SAHİH-İ MÜSLİM

ORUÇ

 

(2) باب وجوب صوم رمضان لرؤية الهلال، والفطر لرؤية الهلال. وأنه إذا غم في أوله أو آخره أكملت عدة الشهر ثلاثين يوما

2- RAMAZAN ORUCUNUN HİLALİN GÖRÜLMESİ İLE, RAMAZAN BAYRAMININ DA HİLALİN GÖRÜLMESİ İLE VACİB OLDUĞU VE BAŞINDA YA DA SONUNDA HAVANIN BULUTLU OLMASI HALİNDE AY'IN OTUZ GÜNE TAMAMLANACAĞI BABI

 

3 - (1080) حدثنا يحيى بن يحيى. قال: قرأت على مالك عن نافع، عن ابن عمر رضي الله عنه، عن النبي صلى الله عليه وسلم؛

 أنه ذكر رمضان فقال " لا تصوموا حتى تروا الهلال. ولا  تفطروا حتى تروه. فإن أغمي عليكم فاقدروا له".

 

2495- Bize Yahya b. Yahya tahdis edip dedi ki: Malik'e Nafi'den rivayetini okudum. O İbn Ömer'den o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den Ramazan'ı sözkonusu edip şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Hilali görmeden oruç tutmayın, yine onu görmeden oruç açmayın. Şayet havanın bulutlu olduğunu görürseniz miktarını (sayısını) hesap edin"

 

Diğer tahric: Buhari, 1906; Nesai, 2120

 

 

4 - (1080) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا أبو أسامة. حدثنا عبيدالله عن نافع، عن ابن عمر رضي الله عنه ؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم ذكر رمضان. فضرب بيديه فقال:

 "الشهر هكذا وهكذا وهكذا (ثم عقد إبهامه في الثالثة) فصوموا لرؤيته. وأفطروا لرؤيته. فإن أغمي عليكم فاقدروا له ثلاثين".

 

2496- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe tahdis etti, bize Ebu Usame tahdis etti, bize Ubeydullah, Nafi'den tahdis etti, o İbn Ömer (r.anhuma) dan rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ramazan' ı sözkonusu ederek ellerini birbirine vurdu ve: "Ay böyledir, ve böyledir ve böyledir" sonra üçüncüsünde başparmağını kapattı. "Hilali görünce oruç tutunuz, onu gördüğünüz için de oruç açın ız (bayram yapınız) eğer havanın bulutlu olduğunu görürseniz o zaman miktarını otuz gün olarak hesap ediniz. "

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

5 - (1080) وحدثنا ابن نمير. حدثنا أبي. حدثنا عبيدالله، بهذا الإسناد. وقال:

 "فإن غم عليكم فاقدروا ثلاثين" نحو حديث أبي أسامة.

 

2497- Bize İbn Numeyr de tahdis etti, bize babam tahdis etti, bize Ubeydullah bu isnad ile tahdis edip ayrıca "eğer havayı bulutlu görürseniz o vakit otuz gün hesap ediniz" diye Ebu Usame'nin hadisine yakın olarak rivayet etti.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

(1080) وحدثنا عبيدالله بن سعيد. حدثنا يحيى بن سعيد عن عبيدالله، بهذا الإسناد. وقال: ذكر رسول الله صلى الله عليه وسلم رمضان فقال:

 "الشهر تسع وعشرون . الشهر هكذا وهكذا وهكذا".

وقال: "فاقدروا له" ولم يقل "ثلاثين".

 

2498- Bize Ubeydullah b. Said de tahdis etti, bize Yahya b. Said Ubeydullah'dan bu isnad ile tahdis edip ayrıca dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i sözkonusu ederek şöyle buyurdu: "Ay yirmidokuz gündür, ay ve böyle ve böyle ve böyledir" yine: "Onu hesap ediniz" buyurdu ama "otuz (gün)" demedi.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

6 - (1080) وحدثني زهير بن حرب. حدثنا إسماعيل عن أيوب، عن نافع، عن ابن عمر رضي الله عنه ؛ قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 "إنما الشهر تسع وعشرون فلا تصوموا حتى تروه. ولا  تفطروه حتى تروه. فإن غم عليكم فاقدروا له".

 

2499- Bana Zuheyr b. Harb da tahdis etti, bize İsmail Eyyub'dan tahdis etti, o Nafi'den o İbn Ömer (r.anh)'dan şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şüphesiz ay yirmidokuz gündür. Bundan dolayı onu (hilali) görmedikçe oruç tutmayınız, yine onu görmedikçe oruç açmayınız. Eğer havanın bulutlu olduğunu görürseniz onun miktannı (sayısını) hesap ediniz. "

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 2320, 2321 -uzunca-

 

 

7 - (1080) وحدثني حميد بن مسعدة الباهلي. حدثنا بشر بن المفضل. حدثنا سلمة (وهو ابن علقمة) عن نافع، عن عبدالله بن عمر رضي الله عنه ؛ قال: قال رسول الله عليه وسلم

 "الشهر تسع وعشرون. فإذا رأيتم الهلال فصوموا. وإذا رأيتموه فأفطروا. فإن غم عليكم فاقدروا له".

 

2500- Bana Humeyd b. Mesade el-Bahiri de tahdis etti... Abdullah b. Ömer (r.anhuma) dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ay yirmidokuz gündür, bu sebeble hilali görürseniz oruç tutunuz, yine onu görürseniz oruç açınız. Eğer havayı bulutlu görürseniz o vakit onun miktarını (gün sayısını) hesap ediniz" buyurdu.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

8 - (1080) حدثني حرملة بن يحيى. أخبرنا ابن وهب. أخبرني ابن وهب. أخبرني يونس عن ابن شهاب. قال: حدثني سالم بن عبدالله ؛ أن عبدالله بن عمر رضي الله عنه قال: سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول:

 "إذا رأيتموه فصوموا. وإذا رأيتموه فأفطروا. فإن غم عليكم فاقدروا له".

 

2501- Bana Harmele b. Yahya da tahdis etti... Salim b. Abdullah'ın tahdis ettiğine göre Abdullah b. Ömer (r.anhuma) dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyururken dinledim: "Onu (hilali) görürseniz oruç tutunuz, onu görürseniz oruç açınız. Havanın bulutlu olduğunu görürseniz o zaman (gün olarak) miktarını hesap ediniz. "

 

Diğer tahric: Buhari, 1900; Nesai, 2119

 

 

9 - (1080) وحدثنا يحيى بن يحيى ويحيى بن أيوب وقتيبة بن سعيد وابن حجر (قال يحيى بن يحيى: أخبرنا. وقال الآخرون: حدثنا إسماعيل، وهو ابن جعفر) عن عبدالله بن دينار ؛ أنه سمع ابن عمر رضي الله عنه قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:

  "الشهر تسع وعشرون ليلة. لا تصوموا حتى تروه. ولا  تفطروا حتى تروه. إلا أن يغم عليكم. فإن غم عليكم فاقدروا له".

 

2502- Bana Yahya b. Yahya, Yahya b. Eyyub, Kuteybe b. Said ve İbn Hucr tahdis etti. Yahya b. Yahya bize İsmail -ki o b. Cafer' dir- haber verdi derkendiğer ikisi tahdis etti dedi. (İsmail) Abdullah b. Dinar'dan rivayet ettiğine göre o İbn Ömer (r.anhuma)'yı şöyle derken dinlemiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Ay yirmidokuz gündür, onu (hilali) görmedikçe oruca başlamayın, onu görmedikçe de oruç açmayın. Havanın bulutlu olması müstesna, eğer havayı bulutlu görürseniz o vakit onun için (gün sayısı hesabı ile) takdir ediniz. "

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

10 - (1080) حدثنا هارون بن عبدالله. حدثنا روح بن عبادة. حدثنا زكرياء بن إسحاق. حدثنا عمرو بن دينار ؛ أنه سمع ابن عمر رضي الله عنه يقول: سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول:

 "الشهر هكذا وهكذا وهكذا " وقبض إبهامه في الثالثة.

 

2503- Bize Harun b. Abdullah tahdis etti ... İbn Ömer (r.anh) dedi ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken dinledim: "Ay böyledir ve böyledir ve böyledir" üçüncüsünde ise başparmağını kapattı.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

11 - (1080) وحدثني حجاج بن الشاعر. حدثنا حسن الأشيب حدثنا شيبان عن يحيى. قال: وأخبرني أبو سلمة ؛ أنه سمع ابن عمر رضي الله عنه يقول: سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول:

 "الشهر تسع وعشرون".

 

2504- Bana Haccac b. eş-Şair de tahdis etti, Ebu Seleme'nin haber verdiğine göre o İbn Ömer (r.anhuma)'yı şöyle derken dinlemiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i: "Ay yirmidokuz gündür" buyururken dinledim.

 

Diğer tahric: Nesai, 2138

 

 

12 - (1080) وحدثنا سهل بن عثمان. حدثنا زياد بن عبدالله البكائي عن عبدالملك بن عمير، عن موسى بن طلحة، عن عبدالله ابن عمر رضي الله عنه، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال

 "الشهر هكذا وهكذا وهكذا. عشرا وعشرا وتسعا".

 

2505- Bize Sehl b. Osman da tahdis etti, bize Ziyad b. Abdullah el-Bekkali, Abdulmelik b. Umeyr'den tahdis etti, o Musa b. Talha'dan, o Abdullah b. Ömer (r.anhum)'dan o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Ay böyledir ve böyledir ve böyledir. On, on ve dokuz"

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

13 - (1080) وحدثنا عبيدالله بن معاذ. حدثنا أبي. حدثنا شعبة عن جبلة. قال: سمعت ابن عمر رضي الله عنه يقول: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 "الشهر كذا وكذا وكذا" وصفق بيديه مرتين بكل أصابعهما. ونقص، في الصفقة الثالثة، إبهام اليمنى أو اليسرى.

 

2506- Bize Ubeydullah b. Muaz da tahdis etti, bize babam tahdis etti, bize Şu'be, Cebele'den tahdis edip dedi ki: İbn Ömer (r.anhuma)'ı şöyle derken dinledim: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Ay böyledir ve böyledir ve böyledir" bu arada iki defa ellerinin bütün parmaklarını birbirine çarptı fakat ellerini üçüncü defa çarpmasında sağ ya da sol başparmağını eksiltti.

 

Diğer tahric: Buhari, 1908 -muhtasar-, 5302 -buna yakın-; Nesai, 2141

 

 

14 - (1080) وحدثنا محمد بن المثنى. حدثنا محمد بن جعفر. حدثنا شعبة عن عقبة (وهو ابن حريث) قال: سمعت ابن عمر رضي الله عنه يقول: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم

 "الشهر تسع وعشرون" وطبق شعبة يديه ثلاث مرار. وكسر الإبهام في الثالثة. قال عقبة: وأحسبه قال: "الشهر ثلاثون" وطبق كفيه ثلاث مرار.

 

2507- Bize Muhammed h. el-Müsenna da tahdis etti, bize Muhammed b. Cafer tahdis etti, bize Şu'be, Ukbe-ki bin Hureys'dir- şöyle dediğini tahdis etti: İbn Ömer (r.a.)'ı şöyle derken dinledim: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Ay yirmidokuz gündür. " Şu'be ellerini üç defa kapattı ama üçüncüsünde de başparmağını büktü.

Ukbe dedi ki: Zannederim: "Ayotuzdur" dedi ve her iki avucunu üç defa üst üste kapattı.

 

Diğer tahric: Nesai, 2142

 

 

15 -  (1080) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا غندر عن شعبة. ح وحدثنا محمد بن المثنى وابن بشار. قال ابن المثنى: حدثنا محمد بن جعفر. حدثنا شعبة عن الأسود بن قيس. قال: سمعت سعيد بن عمرو بن سعيد ؛ أنه سمع ابن عمررضي الله عنه يحدث عن النبي صلى الله عليه وسلم قال:

 "إنا أمة أمية. لا نكتب ولا  نحسب. الشهر هكذا وهكذا وهكذا" وعقد الإبهام في الثالثة " والشهر هكذا وهكذا وهكذا "يعني تمام ثلاثين.

 

2508- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe tahdis etti, bize Hunder Şu'be'den tahdis etti (H.) Bize Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar da tahdis etti, İbnu'l-Müsenna dedi ki: Bize Muhammed b. Cafer tahdis etti, bize Şu'be el-Esved b. Kays'dan şöyle dediğini tahdis etti: Ben Said b. Amr b. Said'i şöyle derken dinledim: Onun dediğine göre İbn Ömer (r.anh)'1 Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'dan şöyle buyurdu diye tahdis ederken dinlemiştir: "Biz ümmi bir ümmetiz. Ne yazarız ne hesap ederiz. Ay böyledir ve böyledir ve böyledir" üçüncüsünde ise başparmağını kapattı. "Ay böyledir ve böyledir ve böyledir" Bununla da tam otuz gün olduğunu anlatmak istedi.

 

 

(1080) وحدثنيه محمد بن حاتم. حدثنا ابن مهدي عن سفيان، عن الأسود بن قيس، بهذا الإسناد. ولم يذكر للشهر الثاني: ثلاثين.

 

Bunu bana Muhammed b. Hatim de tahdis etti, bize İbn Mehdi Süfyan'dan tahdis etti o el-Esved b. Kays'dan bu isnad ile rivayet etti ama ikinci defa ayı sözkonusu ederken "otuz" adedini zikretmedi.

 

Diğer tahric: Buhari, 1913; Ebu Davud, 2319; Nesai, 2139, 2140

 

 

16 - (1080) حدثنا أبو كامل الجحدري. حدثنا عبدالواحد بن زياد. حدثنا الحسن بن عبيدالله عن سعد بن عبيدة. قال: سمع ابن عمر رضي الله عنه رجلا يقول: الليلة ليلة النصف. فقال له: ما يدريك أن الليلة النصف ؟ سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول:

 "الشهر هكذا وهكذا (وأشار بأصابعه العشر مرتين) وهكذا (في الثالثة وأشار بأصابعه كلها وحبس أو خنس إبهامه)".

 

2509- Bize Ebu Kamil el-Cahderi tahdis etti... Sa'd b. Ubeyde dedi ki: İbn Ömer (r.a.) bir adamı: Bu gece ayın yarısıdır,dediğini işitince ona: Bu gecenin ayın yarısı olduğunu nereden biliyorsun ki? dedi. (Ve şöyle devam etti) Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i: "Ay böyledir ve böyledir" derken dinledim. Bu arada parmakları ile iki defa onar onar işaret etti sonra "ve böyledir" buyurdu. Üçüncüsünde ise bütün parmakları ile işaret ettiğini ama baş parmağını tuttu ya da büktü.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

17 - (1081) حدثنا يحيى بن يحيى. أخبرنا إبراهيم بن سعد عن ابن شهاب، عن سعيد بن المسيب، عن أبي هريرة رضي الله عنه، قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 "إذا رأيتم الهلال فصوموا. وإذا رأيتموه فأفطروا. فإن غم عليكم فصوموا ثلاثين يوما".

 

2510- Bize Yahya b. Yahya tahdis etti... Ebu Hureyre (r.anh) dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hilali görürseniz oruç tutunuz, onu görürseniz oruç açınız, havanın bulutlu olduğunu görürseniz o taktirde otuz gün oruç tutunuz" buyurdu.

 

Diğer tahric: Nesai, 2118; İbn Mace, 1655

 

 

18 - (1081) حدثنا عبدالرحمن بن سلام الجمحي. حدثنا الربيع (يعني ابن مسلم) عن محمد (وهو ابن زياد) عن أبي هريرة رضي الله عنه  ؛ أن النبي صلى الله عليه وسلم قال:

 "صوموا لرؤيته وأفطروا لرؤيته. فإن غمى عليكم فأكملوا العدد" .

 

2511- Bize Abdurrahman b. Sellam el-Cumahi tahdis etti... Ebu Hureyre. (r.anh)'dan rivayete göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu (hilali) gördüğünüz için oruç tutunuz, onu gördüğünüz için oruç açınız. Eğer havayı bulutlu görüseniz sayıyı tamamlayınız" buyurdu.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

19 - (1081) وحدثنا عبيدالله بن معاذ. حدثنا أبي. حدثنا شعبة عن محمد بن زياد. قال: سمعت أبا هريرة رضي الله عنه يقول: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 "صوموا لرؤيته وأفطروا لرؤيته. فإن غمي عليكم الشهر فعدوا ثلاثين".

 

2512- Bize Ubeydullah b. Muaz da tahdis etti... Ebu Hureyre (r.anh) dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu (ayı) gördüğünüz için oruç tutunuz, onu gördüğünüz için oruç açınız. Eğer ayın sonu sizin için hava bulutlu olursa o taktirde otuz gün sayınız. "

 

Diğer tahric: Buhari, 1909; Nesai, 2116, 2117

 

 

20 - (1081) حدثنا أبو بكر بن أبى شيبة. حدثنا محمد بن بشر العبدي. حدثنا عبيدالله بن عمر عن أبي الزناد، عن الأعرج، عن أبي هريرة رضي الله عنه قال: ذكر رسول الله صلى الله عليه وسلم الهلال فقال:

 " إذا رأيتموه فصوموا. وإذا رأيتموه فأفطروا. فإن أغمى عليكم. فعدوا ثلاثين ".

 

2513- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe tahdis etti... Ebu Hureyre (r.a.) dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hilalden söz ederek şöyle buyurdu: "Onu görürseniz oruç tutunuz, onu görürseniz oruç açınız. Havanın bulutlu olduğunu görürseniz otuz gün sayınız."

 

 

Diğer tahric: Nesai, 2122

 

AÇIKLAMA:          (2495) "Hilali görünceye kadar oruç tutmayın ... Eğer havayı bulutlu görürseniz onun miktarını (sayısını) hesap edin" diğer rivayette (2496) "onun için otuz gün takdir edin (hesap edin)" diğer rivayette (2500) "hilali görürseniz oruç tutunuz ... havayı bulutlu görürseniz onun (gün sayısını) takdir ediniz" başka bir rivayette (2510) "havayı bulutlu görürseniz otuz gün oruç tutunuz" bir diğer rivayette (2511) "havayı bulutlu görürseniz sayıyı tamamlayınız" başka bir rivayette (2512) "eğer ay(ın son günü) hava sizin için bulutlu olursa otuz gün sayınız" başka bir rivayette (2513) "eğer havayı bulutlu görürseniz otuz gün sayınız" buyurulmaktadır.

 

Bütün bu rivayetler kitapta bu şekilde sıralanmıştır. Buhari'nin rivayetinde ise: "Eğer onu göremeyecek olursanız o zaman Şaban ayını otuza tamamlayınız"denilmektedir. ilim adamları hadislerdeki: "Onun miktarını hesap edin" ibaresinin ne anlama geldiği hususunda farklı görüşlere sahiptirler. ilim adamlarından bir kesimin söylediklerine göre bu onun için daraltın ve onu bulutun altında kabul edin demektir. Bu kanaati söyleyenler arasında Ahmed b. Hanbel ile bulutlu gecenin gününü Ramazan diye oruç tutmayı caiz kabul eden daha başkaları söylemiştir. İleride yüce Allah'ın izni ile zikredeceğimiz gibi. ibn Süreyc ile aralarında Mutarrif b. Abdullah, ibn Kuteybe ve başkalarının bulunduğu bir topluluk ise: Bu ayın konakları hesabı ile takdirini yapınız anlamındadır demişlerdir.

 

Malik, Şafii, Ebu Hanife, selef ve halefin cumhurunun kanaatine göre ise Bunun anlamı onun için günlerin sayısını otuz güne tamamlayarak takdir ediniz demektir. Dil bilginleri der ki: Takdir etmek için aynı anlamda olmak üzere akdiru ve ukaddiru kullanılabilir. Hepsi de takdir etmek, miktarını tesbit etmek, tayin etmek anlamındadır.

 

Hattabı dedi ki: Yüce Allah'ın: "Biz takdir ettik, ne güzel takdir edenleriz" (Murselat, 23) buyruğu da bu anlamdadır. Cumhur zikredilen rivayetleri delil göstermektedirler. Çünkü "sayıyı otuza tamamlayınız" ibaresi "onun için takdir ediniz, miktarını tesbit ediniz" ibaresinin açıklamasıdır. Bundan dolayı her ikisi aynı rivayette bir arada gelmemişlerdir. Aksine bazen bunu zikretmiş bazen ötekini zikretmiştir. Diğer taraftan bundan önceki: "Onu otuz gÜ" takdir ediniz" ifadesi de pekiştirmektedir. el-Mazeri' dedi ki: Fukahanın çoğunluğu Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Onun miktannı hesap edin" buyruğu ile ayın sayısının otuza tamamlaması şeklinde yorumlamışlardır. Tıpkı diğer hadiste buna açıklık getirdiği gibi. Fukahanın cumhuru der ki: Bununla müneccimlerin hesaplarının kastedilmiş olması mümkün değildir. Çünkü insanlar bu hesabı yapmakla yükümlü tutulacak olurlarsa bu onlara ağır gelir. Çünkü bu bilgiyi ancak belli bir takım fertler bilir. Şeriat ise insanlara onların bÜyük çOğunluklarının bildikleri şeyleri tanıtır.

 

Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Eğer bulutlu olduğunu görürseniz" buyruğu da sizinle onun arasına bulut girerse demektir. Nitekim "ğumme uğmiye - ğumiye ve ğummiye" fiilleri, "ğaba ve gabiye" fiillerinin hepsi de sahih kullanımlardır. Sema hakkında "ğamet - ğimet - eğamet - teğayyemet ve eğmet (hava bulutlandı) " dahi kullanılır.

 

Bu hadis-i şeriflerde Maliki ve Şafii'nin mezhebi ile cumhurunsöylediği (Şaban'ın otuzuncu günü mü Ramazan'ın birinci günü mü olduğu belli olmayan) şek gününde de Şabadın otuzuncu günü gecesi eğer bulutlu ise Ramazan diye oruç tutmanın caiz olmadığı şeklindeki görüşlerinin lehine delil bulunmaktadır.

 

(2496) "Onu gördüğünüz zaman oruç tutunuz, onu görünce de oruç açınız" buyruğu ile kasıt bazı müslümanların hilali görmeleridir. Her insanın onu görmesi şartı yoktur. Aksine adaletli iki kişinin hilali görmeleri bütün insanlar için yeterlidir. Hatta daha sahih kabul edilen görüşe göre adaletli bir kişinin görmesi dahi yeterlidir. Bu oruca başlamak ile ilgilidir. Orucu açıp bayram yapmak ise bütün ilim adamlarına göre Şevval hilali'nin görüldüğüne dair tek adaletli bir şahsın şahitl@ ile caiz değildir. Bundan tek istisna Ebu Sevr' dir. O ad aletli bir kişinin şahitliği ile bunu caiz kabul etmiştir.

 

(2503) "Ay böyledir ve böyledir. .. " diğer bir rivayette (2504) "ay yirmidokuzdur" buyruğu da şu demektir: Ay bazen yirmidokuz gün olabilir. Bunun da anlamı şudur: Asıl itibar hilaledir. Bazen otuz günün tamamında görülür, bazen da ay yirmidokuz gün olabilir. Hilal bazı hallerde görülmeyebilir. O taktirde ayı otuz güne tamamlamak gerekir. Eksiklik bazen ardı arkasına iki, üç ve dört ayda dahi görülebililir. Fakat dört aydan fazlasında görülmez. Bu hadis-i şerifte bu gibi durumlarda anlaşılır işarete itlmad etmenin caiz olduğu hükmü ,anlaşılmaktadır.

 

(2505) "Ziyad b. Abdullah el-Bekkai"nin Bekkai'nde be harfi fethalı kaf şeddelidir.

 

(2508) "Biz ümmi bir ümmetiz. Ne yazarız ne hesab ederiz. Ay böyledir ve böyledir ve böyledir" buyruğu ile ilgili olarak ilim adamları şöyle demektedirler: Ümmi demek annelerin bizleri doğurduğu hal üzere kalmışız demektir. Yazma da bilmeyiz, hesap da yapmayız. Ümmi nebi de bu kökten gelmedir. Bunun anneye nisbet ismi olduğu da söylenir. Aynı zamanda bu annenin sıfatıdır. Çünkü bu sıfat çoğunlukla annelerin niteliğidir.

 

(2509) "İbn Ömer bir adamın: Bu gece (ayın) yarısıdır dediğini işitince ... " deyip zikrettiği hadisin manası şudur: Sen bu gecenin ayın yarısı olup olmadığını bilemezsin. Çünkü ay bazı hallerde yirmidokuz da olabilir. Ama sen bu geceden sonra gelecek olan günün bitmesi ile ayın yarısının tamamlanacağını kast etmektesin. Senin bu ifaden ayın (otuz) tam gün olması takdirine göre doğru olur. Ama sen bu ayın tani olup olmadığını bilemezsin.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

3- RAMAZANDAN ÖNCE BİR GÜN VE İKİ GÜN ORUÇ TUTMAYIN