SAHİH-İ MÜSLİM |
ZEKAT |
باب مثل
المنفق
والبخيل
24- İNFAK EDEN KİMSE İLE
CİMRİLİK EDEN KİMSENİN MİSALİ BABI
حدثنا
عمرو الناقد.
حدثنا سفيان
بن عيينة عن أبي
الزناد، عن
الأعرج، عن
أبي هريرة، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم. قال
عمرو: وحدثنا
سفيان بن
عيينة. قال:
وقال ابن
جريج: عن
الحسن بن مسلم،
عن طاوس، عن
أبي هريرة، عن
النبي صلى الله
عليه وسلم قال:
"مثل
المنفق
والمتصدق.
كمثل رجل عليه
جبتان أو جنتان.
من لدن ثديهما
إلى تراقيهما.
فإذا أراد
المنفق (وقال
الآخر: فإذا
أراد المتصدق)
أن يتصدق سبغت
عليه أو مرت.
وإذا أراد
البخيل أن ينفق.
قلصت عليه
وأخذت كل حلقة
موضعها. حتى
تجن بنانه
وتعفو أثره"
قال فقال أبو
هريرة: فقال:
يوسعها فلا
تتسع.
2356- Bize Amr en-Nakid
de tahdis etti, bize Süfyan b. Uyeyne, Ebu'z-Zinad'dan tahdis etti, o P;recden,
o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den diye rivayet etti.
Amr dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne de tahdis edip dedi ki: İbn Cüreyc de
el-Hasen b. Müslim'den, o Tavus'dan, o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu rivayet etti: "İnfak edip
tasaddukta bulunan kimsenin misali, üzerinde memelerinden köprücük kemiklerine
kadar iki cübbe -yahut iki kalkan- bulunan bir adamın durumuna benzer. İnfak
eden -diğeri: tasadduk eden, dedi- tasadduk etmek isteyince bu üzerindeki
(cübbe ya da kalkan) onun bedenini kapatır -yahut üzerine yayılır.- Cimri bir
kimse ise infak etmek isterse bu üzerindeki bedenine sıkışıp daralır, her bir halka
yerli yerine oturur. Nihayet bu onun parmak uçlarını örter ve onun herhangi bir
izini bırakmaz. "
Ebu Hureyre: Onu
genişletmek istediği halde bir türlü genişlemez, dedi.
Diğer tahric: Buhari,
5797; Nesai, 2546
حدثني
سليمان بن
عبيدالله أبو
أيوب
الغيلاني.
حدثنا أبو
عامر (يعني
العقدي).
حدثنا
إبراهيم بن
نافع عن الحسن
بن مسلم
عن طاوس، عن
أبي هريرة.
قال: ضرب رسول
الله صلى الله
عليه وسلم:
"مثل
البخيل
والمتصدق.
كمثل رجلين
عليهما جنتان
من حديد. قد
اضطرت
أيديهما إلى
ثديهما وتراقيهما.
فجعل المتصدق
كلما تصدق
بصدقة انبسطت
عنه. حتى تغشي
أنامله وتعفو
أثره.
وجعل
البخيل كلما
هم بصدقة
قلصت. وأخذت
كل حلقة
مكانها". قال:
فأنا رأيت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يقول
بإصبعه في
جيبه. فلو
رأيته يوسعها
ولا
توسع.
2357- Bana Süleyman b.
Ubeydullah Ebu Eyyub el-Gaylani tahdis etti. Bize Ebu Amir -yani el-Akadi-
tahdis etti, bize İbrahim b. Nafi' Hasan b. Müslim'den tahdis etti, o Tavus'dan
o Ebu Hureyre'den şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) cimri kimse ile sadaka veren kimsenin misalini üzerlerinde demirden iki
kalkan bulunan, elleri memelerine ve köprücük kemiklerine sıkışmış iki adam ile
örneklendirdi. Sadaka veren kişi her bir sadaka verdikçe üzerindeki kalkanı
genişler. Nihayet bu kalkanı parmak uçlarını dahi örter ve izini siler. Cimri
ise bir sadaka vermek istedikçe bu kalkanı büzüşür ve her bir halkası yerli
yerince oturur.
(Ebu Hureyre devamla)
dedi ki: Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i parmağını yakasına
koyduğunu gördüm. Onu genişletmek istemekle birlikte bir türlü
genişletemediğini (nasıl anlattığını) sen de bir görseydin.
وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا أحمد بن
إسحاق
الحضرمي عن
وهيب. حدثنا
عبدالله بن
طاوس عن أبيه،
عن أبي هريرة
؛ قال: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم:
"مثل
البخيل
والمتصدق مثل
رجلين عليهما
جنتان من
حديد. إذا هم
المتصدق
بصدقة اتسعت
عليه. حتى
تعفّى أثره.
وإذا هم
البخيل بصدقة
تقلّصت عليه.
وانضمت يداه
إلى تراقيه.
وانقبضت كل
حلقة إلى
صاحبتها". قال:
فسمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يقول:
"فيجهد
أن يوسّعها
فلا يستطيع".
2358- Bize Ebu Bekr b.
Ebi Şeybe de tahdis etti, bize Ahmed b. İshak el-Hadramı, Vuheyb'den tahdis
etti. Bize Abdullah b. Tavus babasından tahdis etti, o Ebu Hureyre'den dedi ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Cimri ile sadaka
veren kimsenin misali üzerlerinde demirden iki kalkan bulunan iki adama benzer.
Sadaka vermek isteyen bir kimse her sadaka vermek istedikçe bu kalkanı
genişler. Sonunda izini silecek hale gelir. Ama cimri biri bir sadaka vermek
istedikçe bu kalkanı üzerine büzüşür, elleri köprücük kemiklerine yapışır kalır
ve her bir halka diğerine doğru çekilip ona yapışır. "
(Ebu Hureyre) dedi ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i: "Onu gevşetmek için bütün
gayreti ile uğraşır ama buna gücü yetmez" buyururken de dinledim.
Diğer tahric: Buhiiri,
1443,2917; Nesai, 2547
AÇIKLAMA: "Bize
Amr en-Nakid tahdis etti, bize Süfyan b. Uyeyne tahdis edip dedi ki. .. İbn
Cüreyc de dedi ki: ... " Senet nüshalarda bu şekildedir. "İbn Cüreyc
de dedi ki" ibaresinin başında "vav" harfi vardır. Bu harfin
bulunması sahihtir ve güzeldir. Burada vav harfini getirmesinin sebebi, İbn
Uyeyne'nin Amr' a: İbn Cüreyc böyle dedi, demesinden dolayıdır. Buna göre Amr
bu hadislerden ikinci bir hadis rivayet edecek olursa "vav" harfini
zikreder. Çünkü İbn Uyeyne ikinci defa rivayetinde: "İbn Cüreyc de dedi ki
... " demiştir. Bu gibi hususlara kitabın baş tarafında defalarca dikkat
çekilmişti.
Hadisin Amr en-Nakid
tarafından nakledilen rivayetinde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"İnfak eden ile tasaddukta bulunanın misali, üzerinde memelerinden
köprücük kemiklerine kadar iki cübbe (yahut iki kalkan) bulunan bir adamın
misali gibidir. " Daha sonra ise: "infak eden bir kimse tasadduk
etmek istediği vakit üzerini kaplar, cimri kimse ise infak etmek istediği vakit
büzüşür" demektedir. Bu hadis Amr rivayeti ile yer aldığı bütün nüshalarda
bu şekilde "infak eden ve sadaka verenin misali" şeklindedir. Kadı
lyaz ve başkaları der ki: Bu bir yanılmadır. Doğrusu ise diğer rivayetlerde
zikredildiği gibi "cimri ile sadaka verenin misali" şeklinde
olmasıdır. Esasen bu ikisi ile ilgili hadisin sonundaki açıklama da Bunun böyle
olduğunu açıkça göstermektedir. Bununla birlikte Amr'ın bu şekildeki
rivayetinin sahih ve doğru olma ihtimali de vardır. Fakat bu durumda ifadeden
şu taktirde hazfedilmiş ibareler sözkonusu olur: İnfak edip tasadduk edenin
misali deyip onları ikinci kısmı olarak da cimriyi sözkonusu etmiş olur. Fakat
infak edip tasadduk eden lafızlarının cimriye delaleti dolayısı ile hazfedilmiş
olabilir. Yüce Allah'ın: "Ve sizi sıcaktan koruyan elbiseler" (Nahı,
81) buyruğun "ve soğuktan" anlamına gelmesi gibi. Sözün ona delaleti
dolayısı ile "soğuk" lafzı ayrıca zikredilmemiştir.
"Mutesaddık: Sadaka
veren" bazı asıl nüshalarda te harfi ile bu şekilde zikredildiği gibi
bazılarında ise te harfi zikredilmeyip sad harfi şeddeli olarak
"mussaddık" olarak da kaydedilmiştir. Her ikisi de sahihtir.
"Bir adamın misali
gibidir" ifadesi bütün asıl nüshalarda adam anlamındaki "recul"
lafzı tekil olarak zikredilmiştir. Ama göründüğü kadarı ile bu bazı ravilerin
bir değiştirmesidir. Doğrusu "iki adamın misali gibidir" şeklinde
olmasıdır.
"Cubbetani ev
cünnetani: İki cübbe yahut iki kalkan" lafzı bazı asıl nüshalarda
kelimeler yer değiştirmiş olarak kaydedilmiştir.
"Memelerinden
itibaren" ibaresinde itimad edilir nüshaların bir çoğunda ya da
çoğunluğunda "memeler" anlamındaki lafız se harfi ötreli ve şeddeli
ye ile çoğul olarak "sudiy" diye zikredilmiş olmakla birlikte bazı
nüshalarda tensiye (ikil) olarak "sedyey" diye zikredilmiştir. Kadi
İyaz dedi ki: Bu hadisde ravilerin pek çok yanılmaları, tashifleri, tahrifleri,
takdim ve tehirleri olmuştur. Bunun doğru şekli ise bundan sonra gelen
hadislerden anlaşılmaktadır. Bunların birisi: "İnfak eden ile sadaka
verenin misali" ibaresidir. Doğrusu ise "Sadaka veren ile cimrinin
misali" şeklindedir.
Bir diğeri "bir
adamın misali gibidir" ifadesidir. Doğrusu ise "üzerlerinde iki kalkan
bulunan iki adam" şeklindedir. Bir diğeri "cünnetani ev cübbetani:
iki kalkan ya da iki cübbe" şeklinde şek ifade eden kullanımdır. Doğrusu
ise diğer hadisde görüldüğü gibi herhangi bir şüphe sözkonusu olmaksızın:
"Cunnetani: iki
kalkan" şeklidir. Buna da hadisin kendisi delildir.
"Her bir halka
yerini alır" diğer hadisde ise "demirden iki kalkan"
şeklindedir. "Üzerini iyice örter: sebegat aleyhi" yahut
"merrat: ... geçti" şeklidir. Bu lafız nüshalarda bu şekildedir.
Şöyle açıklanmıştır: Bunun doğru şekli "sebağat" ile aynı anlamda
olmak üzere "meddet: uzadı" şeklindedir. Nitekim diğer hadisde
"inbesetat: yayıldı"denilmiştir. Bununla birlikte bu anlama yakın
olarak "merrat" de doğru olabilir. Sebağa ise tamamen üstünü örttü,
kapattı anlamındadır. Buhari ise bu lafzı şeddesiz dal ile meyletmek anlamını
ifade eden "madet" diye rivayet etmiştir. Bazıları ise
"maret" diye rivayet etmişlerdir ki bu da üzerine aktı, uzadı
anlamındadır.
el-Ezheri dedi ki: Yani
uzayıp gitti, gidip geldi, demektir. Bu da o elbisenin tam ve eksiksiz olması
anlamındadır.
Bir diğer örnek de
hadisdeki: "Cimri infak etmek istedi mi (zırhı) üzerinden büzüşür, her bir
halka yerli yerince oturur, sonunda onun parmak uçlarını dahi örter ve izini
siler." Ebu Hureyre dedi ki: Onu genişletmek istediği halde o bir türlü
genişlemiyordu.
Bu ifadelerde de büyük
bir tutarsızlık vardır. Çünkü buradaki "parmak uçlarını dahi kapatır ve
izini siler" tabiri aslında sadaka veren kişi hakkında kullanılmıştır.
Cimri hakkında değiL. Sadaka verenin niteliği ise cimrinin nitelendirildiği
"her bir halka büzüşüp yerine çekilir" nitelemesinin tam zıddınadır.
"Onu genişletmek
istediği halde bir türlü genişlemiyordu" bu ise cimrinin halini
anlatmaktadır. Halbuki ravi bunu sadaka verenin nitelikleri arasına sokmuştur.
Böylelikle ifadelerde bir tutarsızlık ve bir çelişki ortaya çıkmış olmaktadır.
Bu durum ise diğer hadislerde doğru şekli ile zikredilmiştir.
Bu gibi tahriflerin bir
diğeri de bazılarının ha veze harfi ile "tehuzzu siyabehu" şeklindeki
rivayetleridir. Bu da bir yanılmadır. Doğrusu ise cumhurun rivayet ettiği
şekilde cim ve nun harfi ile "tucinnu" şeklidir. Bu da örter, kapatır
anlamındadır.
Bir diğer örnek
bazılarının peltek se ile "siyabehu" diye rivayet etmeleridir. Bu da
bir yanılmadır. Doğrusu ise nun harfi ile "benanehu: parmak uçlarını
(örter)" şeklidir. Aynı zamanda bu cumhurun da rivayetidir. Nitekim diğer
hadiste yine parmak uçları anlamında "enamilehu" demiştir.
"Tekallasat:
büzüştü, geri çekildi" demektir. "Ya'fu. eserahu" yani -bu
elbise tepeden tırnağa örtü cü olup tam olduğundan ötürü- yürürken bıraktığı
izlerini dahi siler, anlamındadır. Bu da malın sadaka ve infak sebebi ile
artmasının temsili bir ifadesidir. Cimrilik ise Bunun tam zıddınadır.
Bir açıklamaya göre de
bu ileri derecedeki cömertliğin ve cimriliğiTı temsili ifadesidir. Veren bir
kimse her verdikçe elleri daha da açılır ve buna alışır. Cimrilik ettikçe artık
bu onun bir alışkanlığı haline gelir. Sıkı elli birisi olur.
Bir açıklamaya göre
üzerindeki elbisenin izini silmesi günahlarını alıp götürmesi, silip süpürmesi
demektir. Cimri hakkında ise "büzüşür ve her bir halka yerli yerince
oturur" denilmesinin şu anlama geldiği söylenmiştir: Kıyamet gününde O
zırhı kızdırılır, onunla dağlanır. Fakat doğrusu birincisidir" Hadis de
temsili bir ifade olarak gelmiştir. Olacak bir şeyi haber vermek üzere değiL.
Bir diğer açıklamaya göre bu ikisinin bu şekilde misallendirilmesi infak eden
kişiyi nafakası sebebi ile yüce Allah'ın örtmesi, dünya ve ahirette kusurları
nı gizlemesi dolayısıyladır. Tıpkı böyle bir cübbenin (veya kaIkanın) giyeni
örtmesi gibi örtmesidir. Cimri bir kişi ise memelerine ulaşan bir cübbe giyen
kimseye benzer. Böyle birisinin avreti açıkta kalır, dünya ve ahirette rezil ve
rusvay"olur. Kadı İyaz'ın açıklamaları burada sona ermektedir:
Son iki rivayetin
birisinde "iki adamın misali gibidir" diğerinde ise "üzerinde
iki kalkan bulunan iki adam gibidir" şeklindeki benzetmesinde her iki
yerde de nun ile "cünnetani" (iki kalkan) şeklindedir. Bunda
herhangtbii şüphe ve ayrılık yoktur.
Bu hadiste kamıs'hı
(gömlek) giyilmesine delil vardır. Nitekirh. Btlhari de "Kamisin Yakası
Göğüs Tarafındandır Babı" diye bir bab açmıştır. Çünkü bu kıssada bu
hususta gelmiş daha başka sahih hadislerle birlikte Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in giydiklerinden anlaşılan budur. Allah en iyi bilendir;'
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: