SAHİH-İ MÜSLİM

SALAT

 

باب استحباب قراءة القرآن على أهل الفضل والحذاق فيه، وإن كان القارئ أفضل من المقروء عليه

146- KUR'AN'I FAZİLET SAHİBİ OLAN VE KUR'AN OKUMAKTA MAHARETLİ OLAN KİMSELERE OKUMANIN -OKUYAN KİŞİ KENDİSİNE OKUNAN KİMSEYE GÖRE DAHA FAZİLETLİ OLSA DAHİ. MÜSTEHAB OLDUĞU BABI

 

حدثنا هداب بن خالد. حدثنا همام. حدثنا قتادة عن أنس بن مالك؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال لأبي:

 "إن الله أمرني أن أقرأ عليك" قال: آلله سماني لك؟ قال "الله سماك لي" قال فجعل أبي يبكي.

 

1861- Bize Heddab b. Halid tahdis etti, bize Hemmam tahdis etti, bize Katade, Enes b. Malik'den tahdis ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ubey'e: "Muhakkak Allah bana sana Kur'an okumamı emretti" dedi. Ubey: Sana adımı Allah mı verdi, dedi. Allah Resulü: "(Evet) Senin adını bana Allah verdi" buyurdu.

(Enes) dedi ki: Bunun üzerine Ubey ağlamaya başladı.

 

Diğer tahric: Buhari, 4960; Müslim, 6292

 

 

حدثنا محمد بن المثنى وابن بشار. قالا: حدثنا محمد بن جعفر. حدثنا شعبة. قال: سمعت قتادة يحدث عن أنس قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لأبي بن كعب "إن الله أمرني أن أقرأ عليك: لم يكن الذين كفروا" قال: وسماني لك؟ قال "نعم" قال فبكى.

 

1862- Bize Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar tahdis edip dedi ki: Katade Enes'den şöyle dediğini tahdis etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ubeyy b. Ka'b'a: "Şüphesiz Allah bana, sana, 'Lem yekunillezine Keferu: Kafirler... ayrılmayacaklardı'yı okumamı emr buyurdu" dedi. Ubey:

Sana adımı da söyledi mi, dedi. Allah Resulü: "Evet" dedi. (Enes) dedi ki:

Bunun üzerine (Ubey) ağladı.

 

Diğer tahric: Buhari, 3809, 4959; Müslim, 6293

 

 

حدثنا يحيى بن حبيب الحارثي. حدثنا خالد (يعني ابن الحارث) حدثنا شعبة عن قتادة. قال: سمعت أنسا يقول:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لأبي. بمثله.

 

1863- Bize Yahya b. Habib el-Harisı tahdis etti... Katade dedi ki: Enes'i şöyle derken dinledim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ubey'e .... buyurdu, deyip hadisi aynen onun gibi rivayet etti.

 

 

AÇIKLAMA:          (1861) "Bize Heddab b. Halid tahdis etti... Ağlamaya başladı" Müslim dedi ki: (1862) "Bize Muhammed b. el-Müsenna tahdis etti ... Bunun üzerine ağladı"

Müslim dedi ki: (1863) "Bize Yahya b. Habib el-Harisı tahdis etti... Aynısını rivayet etti." Bu üç senetteki ravilerin hepsi Basralıdır. Bu ise Musterraf denilen rivayetlerden sayılır. Yani muttasıl ve müselsel (arka arkaya gelen) üç senedin özel bir maksat gözetmeksizin bir arada bulunmasıdır. Bunun emsaline dair açıklamalar daha önceden geçti.

 

Şu'be de daha önce defalarca açıklandığı gibi Vasıt'lı ve Basra'lıdır.

 

Üçüncü rivayet yolunda ise güzel bir incelik vardır. O da Katade'nin önceki iki rivayetten farklı olarak Enes'den sema' yolu ile hadisi almış olduğunu açıkça ifade etmiş olmasıdır. Katade ise tedlis yapan bir ravidir. Açıkça sema'ını ifade etmiş olmakla tedlis yaptığına dair korku da ortadan kalkmış olmaktadır. Bunun benzeri haller daha önce defalarca ifade edilmişti.

Hadisten pek çok hüküm çıkarılmaktadır. Bazıları şunlardır:

 

1. Kur'an okumakta maharetli olan kimselere, onu bilen ilim ehline ve fazilet sahiplerine Kur'an okumak müstehabtır. Velev ki Kur'an okuyan kişi, kendisine Kur'an okunan kişiden daha faziletli olsun.

 

2. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Ubey(r.anh)'e Kur'an okuması onun için gerçekten şerefli bir menkıbedir. Bu özellikte başka bir kimsenin ona ortak olduğu bilinmemektedir.

 

3. Onun bir diğer menkıbesi ise yüce Allah'ın onun ismini vermiş olması ve bu pek yüksek mevkinin açık ifadelerle belirtilmiş olmasıdır.

 

4. İnsana verilen ve müjde edilen pek yüksek hususlar ve mevkiler sebebi ile sevinçten ağlaması olabilecek bir haldir.

 

5. (1861) "Benim adımı Allah mı sana verdi" sorusundan Ubey b.

Ka'b'ın Şanı yüce Allah, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e ümmetinden bir adama Kur'an okumasını emr etmiş olmakla birlikte kendisinin adını ismen zikretmemiş olmasını mümkün gördüğünü anlıyoruz. Bunun için kendi isminin açıkça zikredildiğinden emin olmak istemiştir. Yahut da yüce Allah herhangi bir adama Kur'an okumasını emretmiş olduğu ihtimaline göre böyle bir soru sormasından ihtimalli hususlarda emin olmak isteği anlaşılmaktadır.

 

Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Ubey'e Kur'an okumasındaki hikmetin ne olduğu hususunda ilim adamları ihtilaf etmişlerdir. Tercih olunan kanaate göre bunun sebebi, Kur'an'ı sağlam bilen ve fazilet sahibi kimselere Kur'an okumak hususunda ümmetin bunu sünnet bilip yerine getirmesi, Kur'an okuma adabını öğrenmeleri ve kimsenin bundan çekinip geri kalmaması içindir.

 

Bir diğer görüşe göre Ubey'in üstün değeri ve kendisinden Kur'an öğrenilmesi için ehil olduğuna dikkat çekilmesidir. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den sonra da o Kur'an okutmakta bir baş ve bir imam olmuştu. Kur'an'ı neşredenlerin en üstünü ya da en üstünlerindendi. Ayrıca bu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bir mucizesini de ihtiva etmektedir.

 

Özellikle bu surenin (Beyyine suresinin) tahsis edilmesine gelince, bu sure oldukça özlü (ve kısa) ve dinin esaslarından, fer'i hükümlerinden, önemli hususlarından pek çok kaideyi, ihlası ve kalplerin temizlenmesini kapsayan bir suredir. O zaman da ayrıca bu gibi hususların kısaca tamamlanması gereken bir dönemdi. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

147- KUR'AN DİNLEMENİN FAZİLETİ, BİR HAFIZDAN DİNLEMEK ÜZERE KUR'AN OKUMASINI İSTEMEK, KUR'AN OKUNURKEN AĞLAMAK VE ONU İYİCE DÜŞÜNMEK BABI