SAHİH-İ MÜSLİM |
ZEKAT |
باب في
تقديم الزكاة
ومنعها.
4- ZEKATIN ERKEN
ÖDENMESİ VE VERİLMEMESİ HAKKINDA BİR BAB
وحدثني
زهير بن حرب.
حدثنا علي بن
حفص. حدثنا ورقاء
عن أبي
الزناد، عن الأعرج،
عن أبي هريرة.
قال:
بعث
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم عمر على
الصدقة. فقيل:
منع ابن جميل
وخالد بن
الوليد والعباس
عم رسول الله
صلى الله عليه
وسلم. فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم: "ما
ينقم ابن جميل
إلا أنه كان
فقيرا فأغناه
الله. وأما
خالد فإنكم
تظلمون خالدا.
قد احتبس
أدراعه وأعتاده
في سبيل الله.
وأما العباس
فهي على. ومثلها
معها". ثم قال:
"يا عمر ! أما
شعرت أن عم الرجل
صنوا أبيه ؟
".
2274- Bana Zuheyr b. Harb
da tahdis etti, bize Ali b. Hafs tahdis etti, bize Verka, Ebu'z-Zinad'dan
tahdis etti, o el-A'rec'den, o Ebu Hureyre'den şöyle dediğini rivayet etti:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ömer'i zekat toplama görevi ile
gönderdi. İbn Cemil, Halid b. el-Velid ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in amcası Abbas'ın, zekatını ödemediği söylendi. Bunun üzerine
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"İbn Cemil niye
böyle yapıyor ki? Çünkü o ancak fakir birisi idi, sonra Allah onu zengin etti.
Halid'e gelince siz Halid'e haksızlık ediyorsunuz. O zırhlarını, savaş araç ve
gereçlerini Allah yolunda vakfetmiş bulunuyor. Abbas'a gelince o(nun zekatını
ödemek) benim üzerime -onunla birlikte bir misli daha- olsun." Sonra:
"Ey Ömer! Yoksa sen bir kimsenin amcasının babası gibi olduğunun farkında
değil misin?" buyurdu.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 1623
AÇIKLAMA: "İbn
Cemil" yani zekatını vermedi, vermek istemedi.
"Halid'e gelince.
Siz Halid'e haksızlık ediyorsunuz ... vakfetmiştir." Dilbilginleri der ki:
A'tad, silah, binek ve buna benzer savaş araç gereçlerine denilir. Bunun tekili
"atad" olarak gelir. A'tad ve a'tide diye çoğul yapılır.
Hadisin anlamı şudur:
Onlar Halid'den ticaret maksadı ile alıkonulduklarını sanarak araç ve gereçlerinin
zekatını vermesini istediler. Bunlara zekat düştüğünü sandılar. Kendisi onlara,
sizin benden zekat almamanız gerekir deyince Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e: Halid zekat vermedi, dediler. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Siz ona haksızlık ediyorsunuz. Çünkü o bunları üzerlerinden bir
sene geçmeden önce Allah yolunda alıkoyup vakfetti. Dolayısı ile bunlara zekat
düşmez" dedi. Ayrıca Bununla maksadı eğer ona zekat düşseydi mutlaka o
zekatı verir, cimrilik göstermezdi. Çünkü o mallarını yüce Allah'a vakfedip
bağışlamışken nasıl ona farz olan bir zekatı ödemekte cimrilik gösterebilir,
anlamına gelme ihtimali de vardır.
Kimi ilim adamı buradan
ticaret mallarının zekatının vacip olduğu hükmünü çıkarmışlardır. Davud'un
aksine selef ve halefin ilim adamlarının büyük çoğunluğu böyle demişlerdir.
Hadiste ayrıca vakfın
sahih olduğuna, taşınabilir malların da vakfedilmesinin sahih olduğuna delil
vardır ki Ebu Hanife ve bazı Kufeliler dışında ümmetin tamamı bu kanaattedir.
Kimi ilim adamı da şöyle
demiştir: İbn Cemil'in, Halid ve Abbas'ın vermedikleri bu sadaka zekat değildi.
Bu nafile bir zekat idi. Bunu Kadi İyaz naklederek şöyle demiştir: Bunu da
Abdurrezzak'ın bu hadisi rivayet ederken rivayetinde Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) insanlara zekat vermeyi teşvik etti, deyip hadisin tamamını zikretmiş
olması desteklemektedir. Maliki alimlerinden İbnu'l-Kassar dedi ki: Böyle bir
yorum olaya daha çok yakışır. Çünkü sahabe hakkında bir farzı yerine getirmek
istememeleri düşünülemez. Bu açıklamaya göre Halid'in mazereti de açıkça
anlaşılır. Çünkü o malını Allah yolunda elinden çıkarmış oldu. Geriye onun
elinde mal diye bir şey kalmamıştır ki o maldan nafile bir sadaka vermesi
ihtimali bulunsun. Buna göre İbn Cem il de Nafile sadaka vermekte cimrilik
gösterdiğinden ona sitemde bulunulmuştur. Abbas ile ilgili olarak da onu
ödemeyi üzerime alıyorum, bir de onunla birlikte onun mislini (ödeyeceğim)
buyurmuştur. Yani o kendisinden böyle bir şey istenecek olursa vermemezlik
etmez. İbnu'l-Kassar'ın açıklamaları bunlardır.
Kadi İyaz dedi ki: Ama
Buhari ve Müslim'in Sahih'lerindeki hadislerin zahiri Bunun zekat hakkında
olduğu şeklindedir. Buna sebeb ise Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) 'in
Ömer'i zekat toplamak üzere görevlendirip göndermiş olmasıdır. Çünkü Allah
Resulü ancak farz zekat için görevlendirip gönderiyordu.
Derim ki: Sahih ve
meşhur olan da Bunun nafile sadaka hakkında değil zekat hakkında olduğudur.
Mezhep alimlerimiz de başkaları da böyle demişlerdir.
"O ve onunla
birlikte bir misli daha benim üzerimedir" yani ben ondan iki yıllık zekatı
peşin olarak aldım.
Zekatın erken ödenmesini
caiz görmeyenler ise şöyle açıklamışlardır:
Ben onun adına
ödeyeceğim, demektir. Ebu Ubeyde ve başkası da şöyle demektedir. Bu, Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Abbas'ın zekatını ona olan ihtiyacı sebebi ile
kolaylıkla ödeyebileceği bir vakte kadar ertelemiştir, demektir.
Doğrusu ise Bunun ben
onun zekatını ondan peşin olarak vaktinden önce aldım, anlamında olduğudur. Bu
hususta Müslim'den başka kaynaklarda rivayet edilen hadiste: "Biz ondan
iki yıllık sadakayı (zekatı) acilen aldık" denilmektedir.
"Kişinin amcası
babası gibidir." Burada amcanın hakkının büyüklüğü hükmü ifade
edilmektedir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
5- MÜSLÜMANLARA
DÜŞEN FITIR SADAKASI, HURMA VE ARPA TÜRÜNDEN (VERİLİR) BABI