SAHİH-İ MÜSLİM

ZEKAT

 

باب الحث على النفقة وبتبشير المنفق بالخلف

12- iNFAKA TEŞVİK VE İNFAK EDENE İNFAK ETTİĞİNİN YERİNİ ALACAK BAŞKA ŞEYİN VERİLECEĞİ MÜJDESİ BABI

 

حدثني زهير بن حرب ومحمد بن عبدالله بن نمير. قالا: حدثنا سفيان بن عيينة عن أبي الزناد، عن الأعرج، عن أبي هريرة. يبلغ به النبي صلى الله عليه وسلم قال:

 " قال الله تبارك وتعالى: يا ابن آدم ! أنفق أنفق عليك ". وقال: " يمين الله ملآى (وقال ابن نمير ملآن) سحاء. لا يغيضها شيء الليل والنهار".

 

2305- Bana Zuheyr b. Harb ve Muhammed b. Abdullah b. Numeyr tahdis edip dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne, Ebu'z-Zinad'dan tahdis etti, o el-A'rec'den, o Ebu Hureyre'den Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e isnad ederek şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Şanı yüce ve mübarekAllah buyurdu ki: Ey Ademoğlu! İnfak et ki ben de sana infak edeyim. "

Yine şöyle buyurdu: "Allah'ın yemini dopdoludur -İbn Numeyr, ikisi dopdoludur, dedi- bol bol ihsanda bulunur, gece-gündüz (bütün infakları) O'ndan hiçbir şey eksiltmez. "

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

وحدثنا محمد بن رافع. حدثنا عبدالرزاق بن همام. حدثنا معمر بن راشد عن همام بن منبه، أخي وهب بن منبه. قال: هذا ما حدثنا أبو هريرة عن رسول الله صلى الله عليه وسلم. فذكر أحاديث منها. وقال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 " إن الله قال لي : أنفق أنفق عليك ". وقال رسول الله صلى الله عليه وسلم:  "يمين الله ملآى. لا يغيضها سحاء الليل والنهار أرأيتم ما أنفق مذ خلق السماء والأرض. فإنه لم يغض ما في يمينه ". قال: "وعرشه على الماء وبيده الأخرى القبض. يرفع ويخفض".

 

2306- Bize Muhammed b. Rafi'de tahdis etti, bize Abdurrezzak b. Hemmam tahdis etti, bize Ma'mer b. Raşid, Vehb b. Münebbih'in kardeşi Hemmam b. Münebbih'den şöyle dediğini tahdis etti: Bu, Ebu Hureyre'nin bize Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den diye tahdis ettikleridir. Hemmam zikrettiği bazı hadisler arasında şunu da zikredip dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah bana: İnfak et, ben de sana infak edeyim, buyurdu."

Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah'ın yemini dopdoludur. Gece gündüz harcadıkları O'nu eksiltmez. Göğü ve yeri yarattığı günden beri infak ettiklerine bir bakınız. Bunlar O'nun yemininde bulunanları eksiltmiş değildir. "

Yine buyurdu ki: "Arş'ı su üzerindedir, kabz da diğer elindedir. Yükseltir ve alçaltır. "

 

 

Diğer tahric: Buhari, 7419

 

AÇIKLAMA:          (2306) "İnfak et, bende sana infak edeyim." Bu mana itibari ile yüce Allah'ın: "Her ne infak ederseniz o, onun yerine başkasını verir" (Sebe, 39) buyruğu gibidir. Bu buyruk çeşitli hayır yollarında infakta bulunmaya teşviki ve yüce Allah'ınlütfundan infak edilen yerine başkasını ihsan edeceği müjdesini ihtiva etmektedir.

 

(2305) "Allah'ın yemini dopduludur. İbn Numeyr, ikisi dopdoludur dedi" İbn Numeyr'in rivayeti bu şekilde sonda nun ile (mel'ani) diye gelmiştir. İlim adamları: Bu onun bir yanlışıdır. Doğrusu ise diğer rivayetlerde olduğu gibi "mel' a" şeklidir. Diğer taraftan ilim adamları İbn Numeyr'in rivayetini birisi lam harfi sakin ve ondan sonra hemze (mel'ani), ikincisi ise lam harfi fethalı ve hemzesiz olarak "melani" diye zaptetmişlerdir.

 

''Allah'ın yemini dopdoludur. Bağışlayıp durur, gece gündüz hiçbir şey O'nu eksiltmez." İlim adamları "sehhd: bol bol verir" lafzını iki şekilde zaptetmişlerdir. Birincisi mastar olarak sonu tenvinli olan zapt şeklidir. Daha sahih ve meşhur olan bu şekildir. İkincisini de Kadi İyaz sıfat olmak üzere sonundaki med hemzesi ile nakletmiştir. Bunun da vezni fa'la olup elin sıfatı olur. (Sağ eli bol bol veren anlamına gelir). Kelime her zaman bol bol veren, sağanak sağanak veren anlamındadır. Bu rivayette gece ve gündüz anlamındaki lafızlar zarf olarak mansubdurlar. Hiçbir şeyonu eksiltmez manasında kullanılan mı olan ğada hem geçişli hem geçişsiz olarak kullanılır.

 

Kadi İyaz dedi ki: İmam Mazerı dedi ki: Bu tevil edilmesi gereken lafızlardandır. Çünkü yemin eğer solun karşıtı anlamında kullanılacak olursa bu kesinlikle yüce Allah'ın sıfatı olamaz. Çünkü lafız sol cihetinin sabit olduğunu da ihtiva eder. Sol ise sınırlandırmayı kapsar. Şanı yüce Allah ise cisim ve sınırdan münezzehtir. Ama Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara anlayacakları bir şekilde hitap etmiş ve yüce Allah'ın infakta bulunmasının mülkünü eksiltmediğini haber vermek; tükenir, fakir düşer korkusu ile cimrilik etmeyeceğini anlatmak istemiştir. Şanı yüce Allah bundan pek münezzehtir. Nimetlerin kesintisiz ihsanını da yemininin / sağının bol bol vermesi ile ifade etmiştir. Çünkü biz insanlardan karşılıksız veren bir kimse bu işi sağı ile (yemin) yapar. Bununla şanı yüce Allah'ın birçok şeye kudretini zayıflık ve güç farkı sözkonusu olmaksızın hep aynı şekilde kadir olduğunu ve onun kadir olduğu her şeyin aynı surette meydana gelip bizim sağ ve sol ile yaptıklarımız arasındaki farklılıkda görüldüğü gibi kuvvet ve zayıflık bakımından bir fark bulunmadığını anlatmak istemiş olma ihtimali de vardır. Çünkü şanı yüce Allah yaratılmışların niteliklerinden ve sonradan meydana gelmiş varlıklara benzemekten yücedir, münezzehtir.

 

Diğer rivayette geçen (2306) "kabz ise diğer elindedir" ifadesine gelince bu da şu demektir: Her ne kadar şanı yüce Allah'ın kudreti bir ise de o bu kudreti ile çok çeşitli farklı şeyleri yapar. Bu hal bizim için ancak iki el ile yapılabildiğinden onun bu husustaki tasarruf kudretini iki el tabiri ile ifade etmiştir. Böylelikle anlatılmak istenen mananın muhatapların alışageldikleri sözlerle mecazi bir şekilde anlamalarını sağlamak istenmiştir. el-Mazeri'nin açıklamaları burada bitmektedir.

 

Muhammed b. Rafi'in rivayetindeki: "Onu eksiltmez, O gece gündüz bol bol ihsan eder" ifadesini biz "gece ve gündüz" anlamındaki lafızları nasb ve ref olmak üzere iki şekilde zaptetmiş bulunuyoruz. Nasb ile zarf olmalarına ref ile de fiilin faili (öznesi) olmalarına göredir.

 

"Kabz ise diğer elindedir. Alçaltır ve yükseltir." Buradaki "kabz" lafzını biri fe ve ye harfi ile "feyz" şeklinde, diğeri kaf ve be ile "kabz" suretinde zaptetmişlerdir. Kadı lyaz Bunun kaf ile (kabz) olduğunu ve ravilerin çoğunluğunun rivayetinde böyle olduğunu zikrederek şunları söylemektedir: Daha meşhur olan ve bilinen de budur. Kabz'dan maksat ise ölümdür. Feyz (fe harfi ile) ise ihsan, bağış ve bol rızık anlamına gelir. Kabz ile gelen rivayetin anlamında da olabilir. Yani ölüm demek olur. el-Bekravi feyz ölüm demektir, demiştir.

 

Kadi İyaz dedi ki: Kayslılar ölen bir kişiyi anlatmak amacı ile dat harfini kullanarak "fadat nefsuhu: ruhu çıktı" derler. Taylılar ise zl harfi ile "fazat nefsihu" derler. Bir görüşe göre de eğer nefis zikredilecek olursa dat harfi ile kullanılır. Şayet nefis zikredilmeksizin kullanılacaksa sadece "faza (zı harfi ile) denilir."

 

Bir başka rivayette de: "Mfzan O'nun elindedir, alçaltır ve yükseltir" diye rivayet edilmiştir. O taktirde bu rızık ve rızkın miktarlarını anlatan bir tabir de olabilir, bütün takdirleri anlatan bir ifade de olabilir.

 

Alçaltıp yükseltmesi ile ilgili olarak da bu rızkın takdirinden ibarettir diye de açıklanmıştır. Yüce Allah dilediğinin rızkını kısar, dilediğininkini geniş tutar. Bu iki ifade izzeti ve zilleti yaratmak sureti ile mukadderatın değiştirilip durmasını ifade ettiği tabirler de olabilir. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

13- AİLE HALKINA VE KÖLEYE İNFAK ETMENİN FAZİLETİ İLE ONLARA BAKMAYANIN YA DA ONLARA HAK ETTİKLERİ NAFAKAYI VERMEYENİN GÜNAHI BABI