SAHİH-İ MÜSLİM |
ORUÇ |
(26) باب
قضاء رمضان في
شعبان
26- RAMAZANIN KAZASINI
ŞABAN AYINDA YAPMAK BABI
151 - (1146) حدثنا
أحمد بن
عبدالله بن
يونس. حدثنا
زهير. حدثنا
يحيى بن سعيد
عن أبي سلمة.
قال: سمعت
عائشة رضي
الله عنها
تقول: كان
يكون على
الصوم من
رمضان. فما
أستطيع أن
أقضيه إلا في شعبان.
الشغل من رسول
الله صلى الله
عليه وسلم. أو
برسول الله
صلى الله عليه
وسلم.
2682- Bize Ahmed b.
Abdullah b. Yunus da tahdis etti, bize Züheyr haber verdi, bize Yahya b. Said,
Ebu Seleme'den şöyle dediğini tahdis etti. Aişe (r.anha)'yı şöyle derken
dinledim: Bazen benim Ramazan ayından oruç borcum olurdu. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den dolayı meşguliyetlerim -yahut Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile meşgul olmamsebebi ile o borcumun kazasını
ancak Şaban ayında yapabiliyordum.
Diğer tahric: Buhari,
1950; Ebu Davud, 2399; Nesai, 2318; İbn Mace, 1669
(1146) وحدثنا
إسحاق بن
إبراهيم.
أخبرنا بشر بن
عمر الزهراني.
حدثني سليمان
بن بلال.
حدثنا يحيى بن
سعيد، بهذا
الإسناد. غير
أنه قال: وذلك
لمكان رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
2683- Bize İshak b. İbrahim
de tahdis etti, bize Bişr b. Ömer ezZehrani haber verdi, bana Süleyman b. Bilal
tahdis etti, bize Yahya b. Said bu isnad ile tahdis etti ancak o şöyle dedi:
Bunun sebebi ise Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yeri ve durumu
idi.
م (1146)
وحدثنيه محمد
بن رافع.
حدثنا
عبدالرزاق.
أخبرنا ابن
جريج. حدثني
يحيى بن سعيد،
بهذا الإسناد.
وقال: فظننت
أن ذلك
لمكانها من
النبي صلى الله
عليه وسلم.
يحيى يقوله.
2684- Bunu Muhammed b.
Rafi'de tahdis etti, bize Abdürrezzak tahdis etti, bize İbn Cüreyc haber verdi,
bana Yahya b. Said bu isnad ile tahdis etti ve şunları söyledi: Zannederim bu
onun Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in nezdindeki yerinden dolayı idi.
-Bunu Yahya söylüyor-
م (1146)
وحدثنا محمد
بن المثنى.
حدثنا
عبدالوهاب. ح
وحدثنا عمرو
الناقد. حدثنا
سفيان. كلاهما
عن يحيى، بهذا
الإسناد. ولم
يذكرا في
الحديث: الشغل
برسول الله
صلى الله عليه
وسلم.
2685- Bize Muhammed b.
el-Müsenna da tahdis etti, bize Abdülvehhab tahdis etti, (H.) Bize Amr en-Nakid
te tahdis etti, bize Süfyan tahdis etti, ikisi Yahya'dan bu isnad ile rivayet
etmekle birlikte her ikisi de hadiste: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ile meşgul olmam dolayısı ile ibaresini zikretmemdi.
152 - (1146) وحدثني
محمد بن أبي
عمر المكي.
حدثنا
عبدالعزيز بن
محمد
الدراوردى عن
يزيد بن
عبدالله بن الهاد،
عن محمد ابن
إبراهيم، عن
أبي سلمة بن
عبدالرحمن،
عن عائشة رضي
الله عنها ؛ أنها
قالت:
إن
كانت إحدانا
لتفطر في زمان
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. فما
تقدر على أن
تقضيه مع رسول
الله صلى الله
عليه وسلم،
حتى يأتي
شعبان.
2686- Bana Muhammed b.
Ömer el-Mekki de tahdis etti, bize Abdulaziz Muhammed b. ed-Deraverdi, Yezid b.
Abdullah b. el-Had'dan tahdis etti, o Muhammed b. İbrahim'den, o Ebu Seleme b.
Abdurrahman'dan, o Aişe (r.anha)'dan şöyle dediğini rivayet etti: Bizden
birimiz Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in zamanında oruç açardı da
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte Şaban gelinceye kadar o
orucunun kazasını yapamıyordu.
Diğer tahric: Nesai,
2177
AÇIKLAMA: (2682)
"Aişe (r.a.) dedi ki: Bazen Ramazandan oruç borcum olurdu ... " Başka
bir rivayette (2686) "Bizden birisi Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) zamanında oruç açardı da ... " Birinci hadisdeki (meşguliyet
anlamındaki) eş-şeğlu elif lam ile ve merfu olarak zikredilmiştir. Bu da
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile meşgul olmak anlamındadır. Gerek
buradaki meşgul olmak sözü ile gerekse de ikinci hadisdeki (2687)
"kazasını yapamıyordu" ifadesi onların her birisinin her zaman için
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in emrine hazır olduğunu, bütün
zamanlarında böyle bir şey istediği taktirde kendisinden yararlanmasını
bekleyip gözetlediğini, ama böyle bir isteğinin ne zaman olacağını bilmediğini,
Bununla birlikte kendisine bir ihtiyacı olmakla birlikte yine de izin veriri
korkusu ile oruç tutmak için ondan izin istemeyerek böylelikle onun isteğini
gerçekleştirme imkanını ortadan kaldırma cihetine gitmediğini göstermektedir.
Bu da onların edebinden kaynaklanmaktadır.
İlim adamlarının ittifak
ettikleri üzere kadının kocası mukim iken kocasının iznini almaksızın nafile
oruç tutması helal değildir. Buna sebep ise Müslim'in Sahihi'nde Zekat
Kitabı'nda daha önce geçen Ebu Hureyre'nin rivayet ettiği hadistir.
Oruç kazasını Şaban
ayında tutmasının sebebi ise Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in de Şaban
ayının çoğunluğunu oruçla geçirmesi idi. Böyle bir durumda gündüzün hanımlarına
bir ihtiyacı olmazdı. Ayrıca Şaban ayı geldimi Ramazan ayının kaza orucunu
tutmak için vakit daralmış oluyordu. Ondan sonrasına geciktirmek caiz olmaz.
Malik, Ebu Hanife,
Şafii, Ahmed, selef ve halefin büyük çoğunluğu ay hali ve sefer gibi bir
mazeretle Ramazan ayında oruç tutmayan kimse için kazasını yapmak terahi (mahdud
bir zaman olmamak üzere) yolu ile vaciptir.
İlk imkan bulunca hemen
kazayı yapmaya kalkışmak şart değildir. Ama şöyle demişlerdir: Fakat bu kazayı
bir sonraki Şabandan sonrasına ertelemek caiz değildir. Çünkü bu durumda
Şabandan sonrası kaza orucu kabil olmayan bir zamana ertelenmiş olur ki bu da
bir sonraki Ramazan ayıdır. O taktirde böyle bir kimse kaza orucunu ölene kadar
tehir etmiş gibi olur.
Davud (ez-Zahiri) de
şöyle demektedir: Şevval ayının bayramdan sonraki ilk gününde oruç tutmakta
acele etmesi icap eder. Ama Aişe (r.anha)'nın bu hadisi onun bu kanaatini
reddetmektedir.
Cumhur dedi ki: Bu
hususta ihtiyatlı olmak için eli çabuk tutmak müstehabtır. Şayet onu
erteleyecek olursa fukaha ve usul alimlerinin muhakkıklarına göre sahih olan o
kazayı yapacağına dair kararlı olması icab eder. Esasen yerine getirifmesi için
geniş vakit bulunan bütün vaciplerde kabul edilen görüş budur. Onu yapmak üzere
kararlı bulunmak şartı ile tehir etmek caiz olur. Öyle ki böyle bir kararlılık
olmadan onu tehir edecek olursa asi olur. Kararlılık şart değildir de
denilmiştir. Ama icma ile şunu kabul etmişlerdir. Eğer Şaban çıkmadan önce
ölürse terikesinden her gün için bir mud buğday fidye verilmesi gerekir. Bu ise
kaza etme imkanı bulmakla birlikte etmemesi halinde sözkonusu olur. Ancak
Ramazan ayında mazeret sebebi ile oruç açmakla birlikte bu acizliği kesintisiz
devam edip ölene kadar oruç tutma imkanını bulamamışsa oruç yükümlülüğü de
olmaz, o tutamadığı oruçlar yerine fidye yedirmez, onun adına oruç da tutulmaz.
Ramazan ayının oruç kazasını isteyen bir kimsenin sırası ile ve ardı arkasına
kazasını yapması mendupdur. Eğer sırasız ya da dağınık bir şekilde kazasını
yapacak olursa bize göre de cumhura göre de caizdir. Çünkü oruç adı her türlüsü
hakkında doğru olarak kullanılır. Ashab, tabiin ve zahir ehli alimlerinden bir
topluluk ise edada icab ettiği şekilde amı arkasına yapılması icab eder
demişlerdir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
27- ÖLEN ADINA
ORUCU KAZA ETMEK BABI