SAHİH-İ MÜSLİM

ZEKAT

 

باب الحمل أجرة يتصدق بها، والنهي الشديد عن تنقيص المتصدق بقليل

22- ÜCRETLE YÜK TAŞIYIP ONU (BİR KISMINI) SADAKA VERMEK VE AZ MİKTARDA SADAKA VERENİ KÜÇÜMSEMENİN İLERİ DERECEDE YASAKLANDIĞI BABI

 

حدثني يحيى بن معين. حدثنا غندر. حدثنا شعبة. ح وحدثنيه بشر بن خالد (واللفظ له)  أخبرنا محمد (يعني ابن جعفر) عن شعبة، عن سليمان، عن أبي وائل، عن أبي مسعود. قال: أمرنا بالصدقة. قال: كنا نحامل. قال: فتصدق أبو عقيل بنصف صاع. قال: وجاء إنسان بشيء أكثر منه. فقال المنافقون: إن الله لغني عن صدقة هذا. وما فعل هذا الآخر إلا رياء. فنزلت: { الذين يلمزون المطوعين من المؤمنين في الصدقات والذين لا يجدون إلا جهدهم } [9 / التوبة / 79]. ولم يلفظ بشر بالمطوعين.

 

2352- Bana Yahya b. Main tahdis etti, bize Gunder tahdis etti, bize Şu'be tahdis etti (H.) Bunu bana - lafız kendisine ait olmak üzere- Bişr b. Halid de tahdis etti, bize Muhammed -yani b. Cafer- Şu'be'den haber verdi, o Süleyman'dan, o Ebu Vail'den, o Ebu Mesud'dan şöyle dediğini rivayet etti: Bize sadaka vermemiz emrolundu. Biz de sırtımızda (ücretle) yük taşırdık. Ebu Akil yarım sa' sadaka verdi. Bir kişi bundan daha fazlasını getirdi. Bu sefer münafıklar: Şüphesiz aziz ve celil Allah'ın Bunun sadakasına ihtiyacı yoktur. Bir diğeri ise ancak riyakarlık olsun diye (bu işini) yapmıştır, dediler. Bunun üzerine: "Müminlerden bağışlarda bulunanları kaş göz işaretleri ile ayıplayanlar ile güçlerinin yetebildiğinden başkasını bulamayan kimselerle eğlenenleri..." (Tevbe, 79) ayeti nazil oldu.

 

Bişr ise "el-muttavviin: bağışlarda bulunanları" lafzını söylemedi.

 

Diğer tahric: Buhari, 1415, 1416, 2273, 4668, 4669; Nesai, 2528 -buna yakın-, 2529; İbn Mace, 4155

 

 

وحدثنا محمد بن بشار. حدثني سعيد بن الربيع. ح وحدثنيه إسحاق بن منصور. أخبرنا أبو داود. كلاهما عن شعبة، بهذا الإسناد. وفي حديث سعيد بن الربيع قال: كنا نحامل على ظهورنا.

 

3253- Bunu bize Muhammed b. Beşşar tahdis etti, bana Said b. er-Rabi' tahdis etti (H). Bunu bana İshak b. Mansur da tahdis etti, bize Ebu Davud haber verdi. İkisi Şu'be'den bu isnad ile rivayet etti.

Said b. er-Rabt'in hadisi rivayetinde: "Biz sırtımızda yük taşırdık" demiştir.

 

 

AÇIKLAMA:          "Yük taşırdık" ikinci rivayette ise: "Sırtımızda yük taşırdık" ibaresinin anlamı şudur: Biz ücretle sırtımızda yük taşır ve o ücretten bir kısmını ya da tamamını sadaka olarak verirdik, demektir.

 

Bundan sadakaya gerekli itinanın gösterilmesi teşvik edilmekte, eğer bir malı yoksa sadaka vereceği malı elde etmek için ücretle yük taşımak ya da daha başka mübah yollarla buna ulaşılması da teşvik edilmektedir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

23- MENİHA (DENİLEN SAĞMAL HAYVANIN SÜTÜNÜ BAĞIŞLAMA)'NIN FAZİLETİ BABI