SAHİH-İ MÜSLİM |
CENAZE |
باب في
غسل الميت.
12- ÖLÜNÜN YIKANMASI
HAKKINDA BİR BAB
وحدثنا
يحيى بن يحيى.
أخبرنا يزيد
بن زريع عن أيوب،
عن محمد بن
سيرين، عن أم
عطية. قالت:
دخل
علينا النبي
صلى الله عليه
وسلم ونحن
نغسل ابنته.
فقال
"اغسلنها
ثلاثا، أو
خمسا، أو أكثر
من ذلك إن
رأيتن ذلك،
بماء وسدر.
واجعلن في
الآخرة كافورا
أو شيئا من
كافور فإذا
فرغتن
فآذننى" فلما
فرغنا آذناه.
فألقى إلينا
حقوه. فقال
"أشعرنها
إياه".
2165- Bize Yahya b.
Yahya tahdis etti... Ümmü Atiyye dedi ki: Biz Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in kızının cenazesini yıkamakta iken yanımıza girdi ve: "Onu su ve
sidr yaprağı ile üç yahut beş defa ya da uygun görecek olursanız daha fazla
yıkayabilirsiniz. Son yıkamanızda da kafur -yahut bir miktar kafur- koyunuz.
İşinizi bitirdiğiniz taktirde de beni haberdar ediniz" buyurdu. Biz
işimizi bitirdiğimiz vakit ona haber verdik bize izarını verdi ve: "Bunu
onun şiarı yapınız (doğrudan Bununla kefenleyiniz)" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
1253, 1254, 1258, 1260; Ebu Davud 3142, 3146; Nesai, 1880, 1885, 1886, 1889,
1892; İbn Mace, 1458, 1459
وحدثنا
يحيى بن يحيى.
أخبرنا يزيد
بن زريع عن أيوب،
عن محمد بن
سيرين، عن
حفصة بنت
سيرين، عن أم
عطية. قالت:
مشطناها
ثلاثة قرون.
2166- Bana Yahya b.
Yahya da tahdis etti... Ümmü Atiyye dedi ki: Biz onun saçlarını üçe bölüp
taradık.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 3143; Nesai, 1890
وحدثنا
قتيبة بن سعيد
عن مالك بن
أنس. ح وحدثنا
أبو الربيع
الزهراني
وقتيبة بن
سعيد. قالا: حدثنا
حماد. ح
وحدثنا يحيى
بن أيوب.
حدثنا ابن علية.
كلهم عن أيوب،
عن محمد، عن
أم عطية. قالت:
توفيت
إحدى بنات
النبي صلى الله
عليه وسلم.
وفي حديث ابن
علية قالت:
أتانا رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
ونحن نغسل
ابنته. وفي
حديث مالك
قالت: دخل
علينا رسول
الله صلى الله
عليه وسلم حين
توفيت ابنته.
بمثل حديث يزيد
بن زريع عن
أيوب، عن
محمد، عن أم
عطية.
2167- Bize Kuteybe b.
Said de Malik b. Enes'den tahdis etti. (H.) Bize Ebu'r-Rabi' ez-Zehrani ve
Kuteybe b. Said de tahdis edip dedi ki: Bize Hammad tahdis etti.
Bize Yahya b. Eyyub de
tahdis etti, bize İbn Uleyye tahdis etti. Hepsi Eyyub'den o Muhammed'den, o Ümmü
Atiyye'den şöyle dediğini rivayet etti:
Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in kızlarından birisi vefat etti. İbn Uleyye hadisi rivayetinde:
Ümmü Atiyye şöyle dedi: Biz onun kızını yıkamakta iken ResuluIlah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yanımıza geldi, dedi.
Hadisin Malik yoluyla
gelen rivayetinde ise Ümmü Atiyye'nin şöyle dediği belirtilmektedir: Kızı vefat
ettiği zaman ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bulunduğumuz yere girdi.
.. deyip hadisi Yezid b. Zurey"in Eyyub'dan, onun Muhammed'den, o Ümmü
Atiyye'den diye rivayet ettiği gibi aynen rivayet etti.
وحدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
حماد عن أيوب،
عن حفصة، عن
أم عطية،
بنحوه. غير
أنه قال:
"ثلاثا
أو خمسا أو
سبعا. أو أكثر
من ذلك، إن
رأيتن ذلك".
فقالت حفصة عن
أم عطية:
وجعلنا رأسها ثلاثة
قرون.
2168- Bize Kuteybe b.
Said de tahdis etti... Ümmü Atiyye'den rivayeti buna yakın olarak rivayet
etmekle birlikte: "Üç yahut beş ya da yedi defa yıkayınız eğer uygun
görecek olursanız daha fazlada yıkayabilirsiniz" buyurduğunu söyledi.
Hafsa da Ümmü Atiyye'den rivayetle: Biz onun başinI (saçlarını) üç bölük olarak
taradık, dedi.
Diğer tahric: Buhari,
1254, 1258 -buna yakın-; Nesai, 1887; İbn Mace, 1459
وحدثني
يحيى بن أيوب.
حدثنا ابن
علية. وأخبرنا
أيوب. قال
وقالت حفصة:
عن أم عطية،
قالت:
اغسلنها
وترا. ثلاثا
أو خمسا أو
سبعا. قال:
وقالت أم
عطية: مشطناها
ثلاثة قرون.
2169- Bize Yahya b. Eyyub
da tahdis etti bize İbn Uleyye tahdis etti bize Eyyub de haber verip dedi ki:
Hafsa'nın Ümmü Atiyye'den rivayetine göre dedi ki: Onu üç, beş ya da yedi defa
olmak üzere tek sayıda yıkayınız, (buyurdu). Ayrıca Ümmü Atiyye dedi ki: Biz
onun saçlarını üçe bölüp taradık.
Bu hadis-i şerif yazma
nüshada yer almamaktadır bunun doğru olması hasebi ile basılı nüshadan
hareketle yerleştirdik. Hadis'in yer aldığı kaynaklar: Buhari, 1254 -bu manada
uzunca-, 1259 -muhtasar-, 1260; Nesai, 1882, 1891
حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة
وعمرو الناقد.
جميعا عن أبي
معاوية. قال
عمرو: حدثنا
محمد بن خازم أبو
معاوية. حدثنا
عاصم الأحوال
عن حفصة بنت سيرين،
عن أم عطية.
قالت:
لما
ماتت زينب بنت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم، قال لنا
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم، قال لنا
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم
"اغسلنها
وترا. ثلاثا
أو خمسا.
واجعلن في
الخامسة
كافورا. أو
شيئا من
كافور. فإذا
غسلتنها
فأعلمننى".
قالت: فأعلمناه.
فأعطانا حقوه
وقال: "أشعرنها
إياه".
2170- Bize Ebu Bekr b.
Ebi Şeybe ve Amr en-Nakid birlikte Ebu Muaviye'den tahdis etti... Amr dedi ki:
Bize Muhammed bin Hazim Ebu Muaviye tahdis etti, bize Asım el-Ahvel Sirin kızı
Hafsa'dan tadis etti. O Ümmü Atiyye'den şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kızı Zeynep vefat edince Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize: "Onu üç ya da beş defa olmak üzere tek
sayıda yıkayınız. Beşincisine kafur -yahut bir miktar kafur- koyunuz. Onu
yıkamayı bitirdiğiniz zaman bana bildiriniz" buyurdu. Ümmü Atiyye dedi ki:
Biz ona bildirince o da bize izarını verdi ve: "Siz bunu onun şiarı
yapınız (doğrudan onunla kefenleyiniz)" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
وحدثنا
عمرو الناقد.
حدثنا يزيد بن
هارون. أخبرنا
هشام بن حسان
عن حفصة بنت
سيرين، عن أم
عطية. قالت:
أتانا
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم ونحن نغسل
إحدى بناته.
فقال
"اغسلنها
وترا. خمسا أو
أكثر من ذلك"
بنحو حديث
أيوب وعاصم.
وقال في الحديث:
قالت: فضفرنا
شعرها ثلاثة
أثلاث. قرنيها
وناصيتها.
2171- Bize Amr en-Nakid
de tahdis etti... Ümmü Atiyye dedi ki: Biz (vefat etmiş bulunan) kızlarından
birisini yıkamakta iken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımıza
gelerek: "Onu beş ya da daha fazla sayıda olmak üzere tek defa
yıkayınız" dedi ve hadisi Eyyub ile Asım'ın hadisi rivayetine yakın olarak
rivayet etti. Hadiste şunları da söyledi: Ümmü Atiyye dedi ki: Biz onun saçını
üç bölük olarak taradık; iki bölüğü şakak taraflarından, üçüncüsü ise başının
ortasından idi.
Diğer tahric: Buhari,
1263; Tirmizi, 990; Nesai, 1884
وحدثنا
يحيى بن يحيى.
أخبرنا هشيم
عن خالد، عن
حفصة بنت
سيرين، عن أم
عطية ؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم،
حيث
أمرها أن تغسل
ابنته قال لها
"ابدأن بميامنها
ومواضع
الوضوء منها".
2172- Bana Yahya b.
Yahya tahdis etti... Sirin kızı Hafsa'nın Ümmü Atiyye'den rivayetine göre
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ümmü Atiyye'ye kızını yıkamakta iken
emir vererek: "Onu yıkamaya sağ taraflarından ve abdest azalarından
başlayınız" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
167, 1255, 1256; Ebu Davud, 3145; Tirmizi ,990 -uzunca-; Nesai, 1883
حدثنا
يحيى بن أيوب
وأبو بكر بن
أبي شيبة وعمرو
الناقد. كلهم
عن ابن علية.
قال أبو بكر:
حدثنا اسماعيل
بن علية عن
خالد، عن
حفصة، عن أم
عطية ؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال لهن
في غسل ابنته:
"ابدأن
بميامنها
ومواضع
الوضوء منها".
2173- Bana Yahya b.
Eyyub, Ebu Bekr b. Ebi Şeybe ve Amr en-Nakid tahdis etti. Hepsi İbn Uleyye'den
rivayet etti. Ebu Bekr dedi ki: Bize İsmail b. Uleyye, Halid'den tahdis etti o
Hafsa'dan, o Ümmü Atiyye'den rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) kendilerine kızını yıkadıkları sırada: "Onu yıkamaya sağ
taraflarından ve abdest azalarından başlayınız" buyurdu.
AÇIKLAMA: "(2165)
"Onu üç ya da beş defa ya da uygun görürseniz daha fazla yıkayınız"
diğer rivayette (2168) "üç, beş, yedi ya da uygun görmeniz halinde bundan
daha fazla yıkayınız" diğer rivayette (2189) "Onu tek sayılı üç ya da
beş defa yıkayınız" öbür rivayette (2171) "Onu tek sayı olarak beş ya
da daha fazla yıkayınız" buyrulmaktadır.
Bu rivayetler lafızları
itibariyle farklılık arz etse bile mana itibariyle birbiriyle uyumludur,
ittifak halindedir. Onu tek sayılı yıkayınız, demektir. Bu da üç defa olsun.
Eğer daha iyi temizlemek maksadıyla daha fazla yıkamaya ihtiyaç duyacak
olursanız o zaman beş defa yıkayınız. Daha da temizlemek gereğini duyarsanız o
taktirde yedi defa yıkayınız ve bu böylece sürüp gitsin.
Bundan anlaşılan, tek
sayıda yıkamanın emrolunmuş olduğudur. Üç yıkayış mendup olmak üzere
emrolunmuştur. Eğer üç yıkayış ile temizlik gerçekleşecek olursa dördüncü
yıkayış meşru değildir. Değilse temizlik gerçekleşinceye kadar daha fazla
yıkanır ve tek olması da menduptur.
Ölüyü yıkamanın asıl
hükmü, farz-ı kifaye olmasıdır; aynı şekilde cenazeyi taşımak, kefenlemek,
namazını kılmak, onu defnetmek gibi bütün bu işler de hep farz-ı kifayedir.
Yıkayışında farz olan ise vücudun tamamının bir defa yıkanmasıdır. Bu hususta
ki açıklamaların özeti budur.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Bunu uygun görürseniz" demesinden hitap Ümmü
Atiyye'ye yöneliktir. Bu da ihtiyaç duyarsanız anlamındadır. Ancak bu işin
onların seçimine ve arzularına terk edildiği anlamında değildir.
Um Atiyye kadın ölüleri
yıkayan birisi idi. Faziletli kadın sahabilerden birisi olup Ensar'dandı. Adı
Nuseybe idi, Nesibe olduğu da söylenmiştir.
Cenazesi yıkanan,
Resulüllah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kızı Zeynep (r.anha)dır. Cumhur
böyle demiştir. Kadı lyaz dedi ki: Bazı siyer bilginleri Bunun Ümmü Gülsüm
olduğunu söylemiş iseler de doğrusu Müslim'in bundan sonraki rivayetinde açıkça
ifade ettiği üzere Zeynep olduğudur.
"Su ve sidr
yaprağı" bu ifade de ölünün yıkanması esnasında sidr yaprağı kullanmanın
müstehab olduğuna delil vardır. Müstehab olduğu üzerinde de ittifak bulunmaktadır.
Sidr farz olan ilk yıkayışta kullanılır. Her birisinde kullanılabileceği de
söylenmiştir.
"Son yıkayışta ise
kafur -yahut bir miktar kafur- kullanın" buyruğunda son yıkayışta bir
miktar kafur kullanmanın müstehab olduğu hükmü anlaşılmaktadır. Bize göre bu
hüküm üzerinde ittifak vardır. Malik, Ahmed ve ilim adamlarının cumhuru da
böyle demişlerdir. Ebu Hanife ise müstehab değildir demiştir. Cumhurun delili
bu hadis-i şeriftir. Ayrıca kafur kullanmak ölünün hoş kokmasına sebep olur,
bedenine sağlamlık kazandırır, serinletir, çabuk bozulmasını engeller yahut ona
kafur katmak ölüye ikram anlamını da ihtiva eder.
"Sonra bize izorını
verdi ve doğrudan onunla kefenleyiniz buyurdu" Asıl anlamıyla
"hıkv" izarın (belden aşağısını örten elbisenin peştemalın) bağlanma
yeridir. Mecazi olarak ona izar denilmiştir. Çünkü izar o belli yerde bağlanıp
düğümlenir. Burada şiar ise bu peştemalı ona şiar yapınız anlamındadır. Şiar
ise doğrudan bedene değen elbiseye denilir. Ona bu ismin veriliş sebebi ise
bedenin tüylerine değmesinden dolayıdır. Peygamber efendimizin izarının ona
kefen yapılmasındaki hikmet ise Bunun onun için bereket sebebi olmasıdır.
Buradan da salihlerin
izleri ve elbiselerinin bereketinden yararlanma hükmü anlaşıldığı gibi kadının
erkeğe ait bir elbise ile kefenlenmesinin caiz olduğu hükmü de anlaşılmaktadır.
(2166) "Saçlarını
üçe bölüp taradık" yani saçlarını üç örgü olarak böldük. Sağ ve sol
şakaklarında iki, tepesinde de bir örgü yaptık. Nitekim daha başka rivayetlerde
bu böylece açıklanmıştır. "Saçlarını taradık" ifadesinden ölünün
saçlarının taranmasının ve örülmesinin müstehab olduğu hükmı'! anlaşılmaktadır.
Şafii, Ahmed, İshak'da böyle demiştir. Evzai ve Kufeliler ise saçlarını
taramakta ve örmekte müstehab değildir demişlerdir. Aksine saç dağınık bir
şekilde iki tarafına salınıverilir demişlerdir. Bizim bu hususta ki delilimiz
hadis-i şeriftir. Anlaşıldığı kadarıyla da Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bundan haberdar edilmiş ve -yıkaması ile ilgili diğer hususlar da olduğu gibibu
hususta da ondan izin alındığıdır.
(2172) "Sağ
taraflarından ve abdest organlarından başlayınız ... " Burada ölü
yıkanirken ve diğer taharetlerde (abdest ve gusül gibi) sağ organların
öncelenmesinin müstehab olduğu hükmü anlaşılmaktadır. Faziletli diğer işlerde
Bunun kapsamında kabul edilir. Bu manadaki hadisler sahihte pek çok ve
meşhurdur.
Buradan anlaşılan diğer
hükümlere gelince:
1. Ölüye abdest aldırmak
müstehabtır. Bizim, Malik'in ve cumhurun görüşü budur. Ebu Hanife ise müstehab değildir
demiştir. Bize göre abdest, cünüp kimsenin abdest alışında olduğu gibi guslün
başında aldırılır. Ümmü Atiyye'nin rivayet ettiği bu hadis de bizim
mezhebimizdeki iki görüşün daha sahih olanının lehine bir delildir. Bu görüşe
göre ölmüş bir kadını, kadınların yıkaması, kocasına göre daha öncelikli bir
haktır.
2. Zeyneb'in vefatı
sırasında kocasının hazır bulunduğu, onu yıkamasının . önünde bir engel
olmadığı ve onu yıkama işini kadınlara havale etmediği kesin olarak
bilinmedikçe (kocasının onu yıkayabileceğine dair) delalet etmesi kabul
edilmeyebilir. Ama hem bizim mezhebimizin hem cumhurun kabul ettiği görüşe göre
koca kendi zevcesinin cenazesini yıkayabilir. Şa'bı, Sevri ve Ebu Hanife ise
kocanın karısının cenazesini yıkaması caiz değildir demişlerdir ama kadının
kocasını yıkamasının caiz olduğu üzerinde ise icma etmişlerdir.
3. Bazıları bu hadisi
ölü yıkamış kimsenin gusletmesinin vacip olmadığına delil göstermişlerdir.
Bunun delil gösterilme yönü ise bu hadisin, bir işin nasıl yapılacağını öğretmek
ile ilgili oluşudur. Eğer gusletmek icap etseydi bunu da öğretirdi. Bizim ve
cumhurun kabul ettiği görüş de cenaze yıkamış olan kimseye gusletmek icap
etmemekle birlikte müstehap olduğu şeklindedir.
Hattabı dedi ki: Ben
herhangi bir kimsenin cenaze yıkayan kişinin gusletmesinin vacip olduğunu
söylediğini bilmiyorum. Bununla birlikte Ahmed ve İshak bundan dolayı abdest
almayı vacip kabul etmiş, cumhur ise müstehab olduğu kanaatindedir.
Mezhebimizde şaz bir görüş daha vardır ki bu görüşe göre hiç bir şey gerekmez
ama Ebu Hureyre'den "bir cenazeyi yıkayan bir kimse gusletsin, ona dokunan
kişi de abdest alsın" diye rivayet edilen hadis ise ittifakla zayıf bir
hadistir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
13- ÖLÜNÜN KEFENİ HAKKINDA
BİR BAB