SAHİH-İ MÜSLİM

ORUÇ

 

(9) باب فضل السحور وتأكيد استحبابه، واستحباب تأخيره وتعجيل الفطر

9- SAHURUN FAZİLETi MÜSTEHAB OLDUGUNUN TE'KiDİ, SAHURU GECiKTİRMENiN VE iFTARI ÇABUKLAŞTIRMANIN MÜSTEHAB OLDUGU BABI

 

45 - (1095) حدثنا يحيى بن يحيى. قال: أخبرنا هشيم عن عبدالعزيز بن صهيب، عن أنس. ح وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة وزهير ابن حرب عن ابن علية، عن عبدالعزيز، عن أنس رضي الله عنه ح وحدثنا قتيبة بن سعيد. حدثنا أبو عوانة عن قتادة وعبدالعزيز بن صهيب، عن أنس رضي الله عنه قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 "تسحروا فإن في السحور بركة".

 

2544- Bize Yahya b. Yahya tahdis edip dedi ki, bize Huşeym, Abdulaziz b. Suhayb'den haber verdi, o Enes'den rivayet etti (H.) Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe ve Züheyr b. Harb da İbn Uleyye'den tahdis etti, o Abdulaziz'den, o Enes (r.anh)'dan rivayet etti (H.) Bize Kuteybe b. Said de tahdis etti, bize Ebu Avane, Katade ve Abdulaziz b. Suhayb'den tahdis etti, o Enes (r.anh)'dan şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sahur yemeğini yiyiniz. Çünkü şüphesiz sahurda bir bereket vardır" buyurdu.

 

 

Diğer tahric: Yahya b. Yahya ve Ebu Bekr b. Ebi Şeybe'nin rivayetlerini yalnızca Müslim rivayet etmiştir;

Kuteybe b. Said'in hadisini Tirmizi, 708; Nesai, 2145;

 

AÇIKLAMA:          "Sahur yemeğini yiyiniz. Çünkü şüphesiz sahurda bir bereket vardır."

 

Sahur kelimesi sin harfi fethalı ve dam me li olarak (suhur şeklinde) rivayet edilmiştir. Daha önce buna dair açıklama geçmişti.

 

 

Hadisten şu hükümler anlaşılmaktadır:

 

1. Sahur teşvik edilmiştir. İlim adamları da sahurun vacip olmayıp müstehab olduğunu icma ile kabul etmişlerdir.

 

2. Sahurda söz edilen berekete gelince bu da açıkça ortadadır. Çünkü sahur oruç. içip kişinin gücünü artırır ve ona olan şevkini çoğaltır. Sahur sebebi ile sahur yiyen kimsenin meşakketinin azlığından ötürü daha çok oruç tutma arzusu ortaya çıkar. İşte Bunun anlamı ile ilgili kabul edilen doğru açıklama budur.

 

Bir diğer açıklamaya göre sahur, o şerefli vakitte rahmeti n indiği, dua ve istiğfarın kabul edildiği zamanda uyanmayı, zikir edip dua etmeyi ihtiva ettiğinden dolayıdır. Belki de sahura kalkan kişi abdest alıp namaz kılar, yahut da zikir, dua ve namaz için uyanmayı sürekli bir alışkanlık haline getirir. Yahut da fecir doğuncaya kadar sabah namazı için hazırlık da yapabilir.

 

 

 

46 - (1096) حدثنا قتيبة بن سعيد. حدثنا ليث عن موسى بن علي، عن أبيه، عن أبي قيس مولى عمرو بن العاص، عن عمرو بن العاص ؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال:

 "فصل ما بين صيامنا وصيام أهل الكتاب، أكلة السحر".

 

2545- Bize Kuteybe b. Said tahdis etti. Bize Leys, Musa b. Uluyy'dens tahdis etti ... Amr b. el-As'dan rivayete göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bizim orucumuz ile Kitap Ehlinin orucu arasındaki ayırdedici özellik sahur yemeğidir" buyurdu.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 2343; Tirmizi, 709; Nesai, 2165

 

 

(1096) وحدثنا يحيى بن يحيى وأبو بكر بن أبي شيبة. جميعا عن وكيع. ح وحدثنيه أبو الطاهر. أخبرنا ابن وهب. كلاهما عن موسى بن علي، بهذا الإسناد.

 

2546- Bize Yahya b. Yahya ve Ebu Bekr b. Ebi Şeybe de birlikte Veki'den tahdis ettiler (H.) Bunu bana Ebu't-Tahir de tahdis etti, bize İbn Vehb haber verdi. (Veki' ile) ikisi Musa b. Ali'den bu isnad ile hadisi rivayet ettiler.

 

 

AÇIKLAMA:          (2545) "Musa b. Uleyy" meşhur olan söyleyiş, ayn harfininötreli olduğudur (Uley). Bunun fethalı söyleneceği (Ali şeklinde) de söylenmiştir.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Bizim orucumuz ile kitap ehli orucu arasındaki fark sahur yemeğidir" yani bizim orucumuzla onun orucunu birbirinden ayırt eden özellik, sahurdur. Çünkü onlar sahur yemezler. Bizim için ise sahur müstehabtır. "Sahur yemeği" sahurun kendisidir. Yemek anlamındaki "ekleh" lafzını hemze fethalı olup biz bunu böylece zaptettiğimiz gibi cumhur da bu şekilde zaptetmişlerdir. Bizim diyarımızdaki rivayetlerde meşhur olan şekil budur. Bu ise bir defa yemek yemeyi anlatır. (Bina-i merre) gadve (bir sabah yemeği yemek) ve aşve (bir akşam yemeği yemek) gibi. İsterse bu vakitte yenilenler çok olsun. Hemze ötreli olarak "ukle" söylenecek olursa bu da lokma anlamına gelir. Kadi İyaz ise burada rivayetin ötreli olduğunu ileri sürmüştür. Muhtemelen kendi diyarının rivayetinde ötreli olanların da bulunduğunu kastetmek istemiştir. Ayrıca doğrusu fethalı söyleyiştir. Çünkü burada maksat odur, demiştir.

 

 

 

47 - (1097) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا وكيع عن هشام، عن قتادة، عن أنس، عن زيد بن ثابت رضي الله عنه قال: تسحرنا مع رسول الله صلى الله عليه وسلم. ثم قمنا إلى الصلاة.

قلت: كم كان قدر ما بينهما ؟ قال: خمسين آية.

 

2547- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe tahdis etti, bize Veki' Hişam'dan tahdis etti, o Katade'den, o Enes'den, o Zeyd b. Sabit (r.anh)'dan şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte sahuru yedikten sonra kalkıp namaz kıldık. Ben (Enes) ikisi arasındaki süre ne kadardı? dedim. O: Elli ayet (okuyacak kadar) dedi.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 575, 1921; TirmıZi,' 703, 704; Nesai, 2154, 2155; İbn Mace, 1694;

 

AÇIKLAMA:          "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte sahur yedik ... " yani her ikisi arasında (sahur ile sabah namazına kalkmak arasında) elİi ayet okuyacak kadar bir süre vardı. Yahut da o elli ayet okuyacak kadar bir süre vardı.

Bu hadis ile sahurun fecirden az öncesine kadar geciktirilmesi teşvik edil. mektedir.

 

 

 

(1097) وحدثنا عمرو الناقد. حدثنا يزيد بن هارون. أخبرنا همام. ح وحدثنا ابن المثنى. حدثنا سالم بن نوح. حدثنا عمر بن عامر. كلاهما عن قتادة، بهذا الإسناد.

 

2548- Bize Amr en-Nakıd da tahdis etti, bize Yezid b. Harun tahdis etti, bize Hemmam haber verdi (H.) Bize İbnu'l-Müsenna da tahdis etti, bize Salim b. Nuh tahdis etti, bize Ömer b. Amir tahdis etti (Hemmam'la) ikisi Katate'den bu isnad ile hadisi rivayet etti.

 

 

48 - (1098) حدثنا يحيى بن يحيى. أخبرنا عبدالعزيز بن أبي حازم عن أبيه، عن سهل بن سعد رضي الله عنه ؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال:

 "لا يزال الناس بخير ما عجلوا الفطر".

 

2549- Bize Yahya b. Yahya tahdis etti ... Se hı b. Sa'd (r.a.)'dan rivayete göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İnsanlar iftarı erken yaptıkları sürece hayır içinde kalmaya devam ederler" buyurdu.

 

 

Diğer tahric: İbn Mace, 1697

 

AÇIKLAMA:          Resulutlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Erken if tar etmekte acele ettikleri sürece ... " buyruğu ile güneşin battığından emin olduktan sonra acele iftar etmek teşvik edilmektedir. Yani ümmet bu sünneti korumaya devam ettiği sürece işi de hayır içerisinde oldukları halde muntazaman devam edecektir ama geciktirecek olurlarsa bu içine düştükleri bir fesadın bir alameti olacaktır.

 

 

 

(1098) وحدثناه قتيبة. حدثنا يعقوب. ح وحدثني زهير بن حرب. حدثنا عبدالرحمن بن مهدي عن سفيان. كلاهما عن أبي حازم، عن سهل بن سعد رضي الله عنه، عن النبي صلى الله عليه وسلم. بمثله.

 

2550- Bize Kuteybe tahdis etti, bize Yakub tahdis etti (H.) Bana Zuheyr b. Harb da tahdis etti, bize Abdurrahman b. Mehdi, Süfyan'dan tahdis etti. (Yakub ile) ikisi Ebu Hazim'den o Sehl b. Sa'd (r.a.)'dan, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den aynısını rivayet etti.

 

Diğer tahric: Kuteybe'nin hadisini yalnız Müslim rivayet etmiştir

Zuheyr b. Harb'ın rivayetini Tirmizi, 699

 

 

49 - (1099) حدثنا يحيى بن يحيى وأبو كريب محمد بن العلاء. قالا: أخبرنا أبو معاوية عن الأعمش، عن عمارة بن عمير، عن أبي عطية، قال: دخلت أنا ومسروق على عائشة. فقلنا يا أم المؤمنين ! رجلان من أصحاب محمد صلى الله عليه وسلم. أحدهما يعجل الإفطار ويعجل الصلاة. والآخر يؤخر الإفطار ويؤخر الصلاة.  قالت: أيهما الذي يعجل الإفطار ويعجل الصلاة ؟ قال قلنا: عبدالله (يعني ابن مسعود) قالت: كذلك كان يصنع رسول الله صلى الله عليه وسلم.

زاد أبو كريب: والآخر أبو موسى.

 

2551- Bize Yahya b. Yahya ve Ebu Kureyb Muhammed b. el-Ala birlikte tahdis edip dediler ki: Bize Ebu Muaviye, A'meş'den haber verdi, o Umare b. Umeyr'den, o Ebu Atiyye'den şöyle dediğini rivayet etti: Mesrlik ile birlikte Aişe'nin huzuruna girip: Ey müminlerin annesi! Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabından iki adam farz edelim. Bunlardan birisi iftar etmekte ve namazı kılmakta acele eder. Diğeri iftar etmeyi de, namaz kılmayı da geciktirir?

Aişe dedi ki: Bunların hangisi iftar etmekte ve namazı kılmakta acele eder? Biz: Abdullah -yani b. Mesud- dedik. Aişe (r.anha): İşte Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de böyle yapardı, dedi. Ebu Kureyb, diğeri ise Ebu Musa'dır, ibaresini eklemiştir.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 2354; Tirmizi, 702; Nesai, 2157, 2158, 2159, 2160

 

 

50 - (1099) وحدثنا أبو كريب. أخبرنا ابن أبي زائدة عن الأعمش، عن عمارة، عن أبي عطية. قال: دخلت أنا ومسروق على عائشة رضي الله عنها. فقال لها مسروق:

 رجلان من أصحاب محمد صلى الله عليه وسلم. كلاهما لا يألو عن الخير. أحدهما يعجل المغرب والإفطار. والآخر يؤخر المغرب والإفطار. فقالت من يعجل المغرب والإفطار ؟  قال: عبدالله. فقالت: هكذا كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يصنع.

 

2552- Bize Ebu Kureyb de tahdis etti, bize İbn Ebu Zaide, A'meş'den haber verdi, o Umare'den, o Ebu Atiyye'den şöyle dediğini rivayet etti: Mesruk ile birlikte Aişe (r.anha)'mn huzuruna girdik. Mesruk ona sordu: Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabından iki adam ki bunların her ikisi de hayır işlemekte kusur etmez, gevşek davranmaz. Ama onlardan biri akşam namazını kılmakta ve oruç açmakta acele eder, diğeri ise akşam namazını kılmayı ve iftar etmeyi geciktirir, dedi. Aişe: Akşam namazını kılmakta ve oruç açmakta acele eden kimdir? (Mesruk): Abdullah'dır, dedi. Aişe (r.anha): İşte Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de böyle yapıyordu, dedi.

 

 

AÇIKLAMA:          "Hayır işlemekten geri kalmaz" yani bundan geri kalarak hayır işlemeyi ihmal etmez.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

10- ORUCUN VAKTİNİN SON BULMASI VE GÜNDÜZÜN ÇIKMASININ BEYANI BABI