SAHİH-İ MÜSLİM

SALAT

 

SALAT-İ VUSTA (ORTA NAMAZ) HAKKINDA GELENLER BABI

 

وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا أبو أسامة عن هشام، عن محمد، عن عبيدة، عن علي؛ قال:

 لما كان يوم الأحزاب قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "ملأ الله قبورهم وبيوتهم نارا. كما حبسونا وشغلونا عن الصلاة الوسطى. حتى غابت الشمس".

 

1419- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe de tahdis etti. .. Ali dedi ki: Ahzab günü (olanlar) olunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Güneş batıncaya kadar bizi uğraştırıp, Vusta (orta) namazını kılmaktan alıkoydukları gibi, Allah da onların kabirlerini ve evlerini ateşle doldursun" buyurdu.

 

Diğer tahric: Buhari, 2931, 4111, 4533, 6396; Ebu Davud, 409; Tirmizi, 2984; Nesai, 472

 

 

وحدثنا محمد بن أبي بكر المقدمي. حدثنا يحيى بن سعيد. ح وحدثناه إسحاق بن إبراهيم. أخبرنا المعتمر بن سليمان. جميعا عن هشام، بهذا الإسناد.

 

1420- Bize Muhammed b. Ebu Bekr el-Mukaddemi de tahdis etti, bize Yahya b. Said tahdis etti (H). Bunu bize İshak b. İbrahim de tahdis etti. Bize el-Mu'temir b. Süleyman haber verdi. Hepsi Hişam'dan bu isnat ile rivayet etti.

 

 

AÇIKLAMA: (1416 - 1420)  (1416) "İkindi namazını kaçıran ailesini ve malını kaybetmiş gibidir." Buradaki (aile ve mal anlamındaki) "ehl ve mal" kelimelerinin lam harfleri, hem nasb, hem ref ile rivayet edilmiştir. Nasb ile rivayet cumhurun kabul ettiği meşhur ve sahih olan rivayettir, buna göre o kelimeler ikinci meful olurlar. Merfu olarak okuyanlar ise bunu naib-i fail (sözde özne) olarak değerlendirirler. Malı ve ailesi elinden alınmış gibi olur demektir. Malik b. Enes'in açıklaması da budur.

 

Nasb ile rivayetine gelince Hattabi ve başkaları şöyle demiştir: Yani kendisi malını, ailesini kaybetmiş, elinden çekip alınmış, böylelikle ailesiz ve malsız kalmış gibi olur demektir. O halde böyle bir kimse ailesinin ve malının elinden gitmesinden çekindiği ve korktuğu gibi, bu namazı geçirmekten korkmalı, çekinmelidir.

 

Ebu Ömer b. Abdilberr dedi ki: Dilbilginleri ve fukahaya göre hadisin anlamı şudur: Böyle bir kimse intikam peşine düşmek zorunda kalacağı bir şekilde ailesinin ve malının elinden gitmesi ile neticelenecek bir musibete uğramış bir kimse gibidir çünkü vetr, intikamını almak istediği cinayet demektir. Bu durumdaki bir kimse biri musibetin kederi, diğeri ise intikam almanın zorluk ve sıkıntılarının kederi olmak üzere iki keder karşısında kalır.

Maliki alimlerinden Davudi dedi ki: Ailesini ve malını kaybetmiş bir kimse nasıl inna lillah ... diyerek istircada bulunması gerekiyorsa ikindi namazını kaçırdığı için de bu kadar pişman olması ve üzülmesi gerekir.

 

Bunun, böyle bir kimse malı ve ailesi elinden çıkmış bir kişinin karşı karşıya kalacağı üzüntü gibi, kaybettiği sevap dolayısıyla da üzülür demek olduğu da söylenmiştir.

Kadi İyaz -yüce Allah'ın rahmeti ona- dedi ki: İlim adamları bu hadiste sözü edilen ikindi namazının geçmesinden maksadın ne olduğu hususunda ihtilaf etmişlerdir. İbn Vehb ve başkaları bu ikindi namazını tercih olunan vaktinde kalmayan kimse hakkındadır derken, Suhnun ve el-Asili ise güneşin batması ile namazı kaçıran kişiden bahsedilmektedir demişlerdir. Bir diğer görüşe göre bu ikindi namazını güneş ışıkları sararıncaya kadar geciktirmektir. Nitekim Evzai'nin bu hadisi rivayetinde müfesser olarak böyle gelmiştir. Orada şöyle demektedir: Bu namazın geçmesi güneş ışıklarının sararmaya başlaması demektir. Salim'den de: Bu unutarak namazını kaçıran kimse hakkındadır dediği rivayet edilmiştir. Davudi'nin görüşüne göre bu hüküm kasten namazı bu şekilde geçiren kişi hakkındadır. Daha güçlü görünen budur. Ayrıca Buhari'nin Sahihindeki şu hadis de bu açıklamayı desteklemektedir:

 

"İkindi namazını terk eden bir kimsenin am eli boşa çıkar. " Böyle bir hüküm ise ancak kasten namazı geçiren kişi hakkında sözkonusu olur.

 

İbn Abdilberr dedi ki: Diğer namazların da ikindi namazı gibi değerlendirilmesi ve ikindi namazı zikredilerek diğerlerine dikkat çekilmiş olması ihtimali de vardır. Özellikle onun sözkonusu edilmesi ise ikindi namazının insanların çalışıp çabalamak neticesinde yorgun argın düştükleri, işlerini görmek için gayret ettikleri, namazı işlerini bitirdikten sonrasına erteledikleri için sözkonusu edilmiş olabilir ama onun bu açıklaması tartışılır çünkü şer'i hüküm ikindi namazı hakkında varid olmuştur. Bu hükmü n böyle oluşundaki illet ise muhakkak olarak bilinmemektedir. O halde şüphe ve vehim ile başka namazlar onun gibi aynı hükümde değerlendirilemez. Hakkında nas bulunmayan meselenin hükmü hakkında nas bulunan meseleye ancak illeti bilmemiz've her ikisinin aynı illetinin bulunduğunun bilinmesi halinde sözkonusu olabilir. Allah en iyi bilendir.

 

(1417) "Amr dedi ki. .. " Burada her iki tabir de aynı anlamdadır ama Müslim'in -rahimehullah- adeti, anlam aynı olsa dahi lafzı olduğu gibi muhafaza etmektir. Bu da güzel bir adettir, Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

89- SALAT-İ VUSTA (ORTA NAMAZ) İKİNDİ NAMAZIDIR DİYEN KİMSELERİN DELİLİ BABI