SAHİH-İ MÜSLİM |
ORUÇ |
باب فضل
شهر رمضان
1- RAMAZAN AYININ
FAZİLETİ BABI
1 - (1079) حدثنا
يحيى بن أيوب
وقتيبة وابن
حجر. قالوا: حدثنا
إسماعيل (وهو
ابن جعفر) عن
أبي سهيل، عن
أبيه، عن أبي
هريرة رضي
الله عنه ؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال:
"إذا
جاء رمضان
فتحت أبواب
الجنة، وغلقت
أبواب النار،
وصفدت الشياطين".
2492- Bize Yahya b.
Eyyub, Kuteybe ve İbn Hucr tahdis edip dedi ki: Bize İsmail -ki b. Cafer' dir-
Ebu Suheyl'den tahdis etti, o babasından, o Ebu Hureyre {r.a.)'dan rivayet
ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ramazan gelince
cennetin kapıları iyice açılır, cehennem ateşinin kapıları da iyice kapatılır.
Şeytanlar da zincirlere vurulur" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
1898, 1899 -muhtasar-, 3277; Nesai, 2096, 2097, 2098, 2099, 2100, 2101-2102
2- (1079) وحدثني
حرملة بن
يحيى. أخبرنا
ابن وهب.
أخبرني يونس
عن ابن شهاب،
عن ابن أبي
أنس ؛ أن أباه
حدثه ؛ أنه
سمع أبا هريرة
رضي الله عنه
يقول: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم:
"إذا
كان رمضان
فتحت أبواب
الرحمة،
وغلقت أبواب
جهنم، وسلسلت
الشياطين".
2493- Bana Harmele b.
Yahya da tahdis etti, bize İbn Vehb haber verdi, bana Yunus İbn Şihab'dan haber
verdi, o İbn Ebu Enes'den rivayet ettiğine göre babası kendisine şunu tahdis
etti: Ebu Hureyre {r.a.)'ı şöyle derken dinlemiş: Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) buyurdu ki: "Ramazan olunca rahmet kapılan iyice açılır,
cehennem kapıları sıkı sıkıya kapatılır ve şeytanlar zincirlere vurulur. "
(1079) وحدثني
محمد بن حاتم
والحلواني
قالا: حدثنا يعقوب
حدثنا أبي عن
صالح، عن ابن
شهاب. حدثني نافع
بن أبي أنس ؛
أن أباه حدثه
؛ أنه سمع أبا
هريرة رضي
الله عنه
يقول: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم
"إذا
دخل رمضان"
بمثله.
2494- Bana Muhammed b.
Hatim ve el-Hulvanı tahdis edip dedi ki: Bize babam Salih'den tahdis etti, o
İbn Şihab'dan rivayet etti: Bana Nafi' b. Enes'in tahdis ettiğine göre babası
kendisine Ebu Hureyre (r.anh) i şöyle derken dinlediğini tahdis etti:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ramazan girdi mi... " diye
hadisi aynen rivayet etmiştir.
AÇIKLAMA: Sıyam
(oruç) sözlükte imsak (kendisini tutmak, alıkoymak) demektir.
Şer'i bir terim olarak
özel bir kişinin şartına uygun bir şekilde özel bir zamanda özel imsaki
(kendisini bir şeylerden uzak tutması) demektir.
(2492) "Ramazan
gelince cennetin kapıları iyice açılır ... " diğer rivayette (2493)
"Ramazan olunca rahmet kapıları iyice açılır ... " diğer rivayette
(2494) "Ramazan girince" buyurulmaktadır. Bu buyruklarda Buhari ve
muhakkiklerin benimsediği tercih edilen sahih görüşün lehine delil
bulunmaktadır. Bu görüşe göre şehr (ay) adını zikretmeksizin sadece Ramazan
demenin kerahet sözkonusu olmaksızın caiz olduğudur. Bu meselede ise üç görüş
vardır. Bir kesimin dediğine göre hiçbir şekilde yalnız başına Ramazan
denilemez. Ancak şehru Ramadan: Ramazan ayı denilir. Bu Maliki mezhebine mensub
fukahanın görüşüdür. Bunların iddialarına göre "Ramazan" yüce
Allah'ın isimlerindendir. Bundan dolayı kayıtsız olarak başkası hakkında bu
isim kullanılamaz.
Mezhep alimlerimizin pek
çoğu ile İbnu'l-Bakillanı şöyle demektedir:
Eğer ortada bu ismin ay
adı olduğunu gösterecek bir karine bulunuyorsa kerahet yoktur, aksi taktirde
mekruhtur. Bunlar derler ki: Mesela Ramazan'ı tuttuk, Ramazan'ı kıyamla
geçirdik, Ramazan ayların en faziletlisidir denilebilir. Aynı şekilde Kadir
Gecesi'nin Ramazan'ın sonlarında aranması mendupturve 'henzeri sözler
söylenebilir. Bütün bunları söylemekte bir kerahet yoktur ama: Ramazan geldi,
Ramazan girdi, Ramazan hazır oldu, Ramazan'ı seviyorum vb. sözleri söylemek
mekruhtur.
Üçüncü görüş ise Buhari
ve muhakkik ilim adamlarının görüşüdür. Buna göre ister karineli ister karinesiz
olsun mutlak olarak Ramazan ismini kullanmakta bir kerahet yoktur. Bu mezhep
(görüş) doğru olandır. Bundan önceki iki görüş ise tutarsızdır. Çünkü bir şeyin
mekruh olduğu ancak şeriatin yasaklaması ile sabit olur. Bu hususta ise
herhangi bir yasak sabit değildir. Ayrıca o görüş sahiplerinin Ramazan'ın
Allah'ın isimlerinden olduğunu söylemeleri de doğru değildir ve bu hususta
sahih hiçbir rivayet yoktur. Her ne kadar bu hususta oldukça zayıf bir rivayet
gelmiş ise de bu böyledir. Şanı yüce Allah'ın isimleri ise tevfikidir. Sahih
bir delil olmaksızın bunların Allah'ın ismi olduğu söylenemez. Şayet Bunun bir
isim olduğu sabit olsa dahi mekruh olması gerekmez. Çünkü bu babda zikredilen
bu hadis-i şerif her iki görüşün de reddedilmesi hususunda açık bir delildir.
Ayrıca bu hadisin sahih rivayetler arasında Ramazan ayının şehr lafzını
zikretmeksizin ay hakkında kullanılabileceğine dair benzeri pek çok hadisler
vardır. İman Kitabı'nda ve başka yerlerde bunların bir çoğuna da daha önceden
dikkat çekmiş bulunmaktayız. Allah en iyi bilendir.
Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in: "Cennetin kapıları iyice açılır. .. " Kadı lyaz -yüce
Allah'ın rahmeti ona- dedi ki: Buyruğun zahiri üzere ve hakikat anlamı ile
olması, cennet kapılarının açılmasının, cehennem kapılarının kapatılmasının,
şeytanların bukağılanıp zincirlere vurulmasının da ayın girişine ve bu ayın
hürmetinin (saygınlığının) tazimine alamet olması, şeytanların zincirlere
vurulmasının mü'minlere eziyet vermek ve onların aleyhine türlü işler yapmaktan
vazgeçmeleri için olma ihtimali vardır. (Kadı lyaz) devamla dedi ki: Bununla
mecazi anlamın kastedilmesi ve sevabın affın çokluğuna, şeytanların ise
iğvalarının ve eziyetlerinin zincirlere vurulmuş gibi bir hale dönmeleri için
oldukça azaldığına, ayrıca zincirlere vurulmalarının bazı hususlar için olup
bazıları için olmadığına, bir takım insanlar hakkında sözkonusu olup bir kısım
insanlar hakkında sözkonusu olmadığına işaret olma ihtimali de vardır. Bunu
ikinci rivayetteki: "Rahmet kapıları açılır" ibaresi desteklemektedir.
Bir başka hadisde ise şeytanların azgınları bukağılanır, denilmektedir.
Kadı lyaz dedi ki:
Cennet kapılarının açılmasının yüce Allah'ın kullarına nasip ettiği, genel
olarak başka aylarda meydana gelmeyen türlü itaatlerden ibaret olma ihtimali de
vardır. Oruç tutmak, teravih kılmak, türlü hayırla işlemek, şer'i emirlere
aykırı pek çok husustan vazgeçmek gibi. Bunlar ise cennete girmenin sebepleri
ve cennetin kapılarıdır. Aynı şekilde cehennemin kapılarının kapatılıp
şeytanların zincirlenmesi de onların ilahi emirlere aykırı hareketlerden
kaçınmalarından ibaret de olabilir. Tasfid (zincire vurmak, bukağılamak) ile
diğer rivayetteki "sulsiletişşeyatin: şeytanlar zincirlere vurulur"
aynı anlamdadır. Kadı Iyaz'ın açıklamaları bunlardır yahut da bu aktarılanlarda
onun söylediklerinin anlamı vardır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: