SAHİH-İ MÜSLİM

KÜSUF

 

باب ذكر النداء بصلاة الكسوف "الصلاة جامعة".

198- KÜSUF NAMAZI İÇİN: "ES-SALATE CAMİATEN: HEP BERABER NAMAZA" DİYE SESLENMEYE DAİR

 

حدثني محمد بن رافع. حدثنا أبو النضر. حدثنا أبو معاوية (وهو شيبان النحوى) عن يحيى، عن أبي سلمة، عن عبدالله بن عمرو بن العاص. ح وحدثنا عبدالله بن عبدالرحمن الدارمي. أخبرنا يحيى بن حسان. حدثنا معاوية بن سلام عن يحيى بن أبي كثير. قال أخبرني أبو سلمة بن عبدالرحمن عن خبر عبدالله بن عمرو بن العاص ؛ أنه قال:

 لما انكسفت الشمس على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم، نودى بـ (الصلاة جامعة). فركع رسول الله صلى الله عليه وسلم ركعتين في سجدة. ثم قام فركع ركعتين في سجدة. ثم جلى عن الشمس. فقالت عائشة: ما ركعت ركوعا قط، ولا  سجدت سجودا قط، كان أطول منه.

 

2110- Bana Muhammed b. Rafi' tahdis etti, bize Ebu'n-Nadr tahdis etti, bize Ebu Muaviye -ki Şeyban en Nahvi' dir- Yahya'dan tahdis etti, o Ebu Seleme'den, o Abdullah b. Amr b. As'dan rivayet etti. (H.) Bize Abdullah b. Abdurrahman ed-Darimi de tahdis etti. Bize Yahya b. Hassan rivayet etti, bize Muaviye b. Sellam Yahya b. Ebu Kesir'den şöyle dediğini tahdis etti: Bana Ebu Seleme b. Abdurrahman, Abdullah b. Amr b. el-As'ın haberi hakkında haber vererek şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında güneş tutulduğunda "es-salate camiaten: hep birlikte namaza gelin" diye sesleniidi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki rüku bir secde yaptı sonra ayağa kalkıp yine iki rüku bir secde yaptı sonra güneşin tutulması geçti. Aişe: Ben hiçbir zaman ne bundan uzun bir rüku yaptım ne de bundan uzun bir secde yaptım, dedi.

 

Diğer tahric: Buhari, 1051, 1045; Nesai, 1478

 

AÇIKLAMA:          İbn Amr'ın rivayet ettiği hadiste: "İki rüku ve bir secde yaptı" bir rekatta iki rüku yaptı, demektir; secdeden kasıt ise rekattır. Daha önce bir rekatı anlatmak için secde lafzının kullanıldığına dair çok sayıda hadis-i şerif geçmiş bulunmaktadır.

 

"Hiçbir zaman ne bundan uzun bir rüku yaptım ne de bundan uzun secde yaptım." İleride gelecek (2114) Ebu Musa el-Eş'ari'nin rivayet ettiği hadiste şöyle denilmektedir: "Kalkıp namaza durdu. En uzun kıyamı, en uzun rükuu ve en uzun sücudu yaparak namaz kıldı. Böylesini hiçbir namazda yaptığını da görmedim." Bu iki hadiste tercih edilen kanaatin lehine delil vardır. O da küsuf namazında secdenin uzatılmasının müstehap olduğudur.

 

Rivayetlerin birçoğunda secdenin uzun tutulduğunun sözkonusu edilmemesinin bir zararı yoktur. Çünkü sika bir ravi tarafından yapılan ziyade kabul edilir. Bununla birlikte sücudun uzun tutulması ashabı kiramdan bir topluluğun naklettiği bir çok rivayette de sabittir. Müslim ise bu hususu Aişe ve Ebu Musa'nın rivayetleri ile zikretmiş bulunmaktadır. Buhari ise bunu başka bir topluluktan Ebu Davud da başkalarının yolundan rivayet etmiş bulunmaktadır. Böylelikle bunun rivayet yolları çoğalmış, birbirini de güçlendirmiş olmaktadır. O halde bunun gereğince amel etmek muayyen olarak sabit olmaktadır.

 

 

 

وحدثنا يحيى بن يحيى. أخبرنا هشيم عن إسماعيل، عن قيس بن أبي حازم، عن أبي مسعود الأنصاري ؛ قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 "إن الشمس والقمر آيتان من آيات الله. يخوف الله بهما عباده. وإنهما لا ينكسفان لموت أحد من الناس. فإذا رأيتم منها شيئا فصلوا وادعوا الله. حتى يكشف مابكم".

 

2111- Bize Yahya b. Yahya da tahdis etti. Bize Huşeym, İsmail'den haber verdi. O, Kays b. Ebu Hazim'den, o Ebu Mesud el-Ensari'den şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şüphesiz güneş ve ay, Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Allah onlarla kullarını korkutuyor. Şüphesiz onlar, insanlardan herhangi birisinin ölümü dolayısı ile tutulmazlar. Bu sebeple onlarda herhangi bir şey görecek olursanız namaz kılın ve içinde bulunduğunuz hal açılıncaya kadar Allah'a dua edin."

 

Diğer tahric: Buhari, 1041, 1057,3204; Nesai, 1461; İbn Mace, 1261

 

 

وحدثنا عبدالله بن معاذ العنبري ويحيى بن حبيب. قالا: حدثنا معتمر عن إسماعيل، عن قيس، عن أبي مسعود ؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال:

 "إن الشمس والقمر ليس ينكسفان لموت أحد من الناس. ولكنهما آيتان من آيات الله. فإذا رأيتموه فقوموا فصلوا".

 

2112- Bize Ubeydullah b. Muaz el-Anberi ve Yahya b. Habib de tahdis edip dedi ki: Bize Mu'temir, İsmail'den tahdis etti, o Kays'dan, o Ebu Mesud'dan rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şüphesiz güneş ve ay insanlardan herhangi birisinin ölümü dolayısı ile tutulmazlar. Ama her ikisi de Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Bunu (tutulmalarını) görecek olursanız kalkın, namaz kılın. "

 

 

وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا وكيع وأبو أسامة وابن نمير. ح وحدثنا إ سحاق بن إبراهيم. أخبرنا جرير ووكيع. ح وحدثنا ابن أبي عمر. حدثنا سفيان ومروان. كلهم عن إسماعيل، بهذا الإسناد. وفي حديث سفيان ووكيع:

 انكسفت الشمس يوم مات إبراهيم. فقال الناس: انكسفت لموت إبراهيم.

 

2113- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe de tahdis etti, bize Veki', Ebu Usame ve İbn Numeyr tahdis etti (H.) Bize İshak b. İbrahim de tahdis etti, bize Cerir ve Veki' haber verdi. (H.) Bize İbn Ebu Ömer de tahdis etti, bize Süfyan ve Mervan tahdis etti, hepsi İsmail'den bu isnad ile rivayet etti. Süfyan ile Veki'in hadislerinde şöyle denilmektedir: İbrahim'in vefat ettiği gün güneş tutuldu. Bunun üzerine insanlar: İbrahim'in ölümü sebebi ile güneş tutuldu, dediler.

 

 

حدثنا أ بو عامر الأشعري عبدالله بن براد ومحمد بن العلاء. قالا: حدثنا أبو أسامة عن بريد، عن أبي بردة، عن أبي موسى. قال:

 خسفت الشمس في زمن النبي صلى الله عليه وسلم. فقام فزعا يخشى أن تكون الساعة. حتى أتى المسجد. فقام يصلي بأطول قيام وركوع وسجود. ما رأيته يفعله في صلاة قط. ثم قال "إن هذه الآيات التي يرسل الله، لا تكون لموت أ حد ولا  لحياته. ولكن الله يرسلها يخوف بها عباده. فإ ذا رأيتم منها شيئا فافزعوا إلى ذكره ودعائه واستغفاره".

وفي رواية ابن العلاء: كسفت الشمس. وقال "يخوف عبادة".

 

2114- Bize Ebu Amir el-Eşari, Abdullah b. Berrad ve Muhammed b. el-Ala tahdis edip dedi ki: Bize Ebu Usame, Bureyd'den tahdis etti, o Ebu Burde'den, o Ebu Musa'dan şöyle dediğini rivayet etti: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında güneş tutuldu. Kıyamet kopacak korkusu ile telaşla derhal yerinden kalktı ve mescide gitti. Kalkıp namaza durdu. En uzun kıyam, rüku ve sücudu yaparak namaz kıldı. Böylesini başka hiçbir namazda yaptığını görmedim. Sonra da şöyle buyurdu: "Allah'ın gönderdiği bu ayetler hiç şüphesiz herhangi bir kimsenin ölümü ya da hayatı dolayısı ile olmazlar. Ama Allah bunları kulları kendileri ile korkutmak üzere gönderir. Bu ayetlerden herhangi birisini görecek olursanız derhal onu zikretmeye, ona dua edip ondan mağfiret dilemeye koşunuz. "

İbnu'l-Ala'nın rivayetinde (hasafeti'ş-şemsu yerine, aynı anlamda:) kesefeti'ş- şemsu şeklindedir. Ayrıca o ("kendileri" ile anlamındaki "biha" lafzını kulanmadan) "kullarını korkutur" demiştir.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 1059; Nesai, 1502

 

AÇIKLAMA:          (2114) "Kıyamet kopacak korkusu ile derhal telaşla yerinden kalktı" kıyametin mutlaka kıyamet öncesinde gerçekleşmesi gereken bir takım alametlerinin bulunması ve henüz bunların meydana gelmemiş olması itibari ile bu ifadelerin açıklanması zor görülebilir. Güneşin battığı yerden doğması, Dabbe'nin, ateşin, Deccal'in çıkması, Türklerle savaşılması ve buna benzer kıyametten önce mutlaka metdana gelmesi gereken Şam'ın, Irak'ın, Mısır'ın ve başka yerlerin fethedilmec,ı, Kisra'nın hazinelerinin yüce Allah yolunda infak edilmesi, Haricilerle Savaşılması ve buna benzer sahih hadislerde meşhur olan çeşitli hususların henüz meydana gelmemiş olması buna örnektir.

 

Buna çeşitli şekillerde cevap verilebilir. Bu cevaplardan birisi şudur: Bu güneş tutulmasının Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bu hususların bildirilmesinden önce meydana gelmiş olma ihtimali vardır.

 

İkincisi, Allah Resulü bu tutulmanın kıyametten önce gerçekleşecek bir takım alametlerden birisi olduğundan korkmuş olabilir.

 

Üçüncüsü, hadisi rivayet eden Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bu halin kıyametin kopması olacağından korkmuş olacağını sanmış olabilir. Onun böyle bir kanaate kapılması ise Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in gerçekten böyle bir şeyden korkmuş olmasını gerektirmez. Aksine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sadece namaz ve buna benzer küsuf ile alakalı diğer işleri yapmak üzere çıkmakta acele etmiştir. Bir tür ceza olacağından korkmuş olması da mümkündür. Nitekim şiddetli rüzgar estiği zaman hoşlanmadığı yüzünden anlaşılır ve bunun bir azap olacağından korkardı. İstiska kitabının sonlarında geçtiği gibi. Ravi bundan farklı bir kanaate kapılmış olabilir. Ama onun bu zannına itibar edilmez.

 

 

 

عبيدالله بن عمر القواريري. حدثنا بشر بن المفضل. حدثنا الجريري عن أبي العلاء حيان بن عمير، عن عبدالرحمن بن سمرة. قال:

 بينما أنا أرمي بأسهمي في حياة رسول الله صلى الله عليه وسلم، إذ انكسفت الشمس. فنبذتهن. وقلت : لأنظرن إلى ما يحدث لرسول الله صلى الله عليه وسلم في انكساف الشمس، اليوم. فانتهيت إليه وهو رافع يديه، يدعو ويكبر ويحمد ويهلل. حتى جلى عن الشمس. فقرأ سورتين وركع  ركعتين.

 

2115- Bana Ubeydullah b. Ömer el-Kavariri de tahdis etti, bize Bişr b. el-Mufaddal tahdis etti, bize el-Cureyrı, Ebu'l-Ala Hayyan b. Umeyr'den tahdis etti, o Abdurrahman b. Semura'dan şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hayatta iken oklarımla alış yaptığım bir sırada güneş tutuldu. Derhal onları bir kenara bıraktım ve: Bugün güneş tutulması sebebi ile Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için yeni neler olacağına mutlaka bakmalıyım, dedim ve onun yanına vardım. Ellerini kaldırmış dua ediyor, tekbir getiriyor, elhamdu lillah ve la ilahe illallah, diyordu. Güneş açılıncaya kadar (bu hali devam etti), iki sure okuyup iki re kat namaz kıldı.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 1195; Nesai, 1459

 

 

وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا عبدالأعلى بن عبدالأعلى، عن الجريري، عن حيان بن عمير، عن عبدالرحمن بن سمرة. وكان من أصحاب رسول الله صلى الله عليه وسلم. قال:

 كنت أرتمي بأسهم لي بالمدينة في حياة رسول الله صلى الله عليه وسلم. إذ كسفت الشمس. فنبذتها. فقلت: والله ! لأنظرن إلى ما حدث لرسول الله صلى الله عليه وسلم في كسوف الشمس. قال: فأتيته وهو قائم في الصلاة. رافع يديه. فجعل يسبح ويحمد ويهلل ويكبر ويدعو. حتى حسر عنها. قال: فلما حسر عنها، قرأ سورتين وصلى ركعتين.

 

2116- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe de tahdis etti, bize Abdu'l-A'la b. Abdu'l-A'la, el-Cureyri'den tahdis etti, o Hayyan b. Umeyr'den, o Abdurrahman b. Semura'dan -ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabındandı- şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hayatta iken Medine'de oklanm ile atış yapıyordum. Derken güneş tutulunca onları bir kenara bıraktım. (Kendi kendime): Allah'a yemin ederim ki güneşin tutulması hususunda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ne yapacağını görmeliyim, dedim. Yanına vardığımda namazda kıyamda durmuş, ellerini kaldırmış idi. Subhanallah, elhamdulillah demeye la ilahe illallah diye tehlil getirmeye, Allahu ekber diyerek tekbir getirmeye ve dua etmeye koyuldu. Güneşin tutulması bitinceye kadar (bu hali sürdü)

(Abdurrahman b. Semura) dedi ki: Güneşin tutulması geçince iki sure okuyup iki rekat namaz kıldı.

 

 

حدثنا محمد بن المثنى. حدثنا سالم بن نوح. أخبرنا الجريري عن حيان بن عمير، عن عبدالرحمن بن سمرة. قال:

 بينما أنا أترمى بأسهم لي على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم، إذ خسفت الشمس. ثم ذكر نحو حديثهما.

 

2117- Bize Muhammed b. el-Müsenna tahdis etti, bize Salim b. Nuh tahdis etti, bize el-Cureyri, Hayyan b. Umeyr'den tahdis etti, o Abdurrahman b. Semura'dan şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hayatta iken oklarımla atış yapıyordum. Derken güneş tutuluverdi. Sonra hadisi bundan önceki ikisinin hadisi rivayetlerine yakın olarak zikretti.

 

 

AÇIKLAMA:          (2115) " ... ve onun yanına vardım ... iki rekat namaz kıldı"; diğer rivayette (2116): "Yanına vardığımda namazda kıyamda durmuş, ellerini kaldırmış idi. ... Güneşin tutulması geçince iki sure okuyup iki rekat namaz kıldı" denilmektedir.

 

Bu, açıklaması zor görülebilen ve zahiri ne bakılarak Küsuf namazına güneş tutulmasının geçmesinden sonra başladığı zannına kapılmaya sebep teşkil edebilecek rivayet olarak görülebilir.

 

Gerçekte durum böyle değildir. Çünkü Güneş tutulmasının geçmesinden sonra Küsuf namazına başlamak caiz değildir. Bu hadis de (bu sebeple) -ikinci rivayette açıkça ifade ettiği şekilde- onu namaz kılmakta iken gördüğü şeklinde yorumlanır.

 

Bundan sonra ravi, namazda gerçekleşen dua, tekbir, tehlil, tesbih, tahmid, ikinci rekatın son iki kıyamında iki sure okuması gibi cereyan eden bütün hususları bir arada söz konusu etti. Sözü geçen iki sureyi ise, güneş tutulmasının geçmesinden sonra namazı tamamalamak için okumuştu. Böylelikle namaz güneş tutulması halinde başlamış ve tutulmasının geçmesinden sonra tamamlanmış oldu. Sözünü ettiğim bu takdiri açıklama(yı yapıp durumun böyle olduğunu kabul etmek), bir zorunluluktur. Çünkü bu, ikinci rivayetle, fıkıh kaideleriyle ve diğer sahabilerin rivayetleriyle uyumludur. Birki rivayet de -her iki rivayetin birbirine uyması için- buna göre açıklanır.

 

Kadi İyaz'ın el-Mazeri'den naklettiğine göre o, bu namazı bir küsuf namazı olarak değil de, güneş tutulmasının sona ermesinden sonra başlı başına nafile bir namaz olarak yorumlamıştır. Ancak bu zayıf ve ikinci rivayetin zahirine aykırı bir yorumdur. Allah en iyi bilendir.

 

(2116) "Namazda kıyamda ellerini kaldırmış duruyordu ... " Bunda kunut yaparken ellerin kaldırılacağına dair mezheb alimlerimizin görüşünün lehine delil bulunduğu gibi, namazda dua edilirken eller kaldırılmaz diyenlerin kanaatlerini de reddetmektedir.

 

"Tutulması geçince" açılınca demektir, buradaki "husira" ile bundan önceki rivayetteki "cülliye (tutulma halinin sona ermesi demek olup)" aynı anlamdadır.

 

(2117) "Oklarımla atış yapıyordum." Bu da birinci rivayetteki ile aynı anlamdadır. Ermi, ertemi, eterama ve -son rivayette de dediği gibi-: eteremma da denilir. (Hepsi ok atmak anlamındadır)

 

 

 

حدثني هارون بن سعيد الأيلي. حدثنا ابن وهب. أخبرني عمرو بن الحارث ؛ أن عبدالرحمن بن القاسم حدثه عن أبيه القاسم بن محمد بن أبي بكر الصديق، عن عبدالله بن عمر ؛ أنه كان يخبر عن رسول الله صلى الله عليه وسلم ؛ أنه قال

 "إن الشمس والقمر لا يخسفان لموت أحد ولا  لحياته. ولكنهما آية من آيات الله. فإذا رأيتموهما فصلوا".

 

2118- Bana Harun b. Said el-Eyl! de tahdis etti, bize İbn Vehb tahdis etti, bana Amr b. el-Haris'in haber verdiğine göre Abdurrahman b. el-Kasım kendisine babası el-Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir'den tahdis etti. Onun Abdullah b. Ömer'den rivayet ettiğine göre o, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu haber verirdi: "Şüphesiz güneş ve ay herhangi bir kimsenin ölümü ve hayatı sebebi ile tutulmazlar. Ama her ikisi de Allah'ın ayetlerinden bir(er) ayettir. Onları (tutulma hallerini) gördüğünüz zaman namaz kılın"

 

Diğer tahric: Buhari, 1042,3201; Nesai, 1460

 

 

وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة ومحمد بن عبدالله بن نمير. قالا: حدثنا مصعب (وهو ابن المقدام) حدثنا زائدة. حدثنا زياد بن علاقة (وفي رواية أبي بكر قال: قال زياد بن علاقة) سمعت المغيرة بن شعبة يقول:

 انكسفت الشمس على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم. يوم مات ابراهيم. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم "إن الشمس والقمر آيتان من آيات الله. لا ينكسفان لموت أحد ولا  لحياته. فإذا رأيتموهما فادعوا الله وصلوا حتى ينكشف".

 

2119- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe ve Muhammed b. Abdullah b. Numeyr de tahdis edip dediler ki: Bize Mus'ab -ki o b. el-Mikdam'dır- tahdis etti, bize Zaide tahdis etti, bize Ziyad b. İlaka tahdis etti -Ebu Bekr rivayetinde dedi ki: Ziyad b. İlaka dedi ki- ben el-Muğire b. Şu'be'yi şöyle derken dinledim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hayatta iken İbrahim'in öldüğü gün güneş tutuldu. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şüphesiz güneş ve ay Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Bunlar herhangi bir kimsenin ölümü ve hayatı dolayısı ile tutulmazlar. Siz onları (tutuldukkırını) gördüğünüz taktirde Allah'a dua edin ve tutulma hali geçinceye kadar namaz kılın. "

 

 

Diğer tahric: Buhari, 1043, 1060,6199 -muhtasar-

 

AÇIKLAMA:          Babtaki hadislerde "şüphesiz güneş ve ay iki ayettir, herhangi bir kimsenin ölümü ve hayatı dolayısı ile tutulmazlar. Onları (tutulduklarını) görecek olursanız namaz kılınız" buyurulmaktadır. Bu ifadelerde hem Şafii'nin hem de hadis 'ashabı fukahasının tamamının ayın tutulması sebebi ile de tıpkı güneşin tutulması halinde kılınan namaz gibi namaz kılmak müstehaptır şeklindeki görüşlerinin lehine delil bulunmaktadır. Aynı zamanda bu kanaat, ashab-ı kiramdan ve başkalarından bir topluluktan da rivayet edilmiştir.

 

Malik ve Ebu Hanife ise ay tutulması dolayısı ile bu şekilde bir namaz kılmak sünnet değildir. Sünnet olan ancak diğer namazlar gibi ve tek başına (cemaatle olmaksızın) iki rekat kılmaktır, demişlerdir. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

1- ÖLÜM HALİNDE OLANLARA LA İLAHE İLLALAH'IN TELKİN EDİLMESİ BABI