SAHİH-İ MÜSLİM |
SALAT |
باب
استحباب
التعوذ من
عذاب القبر
77- KABİR AZABINDAN
ALLAH'A SIĞINMANIN MÜSTEHAB OLUŞU BABI
حدثنا
هارون بن سعيد
وحرملة بن
يحيى (قال
هارون: حدثنا.
وقال حرملة:
أخبرنا ابن
وهب) أخبرني يونس
ابن يزيد عن
ابن شهاب. قال:
حدثني عروة بن
الزبير؛ أن
عائشة قالت:
دخل
على رسول الله
صلى الله عليه
وسلم وعندي امرأة
من اليهود.
وهي تقول: هل
شعرت أنكم
تفتنون في
القبور؟ قالت:
فارتاع رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
وقال "إنما
تفتن يهود"
قالت عائشة: فلبثنا
ليالي. ثم قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "هل شعرت
أنه أوحي إلي
أنكم تفتنون
في القبور؟" قالت
عائشة: فسمعت
رسول الله صلى
الله عليه وسلم،
بعد، يستعيذ
من عذاب القبر.
1319-
Bize Harun b. Said el-Eyl! ve Harmele b. Yahya tahdis etti. Harun bize İbn Vehb
tahdis etti derken, Harmele haber verdi dedi. Bana Yunus b. Yezid, İbn
Şihab'dan şöyle dediğini haber verdi: Bana Urve b. ez-Zubeyr'in tahdis ettiğine
göre Aişe dedi ki: Yanımda Yahudilerden bir kadının bulunduğu bir sırada
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de odama girdi. Bu arada o kadın:
Kabirde fitneye maruz kaldığınızın farkında mısın? dedi. (Aişe) dedi ki: Bunun
üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) irkilerek: "Ancak
Yahudiler fitneye maruz kalır" buyurdu.
Aişe ,dedi ki: Bu halde
birkaç gece geçirdim sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana
kabirde fitneye maruz kaldığınızın vahyedildiğinin farkında mısın?"
buyurdu. Aişe dedi ki: Ben bundan sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in kabir azabından Allah'a sığındığını duyar oldum.
Diğer tahric: Nesai,
2063
وحدثني
هارون بن سعيد
وحرملة بن
يحيى وعمرو بن
سواد (قال
حرملة:
أخبرنا. وقال
الآخران:
حدثنا ابن
وهب) أخبرني
يونس عن ابن
شهاب، عن حميد
بن عبدالرحمن،
عن أبي هريرة؛
قال:
سمعت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم، بعد
ذلك، يستعيذ
من عذاب القبر.
1320-
Bana Harun b. Said el-Eyli, Harmele b. Yahya ve Amr b. Sevvad da tahdis etti.
-Harmele bize İbn Vehb haber verdi derken, diğer ikisi tahdis etti dedi. Bana
Yunus, İbn Şihab'dan haber verdi, o Humeyd b. Abdurrahman'dan, o Ebu
Hureyre'den şöyle dediğini nakletti: Bundan sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in hep kab ir azabından Allah'a sığındığını işitip durdum.
Diğer tahric: Nesai,
2060
حدثنا
زهير بن حرب
وإسحاق بن
إبراهيم.
كلاهما عن
جرير. قال
زهير: حدثنا
جرير عن
منصور، عن أبي
وائل، عن
مسروق، عن
عائشة؛ قالت:
دخلت
على عجوزان من
عجز يهود
المدينة.
فقالتا: إن
أهل القبور
يعذبون في
قبورهم. قالت:
فكذبتهما. ولم
أنعم أن
أصدقهما.
فخرجتا. ودخل
علي رسول الله
صلى اله عليه
وسلم فقلت له:
يا رسول الله!
إن عجوزين من
عجز يهود
المدينة
دخلتا على. فزعمتا
أن أهل القبور
يعذبون في
قبورهم. فقال
"صدقتا. إنهم
يعذبون عذابا
تسمعه
البهائم".
قالت: فما
رأيته، بعد،
في صلاة، إلا
يتعوذ من عذاب
القبر.
1321-
Bize Zuheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim her ikisi Cerir'den olmak üzere tahdis
etti. Zuheyr dedi ki: Bize Cerir, Mansur'dan tahdis etti. O Ebu Vail'den, o
Mesruk'dan, o Aişe'den şöyle dediğini nakletti: Medine Yahudilerinin yaşlı koca
karılarından iki acuze yanıma geldi. Her ikisi de:
Kabirdekiler
kabirlerinde azap olunurlar dedi. (Aişe) dedi ki: Ben her ikisini de yalanladım
ve onların doğru söylediklerini kabul etmek hoşuma gitmedi. Sonra çıkıp
gittiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) odama girdi, ona: Ey
Allah'ın Resulü! Medine Yahudileri koca karılarından iki acuze yanıma geldi,
kabirde olanların kabirlerinde azaba uğratıldıklarını ileri sürdüler dedim.
Allah Resulü: "Doğru söylemişler. Muhakkak onlar dilsiz hayvanların
işitecekleri şekilde bir azap görürler" buyurdu.
Aişe dedi ki: Artık
bundan sonra kıldığı her namazından sonra kabir azabından Allah'a sığındığını
gördüm.
Diğer tahric: Buhari,
6366; Nesai, 2065
حدثنا
هناد بن
السري. حدثنا
الأحوص، عن
أشعث، عن
أبيه، عن
مسروق، عن
عائشة، بهذا
الحديث. وفيه:
قالت:
وما
صلى صلاة، بعد
ذلك، إلا
سمعته يتعوذ
من عذاب القبر.
(25) باب ما
يستعاذ منه في
صلاة
1322-
Bize Hennad b. es-Senı tahdis etti. Bize Ebu'l-Abbas Eş'as'dan tahdis etti. O
babasından, o Mesruk'dan, o Aişe'den bu hadisi rivayet etti. Onun rivayetinde
şu da vardır: Aişe dedi ki: Artık bundan sonra ne kadar namaz kıldıysa mutlaka
onun kabir azabından Allah'a sığındığını işittim.
Diğer tahric: Buhari,
1372; Nesai, 1307 -buna yakın muhtasar-
AÇIKLAMA: Bu babtaki
hadislerin özetle ifade ettiği mana şudur: Teşehhüd ile selam arasında bu
hususlardan Allah' asığınmak müstehabtır.
Ayrıca bu hadiste kabir azabı
ve fitnesinin de sabit olduğu belirtilmektedir. Mutezile'nin aksine hak ehlinin
mezhebi budur. (Bundan sonraki hadislerde sözü geçecek) hayatın, ölümün
fitnelerine gelince ölüm fitnesinden maksadın ne olduğu hususunda farklı
görüşler vardır. Kabir fitnesi (sorgusu) olduğu söylendiği gibi, bununla
ihtizar halinde (can çekişirken)ki fitnenin kastedilme ihtimali olduğu da
söylenmiştir. Hayat ve ölümün fitnelerinin Mesih Deccal ve kabir azabı
fitnesinin bir arada sözkonusu edilmesi ise genelden sonra özelin sözkonusu
edilmesi kabilindendir, benzeri ifadeler pek çoktur.
(1319) "Aişe
(r.anha)'dan rivayete göre Yahudi bir kadın Diğer rivayette (1321):
"Medine Yahudileri koca karılarından iki acuze denilmektedir. Burada
anlatılanların iki farklı olayolduğu şeklinde yorumlanmıştır. Önce birinci
hadise meydana gelmiş sonra Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bu hususa dair
bilgi verilmiş, birkaç gün sonra bu iki kocakarı gelmiş Aişe (r.anha) onların
yalan söylediklerini söylemiştir ama henüz kabir azabının sabit olduğu ile
ilgili vahyin nazil olduğunu bilmiyordu. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
yanına girince ona iki kocakarının söylediklerini haber vermesi üzerine
"doğru söylemişlerdir" buyurmuş ve Aişe (r.anha)'ya kabir azabının
sabit olduğunu belirten vahyin kendisine nazil olduğunu bildirmiştir.
"Onların doğru
söylediklerini kabul etmek hoşuma gitmedL" Onun doğru söylediklerini kabul
etmekten hoşlanmadım demektir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
78- NAMAZDA
ALLAH'A NELERDEN SIĞINILACAĞI BABI