SAHİH-İ MÜSLİM

SALAT

 

باب ما يقال بين تكبيرة الإحرام والقراءة

80- iHRAM (İFTİTAH) TEKBİRİ İLE KIRAAT ARASINDA NELER SÖVLENECEĞİ BABI

 

حدثني زهير بن حرب. حدثنا جرير عن عمارة بن القعقاع، عن أبي زرعة، عن أبي هريرة؛ قال:

 كان رسول الله صلى الله عليه وسلم، إذا كبر في الصلاة، سكت هنية قبل أن يقرأ. فقلت: يا رسول الله! بأبي أنت وأمي! أرأيت سكوتك بين التكبير والقراءة، ما تقول؟ قال "أقول: اللهم! باعد بيني وبين خطاياي كما باعدت بين المشرق والمغرب. اللهم! نقني من خطاياي كما ينقى الثوب الأبيض من الدنس. اللهم! اغسلني من خطاياي بالثلج والماء والبرد".

 

1353- Bize Zuheyr b. Harb tahdis etti... Ebu Hureyre dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazda tekbir aldıktan sonra Kur'an okumadan önce kısa bir süre dururdu, Ben: Babam, anam sana feda olsun ey Allah'ın Resulü, tekbir ile kıraat arasındaki susuşunda acaba ne diyorsun, dedim.

 

Allah Resulü: "Bu arada: Allah'ım, doğu ile batı arasını uzak tuttuğun gibi, benimle günahlarımın arasını da öyle uzaklaştır. Allah'ım, beyaz elbisenin kirden ayıklandığı gibi, beni de günahlarımdan arındır. Allah'ım karla, su ile dolu ile günahlarımdan beni yıkayıp temizle, derim" buyurdu.

 

Diğer tahric: Buhari, 744; Ebu Davud, 781; Nesai, 60, 894, '805; Tuhfetu'l-Eşraf, 14896

 

 

حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة وابن نمير. قالا: حدثنا ابن فضيل. ح وحدثنا أبو كامل. حدثنا عبدالواحد (يعني ابن زياد) كلاهما عن عمارة بن القعقاع، بهذا الإسناد، نحو حديث جرير.

 

1354- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe ve İbn Numeyr tahdis edip dedi ki: Bize İbn Fudayl tahdis etti (H). Bize Ebu Kamil el-Cahderı de tahdis etti. Bize Abdulvahid -yani İbnu'l Ziyad- tahdis etti. (İbn Fudayl ile) ikisi Umare b. Ka'ka'dan bu isnad ile Cerir'in hadisi rivayetine yakın olarak rivayet etti.

 

 

قال مسلم: وحدثت عن يحيى بن حسان ويونس المؤدب وغيرهما. قالوا: حدثنا عبدالواحد بن زياد. قال: حدثني عمارة بن القعقاع. حدثنا أبو زرعة. قال:

 سمت أبا هريرة يقول: كان رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا نهض من الركعة الثانية استفتح القراءة بـ "الحمد لله رب العالمين". ولم يسكت.

 

1355- Müslim dedi ki: Bana Yahya b. Hassan ve Yunus b. elMüeddib ile başkalarından şöyle dedikleri tahdis edildi: Bize Abdulvahid b. Ziyad tahdis edip dedi ki: Bana Umare b. el-Ka'ka tahdis etti, bize Ebu Zur'a tahdis edip dedi ki: Ebu Hureyre'yi şöyle derken dinledim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ikinci rekatten kalkınca kıraate "elhamdulillahi Rabbi'laleminıli okuyarak başlar ve (bundan önce) susmazdı.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

وحدثني زهير بن حرب. حدثنا عفان. حدثنا حماد. أخبرنا قتادة وثابت وحميد عن أنس؛ أن رجلا جاء فدخل الصف وقد حفزه النفس. فقال:

 الحمد لله حمدا كثيرا طيبا مباركا فيه. فلما قضى رسول الله صلى الله عليه وسلم صلاته قال: "أيكم المتكلم بالكلمات؟" فأرم القوم. فقال "أيكم المتكلم بها؟ فإنه لم يقل بأسا" فقال رجل: جئت وقد حفزني النفس فقلتها. فقال "لقد رأيت اثني عشر ملكا يبتدرونها. أنهم يرفعها".

 

1356- Bana Zuheyr b. Harb da tahdis etti. Bize Affan tahdis etti, bize Hammad tahdis etti. Bize Katade, Sabit ve Humeyd'in Enes'ten rivayet ettiklerine göre bir adam gelip nefes nefese kaldığı halde safa girdi ve: Allah'a mübarek kılınmış, pek hoş ve pek çok hamdolsun, dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazını bitirince: ':4z önceki sözleri hanginiz söyledi" dedi. Herkes sustu. Allah Resulü: "O sözleri hanginiz söyledi, o kötü bir şey söylemedi" buyurunca, bir adam: Nefes nefese kalmışken geldim ve o sözleri söyleyiverdim, dedi. Allah Resulü: "Andolsun on iki meleğin bunları hangisi (semaya) yükseltecek diye birbirleriyle yarıştıklarını gördüm" buyurdu.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 763; Nesai, 900

 

 

حدثنا زهير بن حرب. حدثنا إسماعيل بن علية. أخبرني الحجاج بن أبي عثمان عن أبي الزبير، عن عون بن الله بن عتبة، عن ابن عمر؛ قال:

 بينما نحن نصلي مع رسول الله صلى الله عليه وسلم إذ قال رجل من القوم: الله أكبر كبيرا. والحمد لله كثيرا. وسبحان الله بكرة وأصيلا. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم "من القائل كلمة كذا وكذا؟" قال رجل من القوم: أنا. يا رسول الله! قال "عجبت لها. فتحت لها أبواب السماء".

قال ابن عمر: فما تركتهن منذ سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول ذلك.

 

1357- Bize Zuheyr b. Harb tahdis etti ... İbn Ömer dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte namaz kıldığımız bir sırada cemaat arasından bir adam: Allahu ekber kebiran velhamdulillahi kesiran ve subhanallahi bukraten ve asilen: Allah'a pek çok hamd ve Allah'ı sabah akşam her türlü eksiklikten tenzih ederim, dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şu şu sözleri söyleyen kimdi" buyurdu. Cemaatten bir adam: Ben ey Allah'ın Resulü dedi. Allah Ra,sOlü: "Ben de sözlere hayret ettim, onlara semanın kapıları açıldı" buyurdu.

İbn Ömer dedi ki: Ben de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in o sözlerini işittiğimden bu yana onları söylemeyi bırakmadım.

 

 

Diğer tahric: Tirmizi, 3592; Nesai, 884, 885

 

AÇIKLAMA:          (1353) "Kısa bir süre sustu" ifadesindeki "huneyye" lafzını hemzeli olarak telaffuz eden hata eder. Bazıları bu kelimeyi "huneyhe" diye rivayet etmiştir. Bu da sahihtir. Bu hadisin lafızları ile ilgili diğer açıklamalar Rükudan Başını Kaldırırken Neler Söyleyeceği Babında geçmiş bulunmaktadır.

 

Hadiste namaza başlarken dua okuma (iftitah duası)nın müstehab olduğunu söyleyen Ebu Hanife, Ahmed ve cumhurun -yüce Allah'ın rahmeti onlara- lehine delil bulunmaktadır. Bu hususta da sahihte çok sayıda hadis gelmiş bulunuyor. Bu hadis ile "veccehtu vechi. .. " hakkında Ali (r.a.)'ın rivayet ettiği hadis bunlardan birisidir. Müslim bu hadisi bundan sonra gece namazı ile ilgili bablarda rivayet etmiştir. Bundan başka hadisler de vardır. Ben bunları Mühezzeb şerhinde açıklamaları ile birlikte bir arada zikretmiş bulunmaktayım. Malik -Allah ondan razı olsun- iftitah tekbirinden sonra iftitah duası müstehab değildir, demiştir. Cumhurun delili ise bu sahih hadislerdir.

 

(1355) "Bana Yahya b. Hassan'dan ... tahdis edildi." Bu Müslim'in sahihinde senedinin baş tarafı düşmüş muallak hadislerden birisidir. Bu şerhin mukaddimesinde buna dair açıklamalar geçmiş bulunmaktadır.

 

"Nefes nefese kalmış" hızlıca geldiğinden ötürü adeta nefesi tıkanmış demektir.

"Cemaat sustu" ses çıkarmadılar demektir. Kadi İyaz dedi ki: Bazıları Müslim'in Sahihinden başka eserlerde (sustu anlamındaki) eramme lafzını fethalı ze ve şeddesiz mim ile "ezeme" diye rivayet etmişlerdir ki bu da bir şeyi tutmak anlamındaki "ezm"den gelmektedir. Bu lafız da mana itibariyle doğrudur.

 

(1357) "Allah pek büyüktür." Bundan önceki rivayette de bazı itaatleri hafaza meleklerinden başka meleklerin yazdığına delil bulunmaktadır.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

81- NAMAZA VAKAR VE SÜKUNETLE GELMENİN MÜSTEHAB OLUP KOŞARAK GELMENİN YASAKLANIŞI BABI