SAHİH-İ MÜSLİM

ORUÇ

 

(15) باب جواز الصوم والفطر في شهر رمضان للمسافر في غير معصية إذا كان سفره مرحلتين فأكثر، وأن الأفضل لمن أطاقه بلا ضرر أن يصوم، ولمن يشق عليه أن يفطر

15- MASİYETİ GEREKTİRECEK BİR HUSUS DIŞINDAKİ BİR SEBEBLE YOLCULUK YAPAN BİR KİMSENİN EĞER YOLCULUK SÜRESİ İKİ MERHALE VE DAHA FAZLA İSE ORUÇ AÇMASININ DA TUTMASININ DA CAİZ OLDUĞU AMA ZARAR GÖRMEMEK ŞARTI İLE ONA GÜÇ YETİREN KİMSE İÇİN DAHA FAZİLETLİ OLANIN ORUÇ TUTMASI FAKAT BUNDAN DOLAYI ZORLUK ÇEKECEK OLANIN İSE ORUÇ AÇMASI OLDUĞU BABI

 

Seferde Oruç Tutmak    İlim adamları seferde Ramazan orucu tutmanın hükmü hakkında farklı görüşlere sahiptir. Zahiri mezhebine mensub kimi ilim adamı seferde Ramazan orucu tutmak sahih değildir. Eğer oruç tutacak olursa ayetin zahiri anlamı dolayısı ile ayrıca: "Seferde oruç tutmak bir (iyilik)den değildir" ile diğer hadis-i şerifdeki: "İşte onlar (seferde, yolculukta oruç tutanlar) isyan edenlerin ta kendileridir" hadisi dolayısı ile oruç olmaz ve kaza edilmesi gerekir.

Diğer taraftan ilim adamlarının büyük çoğunluğu ve fetvaya ehil kimselerin tamamı yolculukta (seferde) Ramazan orucu tutmak caizdir, bu oruç geçerlidir ve kişi yükümlülüğünü yerine getirmiş olur demişlerdir. Ancak oruç mu daha faziletlidir, oruç açmak mı yoksa her ikisi aynı mıdır hususunda farklı görüşleri vardır.

 

Malik, Ebu Hanife, Şafii ve çoğunluk açıkça görülecek bir meşakket ve bir zarar olmaksızın oruç tutabilen için daha faziletlidir. Şayet zarar görecekse oruç açması daha faziletlidir demişlerdir. Bunun için de Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Abdullah b. Revaha'nın ve başkalarının oruç tutmaları ile bu husustaki diğer hadisleri delil göstermişlerdir. Ayrıca bu yolla anında yükümlülükten kurtulmak da gerçekleşmiş olur.

 

Said b. el-Müseyyeb, Evzai, Ahmed, İshak ve başkaları ise kayıtsız ve şartsız olarak oruç açmak daha faziletlidir demişlerdir. Bazı mezhep alimlerimiz bunu Şafii'nin bir görüşü olarak nakletmiş iseler de bu garip bir rivayetlir. Bu kanaat sahipleri de daha önce geçen zahiri mezhebi alimlerinin gösterdikleri deliller ile Hamza b. Amr el-Eslemi'nin Müslim tarafından babın sonlarında zikredilmiş bulunan (2620) hadisini delil göstermişlerdir ki o da Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Bu Allah'tan bir ruhsattır. Bunun gereğince am el eden güzel bir iş yapar. Oruç tutmayı arzu eden için de bir vebal yoktur" buyruğudur. Bunun zahiri ise oruç açmanın tercih edilmesini gerektirmektedir. Ama çoğunluk bütün bunlar herhangi bir zarar ile karşılaşmaktan ya da bir zorluk çekmekten korkan kimse hakkındadır -hadislerde açıkça görüldüğü gibi- deyip cevap vermişler ve bu hususta babta zikredilen Ebu Said el-Hudri (r.a.}'ın hadisine dayanmışlardır. O da şöyle demiştir: "Biz Ramazan ayında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte gazaya çıkardık. Bizden kimisi oruç tutardı kimimiz oruç açardı. Bundan dolayı da ne oruç tutan kişi oruç tutmayana ne tutmayan oruç tutana karşı herhangi bir olumsuz duygu hissetmezdi. (Çünkü) onların kanaatine göre kendisinde güç bulan kimse oruç tutardı ve güzel bir iş yapmış olurdu. Kendisini güçsüz hisseden bir kimsenin oruç açmasının da güzel olduğu kanaatinde idiler." İşte bu çoğunluğun görüşünün tercih edilmesi hususunda açık bir ifadedir ki bu da açık bir zarar ve bir zorluk ile karşılaşmadan oruç tutabilen kimse için oruç tutmasının daha faziletli olduğudur. Kimi ilim adamı da şöyle demektedir:

 

Hadislerin bu hususta birbirlerini'dengelemeleri dolayısı ile oruç açmak da tutmak da aynı şeydir demiş ise de doğru olan çoğunluğun kanaatidir. Allah en iyi bilendir.

 

 

88 - (1113) حدثني يحيى بن يحيى ومحمد بن رمح. قالا: أخبرنا الليث. ح وحدثنا قتيبة بن سعيد. حدثنا ليث عن ابن شهاب، عن عبيدالله بن عبدالله بن عتبة، عن ابن عباس رضي الله عنهما ؛ أنه أخبره ؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم خرج عام الفتح في رمضان. فصام حتى بلغ الكديد. ثم أفطر. وكان صحابة رسول الله صلى الله عليه وسلم يتبعون الأحدث فالأحدث من أمره.

 

2599- Bana Yahya b. Yahya ve Muhammed b. Rumh tahdis edip dediler ki: Bize Leys haber verdi (H.) Bize Kuteybe b. Said de tahdis etti, bize Leys İbn Şihfib'dan tahdis etti, o Ubeydullah b. Abdullah b. Urve'den, o İbn Abbas (r.a.}'dan kendisine şunu haber verdiğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke'nin fethedildiği sene Ramazan ayında çıktı. Kedid denilen yere ulaşıncaya kadar oruç tuttuktan sonra orucunu açtı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabı ise onun en yeni (en son) yaptığı işini takip eder (ona uyar)lardı.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 1944,2953,4275,4279 -uzunca-; Nesai, 2312

 

AÇIKLAMA:          "Mekke'nin fethedildiği sene Ramazan ayında çıktı. Kedid denilen yere vardıktan sonra orucunu açtı." Kastettiği fetih senesi Mekke'nin fethedildiği sene olan hicretin 8. yılıdır. "Kedid" denilen yer ise Medine'den 7 merhale ya da ona yakın uzaklıkta bulunan bir pınar adıdır. Kendisi ile Mekke arasındaki uzaklık ise iki merhaleye yakındır. Medine'ye Asfan'dan daha yakındır. Kadi İyaz dedi ki: Kedid Mekke'cden 42 mil uzaklıkta bir pınardır. Asfan ise minberi bulunan ve Mekke'den 36 mil uzaklıkta büyük bir kasabadır. Kedid de Asfan ile (kef ile söylenen) Kedid arasında biryerdir. Diğer hadiste (2605) ise Kura'el-Ganim denilen yere varıncaya kadar oruç tuttu denilmektedir. Bu da Asfan'ın berisinde 8 millik bir vadidir. el-Kura' adındaki bu dağ buna izafe edilir. Bu ise bu vadiye bitişik olan bir dağdır. Kura' ise dağ ya da harrenin sel akan her bir uç kısmına verilen isimdir.

 

Kadi İyaz dedi ki: Bütün bunlar aynı 'seferde Mekke'nin fethi gazasında olmuştur. Her ne kadar Asfan adı geçen bu yerlerden bir dereceye kadar uzak ise de bütün bu yerler (Asfan, Kedid, Kura el-Ganim) bu hadislerde birbirine yakın oldukları için isimleri 'ile zikredilmişlerdir. Bütün bu yerler ise aslında Asfan'a izafe edilirler ve ona bağlı yerlerdendir. Dolayısı ile Asfan ismi bunların hepsini kapsar. (Kadi İyaz devamla) dedi ki: Bu hadislerde zikredilen olayların bazısında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in insanların karşı karşıya kaldıkları meşakkatleri öğrenmiş ve onun için oruç açmış olabilir, bazılarında (doğrudan) kendilerine oruç açmalarını emretmiş de olabilir. Kadi İyaz'ın açıklamaları bunlardır. Onun söyledikleri doğru ve isabetlidir. Ancak ,Asfan ile ilgili uzaklık hakkında söyledikleri müstesnadır. Çünkü meşhurdan .Asfan'ın Mekke'den dört beridlik bir mesafede ölduğudur. Her bir berid dört fersah, her fersah üç mildir. Toplam kırksekiz mil eder. İşte cumhurun söylediği bilinen doğru budur.

 

"Kedid'e ulaşıncaya kadar oruç tuttuktan sonra orucunu açtı." Burada da seferde oruç açmanın da tutmanın da caiz olduğu şeklindeki cumhurun kabul ettiği görüşün lehine delil vardır. Ayrıca misafirin (yolcunun) Ramazan'ın bir kısmını oruçla geçirirken bir kısmını oruçla geçirmekle yükümlü olmadığına ve bir kısmını oruçla geçirdiği için onu tamamlamak zorunda olmadığına da delil vardır. Bazı ilim adamları bu hadisi yanlış anlayarak Kedid ile Kura'el-Ganim'in Medine'ye yakın olduğu kanaatine varmıştır. Ayrıca "Kedid'e varıncaya kadar" ve Kura'el-Ganim'e varıncaya kadar oruç tuttu" diye söz edilen bu hususun Medine'den çıktıgı aynı günde gerçekleştiğini sanmış ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Medine de oruçlu çıkıp aynı günde Kura'el-Ganim'e varınca da gündüzün orucunu açtığını iddia etmiştir. Bu görüş sahibi olan ise bunu şuna delil göstermiştir: Fecirden sonra oruçlu olarak sefere çıkan bir kimse aynı günde orucunu açabilir.

 

Halbuki Şafii ve cumhurun benimsediği görüşe göre o günde orucunu açması caiz değildir. Ancak bu, seferde iken fecir doğan kimse için caizdir. Bu görüşü ileri süren kimsenin bu hadisi delil göstermesi şaşırtıcı, acaip istidlallerden birisidir. Çünkü Kedid ile Kura'el-Ganim Medine'den 7 ya da daha fazla merhale uzaklıkta bir yerdedir. Allah en iyi bilendir.

 

"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabı onun en yeni (son) yaptığı işini takip eder (ona uyar)lardı" şeklindeki bu ifade onların neshi yahut da iki hususun birlikte de caiz olmasına rağmen ikincisinin tercih edilen olduğunu bilmeleri hali hakkında kabul edilir. Yoksa Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) devesi üzerinde tavaf etmiş, abdest azalarını birer defa yıkayarak abdest almış ve buna benzer caiz olduklarını beyan amacı ile çeşitli caiz hususları bir ya da az sayıda birkaç defa işlemiş ama bunların daha faziletli alanını devam ettirmiştir.

 

 

 

(1113) حدثنا يحيى بن يحيى وأبو بكر بن أبي شيبة وعمرو الناقد وإسحاق بن إبراهيم عن سفيان، عن الزهري، بهذا الإسناد، مثله. قال يحيى: قال سفيان: لا أدرى من قول من هو ؟  يعني: وكان يؤخذ بالآخر من قول رسول الله صلى الله عليه وسلم.

 

2600- Bana Yahya b. Yahya, Ebu Bekr b. Ebi Şeybe, Amr en-Nakid ve İshak b. İbrahim, Süfyan'dan tahdis etti. O, Zühri'den bu isnad ile aynısını rivayet etti. Yahya dedi ki: Süfyan: Ben onun yani "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) en son sözünü alınırdı" ifadelerinin kime ait olduklarını bilmiyorum, dedi.

 

 

(1113) حدثني محمد بن رافع. حدثنا عبدالرزاق. أخبرنا معمر عن الزهري، بهذا الإسناد. قال الزهري: وكان الفطر آخر الأمرين. وإنما يؤخذ من أمر رسول الله صلى الله عليه وسلم بالآخر فالآخر. قال الزهري: فصبح رسول الله صلى الله عليه وسلم مكة لثلاث عشرة ليلة خلت، من رمضان.

 

2601- Bana Muhammed b. Rafi' de tahdis etti, Bize Abdürrezzak tahdis etti. Bize Ma'mer, Zühri'den bu isnad ile haber verdi. Zühri dedi ki: (Yolculukta) oruç açmak iki emrin sonuncusu idi. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)in ise en son emri (hali, durumu, uygulaması) hangisi ise ancak o esas alınır. (Yine) Zühri dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ramazan'ın onüçüncü günü Mekke'de sabahladı.

 

 

(1113) وحدثني حرملة بن يحيى. أخبرنا ابن وهب. أخبرني يونس عن ابن شهاب، بهذا الإسناد، مثل حديث الليث. قال ابن شهاب  فكانوا يتبعون الأحدث فالأحدث من أمره. ويرونه الناسخ المحكم.

 

2602- Bana Harmele b. Yahya da tahdis etti. Bize İbn Vehb haber verdi. Bana Yunus İbn Şihab'dan bu isnad ile Leys'in hadisini aynen haber verdi. İbn Şihab dedi ki: (Ashab) onun işleri arasında en yeni (son) olanlarını araşhrıyorve nesh edici ve muhkem olanın o olduğu kanaatini taşıyorlardı.

 

 

(1113) وحدثنا إسخق بن إبراهيم. أخبرنا جرير عن منصور، عن مجاهد، عن طاوس، عن ابن عباس رضي الله عنهما. قال: سافر رسول الله صلى الله عليه وسلم في رمضان. فصام حتى بلغ عسفان. ثم دعا بإنء فيه شراب. فشربه نهارا. ليراه الناس. ثم أفطر. حتى دخل مكة .

قال ابن عباس رضي الله عنهما: فصام رسول الله صلى الله عليه وسلم وأفطر. فمن شاء صام، ومن شاء أفطر.

 

2603- Bize İshak b. İbrahim de tahdis etti ... İbn Abbas (r.anhuma) dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ramazan ayında yolculuk yaph. Asfan'a varıncaya kadar oruç tuttu. Sonra içinde içecek bir şeyler bulunan bir kap istedi. İnsanlar kendisini görsün diye gündüz vakti onu içti. Sonra da Mekke'ye girinceye kadar oruç tutmadı.

 

İbn Abbas (r.anhuma) dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (seferde) hem oruç tutmuş hem orucunu açmışhr. Bundan dolayı isteyen oruç tutar isteyen oruç açar.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 1948, -uzunca-, 4279; Ebu Davud, 2404; Nesai, 2290

 

AÇIKLAMA:          "İbn Abbas dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hem oruç tutmuştur hem açmışhr. Bundan dolayı..." Bu hadiste seferde oruç tutmanın da açmanın da caiz olduğu şeklindeki cumhurun görüşünün lehine delil vardır.

 

 

 

89 - (1113) وحدثنا أبو كريب. حدثنا وكيع عن سفيان، عن عبدالكريم، عن طاوس، عن ابن عباس رضي الله عنهما ؛ قال:

 لا تعب على من صام ولا  من أفطر. قد صام رسول الله صلى الله عليه وسلم، في السفر، وأفطر.

 

2604- Bize Ebu Kureyb de tahdis etti... İbn Abbas (r.anhuma) dedi ki: Oruç tutanı da oruç açanı da ayıplama. Çünkü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) seferde hem oruç tutmuştur hem açmıştır.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

90 - (1114) حدثني محمد بن المثنى. حدثنا عبدالوهاب (يعني ابن عبدالمجيد) حدثنا جعفر عن أبيه، عن جابر بن عبدالله رضي الله عنهما ؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم خرج عام الفتح إلى مكة في رمضان. فصام حتى بلغ كراع الغميم. فصام الناس. ثم دعا بقدح من ماء فرفعه. حتى نظر الناس إليه. ثم شرب. فقيل له بعد ذلك: إن بعض الناس قد صام. فقال:

 " أولئك العصاة. أولئك العصاة ".

 

2605- Bana Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti... Cabir b. Abdullah (r.anhuma)'dan rivayete göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) fetih yılı Ramazan ayında Mekke'ye çıkıp gitti. Kura'el-Gamim'e varıncaya kadar oruç tuttu. Onunla beraber olanlar da oruç tuttu. Sonra içinde su bulunan bir kase istedi. İnsanlar onu görecek şekilde yukarı kaldırdıktan sonra içti. Bundan sonra ona: Ama bazı kimseler oruç tutmaya devam etti denilince o: "İşte onlar asi olanlardır. İşte onlar asi olanlardır" buyurdu.

 

 

Diğer tahric: Tirmizi, 710, Nesai, 2262

 

AÇIKLAMA:          "Bundan sonra ona ... İşte onlar asi olanlardır. .. " buyurdu. Bu (işte bunlar asi olanlardır) buyruğu bu şekilde iki defa tekrar edilmiştir. Hadis, oruç tutmakla zarar gören kimseler hakkında yorumlanır yahut da kendilerine açmanın caiz olduğunu beyan etmek maslahatı için kesinlikle oruç açmaları emredilen ve böylelikle farz emre muhalefet eden kimseler hakkında yorumlanır. Her iki ihtimale göre bu gün için seferde oruç tutan kimse eğer bundan dolayı zarar görmüyorsa asi olmaz. Bu şekildeki yorumu bundan sonraki rivayette gelecek olan: "Oruç tutmak insanlara ağırgelmeye başladı" ifadesidir.

 

 

 

91 - (1114) وحدثناه قتيبة بن سعيد. حدثنا عبدالعزيز (يعني الدراوردي) عن جعفر، بهذا الإسناد. وزاد: فقيل له:

 إن الناس قد شق عليهم الصيام. وإنما ينظرون فيما فعلت. فدعا بقدح من ماء بعد العصر.

 

2606- Bunu bize Kuteybe b. Said de tahdis etti, bize Abdülaziz -yani -ed-Deraverdi- Cafer'den bu isnad ile tahdis etti ve şunları da ziyade eyledi: Ona insanlara oruç tutmak ağır gelmeye başladı. Onlar senin ne yapacağına bakıyorlar denilince o da ikindiden sonra içinde su bulunan bir kase getirilmesini istedi.

 

 

92 - (1115) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة ومحمد بن المثنى وابن بشار. جميعا عن محمد بن جعفر. قال أبو بكر : حدثنا غندر عن شعبة، عن محمد بن عبدالرحمن بن سعد، عن محمد بن عمرو بن الحسن، عن جابر بن عبدالله رضي الله عنه. قال : كان رسول الله صلى الله عليه وسلم في سفره. فرأى رجلا قد اجتمع الناس عليه. وقد ضلل عليه. فقال: "ماله ؟" قالوا: رجل صائم. فقال رسول الله عليه وسلم: "ليس من البر أن تصوموا في السفر".

 

2607- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe, Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar birlikte Muhammed b, Cafer'den tahdis etti. Ebu Bekr dedi ki: Bize Gunder, Şu'be'den tahdis etti, o Muhammed b, Abdurrahman b. Sa'd'dan, o Muhammed b. Amr b. el-Hasan'dan, o Cabir b, Abdullah (r.anhuma)'dan şöyle dediğini rivayet etti: ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir seferde idi. Bir adamın etrafında insanların toplanıp kalabalık olduğunu gördü. Adama gölge yapılmıştı. Allah Resulü: "Bunun nesi var?" buyurdu. Ona:

 

Oruç tutan bir adamdır, dediler. Bunun üzerine ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Seferde oruç tutmanız birr (iyilik) sayılmaz" buyurdü.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 1946; Ebu Davud, 2407; Nesai. 2261

 

AÇIKLAMA:          "ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir seferde iken etrafında insanların toplandığı bir adam gördü"." Hadis oruç tutmak size meşakkatli gelip zarar göreceğinizden korkarsanız anlamındadır, Zaten hadisin anlatımı böyle bir tevili gerektirmektedir. Bu rivayet "yolculuk esnasında oruç tutmak birr sayılmaz" şeklindeki mutlak diğer rivayetleri beyan edicidir, Hepsinin anlamı ise oruç tutmaktan dolayı zarar gören kimseler hakkında olduklarıdır.

 

 

 

(1115) حدثنا عبيدالله بن معاذ. حدثنا أبي. حدثنا شعبة عن محمد بن عبدالرحمن. قال: سمعت محمد بن عمرو بن الحسن يحدث ؛ أنه سمع جابر بن عبدالله رضي الله عنه يقول: رأى رسول الله صلى الله عليه وسلم رجلا. بمثله.

 

2608- Bize Ubeydullah b. Muaz tahdis etti ... Cabir b. Abdullah (r.anh) dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir adam gördü deyip hadisi aynen rivayet etti.

 

 

م (1115) وحدثناه أحمد بن عثمان النوفلي. حدثنا أبو داود. حدثنا شعبة، بهذا الإسناد، نحوه. وزاد: قال شعبة: وكان يبلغني عن يحيى بن أبي كثير أنه كان يزيد في هذا الحديث. وفي هذا الإسناد أنه قال "عليكم برخصة الله الذي رخص لكم" قال: فلما سألته، لم يحفظه.

 

2609- Bunu bize Ahmed b. Osman en-Nevfeli de tahdis etti, bize Ebu Davud tahdis etti, bize Şu'be bu isnad ile buna yakın hadisi rivayet etti ve şunları ekledi: Şu'be dedi ki: Bana Yahya b. Ebu Kesir'den bu hadisi rivayetinde fazla bazı lafızlar söylediği de ulaşmaktadır.

Yine bu isnadda şöyle buyurduğu da kaydedilmiştir: "Allah'ın size vermiş olduğu ruhsalı kullanmaya bakın" ravi dedi ki: Ben ona (bunu) sorunca o bunu hatırlayamadı.

 

 

93 - (1116) حدثنا هداب بن خالد. حدثنا همام بن يحيى. حدثنا قتادة عن أبي نضرة، عن أبي سعيد الخدري رضي الله عنه قال : غزونا مع رسول الله صلى الله عليه وسلم لست عشرة مضت من رمضان. فمنا من صام ومنا من أفطر. فلم يعب الصائم على المفطر ولا  المفطر على الصائم.

 

2610- Bize Heddab b. Halid tahdis etti ... Ebu Said el-Hudri (r.anh) dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte Ramazan ayının 16. günü gazaya Çıktık. Kimimiz oruÇ tuttu kimimiz oruÇ açtı. Oruç tutan açanı ayıplamadığı gibi oruç tutmayan da tutanı ayıplamadı.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

94 - (1116) حدثنا محمد بن أبي بكر المقدمي. حدثنا يحيى بن سعيد عن التيمي. ح وحدثناه محمد بن المثنى. حدثنا ابن مهدي. حدثنا شعبة. وقال ابن المثنى. حدثنا أبو عامر. حدثنا هشام. وقال ابن المثنى: حدثنا سالم بن نوح. حدثنا عمر (يعني ابن عامر). ح وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا محمد بن بشر عن سعيد . كلهم عن قتادة، بهذا الإسناد، نحو حديث همام. غير أن في حديث التيمي وعمر بن عامر وهشام: لثمان عشرة خلت. وفي حديث سعيد: في ثنتي عشرة. وشعبة: لسبع عشر أو تسع عشرة .

 

2611- Bize Muhammed b. Ebu Bekr el-Mukaddemi tahdis etti, bize Yahya b. Said et-Teymi'den tahdis etti (H.) Bunu bize Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti, bize İbn Mehdi tahdis etti, bize Şu'be tahdis etti. İbnu'l-Müsenna'da dedi ki: Bize Ebu Amir tahdis etti, bize Hişam tahdis etti (H.) İbnu'l-Müsenna da dedi ki: Bize Salim b. Nuh tahdis etti, bize Ömer -yani b. Amir- tahdis etti (H.) Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe de tahdis etti, bize Muhammed b. Bişr, Said'den tahdis etti, hepsi Katade'den bu isnad ile Hemmam'ın hadisine yakın olarak rivayet etti.

Ancak et-Teymi ile Ömer b. Amir ve Hişam'ın hadisi rivayetlerinde onsekizinci gün, Said'in rivayetinde onikisinde, Şu'be'nin rivayetinde onyedi yahut ondokuzunda denilmektedir.

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          (Daha önce geçen) Muhammed b. Rafi'nin rivayet ettiği hadiste (2601) "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ramazan'ın onüçüncü günü Mekke de sabah etti" dedikten sonra Ebu Said'den naklettiği (2610) rivayetinde "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte Ramazanın onaltıncı günü gazaya çıktık"denilirken bir rivayette "onsekizinci gün" bir diğer rivayette (2611) "onikincisinde" bir başka rivayette (2611) onyedi yahut ondokuzuncu gün" denilmektedir.

 

Meğazi kitaplarında meşhur olan ise Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Mekke'nin fethi gazasına Medine'den Ramazan'ın onuncu günü çıktığı ve onyedinci gün Mekke'ye girdiği şeklindedir. Bu rivayetlerin arasını cem ve telif şekli de şudur:

 

 

 

95 - (1116) حدثنا نصر بن علي الجهضمي. حدثنا بشر (يعني ابن المفضل) عن أبي مسلمة، عن أبي نضرة، عن أبي سعيد رضي الله عنه قال:

 كنا نسافر مع رسول الله صلى الله عليه وسلم في رمضان. فما يعاب على الصائم صومه. ولا  على المفطر إفطاره.

 

2612- Bize Nasr b. Ali el-Cahdamı tahdis etti... Ebu Said (r.anh) dedi ki: Biz Ramazan ayında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte sefere çıkardık da oruç tutan oruç tuttu diye, oruç tutmayıp açan da açtı diye ayıplanmazdı.

 

Diğer tahric: Tirmizi, 712; Nesai, 2309

 

 

96 - (1116) حدثني عمرو الناقد. حدثنا إسماعيل بن إبراهيم عن الجريري، عن أبي نضرة، عن أبي سعيد الخدري رضي الله عنه:

 كنا نغزو مع رسول الله صلى الله عليه وسلم في رمضان فمنا الصائم ومنا المفطر. فلا يجد الصائم على المفطر. ولا  المفطر على الصائم. يرون أن من وجد قوة فصام، فإن ذلك حسن ويرون أن من وجد ضعفا فأفطر فإن ذلك حسنا.

 

2613- Bana Amr en-Nakid tahdis etti... Ebu Said el-Hudrt (r.anh) dedi ki: Biz Ramazan ayında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte gazaya çıkardık. Kimimiz oruç tutar kimimiz oruç açardı. Bundan dolayı oruç tutan tutmayana, oruç açan da oruç tutana içinde herhangi bir kin (menfi bir his) duymazdı. Onların görüşüne göre oruç tutabilecek gücü kendisinde bulan oruç tutardı ve elbetteki bu güzel bir iştir. Aynı şekilde kendisinde güç bulamayan kimse de oruç açardı ve bu da güzeldir kanaatinde idiler.

 

Diğer tahric: Tirmizi, 713; Nesai, 2308 -muhtasar-

 

 

97 - (1117) حدثنا سعيد بن عمرو الأشعثي، وسهل بن عثمان، وسويد بن سعيد، وحسين بن حريث. كلهم عن مروان. قال سعيد: أخبرنا مروان بن معاوية عن عاصم. قال سمعت أبا نضرة يحدث عن أبي سعيد الخدري وجابر بن عبدالله رضي الله عنه. قالا:

 سافرنا مع رسول الله صلى الله عليه وسلم. فيصوم الصائم ويفطر المفطر. فلا يعيب بعضهم على بعض.

 

2614- Bize Said b. Amr el-Eşasi, Sehl b. Osman, Suveyd b. Said ve Huseyn b. Hureyeys birlikte Mervan'dan tahdis etti. Said dedi ki: Bize Mervan b. Muaviye, Asım'dan şöyle dediğini haber verdi. Ben Ebu Nadra'yı, Ebu Said el-Hudri ve Cabir b. Abdullah (r.anhum)'dan tahdis ederken dinledim. Her ikisi dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte sefer yaptık Kimi oruç tutar, kimi oruç açardı. Onların biri diğerini ayıplamazdı.

 

Diğer tahric: Nesai, 2310, 2311

 

 

98 - (1118) حدثنا يحيى بن يحيى. أخبرنا أبو خيثمة عن حميد. قال: سئل أنس رضي الله عنه عن صوم رمضان: في السفر ؟ فقال:

 سافرنا مع رسول الله صلى الله عليه وسلم في رمضان. فلم يعب الصائم على المفطر ولا  المفطر على الصائم.

 

2615- Bize Yahya b. Yahya tahdis etti, bize Ebu Hayseme, Humeyd'den şöyle dediğini haber verdi: Enes (r.anh)'a sefer halinde Ramazan orucu tutmaya dair soru soruldu. O da şu cevabı verdi: Ramazan ayında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte yolculuk yaptık. Ama oruç tutan tutmayanı, tutmayan da tutanı ayıplamadı.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

99 - (1118) وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا أبو خالد  الأحمر عن حميد. قال: خرجت فصمت . فقالوا لي: أعد. قال فقلت:

  إن أنسا أخبرني ؛ أن أصحاب رسول الله صلى الله عليه وسلم كانوا يسافرون فلا يعيب الصائم على المفطر، ولا  المفطر على الصائم. فلقيت ابن أبي مليكة فأخبرني عن عائشة رضي الله عنها بمثله.

 

2616- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe de tahdis etti, bize Ebu Halid el-Ahmer,' Humeyr'den şöyle dediğini tahdis etti: Sefere çıktım, oruç tuttum. Bana (orucunu) iade et dediler. Ben: Şüphesiz Enes'in bana haber verdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabı yolculuk yaparlardı da oruç tutan tutmayanı, tutmayan da oruç tutanı ayıplamazdı diye haber vermiştir dedim.

Sonra İbn Ebu Müleyke ile karşılaştım. O da bana Aişe (r.anha)'dan aynısını haber verdi.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

16- SEFERDE ÇALIŞMAYI ÜSTLENMESİ HALİNDE ORUÇ TUTMAYANIN ECRİ BABI