SAHİH-İ MÜSLİM |
SALAT |
باب فضل
استماع
القرآن، وطلب
القراءة من
حافظ
للاستماع،
والبكاء عند
القراءة
والتدبر
147- KUR'AN DİNLEMENİN FAZİLETİ,
BİR HAFIZDAN DİNLEMEK ÜZERE KUR'AN OKUMASINI İSTEMEK, KUR'AN OKUNURKEN AĞLAMAK
VE ONU İYİCE DÜŞÜNMEK BABI
وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة وأبو
كريب. جميعا عن
حفص. قال أبو
بكر: حدثنا
حفص بن غياث
عن الأعمش، عن
إبراهيم، عن
عبيدة، عن
عبدالله. قال:
قال
لي رسو الله
صلى الله عليه
وسلم "اقرأ
علي القرآن"
قال فقلت: يا
رسول الله!
أقرأ عليك، وعليك
أنزل؟ قال
"إني أشتهي أن
أسمعه من
غيري" فقرأت
النساء. حتى
إذا بلغت:
{فكيف إذا
جئنا من كل
أمة بشهيد
وجئنا بك على
هؤلاء شهيدا}
[4/النساء/الآية-41].
رفعت رأسي. أو
غمزني رجل إلى
جنبي فرفعت
رأسي. فرأيت
دموعه تسيل.
1864- Bize Ebu Bekr b.
Ebi Şeybe ve Ebu Kureyb birlikte Hafs'tan tahdis etti. Ebu Bekr dedi ki: Bize
Hafs b. Giyas, A'meş'den tahdis etti. O İbrahim'den, o Ubeyde'den, o
Abdullah'dan şöyle dediğini nakletti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bana: "Bana Kur'an oku" buyurdu. Ben: Ey Allah'ın Resulü! Sana
indirilmişken ben mi sana okuyacağım, dedim. O:
"Şüphesiz ben onu
benden başkasından dinlemeyi de arzu ederim" buyurdu. BUFlun üzerine Nisa
suresini okumaya başladım. Nihayet "her ümmetten birer şahit getirip
bunlara karşı da seni şahit getireceğimiz zaman halleri ne olur" (Nisa,
41) ayetine geldiğimde başımı kaldırdım. Yahut da yanımdaki bir adam beni
dürttü, başımı kaldırdım, gözyaşlarının aktığını gördüm.
Diğer tahric: Buhari,
4582, 5049 -muhtasar-, 5050, 5055, 5056; Ebu Davud, 3668; Tirmizi, 3024, 3025
حدثنا
هناد بن السري
ومنجاب بن
الحارث التميمي.
جميعا عن علي
بن مسهر، عن
الأعمش، بهذا
الإسناد. وزاد
هناد في
روايته: قال
لي رسول الله صلى
الله عليه
وسلم، وهو على
المنبر،
"اقرأ علي".
1865- Bize Hennad b. es-Serri
ve Mincab el-Haris et-Temimi birlikte Ali b. Mushir'den tahdis etti. O
A'meş'den bu isnad ile rivayet etti. Hemmad rivayetinde şu ziyadeyi ekledi:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) minber üze. rinde olduğu halde bana:
"Bana (Kur'an) oku" buyurdu, dedi.
وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة وأبو
كريب. قالا: حدثنا
أبو أسامة.
حدثني مسعر.
وقال أبو
كريب: عن مسعر،
عن عمرو بن
مرة، عن
إبراهيم. قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم
لعبدالله بن
مسعود "اقرأ
علي" قال: أقرأ
عليك وعليك
أنزل؟ قال
"إني أحب أن
أسمعه من غيري"
قال فقرأ عليه
من أول سورة
النساء. إلى
قوله: فكيف
إذا جئنا من
كل أمة بشهيد
وجئنا بك على هؤلاء
شهيدا. فبكى.
قال
مسعر: فحدثني
معن عن جعفر
بن عمرو بن
حريث، عن
أبيه، عن ابن
مسعود. قال:
قال
النبي صلى
الله عليه وسلم
"شهيدا عليهم
ما دمت فيهم،
أو ما كنت
فيهم" (شك مسعر).
1866- Bize Ebu Bekr b.
Ebi Şeybe ve Ebu Kureyb tahdis edip dedi ki: Bize Ebu Usame tahdis etti, bana
Mis'ar tahdis etti. Ebu Kureyb de dedi ki: Mis'ar'den o Amr b. Murre'den o
İbrahim'den şöyle dediğini nakletti:
Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) Abdullah b. Mesud'a: "Bana (Kur'an) oku" buyurdu. O:
Kur'an sana indirilmişken sana (Kur'an) mı okuyayım? dedi. Allah Resulü:
"Ben onu benden başkasından dinlemeyi de seviyorum" buyurdu.
Dedi ki: Abdullah ona
Nisa suresinin başından itibaren: "Her ümmetten birer şahit getirip
bunlara karşı da seni şahit getireceğimiz zaman halleri nice olur" (Nisa,
41) buyruğuna kadar okudu (Allah Resulü) bunun üzerine ağladı.
Mis'ar dedi ki: Bana
Ma'n, Cafer b. Amr b. Hureys'ten tahdis etti, o babasından, o İbn Mes'ud'dan
şöyle dediğini nakletti: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki:
''Aralarında bulunduğum sürece onlara karşı şahittik ederim. -Ya da: Aralarında
olduğum sürece, dedi-" Şüphe eden Misar'dır.
حدثنا
عثمان بن أبي
شيبة. حدثنا
جرير عن الأعمش،
عن إبراهيم،
عن علقمة، عن
عبدالله. قال:
كنت
بحمص فقال لي
بعض القوم:
اقرأ علينا.
فقرأت عليهم
سورة يوسف.
قال فقال رجل
من القوم: والله!
ما هكذا أنزلت.
قال قلت: ويحك.
والله! لقد
قرأتها على
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. فقال لي
"أحسنت".
فبينما
أنا أكلمه إذ
وجدت منه ريح
الخمر. قال فقلت:
أتشرب الخمر
وتكذب
بالكتاب؟ لا
تبرح حتى
أجلدك. قال
فجلدته الحد.
1867- Bize Osman b. Ebu
Şeybe tahdis etti ... Abdullah dedi ki: Hıms'da bulunuyordum. Oradakilerden
birisi bana: Bize Kur'an oku, dedi. Ben de onlara Yusuf suresini okudum.
Oralarda bulunanlardan bir kişi:
Allah'a yemin ederim ki
böyle inmedi, dedi. Ben: Ne oluyor sana, Allah'a yemin olsun ki ben bu sureyi
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellemı'e okumuştum. O bana: "Güzel
okudun" buyurmuştu, dedi.
Ben onunla konuşurken
ondan şarap kokusu aldım. Bunun üzerine:
Hem şarap içiyor, hem
kitabı yalanlıyorsun, sana celde vurmadan senin yakanı bırakmam, dedim ve ona
had vurdum.
Diğer tahric: Buhari,
5001
وحدثنا
إسحاق بن
إبراهيم وعلي
بن خشرم. قالا: أخبرنا
عيسى بن يونس.
ح وحدثنا أبو
بكر بن أبي شيبة
وأبو كريب.
قالا: حدثنا
أبو معاوية.
جميعا عن
الأعمش، بهذا
الإسناد. وليس
في حديث أبي
معاوية: فقال
لي "أحسنت".
1868- Bize İshak b.
İbrahim ve Ali b. Haşrem de tahdis edip dedi ki: Bize İsa b. Yunus haber verdi
(H.) Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe ve Ebu Kureyb de tahdis edip dedi ki: Bize Ebu
Muaviye tahdis etti. Hepsi A'meş'den bu isnad ile rivayet etti. Ama Ebu
Muaviye'nin hadisi rivayetinde: Bana: "Güzel okudun" buyurdu, ibaresi
yoktur.
AÇIKLAMA: Müslim
dedi ki: (1864) "Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe ve Ebu Kureyb birlikte
Hafs'dan tahdis etti..." yine Müslim dedi ki: (1865) "Bize Hennad b.
es-Serri ve Mindıb b. el-Haris ... de tahdis etti" Müslim dedi ki (1866)
"Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe ve Ebu Kureyb de tahdis etti. Ebu Usame dedi
ki ... " Müslim dedi ki (1867) "Bize Osman b. Ebu Şeybe tahdis etti,
bize Cerir, A'meş'den tahdis etti ... "
Bu dört senetteki
ravilerin tamamı Kufe'lidir. Ayrıca bu, güzel kabul edilen (müstahsen)
yollardandır. Cerir ise hem Razi (Rey şehrinden) hem Kufi' dir. Bu senette biri
diğerinden rivayet nakleden tabiinden üç kişi bulunmaktadır: A'meş, İbrahim
en-Nehai ve Abide es-Selmani. Aynı şekilde A'meş, İbrahim ve Alkamede böyledir.
İbn Mes'ud (r.anh)'ın bu
hadisinden çeşitli hükümler çıkmaktadır.
Bazıları şunlardır:
1. Kur'an-ı Kerim'i dinleyip
ona kulak vermek, Kur'an okunurken ağlamak, Kur'an ayetleri üzerinde düşünmek
müstehabtır.
2. Kur'an'ı dinlemek
maksadı ile başkasının Kur'an okumasını istemek müstehabdır.
3. Böyle bir iş Kur'an'ı
anlamak ve onun anlamları üzerinde düşünmek bakımından kişinin kendi kendisine
okumasına göre daha etkileyicidir.
4. İlim ve fazilet ehli
kendilerine tabi olanlarla dahi olsa alçakgönüllü hareket ederler.
(1867) İbn Mes'ud'un
adamdan şarap kokusu alması üzerine ona had vurması ifadesi, İbn Mes'ud'un
genel olarak imam'ın vekili olması ile yahut da hadleri uygulamakta ya da
bulunduğu o yerde böyle bir yetki sahibi olduğu kabul edilerek açıklanmıştır.
Yahut da orada bu hususta yetkili olan kimseden bu kişiye had uygulaması için
ondan izin istemesi ve o kişinin de İbn Mes'ud'a bu izni vermesi şeklinde
anlaşılır. Aynı şekilde adamın mazeretsiz olarak içki içtiğini ikrar ettiği de
bu yorumun kapsamı içerisindedir. Yoksa yalnızca içki kokusunun alınması sebebi
ile had uygulamak icab etmez. Çünkü unutarak içmiş olması, içki olmadığı
zannıyla, ikrah (zorlama) sebebi ile ve daha başka sebebler dolayısı ile içmiş
olması ihtimali vardır. Bizim de başkalarının da mezhebi budur.
"Hem Allah'ın
kitabını yalanlıyorsun ... " Yani sen bilgisizce Allah'ın kitabının bir
kısmını inkar ediyorsun. Yoksa kasıt gerçek anlamda yalanlamak değildir. Çünkü
gerçek manası ile yalanlamış olsaydı kafir olup öldürülmesi gereken bir mürted
oluverirdi. Kur'an'da olduğu icma ile kabul edilmiş tek bir harfi inkar eden
bir kimsenin kafir olup ona mürted hükümlerinin uygulanacağı hususunda ilim
adamları icma etmiş bulunmaktadır. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
148- NAMAZDA
KUR'AN OKUMANIN VE KUR'AN'I ÖGRENMENİN FAZİLETİ BABI