SAHİH-İ MÜSLİM

CUMA

 

باب في الأنصات يوم الجمعة في الخطبة.

168- CUMA GÜNÜ HUTBENİN DİNLENMESİNE DAİR BİR BAB

 

وحدثنا قتيبة بن سعيد ومحمد بن رمح بن المهاجر. قال ابن رمح. أخبرنا الليث عن عقيل، عن ابن شهاب. أخبرني سعيد بن المسيب ؛ أن أبا هريرة أخبره ؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال:

 "إذا قلت لصاحبك: أنصت، يوم الجمعة، والإمام يخطب، فقد لغوت".

 

1962- Bize Kuteybe b. Said ve Muhammed b. Rumh b. el-Muhacir tahdis etti, İbn Rumh dedi ki: Bize leys Ukayl'den haber verdi, o İbn Şihab'dan rivayet etti. Bana Said b. el-Müseyyeb'in haber verdiğine göre Ebu Hureyre kendisine şunu haber vermiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cuma gününde imam hutbe verirken, arkadaşına: Dinle, dediğin taktirde sen lağv etmiş (boş söz söylemiş) olursun," buyurdu.

 

Diğer tahric: Buhari, 394; Tirmizi, 512, Nesai, 1400, 1401

 

 

وحدثني عبدالملك بن شعيب بن الليث. حدثني أبي عن جدي. حدثني عقيل بن خالد عن ابن شهاب، عن عمر بن عبدالعزيز، عن عبدالله بن إبراهيم بن قارظ. وعن ابن المسيب ؛ أنهما حدثاه ؛ أن أبا هريرة قال: سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول. بمثله.

 

1963- Bana Abdulmelik b. Şuayb b. el-leys de tahdis etti, bana babam dedemden tahdis etti, bana Ukayl b. Halid, İbn Şihab'dan tahdis etti, o Ömer b. Abdulaziz'den, o Abdullah b. İbrahim b. Karız ve İbn el-Müseyyeb'den rivayet etti. Her ikisi kendisine Ebu Hureyre'nin şöyle dediğini tahdis etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken dinledim, (deyip) hadisi aynen nakletti.

 

 

وحدثنيه محمد بن حاتم. حدثنا محمد بن بكر. أخبرنا ابن جريج. أخبرني ابن شهاب. بالإسنادين جميعا. في هذا الحديث، مثله. غير أن ابن جريج قال: إبراهيم بن عبدالله بن قارظ.

 

1964- Bunu bana Muhammed b. Hatim de tahdis etti, bize Muhammed b. Bekr tahdis etti, bize İbn Cureyc haber verdi, bana İbn Şihab her iki isnadı ile birlikte bu hadisi aynen haber verdi. Ancak İbn Cureyc, İbrahim b. Abdullah b. Karız demiştir.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

وحدثنا ابن أبي عمر. حدثنا سفيان عن أبي الزناد، عن الأعرج، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم ؛ قال:

 "إذا قلت لصاحبك: أنصت، يوم الجمعة، والإمام يخطب، فقد لغوت".

قال أبو الزناد: هي لغة أبي هريرة. وإنما هو فقد لغوت.

 

1965- Bize İbn Ebu Ömer de tahdis etti, bize Süfyan Ebu'zZinad'dan tahdis etti, o. A'rec'den, o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Cuma gününde imam hutbe verirken, arkadaşına dinle diyecek olursa lağy etmiş olursun. "

 

Ebu'z-Zinad dedi ki: Bu (lağy etmiş sözünü ye harfi ile söylemek) Ebu Hureyre'nin söyleyişidir. Ama bu ancak "lağv etmiş (boş söz söylemiş) olursun" şeklindedir. 

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          "Cuma günü imam hutbe okurken, arkadaşına dinle diyecek olursan, lağy etmiş olursun" diğer rivayette (1965) ise "lağy etmiş olursun (söyleyişi hakkında) Ebu'z-Zinad dedi ki: Bu Ebu Hureyre'nin söyleyişidir. Halbuki bu ancak "lağv etmiş" şeklinde söylenir" denilmektedir.

 

Dil bilginleri dedi ki: Bu fiil "ğeza-yeğzo.:gazaya çıktı-çıkar" gibi "leğayelğU: lağv etti, boş iş yaptı-yapar" diye kullanıldığı gibi "amiye-ye'ma:kör oldu-olur" gibi "leğiye-yelğa" diye de kullanılır. Bunlar iki ayrı söyleyiş olup birincisi daha fasihtir. Kur'an-ı Kerim'in zahiri ise Ebu Hureyre'nin kendi söyleyişi olarak kullandığı bu ikinci söyleyişi gerektirmektedir. Çünkü yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Kafir olanlar bu Kur'an'ı dinlemeyip, o okurken lağyediniz (anlamsız sözler çıkartınız, gürültü patırtı yapınız) dediler" (Fussilet, 26) buyurmaktadır. Bu söyleyiş ise "leğiye-yelğa" dan gelmektedir. Eğer birinci söyleyişten gelmiş olsaydı ayn harfi dammeli olarak: "velğo." denilmesi gerekirdi.

 

İbnu's-Sikkit ve başkaları da şöyle demektedir: Birincisinin mastarı "lağv" ikincisinin mastarı ise "lağy" dir. Buna göre lağv etmiş olursun ifadesi lağv söz söylemiş olursun, demek olur ki, bu da reddolunan batıl, değersiz, geçersiz söz anlamındadır. Bunun doğru olmayan bir söz veya gereksiz bir şey söylemiş olursun anlamında olduğu da söylenmiştir.

 

Hadis-i şeriften, hutbe esnasında her türlü konuşmanın yasaklandığı hükmü anlaşılmaktadır. Bununla geri kalan diğer hususlara dikkat çekmiş olmaktadır. Çünkü kişi esas itibari ile iyiliği emretmek olan bir söz söylemiş, dinle, demiştir. Bununla birlikte buna lagiy (boş söz) demiştir. O halde az bir sözün böyle nitelendirilmesi öncelikle sözkonusudur. Başkasını konuşmaktan vazgeçirmek isterse bunun yolu susması için -anlayacak olursa- işarette bulunmasıdır. Şayet işareti anlama imkanı yoksa oldukça kısa bir sözle ona konuşmamasını söylemeli ve mümkün olan asgari miktardan fazla bir şey dememelidir.

 

İlim adamları bu durumda konuşmanın haram mı yoksa tenzihen mekruh mu olduğu hususunda farklı görüşlere sahiptir. Aynı zamanda bunlar Şafii'nin iki ayrı görüşüdür.

 

Kadi İyaz dedi ki: Malik, Ebu Hanife, Şafii ve genel olarak ilim adamları hutbenin dinlenmesi icab eder, demişlerdir. Nehai, Şa'bi ve seleften bazılarından ise hutbede Kur'an okunması halinde vacip olmadığını söylemişlerdir. Kadi İyaz dedi ki: Bununla birlikte bir kimse eğer imam'ın hutbesini işitemeyecek durumda ise, onu işitiyormuşcasına dinleme hususunda yükümlü olup olmadığında ihtilaf etmişlerdir. Cumhur, yine susup dinlemesi gerekir, demişlerdir. Nehai, Ahmed ve Şafii'nin iki görüşünden birisi ise, gerekmez şeklindedir.

 

Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "İmam hutbe okurken" buyruğu ise dinlemenin vacip olup, konuşma yasağının ancak hutbenin verildiği halde sözkonusu olduğuna delildir. Hem bizim, hem Malik'in ham de cumhurun görüşü budur. Ebu Hanife ise imam'ın minbere çıkması ile birlikte dinlemek icab eder, demiştir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

169- CUMA GÜNÜNDEKİ (DUANIN KABUL EDİLDİĞİ) SAAT HAKKINDA BİR BAB