SAHİH-İ MÜSLİM |
ZEKAT |
باب
الدعاء لمن
أتى بصدقة
55- SADAKA GETİREN
KİMSEYE DUA ETMEK BABI
176 - (1078) حدثنا
يحيى بن يحيى.
وأبو بكر بن
أبي شيبة، وعمرو
الناقد،
وإسحاق بن
إبراهيم. قال
يحيى: أخبرنا
وكيع عن شعبة،
عن عمرو بن
مرة. قال: سمعت
عبدالله بن
أبي أوفى. ح
وحدثنا
عبيدالله بن
معاذ (واللفظ
له). حدثنا أبي
عن شعبة، عن
عمرو (وهو ابن
مرة) . حدثنا
عبدالله بن
أبي أوفى. قال:
كان رسول الله
صلى الله عليه
وسلم، إذا أتاه
قوم بصدقتهم،
قال:
"اللهم
! صل عليهم"
فأتاه أبي،
أبو أوفى
بصدقته، فقال:
"اللهم ! صل
على آل أبي
أوفى".
2489- Bize Yahya b. Yahya,
Ebu Bekr b. Ebi Şeybe, Amr en-Nakid ve İshak b. İbrahim tahdis etti. Yahya dedi
ki: Bize Veki', Şu'be'den haber verdi, o Amr b. Murre'den şöyle dediğini
rivayet etti: Abdullah b. Ebu Evfa'yı dinledim (H.) Bize Ubeydullah b. Muaz da
-ki lafız ona ait- tahdis etti, bize babam Şu'be'den tahdis etti, o Amr -ki b.
Murre'dir-'dan rivayet etti, bize Abdulah b. Ebu Evfa tahdis edip dedi ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir takım kimseler sadakalarını
kendisine getirdiklerinde: "Allah'ım, sen onlara salat eyle" diye dua
ederdi. Babam Ebu Evfa da sadakasını götürünce Allah Resulü: "Allah'ım,
Ebu Evfa'nın aline salat eyle" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
1497, 4166, 6332, 6359; Ebu Davud, 1590; Nesai, 2458; İbn Mace, 1796
(1078) وحدثنا
ابن نمير.
حدثنا
عبدالله بن
إدريس عن شعبة،
بهذا الإسناد.
غير أنه قال:
"صل
عليهم".
2490- Bunu bize İbn
Numeyr de tahdis etti, bize Abdullah b. İdris, Şube'den bu isnad ile tahdis
etti, ancak o: "Onlara salat eyle" dedi.
AÇIKLAMA: "Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bir takım kimseler sadakalarını getirdikleri
zaman ... " bu şekilde "salat ile dua etmek Yüce Allah'ın:
"Onlara salat eyle" (Tevbe, 103) buyruğundaki emrin gereğidir. Bizim
meşhur görüşümüz ile genel olarak ilim adamlarının benimsedikleri görüş zekatı
verene dua etmek vacip değil müstehab bir sünnettir. Zahiri alimleri ise
ovaciptir demiştir. Bazı mezhep alimlerimiz de bu kanaati belirtmiş olup Ebu
Abdullah el-Hannati bu görüşü nakletmiş ve bu hususta ayetteki emri dayanak
almışlardır. Cumhur ise şöyle demektedir: Emir bizim için mendupluk ifade eder.
Çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Muaz'i ve başkalarını zekatı almak
üzere göndermekle birlikte onlara zekat verenlere dua etmelerini emir
buyurmamıştır.
Öbür görüş sahipleri
şöyle cevap verebilirler: Çünkü onlar zekat verenlere dua etmenin vacip
olduğunu ayet-i kerimeden öğrenmiş bulunuyorlardı. Yine cumhur: Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in duası ve onlara salat getirmesi başkasından
farklı olarak dua ettiği kimseler için bir huzur ve sükun sebebidir. Şafii
yapılacak duanın niteliği arasında zekatı alan kimsenin bu verdiğinin ecrini Allah
sana versin, geriye bıraktıklarını da Allah senin için mübarek kılsın demesini
müstehab kabul etmiştir. Zekat toplayıcısının, Allah'ım filana salat eyle,
demesini ise mezhep alimlerimizin çoğunluğu hoş görmemişlerdir. Ancak bu İbn
Abbas, Malik, İbn Uyeyne ve seleften bir topluluğun görüşüdür.
İlim adamlarından bir
topluluk ise şöyle demiştir: Böyle bir şekilde dua etmek bu hadis sebebi ile
mekruh değildir. Mezhep alimlerimiz ise nebilerin dışındakilere ancak nebilere
tabi olmaları (yani mesela adlarının onlarla birlikte zikredilirken nebilere
salat getirmek sureti ile onların da katılması) suretinden başka türlü salat
getirilmez. Çünkü selef dilinde salat nebilere özgüdür. Allah'ın salat ve
selamı onlara olsun. Nitekim aziz ve celil sözümüz de şanı yüce Allah'a
özgüdür. Nasıl ki Muhammed azze ve celle denilemiyorsa -aziz ve celil olsa
dahi- aynı şekilde anlam itibari ile doğru olsa dahi Ebu Bekr (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) denilmez.
Mezhep alimlerimiz bu husustaki
nehiy konusunda farklı görüşlere sahiptir. Acaba bu tenzihi bir nehiy midir
yoksa haram mıdır yoksa sadece bir edep midir, bu hususta üç görüşleri vardır.
Daha sahih ve meşhur olan Bunun tenzihen mekruh olduğudur. Çünkü böyle bir şey
bid'at ehlinin şiarıdır. Onların şiarlarını kullanmak ise bize nehy edilmiştir.
Mekruh oluş ise hakkında o maksat gözetilerek nehiy varid olmuş husustur.
Diğer taraftan nebilerin
dışındakilerin bu hususta nebilere tabi olarak salat getirilmesinin caiz
olduğunu da ittifakla kabul etmişlerdir. Mesela: Allahummesalli ala Muhammed ve
ala Ali Muhammed ve ezvacihi ve zürriyetihi ve etbaihi: Allah'ım Muhammed'e,
Muhammed'in aline, zevcelerine, zürriyetine ve ona tabi olanlara salat eyle,
denilir. Çünkü selef bu şekilde salavat getirmeyi yasaklamamıştır. Ayrıca
teşehhüd halinde de başka durumda da böyle salavat getirmemiz emrolunmuştur.
Mezhebimiz imamlarından şeyh Ebu Muhammed el-Cuveyni "es-selam" ile
"es-salat'' aynı anlamdadır. Peygamberden başkasına münferiden salavat (veya
selam) getirilmez. Çünkü şanı yüce Allah her ikisini (nebiler hakkında) bir
arada zikretmiştir. Ancak hazır olmayan bir kimse için yalnız bunlardan biri de
kullanılmaz ve filan aleyhisselam denilmez. Hayatta olana ya da ölmüş e bu
şekilde hitap etmek ise sünnettir. Bunun için esselamu aleykum ya da esselamu
aleyke yahut selamun aleyke -yahut aleykum- denilir. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
56- HARAM
İSTEMEDİĞİ SÜRECE ZEKAT TOPLAYICISINI RAZI ETMEK BABI