SAHİH-İ MÜSLİM

CENAZE

 

باب في التكبير على الجنازة.

22- CENAZE NAMAZI KILARKEN TEKBİR ALMAK HAKKINDA BİR BAB

 

حدثنا يحيى بن يحيى. قال: قرأت على مالك عن ابن شهاب، عن سعيد بن المسيب، عن أبي هريرة ؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم نعى للناس النجاشي في اليوم الذي مات فيه. فخرج بهم إلى المصلى. وكبر أربع تكبيرات.

 

2201- Bize Yahya b. Yahya tahdis edip dedi ki: Malik'e İbn Şihab'dan naklettiği rivayetini okudum. O Said b. el-Müseyyeb'den o Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Necaşi'nin vefat ettiği günde insanlara vefatını haber verdi. Onlarla namazgaha çıktı ve dört tekbir aldı.

 

Diğer tahric: Buhari, 1245, 1333,3204; Nesai, 1970, 1979

 

 

وحدثني عبدالملك بن شعيب بن الليث. حدثني أبي عن جدي. قال: حدثني عقيل بن خالد عن ابن شهاب، عن سعيد بن المسيب وأبي سلمة بن عبدالرحمن ؛ أنهما حدثاه عن أبي هريرة ؛ أنه قال:

 نعى لنا رسول الله صلى الله عليه وسلم النجاشي صاحب الحبشة. في اليوم الذي مات فيه. فقال "استغفروا لأخيكم".

قال ابن شهاب: وحدثني سعيد بن المسيب ؛ أن أبا هريرة حدثه ؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم صف بهم بالمصلى. فصلى. فكبر عليه أربع تكبيرات.

 

2202- Bana Abdülmelik b. Şuayb b. el-leys de tahdis etti, bana babam dedemden şöyle dediğini tahdis etti: Bana Ukayl b. Halid, İbn Şihab'dan tahdis etti. O Said b. el-Müseyyeb ile Ebu Seleme b. Abdurrahman'dan kendisine Ebu Hureyre'den şöyle dediğini tahdis ettiklerini: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizlere Habeşlilerin hükümdan Necaşi'nin ölümünü vefat ettiği günde haber verdi ve: "Kardeşiniz için (Allah'tan) mağfiret dileyin" buyurdu.

 

İbn Şihab dedi ki: Bana Said b. el-Müseyyeb'inde tahdis ettiğine göre Ebu Hureyre kendisine şunu tahdis etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazgahta onları saf halinde dizdi, namaz kıl(dır)dı ve onun üzerine dört tekbir aldı.

 

Diğer tahric: Buhari, 1327, 1328

 

 

وحدثني عمرو الناقد وحس الحلواني وعبد بن حميد. قالوا: حدثنا يعقوب (وهو ابن إبراهيم بن سعد). حدثنا أبي عن صالح، عن ابن شهاب. كرواية عقيل، بالإسنادين جميعا.

 

2203- Bana Amr en-Nakid, Hasan el-Hulvani ve Abd b. Humeyd de tahdis edip dediler ki: Bize Yakup -ki o İbn İbrahim b. Sa'd'dır- tahdis etti. Bize babam Salih'ten tahdis etti, o İbn Şihab'dan deyip her iki isnad ile de Ukeyl'in rivayeti gibi hadisi rivayet etti.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 3880; Nesai, 1878, 2041

 

AÇIKLAMA:          (2201) "ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Necaşi'nin öldüğü gün insanlara vefat ettiğini haber verdi. .. Ve dört tekbir aldı." Bu hadiste cenaze namazı tesbit edilmektedir. İlim adamları farz-ı kifaye olduğunu icma ile kabul etmişlerdir. Bizim mezhep alimlerimize göre sahih olan tek bir erkeğin namaz kılmasıyla farziyeti düşer, iki kişinin şart olduğu söylendiği gibi üç ve dört kişinin de şart olduğu söylenmiştir.

 

 

Hadiste ayrıca şu hükümler vardır:

 

1. Cenaze namazındaki tekbirler dört tanedir. Bizim ve cumhurun mezhebinde kabul edilen görüş budur.

 

2. Hazır olmayan ölüye namaz kılınacağı (gıyabi cenaze namazı) hususunda Şafii'nin ve ona uygun kanaat belirtenlerin görüşlerinin lehine bir delil bulunmaktadır.

 

3. Necaşi'nin vefat ettiği günde Habeşistan topraklarında olmakla birlikte vefatını haber verdiğinden ötürü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in açık bir mucizesi dile getirilmektedir.

 

4. Cahiliye döneminin vefat haberini verdikleri şekilde değil de sadece cenaze namazını kılmak, onu kabre götürmek (teşyi') ve bu husustaki hakkının yerine getirilmesi suretiyle ölenin haberini vermek müstehabtır. Ölenin haberinin verilmesi (nail yasağını ihtiva eden buyruklar ile kastedilen ölüm haberini vermek bu değildir. Kasıt ölenin övülmeye değer hallerini ve diğer hususlarını söz etmeyi kapsayan bir muhteva ile cahili türden haber vermektir.

 

Hadisteki "namazgaha çıktı" ifadesi Ebu Hanife'nin cenaze namazı mescidin içinde kılınmaz görüşüne delil gösterilebilir ama hem bizim hem cumhurun kanaatine göre mescid içinde de cenaze namazını kılmak caizdir. Bu hususta ise Sehl b. Beyda'nın hadisi delil gösterilir ve bu hadiste namazgaha çıkmanın daha uygun olduğu ve böyle bir mucizeyi ihtiva eden bu durumun açığa çıkarılması şeklinde yorumlanır.

 

5. Cenaze namazını kılanların çoğaltılmasına da delil vardır. Ancak bu hadiste buna dair asli bir delalet bulunmamaktadır. Çünkü Hanefi'lere göre kabul olunmayan cenazenin namazını kılmak değil, cenazenin mescidin içerisine sokulmasıdır.

 

 

 

وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا يزيد بن هارون عن سليم بن حيان. قال: حدثنا سعيد بن ميناء عن جابر بن عبدالله ؛

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم صلى على أصحمة النجاشي. فكبر عليه أربعا.

 

2204- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe de tahdis etti. Bize Yezid b. Harun, Selim b. Hayyan'dan şöyle dediğini tahdis etti. Bize Said b. Mina, Cabir b. Abdullah'dan tahdis ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Necaşi Ashama'nın namazını kıl(dır)dı ve onun üzerine dört tekbir aldı.

 

 

وحدثني محمد بن حاتم. حدثا يحيى بن سعيد عن ابن جريج، عن عطاء، عن جابر بن عبدالله ؛ قال: قال سول الله صلى الله عليه وسلم:

 "مات اليوم عبد لله صالح. أصحمة" فقام فأمنا وصلى عليه.

 

2205- Bana Muhammed b. Hatim de tahdis etti, bize Yahya b. Said, İbn Cüreyc'den tahdis etti, o Ata'dan, o Cabir b. Abdullah'tan şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bugün Allah'ın salih bir kulu olan Ashama vefat etti" buyurdu sonra kalkıp bize imam oldu ve üzerine (cenaze) namaz(ı) kıldı.

 

 

حدثنا محمد بن عبيد الغبري. حدثنا حماد عن أيوب، عن أبي الزبير، عن جابر بن عبدالله. ح وحدثنا يحيى بن أيوب (واللفظ له). حدثنا ابن علية. حدثنا أيوب عن أبي الزبير، عن جابر بن عبدالله. قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 "إن أخاكم قد مات. فقوموا فصلوا عليه". قال: فقمنا فصفنا صفين.

 

2206- Bize Muhammed b. Ubeyd el-Gubari tahdis etti, bize Hammad Eyyub'dan tahdis etti, o Ebuzzubeyr'den, o Cabir b. Abdullah'tan rivayet etti (H.) Bize Yahya b. Eyyub da -ki lafız onundur- tahdis etti. Bize İbn Uleyye tahdis etti, bize Eyyub, Ebuzzubeyr'den tahdis etti, o Cabir b. Abdullah'tan şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Sizin bir kardeşiniz vefat etmiş bulunuyor, haydi kalkın üzerine namaz kılın" buyurdu. (Cabir) dedi ki: Bunun üzerine bizde kalkıp iki saf olduk.

 

Diğer tahric: Nesai, 1972

 

 

وحدثني زهير بن حرب وعلي بن حجر. قالا: حدثنا اسماعيل. ح وحدثنا يحيى بن أيوب. حدثنا ابن علية عن أيوب، عن أبي قلابة، عن أبي المهلب، عن عمران بن حصين ؛ قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 "إن أخا لكم قد مات. فقوموا فصلوا عليه". يعني النجاشي. وفي رواية زهير "إن أخاكم".

 

2207- Bana Züheyr b. Harb ve Ali b. Hucr da tahdis edip dediler ki: Bize İsmail tahdis etti (H.) Bize Yahya b. Eyyub da tahdis etti, bize İbn Uleyye, Eyyub'dan tahdis etti, o Ebu Kilabe'den, o Ebu'l-Muhelleb'den, o İmran b. Husayn'den şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sizin bir kardeşiniz ölmüş bulunuyor haydi kalkın üzerine namaz kılın. "

Bununla Necaşi'yi kastediyordu. Züheyr'in rivayetinde ise "şüphesiz kardeşiniz" şeklindedir.

 

 

Diğer tahric: Nesai, 1945

 

AÇIKLAMA:          (2204) "Selim b. Hayyan" sin harfi fethalı, lam kesrelidir. Buhari ve Müslim'in sahihlerinden bu şekilde sin harfi fethalı olarak (Selim şeklinde) bundan başkası yoktur. İsmi bu şekilde yazılan diğer ravilerde ise sin harfi ötreli, lam harfi fethalıdır (Süleym şeklindedir).

 

"Necaşi Ashama üzerine namaz kıl(dır)dı." Müslim'in rivayetlerinde geçen "Ashama " adının doğru ve bilinen şeklidir. Bu isim hadis, meğazi ve diğer kaynaklarda bu şekilde kaydedilmiştir ama İb!1 Ebu Şeybe'nin Müsned'inde yer alan bu hadisde onun adı "Sahme" olarak kaydedilmiştir. Ayrıca İbn Ebu Şeybe: Yezid bize böyle dedi, ama onun asıl adı "ha" dan önce mim harfi getirilmek suretiyle "Samha" şeklindedir demektedir. Fakat bu iki şekil şazdır. Doğrsu başına hemze getirilerek "Ashama" olduğudur. İbn Kuteybe ve başkaları da: Bunun Arapça anlamı "atiyye (bağış, lütuf)" şeklindedir demişlerdir. İlim adamları der ki: Necaşi lakabı Habeş'lilere hükümdarlık yapan herkese verilen bir lakaptır. Ashama ise Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında yaşayan bu salih hükümdarın özel adıdır. el-Mutarrizi, İbn Haleveyh ve diğer imamlar birbiriyle örtüşen açıklamalarda bulunmuşlardır. Bu açıklamaların hulasası şudur: Müslümanlar arasında hükümdar olan herkese: Emiru'l-Mü'minin. Habeş'lilere hükümdar olanlara Necaşi, Bizanslılara hükümdar olana Kayser, Farslara hükümdar olana Kisra, Türklere hükümdar olana Hakan, Kıptilere hükümdar olana Firavun, Mısır'ahükümdar olana Aziz, Yemen'e hükümdar olana Tubba, Himyerlilere hükümdar olana Kayl denilir. Kayı'ın hükümdarlıktan daha alt bir mertebenin ünvanı olduğuda söylenir.

 

(2207) "Kalkın üzerine namaz kılalım ... " Buradan cenaze namazının vacip olduğu hükmü anlaşılmaktadır ki daha önce geçtiği gibi icma ile farz-ı kifayedir.

 

Necaşi ile ilgili hadiste "dört tekbir aldı" buyurması aynı şekilde İbn Abbas'ın rivayet ettiği hadiste (2209) dört tekbir aldığını söylemesi, diğer taraftan bundan sonra gelecek Zeyd b. Erkam'ın rivayet ettiği (2213) hadiste beş tekbir aldığı belirtilmektedir. Bu hususta Kadi İyaz şöyle diyor: Bu hususta rivayetler arasında farklılık vardır. İbn Ebu Hayseme'nin rivayetinde belirtildiği üzere Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dört, beş, altı, yedi ve sekiz tekbir ile namaz kıldırırdı. Nihayet Necaşi vefat edince onun üzerine dört tekbir aldı ve vefat edene kadar Bunun üzerinde sebat etti (denilmektedir). Ashab-ı Kiram da bu hususta üç tekbir ile dokuz tekbir getirmek arasında ihtilaf etmişlerdir. Ali (r.a.)'dan da Bedir'e katılmış olanların cenaze namazını kıldırırken altı tekbir aldığı, diğer ashab-ı kiramın namazını kıldırırken beş tekbir, onların dışındakilerin namazını kıldırırken de dört tekbir aldığı rivayet edilmiştir.

 

İbn Abdilber dedi ki: Bundan sonra tekbirlerin dört olduğu üzerinde icma gerçekleşmiştir. Fakihler ve İslam aleminin değişik yerlerindeki fetva ehli olan kimseler sahih hadislerde gelen rivayetler üzerinde icma etmişlerdir. Onlara göre Bunun dışındaki rivayetler şaz rivayetler olup onlara iltifat edilmez. (İbn Abdilber devamla) dedi ki: Biz çeşitli bölgelerdeki fukahadan herhangi bir kimsenin beş tekbir alınacağını söylediğini bilmiyoruz. Bundan tek istisna İbn Ebu Leyla' dır.

 

Müslim'deki rivayetlerde selam söz konusu edilmemiştir. Selam vermeyi Darakutni, Süneninde zikretmiş olup, ilim adamları da Bunun üzerinde icma etmişlerdir.

Diğer taraftan ilim adamlarının cumhuru (çoğunluğu) bir tek selam verir derken, Sevri, Ebu Hanife, Şafii ve seleften bir topluluk ise iki selam verir demişlerdir.

 

Bununla birlikte imam'ın selamı açıktan mı vereceği, gizli mi vereceği hususunda da ihtilaf etmişlerdir. Ebu Hanife ve Şafii selamı açıktan vereceğini söylerken, Malik'ten iki rivayet te gelmiş bulunmaktadır. Cenaze namazındaki bu tekbirlerde ellerin kaldırılması hususunda da fukaha arasında görüş ayrılığı vardır. Şafii'nin görüşüne göre bütün bu tekbirlerde eller kalelm' İbnu'l-Munzir bu uygulamayı, İbn Ömer, Ömer b. Abdülaziz, Ata, Salim b. Abdullah, Kays b. Ebu Hazim, Zühri, Evzai, Ahmed ve İshak'dan da rivayet etmiş olup İbnu'l-Munzir de bunu tercih etmiştir. Sevri, Ebu Hanife ve Rey ashabı ise yalnız ilk tekbirde ellerini kaldırır demişlerdir. Malik'ten ise biri hepsinde eller kaldırılır, diğeri yalnızca ilk tekbirde kaldırılır, üçüncüsü ise hiçbirisinde kaldırılmayacağı şeklinde oİmak üzere üç ayrı rivayet gelmiş bulunuyor.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

23 KABİR ÜZERİNE NAMAZ KILMAK BABI