SAHİH-İ MÜSLİM

CUMA

 

باب فضل التهجير يوم الجمعة .

172- CUMA GÜNÜNDE (NAMAZA) ERKEN GİTMENİN FAZİLETİ BABI

 

وحدثني أبو الطاهر وحرملة وعمرو بن سواد العامري (قال أبو الطاهر: حدثنا. وقال الآخران: أخبرنا ابن وهب). أخبرني يونس عن ابن شهاب. أخبرني أبو عبدالله الأغر ؛ أنه سمع أبا هريرة يقول: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 "إذا كان يوم الجمعة كان على كل باب من أبواب المسجد ملائكة يكتبون الأول فالأول. فإذا جلس الإمام طووا الصحف وجاؤوا يستمعون الذكر. ومثل المهجر الذي يهدي البدنة. ثم كالذي يهدي بقرة. ثم كالذي يهدي الكبش. ثم كالذى يهدي الدجاجة. ثم كالذي يهدي البيضة".

 

1981- Bana Ebu Tahir, Harmele ve Amr b. Sevvfıd el-Amiri de tahdis etti. Ebu Tahir bize İbn Vehb tahdis etti dedi, diğer ikisi ise haber verdi, dediler. (İbn Vehb dedi ki:) Bana Yunus, İbn Şihab'dan haber verdi, bana Ebu Abdullah b. el-Ağar'ın haber verdiğine göre o, Ebu Hureyre'yi şöyle derken dinlemiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Cuma günü olunca, mescidin her bir kapısı üzerinde ilk gelen kimseyi önceliğine göre yazan melekler bulunur. İmam oturunca sahifeleri kaplarlar ve gelip zikri dinlerler. (Cumaya) erken gelenin misali bir deve kurban edenin misali gibidir. Sonra gelen bir inek kurban etmiş gibi olur, sonra gelen bir koç kurban etmiş gibi, sonra bir tavuk tasadduk etmiş, şonra gelen de bir yumurta tasadduk etmiş gibi olur. "

 

Diğer tahric: Buhari,"929, 3211 -muhtasar-; Nesai, 1384

 

 

حدثنا يحيى بن يحيى وعمرو الناقد عن سفيان، عن الزهري، عن سعيد، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم. بمثله.

 

1982- Bize Yahya b. Yahya ve Amr en-Nakid, Süfyan'dan tahdis etti. O Zühri'den, o Said'den o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den aynısını rivayet etti.

 

Diğer tahric: Nesai, 1385; İbn Mace, 1092

 

 

وحدثنا قتيبة بن سعيد. حدثنا يعقوب (يعني ابن عبدالرحمن) عن سهيل، عن أبيه، عن أبي هريرة ؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال:

 "على كل باب من أبواب المسجد ملك يكتب الأول فالأول (مثل الجزور ثم نزلهم حتى صغر إلى مثل البيضة) فإذا جلس الإمام طوت الصحف وحضروا الذكر".

 

1983- Bize Kuteybe b. Said de tahdis etti, bize Yakub -yani b. Abdurrahman- Suheyl'den tahdis etti, o babasından, o Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Mescit kapılarının her birisinde önce gelen kimseyi önceliğine göre yazan bir melek vardır. Önce gelene deveyi misal verdi. Sonra onların misallerini daha aşağıya indirerek yumurta misaline kadar küçülttü- İmam oturdumu sahifeler katlanır (ve melekler) zikrin yapılışında hazır bulunurlar. "

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          (1981) "Erken gelenin misali bir deve kurban edenin misali gibidir." Halil b. Ahmed ve başka dil bilginleri ve daha başka kimseler: TehcIr; erken hareket etmek, erken gelmek demektir, demişlerdir. "Eğer tehcirdeki lütuf ve ihsanların ne olduğunu bilselerdi mutlaka onun için birbirleri ile yarışırlardı" hadisinde de bu anlamda kullanılmıştır. Bu da her bir namaza erken gitmek anlamındadır. İlim adamları bunu böylece açıklamışlardır.

Kadi İyaz dedi ki: el-Harbi, Ebu Zeyd'den, o Ferra'dan ve başkalarından naklen dedi ki: Tehcir, hacire denilen öğle vakti sıcağında yürümek demektir. Ama burada doğrusu, tehcir'in erken gitmek anlamında olduğudur.

 

Hadisin tamamının şerhi az önce geçmiş bulunmaktadır.

(1983) "Deveyi misal verdi, sonra onları daha aşağıya indirerek nihayet yumurtayı misal verdi" ibaresinde "onları daha aşağıya indirmesi", öne geçmek ve fazilet bakımından mevkilerini, konumlarını zikretmesi demektir.

 

(1981) "İmam oturdu mu sahifeleri dürerler" Diğer (1961) hadiste ise: "cuma günü gusledip sonra namaza giden bir kimse ... " buyurduğu zikredilmişti. Her iki hadis arasında bir çelişki yoktur. Aksine her iki hadisin de zahirinin ifade ettiği şudur: İmamın çıkması ile hazır bulunurlar ama sahifeleri katlamazlar. Ancak imam minberin üzerine oturdumu artık sahifeleri katlarlar. Hadisi şeriften anlaşıldığı üzere, minbere ilk çıkıştan sonra müezzin ezan okuyuncaya kadar hutbeden önce oturmak müstehaptır. Bu oturuş Şafii, Malik'e ve cumhura göre müstehaptır. Ebu Hanife ve kendisinden nakledilen bir rivayete göre Malik, müstehap değildir demişlerdir. Cumhurun delili, sahihteki pek çok hadis ile birlikte bu hadisi şeriftir. Bunun vacip olmadığının delili ise, bu oturuşun hutbenin bir parçası olmamasıdır.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

173- HUTBEYİ SUSUP DİNLEYEN KİMSENİN FAZİLETİ BABI