SAHİH-İ MÜSLİM |
SALAT |
باب
الدليل لمن
قال الصلاة
الوسطى هي
صلاة العصر
89- SALAT-İ VUSTA (ORTA
NAMAZ) İKİNDİ NAMAZIDIR DİYEN KİMSELERİN DELİLİ BABI
وحدثنا
محمد بن
المثنى ومحمد
بن بشار. قال
ابن المثنى:
حدثنا محمد بن
جعفر. حدثنا
شعبة. قال:
سمعت
قتادة يحدث عن
أبي حسان، عن
عبيدة، عن
علي؛ قال: قال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم،
يوم الأحزاب "شغلونا
عن صلاة
الوسطى حتى
آبت الشمس.
ملأ الله
قبورهم نارا.
أو بيوتهم أو
بطونهم" (شك
شعبة في
البيوت
والبطون).
1421-
Bize Muhammed b. el-Müsenna ve Muhammed b. Beşşar da tahdis etti.
İbnu'l-Müsenna dedi ki: Bize Muhammed b. Cafer tahdis etti, bize Şu'be tahdis
edip dedi ki: Katade'yi Ebu Hassan'dan diye tahdis ederken dinledim. O
Abıde'den, o Ali'den şöyle dediğini nakletti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) Ahzab (Hendek gazası) günü: "Güneş batana kadar bizi vusta (orta)
namazını kılmaktan alıkoydular. Allah kabirlerini -yahut evlerini ya da
karınlarını- ateşle doldursun" buyurdu. -Evler ve karınlar hususunda şüphe
eden Şu'be'dir.-
وحدثنا
محمد بن
المثنى. حدثنا
ابن أبي عدي
عن سعيد، عن
قتادة، بهذا
الإسناد. وقال:
بيوتهم
وقبورهم (ولم
يشك).
1422-
Bize Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti, bize İbn Ebu Adiy, Said'den tahdis
etti. O Katade'den bu isnat ile rivayet etti ve -şüphe etmeyerek- evlerini ve
kabirlerini dedi.
وحدثناه
أبو بكر بن
أبي شيبة
وزهير بن حرب.
قالا: حدثنا
وكيع عن شعبة،
عن الحكم، عن
يحيى بن الجزار،
عن علي. ح
وحدثناه
عبيدالله بن
معاذ (واللفظ
له) قال: حدثنا
أبي. حدثنا
شعبة عن الحكم،
عن يحيى، سمع
عليا يقول:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم، يوم الأحزاب،
وهو قاعد على
فرضة من فرض
الخندق "شغلونا
عن الصلاة
الوسطى. حتى
غربت الشمس.
ملأ الله
قبورهم
وبيوتهم (أو
قال قبورهم
وبطونهم) نارا".
1423-
Bunu bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe ve Zuheyr b. Harb da tahdis edip dediler ki: Bize
Veki', Şu'be'den tahdis etti. O el-Hakem'den, o Yahya b. el-Cezzar'dan, o
Ali'den rivayet etti (H). Bunu bize -lafız kendisinin olmak üzere- Ubeydullah
b. Muaz da tahdis edip dedi ki: Bize babam tahdis etti, bize Şu'be,
el-Hakem'den tahdis etti. O Yahya'dan, Ali'yi şöyle derken dinlediğini rivayet
etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hendeğin geçiş yerlerinden
birisi üzerinde oturmakta iken: "Bizi orta namazdan güneş batıncaya kadar
alıkoydular. Allah kabirlerini ve evlerini -yahut: kabirlerini ve karınlarını,
buyurdu- ateş ile doldursun" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة
وزهير بن حرب
وأبو كريب.
قالوا: حدثنا
أبو معاوية عن
الأعمش، عن مسلم
ابن صبيح، عن
شتير بن شكل،
عن علي؛ قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه وسلم،
يوم الأحزاب
"شغلونا عن
الصلاة
الوسطى صلاة
العصر. ملأ
الله بيوتهم
وقبورهم
نارا". ثم صلاها
بين
العشاءين،
بين المغرب
والعشاء.
1424-
Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe, Zuheyr b. Harb ve Ebu Kureyb de tahdis edip dediler
ki: ... Müslem b. Subayh'den, o Şuteyr b. Şekl (Şekel diye de okunur) Ali'den
şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ahzab
günü: "Bizi orta namazdan, ikindi namazından alıkoydular. Allah evlerini
ve kabirlerini ateşle doldurasıca" buyurdu sonra ikindi namazını, iki akşam
yani akşam ile yatsı arasında kıldı.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
وحدثنا
عون بن سلام
الكوفي.
أخبرنا محمد
بن طلحة
اليامي عن
زبيد، عن مرة،
عن عبدالله؛
قال:
حبس
المشركون
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم عن صلاة
العصر. حتى
احمرت الشمس
أو اصفرت.
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
"شغلونا عن
الصلاة الوسطى
صلاة العصر.
ملأ الله
أجوافهم
وقبورهم
نارا" أو قال
"حشا الله
أجوافهم
وقبورهم نارا".
1425-
Bize Avn b. Sellam el-Kufi de tahdis etti. .. Abdullah dedi ki: Müşrikler
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i güneş (ışıkları) kızarıncaya yahut
sararıncaya kadar ikindi namazını kılmaktan alıkoydular. Bunun üzerine
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bizi orta namazdan (yani)
ikindi namazından alıkoydular. Allah karınlarını ve kabirlerini ateş ile doldursun.
" Ya da:
"Allah
karınlarına ve kabirlerine tıkabasa ateş yığsın" buyurdu.
Diğer tahric: Tirmizi,
181 -muhtasar olarak-, 2985 -muhtasar olarak-; İbn Mace, 686
AÇIKLAMA: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) (1421): "Güneş batıncaya kadar bizi vusta
(orta) namazdan alıkoydular." Diğer rivayette (1423): "Bizi vusta
namazından (yani) ikindi namazından alıkoydular" buyurmaktadır. İbn Mesud
(r.anh)'ın rivayet ettiği (1425) hadiste de: "Bizi vusta namazından (yani)
ikindi namazından alıkoydular" buyurmaktadır.
Gerek ashab-ı kiramın
(r.anhum), gerek onlardan sonra gelen ilim adamlarının Kur'an-ı Kerim'de adı
geçen vusta (orta) namazı hakkında ihtilaf etmişlerdir. Bir topluluk o ikindi
namazıdır demiştir. Bu görüşün kendilerinden nakledildiği kimseler arasında Ali
b. Ebu Talib, İbn Mesud, Ebu Eyyub, İbn Ömer, İbn Abbas, Ebu Said el-Hudri, Ebu
Hureyre, Abide es-Selmani, Hasan-ı Basri, İbrahim en-Nehai, Katade, Dahhak,
Kelbi, Mukatil, Ebu Hanife, Ahmed, Davud, İbnu'l-Münzir ve başkaları -Allah
onlardan razı olsunvardır. Tirmizi dedi ki: Bu ashab-ı kiramdan ve onlardan
sonra gelenler arasında -Allah onlardan razı olsun- ilim adamlarının
çoğunluğunun görüşüdür.
Mezhep alimlerimizden el-Maverdi
de şöyle demektedir: Bu husustaki hadislerin sahih olması dolayısıyla
Şafii-yüce Allah'ın rahmeti ona- 'nin görüşü de budur. Onun bu namazın sabah
namazı olduğunu açıkça ifade etmesi ise ikindi namazı hakkındaki sahih
hadislerin ona ulaşmamış olmasıdır. Onun mezhebi ise hadise tabi olmaktır.
Bir kesim ise bu sabah
namazıdır demiştir. Bu görüşün kendilerinden nakledildiği kimseler arasında
Ömer b. el-Hattab, Muaz b. Cebel, İbn Abbas, İbn Ömer, Cabir, Ata, İkrime,
Mücahid, Rabi b. Enes, Malik b. Enes, Şafii, mezhebine mensup ilim adamlarının
çoğunluğu ve başkaları -Allah onlardan razı olsun-.
Bir başka kesim ise öğle
namazıdır demiş ve bu görüşü Zeyd b. Sabit, Usame b. Zeyd, Ebu Said el-Hudri,
Aişe, Abdullah b. Şeddad ve Ebu Hanife -Allah ondan razı olsun- 'den gelmiş bir
rivayet olarak nakletmişlerdir.
Kabisa b. Zueyb ise o
akşam namazıdır derken, başkaları yatsı namazıdır demiştir. Bu namaz tayin
edilmeksizin müphem olarak beş vakit namazdan birisidir diye de söylendiği
gibi, vusta (orta) namaz beş vakit namazın hepsidir de denilmiştir. Bunu da
Kadi İyaz nakletmiştir. Cuma namazı olduğu dahi söylenmiştir.
Bu görüşler arasında
sahih olan, ikindi ve sabah namazı olduğu görüşleridir. Bu ikisinin arasında
daha sahih olanları ise sahih hadisler dolayısıyla ikindi namazı olduğudur.
Bunun sabah namazı
olduğunu söyleyenler hadisleri ikindi namazına "vasat" adının
verildiği ve Kur'an-ı Kerim'de sözü edilen vustadan farklı olduğunu söyleyerek
tevil ederler ama bu zayıf bir tevildir. Yine bunun sabah namazı olduğunu
söyleyenler kışın soğuğu sebebi ile meşakkat çekilecek bir zamanda, yaz
mevsiminde ise uykunun tatlı olduğu, uyuklama, azaların hareketsiz kaldığı,
insanların gaflete düştüğü bir zamanda kılınan bir namaz olduğunu delil
gösterirler. Bundan dolayı diğer namazlardan farklı olarak kaçırılma
tehlikesine maruz olması sebebiyle özellikle ona dikkat edilmesi (muhafaza
edilmesi) emredilmiştir.
Vusta namazının ikindi
namazı olduğunu söyleyenler ise bu namazın insanların maişet ve işleriyle
meşgul oldukları bir zamanda kılınan bir namaz oluşunu ileri sürerler.
Cuma namazı olduğunu
söyleyenlerin kanaatine gelince, bu da son derece zayıf bir görüştür çünkü
namazın dikkat edilip, korunması tavsiyesinden anlaşılan ancak kaçırılma
ihtimaline maruz kalması dolayısıyladır. Bu ise Cuma namazı ile bağdaşmaz çünkü
insanlar adeten diğer namazlardan daha fazla bu namaza dikkat ederler, onu
korurlar. Buna sebep ise diğer namazlardan farklı olarak haftada bir kılınan
bir namaz olmasıdır.
Vusta namazı beş vakit namazın
hepsidir diyenlerin görüşleri de zayıftır ya da yanlıştır çünkü Araplar
(anlatımda) önce bir hususu etraflı bir şekilde sözkonusu edip sonra onu
topluca anmazlar. Aksine bir husustan önce topluca söz eder sonra onu etraflı
bir şekilde açıklarlar yahutta faziletine dikkat çekmek maksadıyla onun bir
kısmı hakkında tafsilatlı açıklamalarda bulunurlar.
"Abıde,
Ali'den" isnadında geçen Abıde es-Selmani'dir Allah en iyi bilendir.
"Ahzab günü"
Ahzab meşhur gazanın adıdır. Ona ahzab ve hendek gazası adı verilir. Hicretin
dördüncü yılında olmuştu, beşinci yılda olduğu da söylenmiştir.
"Güneş batıncaya
kadar vusta namazdan bizi alıkoydular" ibaresi bütün nüshalarda ve sema
yoluyla alınmış asıl nüshalarda "salatu'l-vusta" şeklinde (izafet
terkibi halinde)dir. Bu da yüce Allah'ın: "Sen batı tarafında
değildin." (Kasas, 44) buyruğu kabilindendir. Bu hususta da (nahivcilerin)
bilinen iki görüşü vardır. Kufelilerin görüşüne göre mevsuf ismin sıfatına
izafe edilmesi caizdir. Basrahların görüşüne göre ise değildir. Bu gibi
hallerde onlar hazfedilmiş bir kelime takdir ederler. Burada "(.....):
orta namaz namazını kılmaktan" takdirinde olup, orta namazı kılmaktan
anlamındadır.
"Güneş batıncaya
kadar" anlamındaki ibarede "abet" lafzı el-Harbi'nin dediğine
göre gece zamanındaki vaktine döndü, yani battı, demektir. Bu da Arapların
dönmeyi anlatmak üzere kullandıkları "abe" fiilinden gelmektedir.
Başkası ise bu batıya doğru seyretti (yürüdü) demektir demişlerdir çünkü
"te'vib" gündüzün yol alıp yürümek anlamındadır.
(1423) "Yahya b.
el-Cezzar" de Cezzar ismi cim, ze ile ve sonu da re harfi iledir. Birinci
yolda Yahya b. el-Cezzar, Ali'den şeklinde, ikinci yolda ise Yahya, Ali'den
dinledi şeklindedir. "An: den" lafzı ile "semia: dinledi" lafzı
yer değiştirdiğinden ötürü Müslim senedi tekrar etmiştir.
"Hendeğin giriş
yerlerinden birisi" ibaresindeki "furda" kelimesi hendeğin giriş
yerlerinden ve ona nüfuz edilebilecek geçit yerlerinden birisi demektir.
(1424) "Müslim b.
Subayh" Ebu'd-Duha'nın kendisidir.
"Şuteyr b. Şekl"
kef harfi fethalı. olarak da okunur (Şekel şeklinde) yine kef harfinin sakin
olarak (Şekl şeklinde) okunacağı da söylenmiştir.
"Sonra onu iki
akşam namazı yani akşam ile yatsı arasında kıld!." Buradan akşam ve yatsı
namazları hakkında iki akşam namazı (işaan, işaeyn) lafzını kullanmanın doğru
olduğu açıkça ifade edilmektedir. Bununla birlikte bazıları bunu kabul etmez
çünkü akşam namazına "işa'" denilmez, Bu itiraz yanlıştır çünkü
burada tesniye (ikil kip) (anne babaya) ebeveyn (güneş ile aya) kamareyn (Ömer
b. el-Hattab ile Ömer b. Abdulaziz'e) el-Umareyn denilmesine ve diğer
benzerlerine benzer.
Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in güneş batıncaya kadar ikindi namazını geciktirmesine gelince bu
korku namazı ile ilgili hüküm inmeden önce idi.
İlim adamları dedi ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bu namazı kasten değil de unutarak
geciktirmiş olması ihtimali de vardır. Buna sebep ise düşman ile uğraşması idi.
Düşmanla uğraşmasından ötürü kasten geciktirmiş olması da ihtimal dahilindedir.
Bu ise korku namazı hükmü inmeden önce namazı geciktirmekte bir mazeret idi.
Günümüzde ise düşman ve çarpışma sebebiyle namazı vaktinden sonraya bırakmak
caiz değildir. Aksine durumuna uygun bir şekilde korku namazı kılar. Korku
namazının ise fıkıh kitaplarında bilinen çeşitleri vardır. Yüce Allah'ın
izniyle bu şerhte ilgili babında bunların temel maksatlarına işaret edeceğiz.
Bilelim ki buradaki ve
Buhari' deki bu hadiste geçtiği üzere vaktinden sonraya kalan namaz ikindi
namazı idi. Bu hadisin zahirinden başka namazın vakti geçmediği
anlaşılmaktadır. Muvatta' daki rivayete göre geçirdiği namazlar öğle ile ikindi
namazlarıdır. Başka hadis kaynaklarında ise onun öğle, ikindi, akşam ve yatsı
namazlarını gecenin bir bölümü geçinceye kadar geciktirdiği şeklindedir. Bu
rivayetlerin bir arada telif edilip, açıklanması da şöyle olur: Hendek vakası
birkaç gün devam etti. Dolayısıyla bu rivayetlerde sözü geçenlerden bazılan bir
günde, diğerleri ise başka günde geçmiş demek olur.
وحدثنا
يحيى بن يحيى
التميمي. قال:
قرأت على مالك
عن زيد بن
أسلم، عن
القعقاع بن
حكيم، عن أبي
يونس مولى
عائشة؛ أنه
قال:
أمرتني
عائشة أن أكتب
لها مصفحا.
وقالت: إذا بلغت
هذه الآية
فآذني:
{حافظوا على
الصلوات والصلاة
الوسطى}
[2/البقرة/
الآية 238]. فلما
بلغتها آذنتها.
فأملت علي:
حافظوا على
الصلوات
والصلاة
الوسطى وصلاة
العصر. وقوموا
لله قانتين.
قالت عائشة:
سمعتها من
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم.
1426-
Bize Yahya b. Yahya et-Temimi de tahdis edip dedi ki. Ben Zeyd b. Eslem'den
rivayetle Malik'e okudum. O Ka'ka b. Hakım'den, o Aişe'nin azatlısı Ebu
Yunus'tan şöyle dediğini nakletti: Aişe bana kendisi için bir Mushaf yazmamı
emretti ve: "Namazları ve özellikle orta namazı koruyunuz." (Bakara,
238) ayetine gelecek olursan beni haberdar et, dedi. (Ebu Yunus) dedi ki: O
ayete gelince ben de ona haber verdim. O bana: "NamazIan ve özellikle orta
namazı ve ikindi namazını koruyunuz, gönülden gelerek saygı ve itaat ile
Allah'ın huzurunda durunuz" diye bana okudu (ben de yazdım).
Aişe: Ben bunu
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den (böylece) dinledim, dedi.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 410; Tirmizi, 2982; Nesai, 471
حدثنا
إسحاق بن
إبراهيم
الحنظلي.
أخبرنا يحيى
بن آدم. حدثنا
الفضيل بن
مرزوق عن شقيق
بن عقبة، عن
البراء بن
عازب؛ قال:
نزلت
هذه الآية:
{حافظوا على
الصلوات
وصلاة العصر}.
فقرأناها ما
شاء الله. ثم
نسخها الله.
فنزلت:
{حافظوا على
الصلوات والصلاة
الوسطى}. فقال
رجل كان جالسا
عند شقيق له:
هي إذن صلاة
العصر. فقال
البراء: قد
أخبرتك كيف
نزلت. وكيف
نسخها الله.
والله أعلم.
قال
مسلم: ورواه
الأشجعي عن
سفيان
الثوري، عن الأسود
بن قيس، عن
شقيق بن عقبة،
عن البراء بن
عازب. قال:
قرأناها مع
النبي صلى
الله عليه
وسلم زمانا.
بمثل حديث
فضيل بن مرزوق.
1427-
Bize İshak b. İbrahim el-Hanzali tahdis etti. Bize Yahya b. Adem haber verdi,
bize Fudayl b. Merzuk, Şakik b. Ukbe'den tahdis etti. O Bera b. Azib'den şöyle
dediğini nakletti: Bu: Namazları ve ikindi namazını koruyunuz ayeti nazil oldu.
Biz onu Allah'ın dilediği kadar bir süre okuduktan sonra Allah onu neshetti ve:
Namazları ve özellikle orta namazı koruyunuz ayeti nazil oldu. Bunun üzerine
Şakik'in yanında oturmakta olan bir adam ona: O halde o (orta namaz) ikindi
namazıdır deyince, Bera: Ben sana nasıl indiğini ve Allah'ın onu nasıl nesh
ettiğini haber verdim. Allah en iyi bilendir, dedi.
Müslim dedi ki: Bunu
el-Eşcai de Süfyan es-Sevri'den diye rivayet etti. O el-Esved b. Kays'dan, o
Şakik b. Ukbe'den, o Bera b. Azib'den şöyle dediğini nakletti: Biz bunu Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte bir süre okuduk, sonra hadisi aynen
Fudayl b. Merzuk'un rivayeti gibi rivayet etti.
Yalnız Müslim rivayet etmiştir
وحدثني
أبو غسان
المسمعي
ومحمد بن
المثنى عن معاذ
بن هشام قال
أبو غسان:
حدثنا معاذ بن
هشام. حدثني
أبي عن يحيى
بن أبي كثير.
قال: حدثنا أبو
سلمة بن
عبدالرحمن عن
جابر بن
عبدالله؛ أن عمر
بن الخطاب،
يوم الخندق،
جعل يسب كفار
قريش. وقال:
يا
رسول الله! والله!
ما كدت أن
أصلي العصر
حتى كادت أن
تغرب الشمس.
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
"فوالله! إن
صليتها"
فنزلنا إلى
بطحان. فتوضأ
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم.
وتوضأنا. فصلى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم العصر
بعد ما غربت
الشمس. ثم صلى
بعدها المغرب.
1428-
Bana Ebu Gassan el-Mismai ve Muhammed b. el-Müsenna, Muaz b. Hişam'dan tahdis
etti. Ebu Gassan dedi ki: Bize Muaz b. Hişam tahdis etti, bana babam Yahya b.
Ebu Kesir'den şöyle dediğini tahdis etti: Bize Ebu Seleme b. Abdurrahman, Cabir
b. Abdullah'tan tahdis ettiğine göre Ömer b. el-Hattab Hendek günü Kureyş
kafirlerine sövüp saymaya başladı ve: Ey Allah'ın Resulü, Allah'a yemin ederim
ki ancak güneşin batmasına az kala ikindi namazını kılabildim, dedi. Bunun
üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de: "Allah'a yemin olsun
ki ben de onu henüz kılamadım" buyurdu. Sonra Buthan'a indik. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) da abdest aldı, biz de abdest aldık. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) güneş battıktan sonra ikindi namazını kıldı,
ondan sonra da akşam namazını kıldı.
Diğer tahric: Buhari,
596, 598 -muhtasar olarak-, 641, 645, 4112; Tirmizi, 2180; Nesai, 1365
وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة
وإسحاق بن
إبراهيم (قال
أبو بكر:
حدثنا. وقال
إسحاق: أخبرنا
وكيع) عن علي
بن المبارك،
عن يحيى بن
أبي كثير، في
هذا الإسناد،
بمثله.
1429- Bize Ebu Bekr b.
Ebi Şeybe ve İshak b. İbrahim de tahdis etti. Ebu Bekr bize Vekt', Ali b.
el-Mubarek'ten tahdis etti derken, İshak haber verdi dedi. O (Ali) Yahya b. Ebu
Kesir'den bu isnat ile hadisi aynen rivayet etti.
AÇIKLAMA: (1426)
Aişe (r.anha)'nın rivayet ettiği hadiste': "Bana: Namazları, orta namazı
ve ikindi namazını koruyunuz diye okuyup yazdırdı." Rivayetlerde bu
şekilde "ve ikindi namazını" diye vav iledir. Mezhebimize mensup kimi
ilim adamı bunu vusta (orta) namazın ikindi namazı olmadığına delil
göstermişlerdir çünkü atfetmek (ve ile bağlamak) farklı olmayı gerektirir ama
bizim mezhebimizdeki kanaate göre şaz kıraat delil gösterilemez ve onun
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den naklen verilen haber hükmünü
taşıyamaz çünkü bu kıraati nakleden bir kimse ancak onu Kur'an'ın bir buyruğu
olarak nakletmektedir. Kur'an ise icma ile kabul edildiği üzere ancak tevatür
ile sabit olur. Böyle bir rivayet Kur'an olarak sabit olmadığına göre haber
olarak da sabit olamaz. Bu mesele fıkıh usulü kitaplarında etraflıca
açıklanmıştır. Bu hususta bizlerle Ebu Hanife -yüce Allah'ın rahmeti
onaarasında da görüş ayrılığı vardır.
(1428) "Ömer
(r.anh) dedi ki: Ey Allah'ın Resulü ... " Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in kendisinin de namazı kılmadığına dair yemin etmesi Ömer , (r.anh)'ın
gönlünü hoş etmek içindir çünkü ikindi namazını akşam vaktine yakın bir zamana
kadar geciktirmiş olması ona ağır gelmişti. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
de bunun üzerine ona kendisinin de henüz ikindiyi kılmadığını haber vererek
Ömer'e örnek olup, meydana gelenlerin ona ağır gelmemesi ve gönlünü hoş etmesi
için söyledi, verdiği bu haberi de yemin ile pekiştirdi.
Bu aynı zamanda yemin
istenip, teklif edilmeksizin yemin etmenin caiz oluşuna delildir. Eğer bir
hususu pekiştirmek yahut güveni arttırmak, bir unutkanlık yanılgısını ortadan
kaldırmak ya da buna benzer başka maksatlar gibi bir masIahat bulunursa bu
şekilde yemin etmek müstehabtır. Hadislerde bu çokça görülen bir durum olduğu
gibi, yüce Allah tarafından da bu şekilde yeminlerde bulunulmuştur.
"Vezzariyat, vettur, velmürselat, vessemai vettarık, veşşemsi veduhaha,
velleyli iza yağşa, vedduha, vettini, veladiyat, velasri" ve benzeri
buyruklarda olduğu gibi. Bütün bunlar hakkında yemin edilen hususun değerini
göstermek ve onu pekiştirmek içindir. Allah en iyi bilendir.
"Buthan'a
indik." Bütün muhaddislerin rivayetlerinde, zaptlarında ve
kayıtlamalarında hep bu şekildedir. Dilbilginleri ise "Batihan" diye
söyler ve başka türlüsünü caiz kabul etmezler. el-Bari' sahibi ve Ebu Ubeyd
el-Bekri de bunu böylece nakletmişlerdir. Burası Medine'de bir vadinin adıdır.
"Buthan'a indik.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) da abdest aldı, biz de abdest aldık.
.. " Buradaki ifadelerin zahirinden bu iki namazı cemaat ile birlikte
kıldığı anlaşılmaktadır. Böylelikle bunda kazaya kalmış farz namazın cemaatle
kılınmasının caiz olduğuna delil bulunur. Bütün ilim adamları da böyle
demişlerdir. Ancak Kadı lyaz'ın, Leys b. Sa'd'dan naklettiğine göre o bunu
kabul etmemektedir. Leys'den bu görüş sahih olarak nakledilmiş olsa dahi onun
bu görüşü bu hadis ile ayrıca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sabah
namazını ashabı ile birlikte uykuda kalıp, sabah namazını geçirip, onu cemaatle
kıldıklarına dair -bundan biraz sonra Müslim'in de zikrettiği gibiaçık ifadeler
taşıyan sahih hadislerle reddedilir.
Bu hadiste ayrıca bir
namazı geçirmiş olup, onu başka bir vakitte hatırlayan kimsenin, işe, geçirdiği
namazın kazasını kılmakla başlaması sonra da o vaktin namazını kılması
gerektiğine de delil vardır. Bu hususta icma bulunmaktadır. Ancak Şafii'ye ve
bir kesime göre böyle yapmak müstehabtır. Eğer vakit namazını kıldıktan sonra
geçirdiği namazı kılarsa bu da caizdir. Malik, Ebu Hanife ve başkalarına göre
ise önce geçirdiğini hatırladığı namazı kılması vaciptir. Eğer vakit namazını
önce kılacak olursa sahih olmaz.
Bu hadisi şöyle diyen
bir kimse delil gösterebilir: Akşam namazı şafağın batışına kadar devam eder çünkü
kazaya kalmış ikindi namazını akşamdan önce kılmıştır. Eğer akşam namazının
vakti dar olsaydı onun da vaktini geçirmemek için elbette akşam namazını
kılmakla işe başlardı ama böyle diyen bir kimsenin bu hususta lehine delil
olacak bir taraf yoktur çünkü bu uygulama güneşin batışından bir süre sonra
olmuştur. Öyle ki akşam namazının vaktinin dar olduğunu söyleyenlere göre akşam
namazının vakti dahi çıkmıştır. Bu durumda böyle diyenin bu görüşüne bu hadiste
bir delil bulunmamaktadır. Daha önce delilleriyle açıklandığı ve bunlara
yapılan itirazlara verilen cevaplarda görüldüğü gibi akşam namazının vakti
şafağın batış zamanına kadar sürdüğü görüşü tercih edilen görüş olmakla
birlikte bu böyledir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
90- SABAH VE
İKİNDİ NAMAZLARININ FAZİLETİ VE BUNLARA DİKKAT ETME BABI