa, yahut ta Bunun neticesinde bir maslahat sözkonusu ise delilin yönüne
dikkat çekmesi müstehabtır. Çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) delilin
yönüne dikkat çekmek üzere Ademoğlunun borcuna kıyas yapmıştır.
Yine bu hadiste şu hüküm
de vardır: Herhangi bir şeyi sadaka olarak veren bir kimse sonra ona mirasçı
olursa onu alıp onda tasarrufta bulunması mekruh değildir. Verdiği sadakayı
satın almak isteyenin durumu ise böyle değildir. Çünkü bunu yapmak mekruhtur.
Zira Ömer (r.anh)'ın atı ile ilgili hadis bunu ifade etmektedir. Böylelikle bu
hadiste, Şafii ve mezhebi ve cumhurun kanaatinin lehine açık bir delalet
bulunmaktadır: Ölü adına ve iyileşmesinden ümit kesilmiş aciz kimseler adına,
vekalet yoluyla hacc etmek caizdir.
Kadi İyaz kendilerinin
mensup oldukları mezhebin (Maliki Mezhebi'nin) ölü adına oruç tutmak ve
haccetmek ile ilgili bu hadislere muhalif kanaat belirtmelerine bu hadisin
muzdarip olduğunu söyleyerek mazeret göstermiştir. Ancak bu geçersiz bir
mazerettir. Bu hadis(ler)de herhangi bir ızdırap yoktur. Bunda sadece (lafzi)
ihtilaflar vardır; az önce geçtiği gibi biz bu farklılıkları cem ve telif
ettik. Hadisin sahih olması için ise Müslim'in bunu Sahih'inde göstermiş olması
yeterlidir. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
28- YEMEK YEMEYE
DAVET EDİLEN ORUÇLU KİŞİ ''BEN ORUÇLUYUM" DESİN BABI