SAHİH-İ MÜSLİM |
SALAT |
باب
استحباب
الإبراد
بالظهر في شدة
الحر لمن يمضي
إلى جماعة
ويناله الحر
في طريقه
75 (85)- ŞİDDETLİ
SICAKTA CEMAATE GİDECEK VE YOLDA SICAKTAN RAHATSIZ OLACAK KİMSE İÇİN ÖĞLE
NAMAZINI SERİNLİĞE BIRAKMANIN MÜSTEHAB OLDUĞU BABI
حدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
ليث. ح وحدثنا
محمد بن رمح.
أخبرنا الليث
عن ابن شهاب،
عن ابن المسيب
وأبي سلمة بن
عبدالرحمن،
عن أبي هريرة؛
أنه قال:
إن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال "إذا
اشتد الحر
فأبردوا
بالصلاة. فإن
شدة الحر من
فيح جهنم".
1394-
Bize Kuteybe b. Said tahdis etti, bize Leys tahdis etti (H). Bize Muhammed b.
Rumh da tahdis etti, bize Leys, İbn Şihab'dan haber verdi. O İbnu'l-Müseyyeb ve
Ebu Seleme b. Abdurrahman'dan, o Ebu Hureyre'den şöyle dediğini nakletti:
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sıcak şiddetlenecek olursa
namazı serinliğe bırakınız çünkü fazla sıcak cehennemin sıcaklanıp,
kaynamasındandır" buyurdu.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 402; Tirmizi, 157; Nesai, 499; İbn Mace, 678
وحدثني
حرملة بن
يحيى. أخبرنا
ابن وهب.
أخبرني يونس؛
أن ابن شهاب
أخبره قال:
أخبرني
أبو سلمة
وسعيد بن
المسيب؛
أنهما سمعا
أبا هريرة
يقول: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم، بمثله،
سواء.
1395-
Bana Harmele b. Yahya da tahdis etti. Bize İbn Vehb haber verdi, bana Yunus'un haber
verdiğine göre İbn Şihab kendisine haber vererek dedi ki: Bana Ebu Seleme ve
Said b. el-Müseyyeb'in haber verdiğine göre ikisi Ebu Hureyre'yi şöyle derken
dinlemiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu, deyip hadisi
aynen bunun gibi rivayet etti.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
وحدثني
هارون بن سعيد
الأيلي وعمرو
بن سواد وأحمد
بن عيسى (قال
عمرو: أخبرنا.
وقال الآخران:
حدثنا ابن
وهب) قال:
أخبرني عمرو؛
أن بكيرا حدثه
عن بسر بن
سعيد وسلمان
الأغر، عن أبي
هريرة؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال:
"إذا
كان اليوم
الحار
فأبردوا
بالصلاة. فإن
شدة الحر من
فيح جهنم".
قال
عمرو: وحدثني
أبو يونس عن
أبي هريرة؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال
"أبردوا عن الصلاة
فإن شدة الحر
من فيح جهنم".
قال
عمرو: وحدثني
ابن شهاب عن
ابن المسيب
وأبي سلمة، عن
أبي هريرة، عن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم، بنحو
ذلك.
1396-
Bana Harun b. Said el-Eyli, Amr b. Sevvad ve Ahmed b. İsa da tahdis etti. Amr
bize İbn Vehb haber verdi derken, diğer ikisi tahdis etti dedi. (İbn Vehb) dedi
ki: Bana Amr'ın haber verdiğine göre Bukeyr kendisine Busr b. Said ve Selman
el-Ağar'dan tahdis etti. Onların da Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sıcak bir gün ise namazı serin
vakte bırakınız çünkü aşın sıcak cehennem'in sıcaklanıp, kaynamasındandır"
buyurdu.
Amr dedi ki: Bana Ebu
Yunus da Ebu Hureyre'den tahdis ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Namazı serin vakte bırakınız çünkü aşırı sıcak cehennemin
sıcaklanıp, kaynamasındandır" buyurdu.
Amr dedi ki: Bana İbn
Şihab da İbnu'l-Müseyyeb ve Ebu Seleme'den tahdis etti. O Ebu Hureyre'den, o
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den hadisi buna yakın olarak rivayet
etti.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
وحدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
عبدالعزيز عن
العلاء، عن
أبيه، عن أبي
هريرة؛ أن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم قال:
"إن
هذا الحر من
فيح جهنم.
فأبردوا
بالصلاة".
1397-
Bize Kuteybe b. Said de tahdis etti. Bize Abdulaziz elAla'dan tahdis etti, o
babasından, o Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Şüphesiz sıcak cehennemin sıcaklanıp,
kaynamasındandır. Bu sebeple namazı serin vakte bırakınız."
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
حدثنا
ابن رافع.
حدثنا
عبدالرزاق.
حدثنا معمر عن
همام بن منبه؛
قال:
هذا
ما حدثنا أبو
هريرة عن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
فذكر أحاديث
منها. وقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "أبردوا
عن الحر في
الصلاة. فإن
شدة الحر من
فيح جهنم".
1398-
Bize İbn Rafi de tahdis etti. Bize Abdurrezzak tahdis etti. Bize Ma'mer, Hemmam
b. Münebbih'ten şöyle dediğini tahdis etti: Bu Ebu Hureyre'nin Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den bize tahdis ettiğidir. Böyle deyip çeşitli
hadisler zikretti. Bunlardan birisi de şudur: Yine Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Sıcak zamanlarda namazı serinliğe bırakınız çünkü
şüphesiz aşırı sıcak cehennem'in sıcaklanıp kaynamasındandır" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
حدثني
محمد بن
المثنى. حدثنا
محمد بن جعفر.
حدثنا شعبة.
قال:
سمعت
مهاجرا أبا
الحسن يحدث؛
أنه سمع زيد
بن وهب يحدث
عن أبي ذر. قال:
أذن مؤذن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
بالظهر. فقال
النبي صلى
الله عليه وسلم
"أبرد أبرد".
أو قال "انتظر
انتظر" وقال
"إن شدة الحر
من فيح جهنم.
فإذا اشتد
الحر فأبردوا
عن الصلاة".
قال
أبو ذر: حتى
رأينا فيء
التلول.
1399-
Bana Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti. .. Şu'be tahdis edip dedi ki: Ben
Muhacir Ebu'l-Hasen'i şunu tahdis ederken dinledim: O dedi ki: Zeyd b. Vehb'i,
Ebu Zerr'den şöyle dedi diye tahdis ederken dinledim. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in müezzini öğle namazı için ezan okudu. Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Serin vakte bırak, serin vakte bırak" buyurdu ya
da: "Bekle, bekle" buyurdu. Ayrıca: "Şüphesiz aşırı sıcak
cehennemin sıcaklanıp, kaynamasındandır. Eğer sıcak şiddetlenecek olursa namazı
serin vakte bırakınız" buyurdu.
Ebu Zerr dedi ki: Ta ki
tepelerin gölgelerini gördü.
Diğer tahric: Buhari,
535, 539, 629, 3258; Ebu Davud, 401; Tirmizi, 158
وحدثني
عمرو بن سواد
وحرملة بن
يحيى (واللفظ
لحرملة)
أخبرنا ابن
وهب. أخبرني
يونس عن ابن
شهاب؛ قال:
حدثني
أبو سلمة بن
عبدالرحمن؛
أنه سمع أبا
هريرة يقول:
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم: "اشتكت
النار إلى
ربها. فقالت:
يا رب! أكل
بعضي بعضا.
فأذن لها بنفسين:
نفس في الشتاء
ونفس في
الصيف. فهو
أشد ما تجدون
من الحر. وأشد
ما تجدون من
الزمهرير".
1400-
Bana Amr b. Sevvad ve Harmele b. Yahya -ki lafız Harmele'ye aittir- tahdis
etti. Bize İbn Vehb haber verdi, bana Yunus, İbn Şihflb'dan şöyle dediğini
haber verdi: Bana Ebu Seleme b. Abdurrahman'ın tahdis ettiğine göre o Ebu
Hureyre'yi şöyle derken dinlemiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
buyurdu ki: ''Ateş Rabbine şikayet ederek: Rabbim benim bir kısmım diğer
kısmımı yedi, dedi. Bunun üzerine ona kış mevsiminde bir nefes, yaz mevsiminde
bir nefes olmak üzere iki nefes için izin verdi. İşte bu hissettiğiniz en şiddetli
sıcak ile hissettiğiniz en şiddetli zemheri soğuğudur. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
وحدثني
إسحاق بن موسى
الأنصاري.
حدثنا معن. حدثنا
مالك عن
عبدالله بن
يزيد مولى
الأسود بن سفيان،
عن أبي سلمة
بن عبدالرحمن
ومحمد بن عبدالرحمن
بن ثوبان، عن
أبي هريرة؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال:
"إذا
كان الحر
فأبردوا عن
الصلاة. فإن
شدة الحر من
فيح جهنم".
وذكر؛ "أن
النار اشتكت
إلى ربها.
فأذن لها في
كل عام
بنفسين: نفس
في الشتاء ونفس
في الصيف".
1401-
Bana İshak b. Musa el-Ensari de tahdis etti ... Ebu Hureyre'den rivayete göre
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Sıcak
olursa namazı serin vakte bırakınız çünkü şiddetli sıcak cehennemin ısınıp
kaynamasındandır. "
Ayrıca şunu zikretti: ''Ateş
Rabbine şikayette bulundu. Bunun üzerine ona her yıl kışın bir nefes, yazın bir
nefes olmak üzere iki nefes almasına izin verdi. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
وحدثني
حرملة بن
يحيى. حدثنا
عبدالله بن
وهب. أخبرنا
حيوة. قال:
حدثني يزيد بن
عبدالله بن
أسامة بن
الهاد عن محمد
بن إبراهيم،
عن أبي سلمة،
عن أبي هريرة،
عن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم؛ قال:
"قالت
النار: رب! أكل
بعضي بعضا.
فأذن لي
أتنفس. فأذن
لها بنفسين:
نفس في الشتاء
ونفس في
الصيف. فما
وجدتم من برد
أو زمهرير فمن
نفس جهنم. وما وجدتم
من حر أو حرور
فمن نفس جهنم".
1402-
Bana Harmele b. Yahya da tahdis etti ... Ebu Seleme, Ebu Hureyre'den rivayet
etti. O Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu
nakletti: "Ateş, Rabbim, bir kısmım diğer kısmımı yedi, nefes almama izin ver,
dedi. Ona kışın bir nefes, yazın bir nefes olmak üzere iki nefes için izin
verdi. Bu sebeple sizin hissettiğiniz soğuk yahut zemheri cehennemin
nefesindendir. Hissettiğiniz sıcak ya da harur (aşırı sıcak) da cehennemin o
nefesindendir. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: (1394)
"Sıcak şiddetlenince namazı serin vakte bırakınız. " Müslim -yüce
Allah'ın rahmeti üzerine- bundan sonra (1404-1405) Habbab'ın: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e çakıltaşlarının aşırı sıcak olduğundan şikayet
ettik ama o şikfıyetimizi dinlemedi. Zuheyr dedi ki: Ebu İshak' a: Öğle
namazında mı? dedim. O, evet dedi. Erken kılınması hususunda mı? dedim. O yine
evet dedi" hadisini de zikretmektedir.
İlim adamları bu iki
hadisi bir arada cem (ve telif edip açıklamakta) ihtilaf etmişlerdir. Bazıları:
Serine bırakmak bir ruhsattır, erken kılmak fazilettir demiş ve Habbab'ın
rivayet ettiği hadise dayanıp, serine bırakmayı ruhsat ve geciktirmek hakkında
da hafifletici bir müsaade olarak kabul etmişlerdir. Mezhep alimlerimizden
kimileri ve başkaları da böyle demiştir.
Bir topluluk da:
Habbab'ın hadisi serine bırakmayı belirten hadislerle nesh edilmiştir derken,
başkaları şöyle demektedir: Tercih olunan bu husustaki hadisler dolayısıyla
namazı serin vakte bırakmanın müstehab olduğudur. Habbab'ın hadisi ise onların
serin vakte bırakmaktan daha fazla bir geciktirme istemeleri hakkında
yorumlanır çünkü serine bırakmak duvarların gölge yapıp, o gölgede yürümelerine
elverişli olacak hale gelinceye ve sıcağın azalmasına kadar geciktirmek
demektir. Sahih olan da bu durumda namazı serin vakte bırakmanın müstehap
olduğudur. İlim adamlarının çoğunluğu da böyle demiştir. Şafii -yüce Allah'ın
rahmeti ona- 'nin açıkça ifade ettiği de budur. Birçok sahabi tarafından
rivayet edilmiş ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hem fiili
uygulamasını, hem de pek çok yerde buna dair emrini ihtiva eden bu husustaki
sahih hadislerin çokluğu sebebiyle de ashab-ı kiram'ın büyük çoğunluğu da bu
görüştedir.
"Şüphesiz sıcağın
şiddeti cehennemin sıcaklanıp, kaynamasındandır."
Yani sıcağının yükselip,
yayılmasından, kaynayıp coşmasından ileri gelir.
"Namazı serin vakte
bırakınız" anlamındaki ibarede "namaz" anlamındaki
"salat"tan önce be harfi cerri de, an harfi cerri de kullanılmıştır. Her
ikisi de aynı anlamdadır. Çünkü an harfi, be harfi anlamında da kullanılabilir.
"Busr b. Said"
be harfi ötrelidir, daha önce birkaç defa açıklanmıştır. (1398) "Sıcakta
namazı serine bırakınız" yani serin vakte kadar onu geciktiriniz ve onu
serin vakitte kılınız.
(1399) "Öyle ki
tepelerin gölgesini gördük." Fey (gölge) ancak zevalden sonra olur. Zıll
(gölge) ise zevalden önceki gölge hakkında da, sonraki gölge hakkında da
kullanılır. Dilbilginlerinin açıklaması budur.
"Tepelerin
gölgelerini gördük" tabiri de tepelerin gölgeleri oluncaya kadar namazı
oldukça geciktirdik, demektir.
Tepe (telI çoğulu tulul)
ise yukarı doğru dikeyolmayıp, yayılmış halde olur. Adeten ise güneşin
zevalinden epey geçtikten sonra ancak tepelerin gölgesi olur.
(1402) "Hissettiğiniz
soğuk yahut zemherir..." ilim adamları dedi ki:
Zemherir ileri derecede
soğuk demektir, harur ise aşırı sıcak anlamındadır. İlim adamları dedi ki:
Hadisteki "veya"nın raviden kaynaklanan bir şüphe olma ihtimali de
vardır, kısımları açıklamak için kullanılmış olma ihtimali de vardır.
(1400) ';4teş Rabbine
şikayet etti. .. " Kadi İyaz dedi ki: İlim adamları anlamı hususunda
farklı görüşlere sahiptir. Kimisi: Bu zahirinden anlaşıldığı gibidir, gerçek
anlamda şikayette bulunmuştur demektir. Aşırı sıcak onun etrafa aşırı sıcak
vermesinden dolayıdır. Yüce Allah böyle konuşacak şekilde ona bir idrak ve
ayırt edebilme gücü yaratmıştır. Ehl-i sünnetin kanaatine göre ateş (cehennem)
yaratılmıştır. (Kadi İyaz) dedi ki: Hadisin zahiri üzere olmadığı, aksine bunun
bir benzetme, bir istiare ve anlaşılmak için yakınlaştırıcı bir ifade olduğu da
söylenmiştir. Bunun da takdiri şöyledir: Aşırı sıcak cehennem ateşine benzer.
Bu sebeple ondan sakınınız, onun aşırı sıcağından kendinizi koruyunuz. (Kadi
İyaz) ama birinci görüş daha güçlüdür, demektedir.
Derim ki: Doğrusu
birinci görüştür çünkü hadisin zahiri bunu ifade eder, bunu hakikat anlamı ile
kabul etmenin önünde de bir engel yoktur. O halde bunun zahiri üzere olduğuna
hükmetmek gerekir. Allah en iyi bilendir.
Bilmek gerekir ki namazı
serin vakte geciktirmek öğle namazı için meşru olmakla birlikte hiçbir ilim
adamına göre -Maliki mezhebine mensup Eşheb dışında- ikindi namazında meşru
değildir. Cumhura göre Cuma namazında da meşru değildir. Mezhebimize mensup kimi
ilim adamı Cuma namazı hakkında meşru olduğunu söylemiştir. Allah en iyi
bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
86 SICAĞIN
ŞİDDETLİ OLMASI DIŞINDA ÖGLE NAMAZINI İLK VAKTİNDE KILMANIN MÜSTEHAB OLDUĞU
BABI