SAHİH-İ MÜSLİM |
SALAT |
باب فضل
قراءة قل هو
الله أحد
152- KUL,HUVALLAHU EHAD:
SURESİNİ OKUMANIN FAZİLETİ BABI
وحدثني
زهير بن حرب
ومحمد بن
بشار. قال
زهير: حدثنا
يحيى بن سعيد
عن شعبة، عن
قتادة، عن
سالم بن أبي
الجعد، عن
معدان بن أبي
طلحة، عن أبي
الدرداء، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال:
"أيعجز
أحدكم أن يقرأ
في ليلة ثلث
القرآن؟" قالوا:
وكيف يقرأ ثلث
القرآن؟ قال
"قل هو الله أحد،
يعدل ثلث
القرآن".
1883- Bana Zuheyr b. Harb
ve Muhammed b. Beşşar da tahdis etti, Zuheyr dedi ki: Bize Yahya b. Said,
Şu'be'den tahdis etti, o Katade'den, o Salim b. Ebu'l-Ca'd'den, o Ma'dan b. Ebu
Talha'dan o Ebu'd-Derda'dan o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den:
"Sizden bir kimse bir gecede Kur'an'ın üçte birini okumaktan aciz
midir?" buyurduğunu rivayet etti. Ashab: Kur'an'ın üçte birini nasıl
okuyabilsin? dediler. Allah Resulü: "Kulhuvallahu ehad, Kur'an'ın üçte
birine denktir" buyurdu.
وحدثنا
إسحاق بن
إبراهيم.
أخبرنا محمد
بن بكر. حدثنا
سعيد بن أبي
عروبة. ح
وحدثنا أبو
بكر بن أبي
شيبة. حدثنا
عفان. حدثنا
أبان العطار.
جميعا عن
قتادة، بهذا
الإسناد. وفي
حديثهما من قول
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال:
"إن
الله جزأ
القرآن ثلاثة
أجزاء. فجعل
قل هو الله
أحد جزءا من
أجزاء القرآن".
1884- Bize İshak b.
İbrahim de tahdis etti, bize Muhammed b. Bekr haber verdi, bize Said b. Ebu
Arube tahdis etti (H.) Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe de tahdis etti, bize Affan
tahdis etti, bize Eban b. el-Attar tahdis etti, hepsi Katade'den bu isnad ile
rivayet etti. İkisinin hadisinde Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle
buyurduğu belirtilmektedir: "Şüphesiz Allah Kur'an'ı üç bölüme ayırdı. KuL
huvellahu ehad'ı Kur'an bölümlerinden bir bölüm kıldı. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
وحدثني
محمد بن حاتم
ويعقوب بن
إبراهيم.
جميعا عن
يحيى. قال ابن
حاتم: حدثنا
يحيى بن سعيد.
حدثنا يزيد
ابن كيسان.
حدثنا أبو
حازم عن أبي
هريرة. قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "احشدوا.
فإني سأقرأ
عليكم ثلث
القرآن" فحشد
من حشد. ثم خرج
نبي الله صلى
الله عليه
وسلم فقرأ: قل
هو الله أحد.
ثم دخل. فقال
بعضنا لبعض:
إني أرى هذا
خبر جاءه من
السماء. فذاك
الذي أدخله.
ثم خرج نبي الله
صلى الله عليه
وسلم فقال:
"إني
قلت لكم:
سأقرأ عليكم
ثلث القرآن.
ألا إنها تعدل
ثلث القرآن".
1885- Bana Muhammed b.
Hatim ve Yakub b. İbrahim de birlikte Yahya'dan tahdis etti. İbn Hatim dedi ki:
Bize Yahya b. Said tahdis etti, bize Yezid b. Keysan tahdis etti, bize Ebu
Hazim, Ebu Hureyre'den şöyle dediğini tahdis etti: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Haydi toplanın, şüphesiz ben size Kur'an'ın
üçte birini okuyacağım" buyurdu. İnsanlar toplandıktan sonra Allah'ın
Nebi'si (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Çıkıp Kulhuvallahu ehad'ı okuyup içeri
girdi. Birbirimize: Benim görüşüm e göre bunun sebebi ona semadan gelen bir
haberdir, onun içeri girmesine sebeb olan işte budur, dedik. Sonra Allah'ın
Nebi'si (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çıkıp: "Gerçekten ben size Kur'an'ın
üçte birini okuyacağım i söylemiştim. Dikkat edin şüphesiz o, Kur'an'ın üçte
birine denktir" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
وحدثنا
واصل بن
عبدالأعلى.
حدثنا ابن
فضيل عن بشير
أبي إسماعيل،
عن أبي حازم،
عن أبي هريرة؛
قال:
خرج
إلينا رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
فقال: "أقرأ
عليكم ثلث
القرآن" فقرأ
قل هو الله
أحد. الله
الصمد. حتى
ختمها.
1886- Bize Vasıl b.
Abdu'l-A'la da tahdis etti... Ebu Hureyre dedi ki: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yanımıza çıkıp geldi ve: "Size Kur'an'ın üçte birini
okuyayım" buyurup kulhuvallahu ehad, Allahussamed'i bitirinceye kadar
okudu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
حدثنا
أحمد بن
عبدالرحمن بن
وهب. حدثنا
عمي عبدالله
بن وهب. حدثنا
عمرو بن
الحارث عن
سعيد بن أبي
هلال؛ أن أبا
الرجال محمد
بن عبدالرحمن؛
حدثه عن أمه
عمرة بنت
عبدالرحمن،
وكانت في حجر
عائشة، زوج
النبي صلى
الله عليه
وسلم، عن عائشة؛
أن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم بعث رجلا
على سرية.
وكان يقرأ
لأصحابه في
صلاتهم فيختم
بـ(قل هو الله
أحد). فلما
رجعوا ذكر ذلك
لرسول الله
صلى الله عليه
وسلم. فقال
"سلوه. لأي شيء
يصنع ذلك".
فسألوه. فقال:
لأنها صفة
الرحمن. فأنا
أحب أن أقرأ
بها. فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "أخبروه
أن الله يحبه".
1887- Bize Ahmed b.
Abdurrahman b. Vehb tahdis etti... Ebu'rRical Muhammed b. Abdurrahman, annesi
Abdurrahman kızı Amre'den rivayet etti. Amre Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in zevcesi Aişe (r.anha)'nın himayesinde idi. Aişe'den rivayet ettiğine
göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir adamı bir seriyyenin başında
göndermişti. O arkadaşlarına namaz kıldırırken namazlarında Kur'an okur ve
kıraatini kulhuvallahu ehad'ı okuyarak bitirirdi. Geri döndüklerinde bu yaptığı
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e aktarıldı. Allah Resulü: "Ona
niçin böyle yaptığını sorun" buyurdu. Onlar da ona sorunca, kendisi: Çünkü
bu sure Rahman'ın sıfatını dile getirmektedir. Bu sebebi e ben de onu okumayı
seviyorum, dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Kendisine, şüphesiz Allah'ın onu sevdiğini haber veriniz" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
7375; Nesai, 992
AÇIKLAMA: (1883)
"Kulhuvallahu ehad Kur'an'ın üçte birine denktir" diğer rivayette
(1884) "şüphesiz Allah Kur'an'ı üç bölüme ayırmıştır. .. " Kadi İyaz
dedi ki: elMazerİ dedi ki: Anlamının şöyle olduğu söylenmiştir: Kur'an'da üç
husus dile getirilmiştir: Kıssalar, hükümler ve yüce Allah'ın sıfatları.
Kulhuvallahu ehad suresi ise sadece Allah'ın sıfatlarından söz etmektedir. Bu
sebeble o Kur'an'ın üçte biri, ve o üç bölümünden biridir. Şu anlamda olduğu da
söylenmiştir:
Onu okumanın sevabı,
-katlandırma söz konusu olmamak üzere- Kur'an'ın 'üçte birini okumanın sevabı
kadar katlandırılır.
(1887) Kulhuvallahu ehad
suresi hakkında "çünkü o rahmanın sıfatını dile getirmektedir, ben de bu
sebeble onu okumayı seviyorum" diyen kişi hakkında 'bna Allah'ın kendisini
sevdiğini haber verin" ile ilgili olarak elMazerl dedi ki: Yüce Allah'ın
kullarını sevmesi, onların sevap almalarını ve onlara nimet ihsan etmeyi irade
buyurmasıdır. Onları sevmesinin onlara sevap verip, nimet ihsan etmesinin
kendisi olduğu, bunu irade etmesi demek olmadığı da söylenmiştir. 'Kadi İyaz
dedi ki: Şanı yüce Allah'ın kullarını sevmesinde onların kendisine doğru
meyletmeleti anlamında olma ihtima'li uzak değildir. Çünkü kendisi böyle bir
eğilime 'kapılmaktan mukaddestir. Bir görüşe göre Allah'ın 'onları sevmesi
kullarının itaat içinde istikamet üzere yürümesidir. 'Bir diğer açıklamaya 'göre
.İs"e 'istikamet, -sevginin semeresidir. Allah'ın onları sevmesinin gerçek
anlamı ise kullarının O'na meyletmeleridir. Çünkü şanı yüce Allah, bütün
yönleri ilesevilmeyi hak eder.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
153-
MUAVVİZETEYN'İ (FELAK 'VE NAS'I) OKUMANIN FAZİLETİ BABI