SAHİH-İ MÜSLİM

SALAT

 

باب صلاة الليل وعدد ركعات النبي صلى الله عليه وسلم في الليل، وأن الوتر ركعة، وأن الركعة صلاة صحيحة

125- GECE NAMAZI VE NEBİ (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'İN GECELEYİN KILDIĞI REKAT SAYISI, VİTR NAMAZININ BİR REKAT OLDUĞU VE BİR REKATIN SAHİH BİR NAMAZ OLDUĞU BABI

 

حدثنا يحيى بن يحيى. قال: قرأت على مالك عن ابن شهاب، عن عروة، عن عائشة؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 كان يصلي بالليل إحدى عشرة ركعة. يوتر منها بواحدة. فإذا فرغ منها اضطجع على شقه الأيمن. حتى يأتيه المؤذن فيصلي ركعتين خفيفتين.

 

1714- Bize Yahya b. Yahya tahdis edip dedi ki: Ben Malik'e İbn Şihab'dan diye naklettiği rivayeti okudum. O Urve'den, o Aişe'den rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geceleyin on bir rekat namaz kılardı. Bunlardan birisini vitir olarak kılardı. Onu da bitirdikten sonra sağ yanı üzerine yatardı. Nihayet müezzin ona gel(ip sabah namazını haber verin)ce hafif iki rekat namaz kılardı.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 1335; Tirmizi, 440, 441; Nesai, 1695, 1725

 

 

وحدثني حرملة بن يحيى. حدثنا ابن وهب. أخبرني عمرو بن الحارث عن ابن شهاب، عن عروة بن الزبير، عن عائشة زوج النبي صلى الله عليه وسلم؛ قالت:

 كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يصلي فيما بين أن يفرغ من صلاة العشاء (وهي التي يدعو الناس العتمة) إلى الفجر، إحدى عشرة ركعة. يسلم بين كل ركعتين. ويوتر بواحدة. فإذا سكت المؤذن من صلاة الفجر، وتبين له الفجر، وجاءه المؤذن قام فركع ركعتين خفيفتين. ثم اضطجع على شقه الأيمن. حتى يأتيه المؤذن للإقامة.

 

1715- Bana Harmele b. Yahya tahdis etti. Bize İbn Vehb tahdis etti.

Bana Amr b. el-Haris, İbn Şihab'dan haber verdi. O, Urve b. ez-Zubeyr'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Aişe'den şöyle dediğini rivayet etti:

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) -insanların ateme adını verdikleri- yatsı namazını bitirdikten sonra fecre kadar olan vakit arasında on bir rekat namaz kılardı. Her iki rekat arasında selam verir, bir rekatı da vitir olarak kılardı. Müezzin sabah ezanını okuyup bitirince ve fecrin çıktığını kendisi de ayan beyan görüp müezzin yanına gelince kalkıp hafif iki re kat namaz kılar sonra kamet için müezzin onun yanına gelinceye kadar sağ yanı üzerine uzanırdı.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 1337; Nesai, 684, 1327

 

 

وحدثنيه حرملة. أخبرنا ابن وهب. أخبرني يونس عن ابن شهاب، بهذا الإسناد. وساق حرملة الحديث بمثله. غير أنه لم يذكر: وتبين له الفجر، وجاءه المؤذن ولم يذكر: الإقامة. وسائر الحديث، بمثل حديث عمرو، سواء.

 

1716- Bunu bana Harmele de tahdis etti, bize İbn Vehb haber verdi, bana Yunus, İbn Şihab'dan bu isnad ile haber verdi ve Harmele hadisi aynen onun gibi rivayet etti. Şu kadar var ki o rivayetinde "fecrin çıktığını ayan beyan görünce ve müezzin yanına gelince" ibarelerini zikretmediği gibi kamet getirmesini de sözkonusu etmedi. Ama hadisin geri kalan kısmını aynen Amr'ın hadisi gibi zikretti,

 

Diğer tahric: Nesai, 1327

 

 

وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة وأبو كريب. قالا: حدثنا عبدالله بن نمير. ح وحدثنا ابن نمير. حدثنا أبي. حدثنا هشام عن أبيه، عن عائشة. قالت:

 كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يصلي من الليل ثلاث عشرة ركعة. يوتر من ذلك بخمس. لا يجلس في شيء إلا في آخرها.

 

1717- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe ve Ebu Kureyb tahdis edip dediler ki: Bize Abdullah b. Numeyr tahdis etti, (H.) bize ibn Numeyr tahdis etti, bize babam tahdis etti, bize Hişam babasından tahdis etti, o Aişe'den şöyle dediğini nakletti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geceleyin on üç rekat namaz kılardı. Bunlardan beşini vitir olarak kılar ve sonundaki oturuş dışında hiçbirinde oturmazdı.

 

Diğer tahric: Tirmizi, 459

 

 

وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا عبدة بن سليمان. ح وحدثناه أبو كريب. حدثنا وكيع وأبو أسامة. كلهم عن هشام، بهذا الإسناد.

 

1718- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe tahdis etti, bize Abde b. Süleyman tahdis etti (H.) Bunu bize Ebu Kureyb de tahdis etti, bize Veki' ve Ebu Usame de tahdis etti, hepsi Hişam'dan bu isnad ile rivayet etti.

 

Diğer tahric: Ebu Sekr ve Ebi Şeybe'nin rivayetini İbn Mace, 1359

Ebu Kureyb'in rivayetini yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

وحدثنا قتيبة بن سعيد. حدثنا ليث عن يزيد بن أبي حبيب، عن عراك بن مالك، عن عروة؛ أن عائشة أخبرته؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 كان يصلي ثلاث عشرة ركعة، بركعتي الفجر.

 

1719- Bize Kuteybe b. Said de tahdis etti, bize Leys, Yezid b. Ebu Habib'den tahdis etti, o İrak b. Malik'den, o Urve'den rivayet ettiğine göre Aişe kendisine şunu haber vermiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabah namazının iki rekatı ile birlikte (toplam) on üç rekat kılardı.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 1360

 

 

حدثنا يحيى بن يحيى. قال: قرأت على مالك عن سعيد بن أبي سعيد المقبري، عن أبي سلمة بن عبدالرحمن؛ أنه سأل عائشة:

 كيف كانت صلاة رسول الله صلى الله عليه وسلم في رمضان؟ قالت: ما كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يزيد في رمضان، ولا في غيره، على إحدى عشرة ركعة. يصلي أربعا فلا تسأل عن حسنهن وطولهن. ثم يصلي أربعا فلا تسأل عن حسنهن وطولهن. ثم يصلي ثلاثا. فقالت عائشة: فقلت: يا رسول الله! أتنام قبل أن توتر؟ فقال "يا عائشة! إن عيني تنامان ولا ينام قلبي".

 

1720- Bize Yahya b. Yahya tahdis edip dedi ki: Ben Malik'e Said b. Ebu Said el-Makburi'den naklettiği rivayetini okudum. O Ebu Seleme b. Abdullah'dan rivayet ettiğine göre Aişe'ye: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ramazan ayındaki namazı nasıldı, diye sormuş, Aişe: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ramazanda olsun başka olsun (gece) on dört rekattan fazla kılmazdı. Önce dört rekat kılardı, onları ne kadar güzel kıldığını ve uzunluklarını sorma. Sonra dört rekat daha kılardı, onları da ne kadar güzel kılıp ne kadar uzun tuttuğunu sorma. Sonra üç rekat kılardı, dedi. (Devamla) Aişe dedi ki: Ben: Ey Allah'ın Resulü! Vitir kılmadan uyur musun? dedim. O: "Ey Aişe! Şüphesiz benim gözlerim uyur ama kalbim uyumaz" buyurdu.

 

Diğer tahric: Buhari, 1147, 2013, 3569; Ebu Davud, 1341; Tirmizi, 439; Nesai, 1696

 

 

وحدثنا محمد بن المثنى. حدثنا ابن أبي عدي. حدثنا هشام عن يحيى عن أبي سلمة؛ قال:

 سألت عائشة عن صلاة رسول الله صلى الله عليه وسلم؟ فقالت: كان يصلي ثلاث عشرة ركعة. يصلي ثمان ركعات ثم يوتر. ثم يصلي ركعتين وهو جالس. فإذا أراد أن يركع قام فركع. ثم يصلي ركعتين بين النداء والإقامة، من صلاة الصبح.

 

1721- Bize Muhammed b. el-Musenna da tahdis etti, bize İbn Ebu Adiyy tahdis etti, bize Hişam, Yahya'dan tahdis etti, o Ebu Seleme'den şöyle dediğini nakletti: Aişe'ye Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in namazı hakkında sordum o: On üç rekat kılardı, sekaz rekat kılar, sonra vitir kılar, sonra oturduğu halde iki rekat kılardı. Rükua varmak isteyince kalkıp öyle rüku ederdi. Sonra da sabah namazının ezanı ile kameti arasında iki rekat kılardı. 

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 1340; Nesai, 1755 -buna yakın-, 1779, 1780 -buna yakın-

 

 

وحدثني زهير بن حرب. حدثنا حسين بن محمد. حدثنا شيبان عن يحيى. قال: سمعت أبا سلمة. ح وحدثني يحيى بن بشر الحريري. حدثنا معاوية (يعني ابن سلام) عن يحيى بن أبي كثير.

قال: أخبرني أبو سلمة أنه سأل عائشة عن صلاة رسول الله صلى الله عليه وسلم، بمثله. غير أن في حديثهما: تسع ركعات قائما. يوتر منهن.

 

1722- Bana Zuheyr b. Harb da tahdis etti, bize Hüseyn b. Muhammed tahdis etti, bize Şeyban, Yahya'dan şöyle dediğini tahdis etti: Ebu Seleme'yi dinledi m (H.) Bana Yahya b. Bişr el-Hariri de tahdis etti, bize Muaviye -yani ibn Selam- Yahya b. Ebu Kesir'den şöyle dediğini tahdis etti:

Bana Ebu Seleme'nin haber verdiğine göre o Aişe'ye Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın namazına dair soru sordu, sonra hadisi aynen rivayet etti. Ancak her ikisinin hadisi rivayetinde "aralarında vitri de dahil, ayakta dokuz rekat (kıldı)" ibaresi vardır.

 

 

وحدثنا عمرو الناقد. حدثنا سفيان بن عيينة عن عبدالله بن أبي لبيد. سمع أبا سلمة قال: أتيت عائشة فقلت:

 أي أمه! أخبرني عن صلاة رسول الله صلى الله عليه وسلم. فقالت: كانت صلاته، في شهر رمضان وغيره، ثلاث عشرة ركعة بالليل. منها ركعتا الفجر.

 

1723- Bize Amr en-Nakıd da tahdis etti ... Ebu Seleme dedi ki: Aişe'ye gidip: Anacığım, bana Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in namazına dair haber ver, dedim. O: O Ramazan ayında da başka zamanlarda da ikisi sabahın iki rekatı olmak üzere her gece on üç rekat kılardı, dedi.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

حدثنا ابن نمير. حدثنا أبي. حدثنا حنظلة عن القاسم بن محمد. قال: سمعت عائشة تقول:

 كانت صلاة رسول الله صلى الله عليه وسلم من الليل عشر ركعات. ويوتر بسجدة. ويركع ركعتي  الفجر. فتلك ثلاث عشرة ركعة.

 

1724- Bize İbn Numeyr tahdis etti... Kasım b. Muhammed dedi ki: Aişe'yi şöyle derken dinledim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geceleyin on rekat kılardı. Bir re kat vitir, iki rekat da sabah namazı kılardı. Böylelikle bunlar on üç rekat eder.

 

 

Diğer tahric: Buhari 1140; Ebu Davud, 1334

 

AÇIKLAMA:          Kadi İyaz dedi ki: Sa'd b. Hişam'ın Aişe'den rivayet ettiği hadiste "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in dokuz re kat (gece) kılıp kıyam ettiği" Urve'nin Aişe'den rivayet ettiği (1715) hadiste "her iki rekatın sonunda selam verdiği ve birisinin de vitri teşkil ettiği on bir rekat kıldığı, müezzin de kendisine seslenmeye geldiğinde sabahın iki rekatını kıldığı, Hişam b. Urve'nin ve başkasının Urve'den Aişe'den diye naklettiği rivayette, sabah namazının iki rekatı ile birlikte on üç re kat kıldığı yine Aişe'den (1720) ramazan ayında olsun başka zamanlarda olsun on bir rekattan fazla kılmayıp bunları da dört, dört ve üç rekat olarak kıldığı, yine ondan nakledilen rivayete göre (1721) on üç rekat kılıp sekiz re kat kıldıktan sonra vitir kıldığı sonra da oturarak iki re kat kıldığı sonra da sabahın iki rekatını kıldığı belirtilmekte, bunu da diğer hadiste (1723) açıklığa kavuşturarak sabahın iki rekatının bunlar arasında yer aldığı, Buhari'de ondan gelen rivayette Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yedi rekat ve dokuz rekat kıldığı, ayrıca Buhari ve Müslim'in bundan sonra İbn Abbas'ın rivayet ettiği hadiste onun geceleyin on üç rekat kılıp fecirden sonra da sabahın sünneti olan iki re katı kıldığı, Zeyd b. Halid'in rivayet ettiği hadiste Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in önce hafif iki rekat kılıp sonra uzunca iki rekat kıldığı ve hadisin geri kalan kısmını da zikrettikten sonra sonunda: "işte bunlar on üç rekat eder" dediği rivayet edilmektedir.

 

Kadi İyaz dedi ki: İlim adamları dedi ki: Bu hadislerde İbn Abbas, Zeyd ve Aişe'nin her biri neye tanık olmuşsa onu haber vermektedir. Aişe (r.arıha)'nın hadislerindeki ihtilafa gelince bu ihtilafın ondan gelen rivayetlerden kaynaklandığı söylendiği gibi, ondan rivayet nakledenlerden kaynaklandığı da söylenmiştir. Bununla birlikte onun on bir rekat ile ilgili haberi çoğunlukla yaptığı, diğer rivayetlerde zikrettiklerini ise nadiren bazı vakitlerde gördüklerine dair verdiği haberler olduğu da belirtilmiştir. Bunların da azamisi sabahın iki rekatı ile birlikte on beş rekat, asgarisi de yedi rekattir. Bu ise duruma göre değişen bir husustur. Vaktin genişliği -yahut Huzeyfe ve İbn Mes'ud'un rivayet ettikleri hadiste belirtildiği gibi- uzunca kıraat sebebi ile vaktin daralmasından dolayı, uyku, hastalık mazereti ya da başka bir mazeret sebebi ile, -Aişe (r.anha)'nın, Allah Resulü yaşlanınca yedi re kat kıldığı rivayetinde olduğu gibi- yaşlanmak sebebi ile, bazen de -Zeyd b. Halid'in rivayet ettiği, bundan sonra da Müslim'in Aişe'den rivayet edeceği- gecenin ilk vaktinde kıldığı hafif iki rekatın sayılması, hatta bazen sabah namazının iki rekatının sayılması, bazen de her iki vakitte kılınan ikişer re katı saymayışı yahut da birisini sayması gibi sebeblerden dolayıdır. Hatta bazen yatsının ratip sünnetini de bunlarla saymış, bazen de saymamıştır.

 

Kadi İyaz dedi ki: Bu hususta fazlasının eklenmeyeceği azının da olmayacağı bir sınırın bulunmadığında ve gece namazının ne kadar çok yapılırsa ecir ve mükafatının da çok olan itaatlerden birisi olduğunda, ihtilafın ise Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in fiili uygulaması ve kendisi için seçip tercih ettiği husus hakkında olduğunda, görüş ayrılığı bulunmamaktadır. Allah en iyi bilendir.

 

(1714) "Ve bir rekatı de vitir kılardı." Bu da vitrin asgarisinin bir rekat olduğuna ve tek başına kılınan bir rekatın sahih bir namaz olduğuna delildir. Bizim ve cumhurun kanaati budur. Ebu Hanife ise tek rekat ile vitir sahih olmaz ve tek rekat kesinlikle namaz olmaz, demiştir. Fakat sahih hadisler onun bu kanaatini red etmektedir.

 

Sabah namazının sünnetinden sonra uzanıp yatmak:

 

(1724) "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) on bir rekat kılar ve bunlardan bir rekatı vitir olarak kılardı... İki hafif rekat kılardı." Hadisi ile ilgili olarak; Kadi İyaz dedi ki: Bu hadis-i şerifte (1714) gece namazından sonra ve sabahın iki rekatından önce uzanmaktan söz edilmektedir. Diğer rivayette (1715) Aişe'den Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sabahın iki rekatından sonra uzandığını belirttiği gibi İbn Abbas'ın rivayet ettiği hadiste (1788 vd.) ise uzanmasının gece namazından sonra ve sabahın iki rekatından önce olduğu belirtilmektedir.

 

(Kadi İyaz devamla) dedi ki: Bu rivayetler ise Şafii ve Şafii mezhebine mensub ilim adamlarının sabahın iki rekatından sonra uzanıp yatmak sünnettir şeklindeki kanaatlerini reddetmektedir. Yine devamla dedi ki: Malik ve ilim adamlarının cumhuru, ashab-ı kiramdan bir topluluk, bunun bir bid'at olduğu kanaatindedir, dedikten sonra, sabah namazının iki rekatından sonra uzanıp yatmanın tercih edilmeyen bir rivayet olduğuna işaret etmekte ve: Bu sebeble iki rekattan önce uzanıp yatmak ile ilgili rivayet buna öncelenmelidir, demektedir. Devamla der ki: Üstelik kimse de iki rekattan önce uzanıp yatmanın sünnet olduğunu söylememiştir. Onlardan sonrası için de o böyledir. Müslim ise Aişe'den şöyle dediğini rivayet etmektedir (1729): "Eğer uyanık isem benimle konuşurdu, değilsem uzanıp yatardı." İşte bu, uzanıp yatmanın sünnet olmadığına, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)in bazen iki rekattan önce, bazen sonra uzanıp yattığına, bazen de hiç uzanmadığına delildir.

 

Kadi İyaz'ın açıklamaları bunlardır. Sahih ya da doğru olan da şudur:

Sabah namazından sonra uzanıp yatmak, Ebu Hureyre'nin hadisi dolayısı ile sünnettir. O dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

 

"Sizden biriniz sabah namazının iki rekatını kıldıktan sonra sağ tarafına uzanıp yatsın." Bu hadisi Ebu Davud ve Tirmizi, Buhari ve Müslim'in şartına göre sahih bir isnad ile rivayet etmiş olup, Tirmizi: Hasen-sahih bir hadistir demiştir.

 

O halde bu, uzanıp yatma emrini ihtiva eden sahih ve açık bir hadistir. Aişe (r.anha)'nın, iki rekattan önce ve sonra uzanıp yatması, ibn Abbas'ın önce uzanıp yatması ile ilgili rivayet ettikleri hadisler ise buna aykırı değildir. Çünkü öncesinde uzanıp yatmak sonrasında uzanıp yatmamış olmasını gerektirmez. Bazı zamanlarda iki rekattan sonra uzanıp yatmayı terk etmiş olması bunun caiz olduğunu beyan için olabilir. Şayet (devamlı) terki sabit olursa -ki olmamıştır- o halde öncesinde de sonrasında da uzanıp yatıyor olma ihtimali vardır. O iki rekattan sonra uzanıp yatma emri bu emre uygun fiili uygulaması ile ilgili rivayetlerle birlikte sahih olduğuna göre, neticede bunu kabul etmek kaçınılmaz bir sonuç olur. Eğer hadislerin bir arada telif edilmesi mümkün ise onların bir kısmını da reddetmek caiz olmaz. Bu ise daha önce işaret ettiğimiz iki yolla mümkün olmaktadır. Birincisi: O hem iki rekattan önce hem sonra uzanıp yatmıştır. ikincisi ise caiz olduğunu beyan etmek maksadı ile bazı vakitlerde daha sonraları bu şekilde uzanıp yatmayı terk etmiştir. Allah en iyi bilendir.

 

"Sağ yanı üzerine yatardı" ifadesi, sağ tarafa uzanıp yatmanın ve uyuman ın müstehap olduğuna delildir. ilim adamları şöyle der: Bunun hikmeti ise bu şekilde uykuya derin dalmamasıdır. Çünkü kalp sol yanındadır, sağı üzere yatarsa o vakit asılı kalır ve dolayısı ile uykuya derin dalmaz. Sol tarafı üzerine yatarsa rahat eder, dinlenir ve bundan dolayı da uykusu derin olur.

 

"Ona müezzin gelinceye kadar" bir mescit için düzenli bir müezzinin edinilmesinin müstehap olduğuna delil olduğu gibi, müezzinin imama namaz vaktinin geldiğini söylemesinin ve namazı kıldırmak üzere onu davet etmesinin caiz olduğu hükmü anlaşılmaktadır. Mezheb alimlerimiz ve başkaları da bunu böylece açıkça ifade etmişlerdir.

 

"Hafif iki rekat kılardı. .. " Bunlardan kasıt, sabah namazının sünnetidir.

Bu da bu namazların hafif kılınacağına (kısa kesileceğine) delildir. Buna dair açıklama, kendi babında geçmiş bulunmaktadır.

 

(1715) "Her iki rekat arasında selam verirdi" her iki rekat sonunda selam vermenin müstehap olduğuna delildir. Bazı hadislerde ise ancak son rekatta selam verdiği zikredilmektedir ki, bu da bunun da caiz olduğunu beyan için yapıldığı şeklinde yorumlanır. 

 

"Tek bir rekat ile vitir kılard!." Bu da tek rekatın sahih olduğuna, vitrin asgarisinin bir rekat olduğuna dair açık bir ifadedir. Az önce geçti.

 

(1717) "Geceleyin on üç rekat kılar, bunun beş rekatını vitir olarak kılar, hiçbirinde oturmaz, yalnız sonuncusunda otururdu" diğer rivayette (1715) "her iki rekatın sonunda selam verirdi" öbür rivayette (1720): "Dört rekat, sonra dört rekat daha kılar sonra üç re kat kılardı" öbür rivayette (1721): "sekiz rekat kıldıktan sonra bir rekatı vitir olarak kılardı" bir başka rivayette (1724): "on rekat kılıp bir secde (rekat)ı da vitir kıldığı" İbn Abbas'ın (1788 vd) rivayet ettiği hadiste "iki rekat kıld!..." İbn Ömer' ise daha sonra gelecek rivayetinde:

 

"Gece namazı ikişer rekat ikişer rekat kılınırdı" denilmektedir.

Bütün bunlar vitir namazının özel olarak bir rekattan ibaret olmadığı on bir rekat ve on üç rekat dahi olmadığı aksine bütün bunların ve bunların arasındaki sayıların da caiz olacağı, bir kaç rekatın tek bir selam ile kılınmasının da caiz olduğu hükmü anlaşılmaktadır. Bütün bunlar cevazı beyan içindir. Yoksa en faziletiisi her iki rekatın sonunda selam vermektir. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in meşhur olan fiili uygulaması ile gece namazının ikişer rekat ikişer rekat olarak kılınması emri bilinen bir husustur.

 

(1720) "Dört rekat kılardı, onları ne kadar güzel, ne kadar uzun kıldığını hiç sorma!" Yani bunları kemal derecesinde güzel ve uzun kılardı. Güzellikleri ve uzunlukları o kadar açıkça ortadaydı ki, onlar hakkında ayrıca soru sormaya, onları anlatmaya gerek yok.

 

Bu hadis ile birlikte bundan sonra gelecek kıraatin uzun tutulmasına, kıyamın uzatılmasına dair zikredilecek hadisler, kıyamı uzun tutmak, rüku ve sücudu çoğaltmaktan daha faziletlidir, diyen Şafii'nin mezhebinin ve diğerlerinin mezhebinin lehine bir delildir. Bir kesim ise çokça rüku ve secde yapmanın daha faziletli olduğunu söylemiştir.

 

Bir diğer kesim geceleyin kıyamı uzun tutmak daha faziletli, gündüzün rüku ve secdelerin sayısını çoğaltmak daha faziletlidir, demiştir. Mesele namazın nasıl kılınacağı ile ilgili bablarda delilleri ile genişçe açıklanmış bulunmaktadır.

 

(1720) "Benim gözlerim uyur ama kalbim uyumaz." Bu da nebilerin -Allah'ın salat ve selamları onlara- özelliklerindendir. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in vadide uyuyup güneş doğuncaya kadar sabah namazının vaktinin geçtiğini bilmediği hadisi ile fecrin ve güneşin doğuşunun kalp ile değil, göz ile alakalı olduğu ama abdestin bozulması ve benzeri hallerin ise kalp ile ilgili olduğu ile ilgili açıklamalar ve onun bazı vakitlerde kalbinin uyuduğu bazı vakitlerde uyumadığı, vadideki uyumasının da bu uyudu ğu zamana denk geldiği, ama bunu açıklamanın birincisi olduğuna dair açıklamalar daha önceden geçmiş bulunmaktadır.

 

(1721) "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) on üç rekat namaz kılardı. Sekiz rekat kıldıktan sonra vitir kılard!..." İmam Evzai ile İmam Ahmed, Kadi İyaz'ın kendilerinden yaptığı nakil üzere bu hadisin zahiri anlamını almış ve vitir namazından sonra oturarak iki re kat kılmanın mübah olduğunu söylemişlerdir. Bunu ne yaparım ne de yapılmasına engel olurum, demiştir. Kadi İyaz'ın dediğine göre İmam Malik bunu kabul etmemektedir.

 

Derim ki: Doğrusu Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in vitirden sonra bu iki rekatı bu şekilde oturarak kılması, vitirden sonra namaz kılmanın caiz olduğunu ve nafilede oturarak kılınmasının caiz olduğunu beyan etmek içindir. Ama Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu sürekli yapmamış aksine bir, iki ya da bir kaç sayıda yapmıştır. Bu hususta Aişe'nin "namaz kılardı" ifadesi bizi aldatmamalıdır. Çünkü çoğunluğun ve muhakkik usul bilginlerinin kabul ve tercih ettiklerine göre "kane: idi" lafzı sürekliliği de, bir işi tekrar yapmayı da gerektirmez. Çünkü bu ancak bir eylemin bir defa meydana geldiğine delil teşkil eden mazi bir fiildir. Eğer her hangi bir delil bu fiilin tekrarlandığına delalet ediyorsa gereğince amel edilir. Aksi taktirde sırf bu lafız kullanıldı, diye tekrar anlamını gerektirmez.

 

Nitekim Aişe (r.anha) şöyle demiştir: Ben ihramdan Çıktığı için tavaftan önce Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e koku sürerdim, demiştir. Bilindiği gibi Allah Resulü de Aişe (r.anha) ile birlikte yalnızca bir defa hac yapmıştır ki o da Veda haccıdır. Burada görüldüğü gibi "kane: idi" lafzını bir defa meydana gelen bir olay hakkında kullanmıştır. Burada umre ihramından sonra ona koku da sürmüş olabilir, denilemez. Çünkü umre yapan bir kimseye tavaf yapmadan önce icma ile hoş koku kullanması helal değildir. Böylelikle onun bu lafzı -usulcülerin de dediği gibi- bir defa yapmış olduğu bir iş hakkında kullanmış olduğu anlaşılmaktadır.

 

Bizim oturarak kıldığı iki rekat ile ilgili bu hadisi böyle te'vil etmemizin sebebi ise, Buhari ve Müslim'in Sahihlerinde ve başka kaynaklarda Aişe (r.anha)'dan ve ondan başka ashab-ı kiramdan pekçok kimseden gelmiş olan Buhari ve Müslim'in Sahihlerinde yer alan meşhur rivayetlerin onun gece namazında son kıldığı namazının vitir olduğunu ifade etmiş olmalarıdır.

 

Ayrıca Buhari ve Müslim'in Sahihlerinde gece namaz kılan bir kimsenin son kılacağı namazını vitir olmasını emreden meşhur çok sayıda hadis bulunmaktadır. Bunlar arasında: "Geceleyin namazınızı vitir olarak (tekli) kılınız. Gece namazı ikişer ikişer kılınır, sabah namazının vaktinin gireceğinden korkan hemen tek rekat vitir kılsın" Buna benzer hadisler pekçoktur. O halde bu hadislerle ve benzerleri ile birlikte Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in vitirden sonra iki rekatı devamlı kıldığı ve bunları gece namazının son rekatleri olarak kıldığı nasıl zannedilebilir? O halde bunun manası az önce açıkladığımız gibi bunun caiz olduğunu beyan etmekten ibarettir. Bu cevap doğru cevaptır. Kadı lyaz'ın meşhur hadislerin tercih edilmesi ve oturarak iki re kat kıldığına dair rivayetin reddedildiğine dair işareti ise isabetli değildir. Çünkü hadisler sahih olarak gelmiş olup eğer farklı anlamları bir arada cem ve telif etme imkanı varsa yalnızca o yola gidilir. Biz de bu açıklamamız ile bu şekildeki hadislerin manasını bir arada cem ve telif etmiş olmaktayız. Hamd Allah'a mahsustur.

 

(1722) "Bize Yahya b. Bişr el-Hariri tahdis etti" Bu şerhin mukaddimesinde bu raviye dikkat çekilmiş bulunmaktadır.

 

"Ancak ikisinin hadisi rivayetinde aralarında vitir olmak üzere dokuz rekattır" kimi asıl nüshalarda "onlardan" anlamında: "minhunne" şeklindedir. Bazılarında ise "fihinne: aralarında" şeklindedir. Her ikisi de doğrudur.

 

(1724) "Bir secde ile vitir yapardı." Bununla bir rekat vitir kıldığı kast edilmektedir.

 

 

 

وحدثنا أحمد بن يونس. حدثنا زهير. حدثنا أبو إسحاق. ح وحدثنا يحيى بن يحيى. أخبرنا أبو خيثمة عن أبي إسحاق. قال:

 سألت الأسود بن يزيد عما حدثته عائشة عن صلاة رسول الله صلى الله عليه وسلم؟ قالت: كان ينام أول الليل ويحي آخره. ثم إن كانت له حاجة إلى أهله قضى حاجته. ثم ينام. فإذا كان عند النداء الأول (قالت) وثب. (ولا والله! ما قالت: قام) فأفاض عليه الماء. (ولا والله! ما قالت: اغتسل. وأنا أعلم ما تريد) وإن لم يكن جنبا توضأ وضوء الرجل للصلاة. ثم صلى الركعتين.

 

1725- Bize Ahmed b. Yunus da tahdis etti, bize Züheyr tahdis etti, bize Ebu İshak tahdis etti (H.) Bize Yahya b. Yahya da tahdis etti, bize Ebu Hayseme, Ebu İshak'tan şöyle dediğini haber verdi: Esved b. Yezid'e, Aişe'nin kendisine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den diye naklettiği hadisi sordum. Aişe (r.anha) dedi ki: O, gecenin ilk vaktinde uyur, sonrasını ihya ederdi. Ayrıca eğer ehline ihtiyacı varsa ihtiyacını da görür sonra uyurdu. İlk ezan vaktinde yatağından fırlardı -(ravi dedi ki:) Allah'a yemin ederim ki Aişe kalkardı, demedi-o Üzerine su boşaltırdı -ravi dedi ki: Allah'a yemin ederim ki o guslederdi, demedi ve ben onun ne kast ettiğini çok iyi biliyorum.- Eğer cünüp değil ise bir kimsenin namaz için aldığı abdest gibi abdest alır sonra da iki rekat namaz kılardı.

 

Diğer tahric: Nesai, 1639 -muhtasar-

 

 

حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة وأبو كريب. قالا: حدثنا يحيى بن آدم. حدثنا عمار بن رزيق عن أبي إسحاق، عن الأسود، عن عائشة؛ قالت:

 كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يصلي من الليل. حتى يكون آخر صلاته الوتر.

 

1726- Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Kureyb tahdis edip dedi ki: Bize Yahya b. Adem tahdis etti... Aişe dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geceleyin namaz kılardı. Ta ki son kıldığı namaz vitir olurdu.

 

Diğer tahric: Müslim rivayet etmiştir 16031

 

 

حدثني هناد بن السري. حدثنا أبو الأحوص عن أشعث، عن أبيه، عن مسروق. قال:

 سألت عائشة عن عمل رسول الله صلى الله عليه وسلم؟ فقالت: كان يحب الدائم. قال قلت: أي حين كان يصلي؟ فقالت: كان إذا سمع الصارخ، قام فصلى.

 

1727- Bana Hennad b. es-Serri tahdis etti. .. Mesruk dedi ki: Aişe'ye Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ameline dair soru sordum. O: Devamlı olanı severdi, dedi. Ben: Hangi zamanlarda namaz kılardı, dedim. O: Horozun sesini işitti mi kalkıp namaz kılardı, dedi.

 

Diğer tahric: Buhari, 1132, 6461; Ebu Davud, 1317 -buna yakın-; Nesai, 1615

 

 

حدثنا أبو كريب. أخبرنا ابن بشر عن مسعر، عن سعد، عن أبي سلمة، عن عائشة. قالت:

 ما ألفى رسول الله صلى الله عليه وسلم السحر الأعلى في بيتي، أو عندي، إلا نائما.

 

1728- Bize Ebu Kureyb tahdis etti... Aişe dedi ki: Seherin son vakitleri Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i benim evimde -yahut yanımdaancak onu uykuda bulurdu.

 

Diğer tahric: Buhari, 1133; Ebu Davud, 1318, İbn Mace, 1197

 

 

حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة ونصر بن علي وابن أبي عمر. قال أبو بكر. حدثنا سفيان بن عيينة عن أبي النضر، عن أبي سلمة، عن عائشة؛ قالت:

 كان النبي صلى الله عليه وسلم إذا صلى ركعتي الفجر، فإن كنت مستيقظة، حدثني. وإلا اضطجع.

 

1729- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe, Nasır b. Ali ve İbn Ebu Ömer tahdis etti. Ebu Bekr dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne tahdis etti... Aişe dedi ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabahın iki rekatını kıldıktan sonra eğer ben uyanık isem benimle konuşurdu, değilse uzanıp yatardı.

 

Diğer tahric: Buhari, 1161, 1168; Ebu Davud, 1262; Tirmizi, 418 -buna yakın-

 

 

وحدثنا ابن أبي عمر. حدثنا سفيان عن زياد بن سعد، عن ابن أبي عتاب، عن أبي سلمة، عن عائشة، عن النبي صلى الله عليه وسلم، مثله.

 

1730- Bize İbn Ebu Ömer de tahdis etti... Aişe, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den aynısını rivayet etti.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 1263

 

 

وحدثنا زهير بن حرب. حدثنا جرير عن الأعمش، عن تميم بن سلمة، عن عروة بن الزبير، عن عائشة. قالت:

 كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يصلي من الليل. فإذا أوتر قال "قومي، فأوتري. يا عائشة!".

 

1731- Bize Züheyr b. Harb da tahdis etti... Aişe dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geceleyin namaz kılardı. Vitri kıldıktan sonra: "Ey Aişe! Kalk ve vitir namazını kıl" derdi.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

وحدثني هارون بن سعيد الأيلي. حدثنا ابن وهب. أخبرني سليمان بن بلال عن ربيعة بن أبي عبدالرحمن، عن القاسم بن محمد. عن عائشة؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 كان يصلي صلاته بالليل وهي معترضة بين يديه. فإذا بقي الوتر أيقظها فأوترت.

 

1732- Bana Harun b. Said el-Eyli de tahdis etti... Kasım b. Muhammed'in Aişe'den rivayet ettiğine göre, kendisi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in önünde enine uzanmış olduğu halde Resulullah gece namazını kılardı. Geriye vitir namazı kalınca kendisini uyandırır o da vitir kılardı.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

وحدثنا يحيى بن يحيى. أخبرنا سفيان بن عيينة عن أبي يعفور (واسمه واقد، ولقبه وقدان). ح وحدثنا أبو بكر ابن أبي شيبة وأبو كريب. قالا: حدثنا أبو معاوية عن الأعمش. كلاهما عن مسلم، عن مسروق، عن عائشة. قالت:

 من كل الليل قد أوتر رسول الله صلى الله عليه وسلم. فانتهى وتره إلى السحر.

 

1733- Bize Yahya b. Yahya da haber verdi, bize Süfyan b. Uyeyne Ebu Yafur'dan -ki onun adı Vakid, lakabı da Vekdan'dır- haber verdi (H.) Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe ve Ebu Kureyb de tahdis edip dediler ki: Bize Ebu Muaviye, A'meş'den tahdis etti. Her ikisi Müslim'den, o Mesud'dan, o Aişe'den şöyle dediğini nakletti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gecenin her vaktinde vitir kılmıştır. Sonunda vitir namazını seher vaktinde kılmıştır.

 

Diğer tahric: Buhari, 996; Ebu Davud, 1435

 

 

وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة وزهير بن حرب. قالا: حدثنا وكيع عن سفيان، عن أبي حصين، عن يحيى بن وثاب، عن مسروق، عن عائشة. قالت:

 من كل الليل قد أوتر رسول الله صلى الله عليه وسلم. من أول الليل وأوسطه وآخره. فانتهى وتره إلى السحر.

 

1734- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe ve Züheyr b. Harb da tahdis edip dediler ki: Bize Veki, Süfyan'dan tahdis etti... Aişe dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gecenin her vaktinde ilk vaktinde, orta vaktinde ve sonunda da vitir kılmıştır. Son olarak vitrini seher vaktinde kılmıştır.

 

Diğer tahric: Tirmizi, 456; Nesai, 1680; İbn Mace, 1185

 

 

حدثني علي بن حجر. حدثنا حسان (قاضي كرمان) عن سعيد بن مسروق، عن أبي الضحى، عن مسروق، عن عائشة. قالت.

 كل الليل قد أوتر رسول الله صلى الله عليه وسلم. فانتهى وتره إلى آخر الليل.

 

1735- Bana Ali b. Hucr tahdis etti -bize Kirman kadısı- Hassan, Said b. Mesruk'tan tahdis etti, o Ebu'd-Duha'dan, o Mesruk'dan, o Aişe'den şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gecenin her vaktinde vitir kılmıştır, sonunda vitri gecenin son vakitlerinde kılmıştır.

 

 

AÇIKLAMA:          (1725) "Fırlardı" hızlıca kalkardı, demektir. Buradan ibadete gereken ihtimamı göstermenin ve şevkle ibadete yönelmenin gerektiği hükmü anlaşılmaktadır. Bu ise aynı zamanda "güçlü mümin, zayıf müminden hayırlıdır ve Allah onu daha çok sever" anlamındaki hadisin manasının da bir bölümünü teşkil etmektedir.

 

"sonra iki rekat kılardı" kasıt sabah namazının sünnetidir.

(1726) "ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geceleyin namaz kılardı..." Bu da bizim daha önce sözünü ettiğimiz "sünnet, gece namazının sonunda vitri kılmaktır" şeklindeki açıklamalarımıza bir delildir. Genel olarak bütün ilim adamları da böyle demiştir. Vitirden sonra oturarak iki rekat kılmanın açıklaması da daha önce geçti.

 

(1727) "O, devamlı olan ameli severdi." Bu da ibadette aşırıya kaçmayıp orta halli olmaya teşvik hükmünü, ayrıca insanın devamlı sürdüremeyip onu böylece götüremeyeceği kadar ibadetleri zorlanarak yapmaya kalkışmaması gerektiği hükmü de anlaşılmaktadır.

 

"Horoz sesini işitti mi..." Burada: Sarih (kelime anlamı ile: feryat eden), ilim adamlarının ittifakı ile horoz demektir. Çokça ötmesinden ötürü ona bu ismin verildiğini söylemişlerdir.

 

(1729) "ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabah namazının iki rekatını kıldığı zaman eğer uyanıksam benimle konuşur, değilsem uzanıp yatardı" ifadesinde sabah namazının sünnetinden sonra konuşmanın mübah olduğuna delil vardır. Bizim mezhebimizdeki görüş böyle olduğu gibi Malik'in ve cumhurun görüşü de budur.

 

Kadi İyaz dedi ki: Kufeliler ise bunu mekruh görmüşlerdir. Ayrıca bu görüş İbn Mesud ve seleften bazılarından da riva>-,et edilmiştir. Çünkü bu zaman Allah'tan mağfiret dileme zamanıdır. Doğrusu ise Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in fiili uygulaması dolayısı ile mübah olduğudur. Mağfiret dilemenin müstehab olduğu zaman olması ise, konuşmaya engel değildir.

 

(1731) "ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geceleyin namaz kılardı, vitir kıldıktan sonra: Kalk, vitir kıl ey Aişe, derdi" Diğer rivayette ise (1732) "vitir kıldı mı onu uyandırır o da vitir kılardı" denilmektedir. Buradan da vitir namazının gecenin son zamanında kılınmasının müstehap olduğuna delil vardır.

 

Bu rivayetten, insanın -ister teheccüd kılacak olsun, ister olmasın- gecenin sonunda ya bizzat yahut bir başkasının uyandırması ile uyanacağından emin olması halinde, vitir namazını gecenin sonuna bırakmanın müstehap olduğu, vitir namazını kılarak uyuma emrinin de -Allah'ın izni ile biraz sonra açıklayacağımız gibi- uyanacağından emin olmayan kimse hakkında sözkonusu olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca Ebu Hureyre ve Ebu'd-Derda'nın rivayet ettiği hadislerde de bu hususa dikkat çekilmiş idi.

 

(1733) Müslim'in Ebu Yafur hakkında "Ebu Vakid'dir lakabı da Vekdan' dır" sözüne gelince, daha meşhur olan budur. Aksi de söylenmiştir. Her ikisi de kaf harfi iledir. Burada adı geçen Ebu Yafur[un tam adı: Ebu Yafur el-Ekber el-Abdi el-Kufi et Tabiidir. Yine Ebu Yafur adında bir kişi daha vardır ki, bu da Ebu Yafur el-Esğar el-Abdi el-Kufi et-Tabiidir.

 

Adı, Abdurrahman b. Ubeyd b. Nistas'tır. Her ikisinin künyesi, şehirleri ve tabiinden oluşları bakımından birbirleri ile ittifak etmişler ama isim ve kabileleri ile birbirinden ayrılmışlardır. Birincisine "Ebu Yafur el-Ekber" ikincisine "el-Esğar" denilir. Her ikisine dair açıklama aynı zamanda İman bölümünde, Amellerin Hangilerinin Daha Faziletli Olduğu bahsinde geçmiş bulunmaktadır.

 

(1734) "ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gecenin her vaktinde vitir kıldı sonunda ... " diğer rivayette (1735) ise: "Gecenin sonuna kadar" denilmektedir. Bundan vaktinin girmesinden sonra gecenin bütün vakitlerinde vitir kılmanın caiz olduğu hükmü anlaşılmaktadır. Bununla birlikte ilim adamları ilk vaktinin hangisi olduğunda ihtilaf etmişlerdir:

 

Mezhebimizdeki sahih ve Şafii'den ve mezheb alimlerinden meşhur olan kanaate göre yatsı namazının bitirilmesi ile birlikte vitir namazının vakti girer ve fecrin çıkışına kadar devam eder. İkinci görüşe göre yatsı namazının vaktinin girmesi ile birlikte girer. Bir diğer kanaate göre de yatsıdan sonra bir nafile kılınmadıkça tek bir rekatle vitir kılmak sahih olmaz. Bir görüşe göre ise vitrin vakti sabah namazına kadar devam eder, güneşin doğuşuna kadar devam ettiği de söylenmiştir.

 

"Sonunda vitri se her vaktinde kıldı" yani onun son yaptığı se her vaktinde vitir kılmak şeklinde idi. Kastettiği ise, diğer rivayette söylediği gibi, gecenin son vaktidir. Buradan da gecenin son vaktinde vitir kılmanın müstehap olduğu hükmü anlaşılmaktadır. Bu hususta sahih hadisler birbirini pekiştirmektedir.

 

"Kirman" ismi kef harfi fethalı olarak "Kerman" diye de söylenir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

126- GECE NAMAZI VE GECE NAMAZI KILMAYIP UYUYAN YADA HASTALANAN KİMSENİN DURUMUNU KAPSAYAN BAB