SAHİH-İ MÜSLİM |
SALAT |
باب
كراهة الصلاة
بحضرة الطعام
الذي يريد أكله
في الحال،
وكراهة
الصلاة مع
مدافعة الأخبثين
69 HEMEN YEMEK İSTEDİĞİ BİR
YEMEĞİN HAZIR BULUNMASI HALİNDE NAMAZ KILMANIN VE KÜÇÜK VE BÜYÜK ABDESTİ
SIKIŞMIŞ OLMAKLA BİRLİKTE NAMAZ KILMANIN MEKRUH OLUŞU BABI
أخبرني
عمرو الناقد
وزهير بن حرب
وأبو بكر بن أبي
شيبة. قالوا:
حدثنا سفيان
بن عيينة عن
الزهري، عن
أنس بن مالك،
عن النبي صلى
الله عليه
وسلم قال:
"إذا
حضر العشاء
وأقيمت
الصلاة،
فابدؤوا بالعشاء".
1241- Bana Amr en-Nakid,
Zuheyr b. Harb ve Ebu Bekr b. Ebi Şeybe tahdis edip dediler ki: ... Enes b.
Malik, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den: "Akşam yemeği hazır olup da
namaz için kamet getirilecek olursa siz
Diğer tahric: Tirmizi,
353; Nesai, 852; İbn Mace, 933
حدثنا
هارون بن سعيد
الأيلي. حدثنا
ابن وهب. أخبرني
عمرو عن ابن
شهاب. قال:
حدثني أنس بن
مالك؛ أن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم قال:
إذا
قرب العشاء
وحضرت
الصلاة،
فابدؤوا به قبل
أن تصلوا
المغرب. ولا
تعجلوا عن
عشائكم".
1242- Bize Harun b. Said
el-Eylı de tahdis etti. .. Enes b. Malik'ten rivayete göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Akşam yemeği sofraya konulup da namaz
vakti de girerse
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا ابن
نمير وحفص
ووكيع عن
هشام، عن
أبيه، عن
عائشة عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم. بمثل
حديث ابن
عيينة عن الزهري،
عن أنس.
1243- Bize Ebu Bekr b.
Ebi Şeybe tahdis etti. Bize İbn Numeyr, Hafs ve Veki', Hişam'dan tahdis etti. O
babasından, o Aişe'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den İbn
Uyeyne'nin, ez-Zühri'den, onun Enes'ten diye rivayet ettiği hadisin aynısını
rivayet etti.
Diğer tahric: Hafs'ın
rivayetini yalnız Müslim zikretmiştir
Veki'in rivayetini İbn
Mace, 935
İbn Numeyr'in
rivayetini ise yalnız Müslim zikretmiştir
حدثنا
ابن نمير.
حدثنا أبي. ح
قال وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة
(واللفظ له)
حدثنا أبو
أسامة. قالا:
حدثنا
عبيدالله عن
نافع، عن ابن
عمر؛ قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "إذا وضع
عشاء أحدكم
وأقيمت
الصلاة.
فابدؤوا
بالعشاء. ولا
يعجلن حتى
يفرغ منه".
1244- Bize İbn Numeyr de
tahdis etti, bize babam tahdis etti (H).
Dedi ki: Bize Ebu Bekr b.
Ebi Şeybe de -lafız ona ait olmak üzere- tahdis etti. Bize Ebu Usame tahdis
edip (Numeyr'in babası Numeyr ile birlikte) dediler ki: Bize Ubeydullah,
Nafi'den tahdis etti. O İbn Ömer'den dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu: "Sizden birinizin
Diğer tahric: İbn
Numeyr'in rivayetini yalnız Müslim zikretmiştir
Ebu Bekr b. Ebu
Şeybe'nin rivayetini Buhari, 673'te
وحدثنا
محمد بن إسحاق
المسيبي.
حدثني أنس
(يعني ابن
عياض) عن موسى
بن عقبة. ح
وحدثنا هارون
بن عبدالله.
حدثنا حماد بن
مسعدة عن ابن
جريج. ح قال:
وحدثنا
الصلت بن
مسعود. حدثنا
سفيان بن موسى
عن أيوب. كلهم
عن نافع، عن
ابن عمر، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم، بنحوه.
1245- Bize Muhammed b.
İshak el-Müseyyeb'de tahdis etti. Bana Enes -yani b. Iyas- Musa b. Ukbe'den
tahdis etti (H). Bize Harun b. Abdullah da tahdis etti. Bize Hammad b. Mes'ade,
İbn Cureyc'den tahdis etti (H). Dedi ki: Bize es-Salt b. Mesud da tahdis etti,
bize Süfyan b. Musa, Eyyub'dan tahdis etti. Hepsi Nafi'den, o,İbn Ömer'den, o
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den buna yakın olarak rivayet etti.
Diğer tahric: Muhammed
b. İshak el-Müseyyebi'nin rivayetini Buhari, 673
Harun b. Abdullah'ın
rivayetini yalnız Müslim zikretmiştir.
es-Salt b. Mesud'un
rivayetini Buhari, 5463'te İbn Mace, 934'te
حدثنا
محمد بن عباد.
حدثنا حاتم
(هو ابن إسماعيل)
عن يعقوب بن
مجاهد، عن ابن
أبي عتيق؛
قال: تحدثت
أنا والقاسم
عند عائشة رضي
الله عنها
حديثا. وكان
القاسم رجلا
لحانة. وكان
لأم ولد.
فقالت له
عائشة:
مالك
لا تحدث كما
يتحدث ابن أخي
هذا؟ أما إني قد
علمت من أين
أتيت. هذا
أدبته أمه
وأنت أدبتك
أمك. قال فغضب
القاسم وأضب
عليها. فلما
رأى مائدة
عائشة قد أتي
بها قام. قالت:
أين؟ قال:
أصلى. قالت:
اجلس. قال: إني
أصلي. قالت:
اجلس غدر! إني
سمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يقول: "لا صلاة
بحضرة الطعام،
ولا هو يدافعه
الأخبثان".
1246- Bize Muhammed b.
Abbad tahdis etti, bize Hakim -ki b. İsmai!'dir- Yakub b. Mücahid'den tahdis
etti. O İbn Ebu Atik'den şöyle dediğini nakletti: Ben ve Kasım, Aişe
(r.anha)'nın yanında bir şeyler konuştuk. Kasım ise konuşurken çokça hata eden
birisi idi. O bir cariyeden doğmuştu. Aişe ona: Sana ne oluyor da benim bu
kardeşimin oğlunun konuştuğu gibi konuşmuyorsun. Gerçi ben senin hangt sebeple
böyle konuştuğunu da biliyorum ya! Bunu annesi edeplendirdi, seni de senin
anneN edeplendirdi, dedi. (Ebu Atik) dedi ki: Bunun üzerine Kasım kızdı ve
Aişe'ye karşı kinlendi. Aişe'nin sofrasının getirildiğini görünce kalktı.
Nereye gidiyorsun dedi, o: Namaz kılacağı m dedi. Aişe otur dedi. O, hayır ben
namaz kılacağım dedi. Aişe: Otur ey vefasız, çünkü ben Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'i: "Yemek hazırken de namaz kılınmaz, kişi küçük ve
büyük abdestine sıkışmışken de namaz olmaz" buyururken dinledim dedi.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 89 -muhtasar-
حدثنا
يحيى بن أيوب
وقتيبة بن
سعيد وابن
حجر. قالوا:
حدثنا
إسماعيل (وهو
ابن جعفر)
أخبرني أبو
حزرة القاص عن
عبدالله بن
أبي عتيق، عن
عائشة، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم. بمثله.
ولم يذكر في
الحديث قصة
القاسم.
1247- Bize Yahya b.
Eyyub, Kuteybe b. Said ve İbn Hucr de tahdis edip dediler ki: Bize İsmail -ki o
b. Cafer'dir- tahdis etti. Bana Ebu Hazre elKass, Abdullah b. Atik'ten haber
verdi, o Aişe'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den diye aynısını
zikretti ama hadiste Kasım ile ilgili olayı sözkonusu etmedi.
AÇIKLAMA: (1241)
''Akşam yemeği hazır olur da ... " Diğer rivayette (1242) "akşam
yemeği konulup da ... " bir diğerinde (1244) "birinizin
Bu hadislerden
anlaşıldığı üzere;
1- Kişinin canının
çektiği bir yemek hazırken namaz kılması mekruhtur çünkü bundan dolayı kalp o
yemekle uğraşır ve huşunun kemali kaybolur.
2- Küçük ve büyük
abdeste sıkışmış iken de namaz kılmak mekruhtur. 3- Bu anlamda olup kalbi
uğraştıran ve huşunun kemalini ortadan kaldıran diğer hususlar da bu kapsama
girer.
Ancak bu mekruh oluş
bizim mezhebimiz alimlerinin de, başka mezhep alimlerinin de çoğunluğuna göre
vakit yeteri kadar genişse bu halde namaz kılarsa mekruhluk sözkonusudur ama
eğer yemek yemesi ya da taharetalması halinde namaz vakti çıkacak kadar vakit
darsa namazı vaktinin dışına çıkarmanın haram olması dolayısıyla bu hali ile
namaz kılar ve namazını geciktirmesi caiz olmaz.
Mezhep alimlerimizden
Ebu Sa'd el-Mütevelli de bu konuda (Şafii) mezhebimiz alimlerinden şöyle bir
görüş nakletmektedir: Böyle bir kişi bu 'haliyle
namaz kılmaz, aksine
yemek yer (abdesti sıkışmışsa) abdest alır ister vakit çıkacak olsun çünkü
namazın maksadı huşudur, bu durumda huşuyu kaybetmiş olmaz ama vakit geniş
olmakla birlikte bu hali üzere namaz kılacak olursa bize göre de, cumhura göre
de namazı sahih olmakla birlikte bir kerahet işlemiş olur ama namazını iade
etmesi müstehaptır, vacip değildir.
Kadi İyaz ise, Zahiri
alimlerden bu durumda namazın batıl olacağı görüşünü nakletmektedir.
İkinci rivayette ise
(1244) ''Akşam yemeğini
bitirmeden acele edip, namaz kılmasın" buyruğu bu durumdaki bir kimsenin
yemekten ihtiyacı kadarını tamamen yiyebileceğine delil vardır, doğrusu da
budur. Bazı mezhebimiz alimlerinin aşırı derecedeki açlığını susturacak kadar
birkaç lokma yiyebileceği şeklindeki tevilleri doğru değildir. Bu hadis böyle
bir tevilin batıl olduğu hususunda açık bir ifade taşımaktadır.
(1245) "Bize
es-Salt b. Mesud tahdis etti dedi ki: Bize Süfyan b. Musa tahdis etti."
Burada adı geçen Süfyan Basralıdır, sikadır, tanınan birisidir. Darakutni dedi
ki: O sika ve güvenilir birisidir. Ebu Ali el-Gassani, o sika birisidir demiş
ve onun meçhul bir ravi olduğunu ileri sürenlerin kanaatlerini reddetmişlerdir.
"İbn Ebu Atik"
Adı Abdullah b. Muhammed b. Abdurrahman b. Ebu Bekr es-Sıddık (r.anh)'dır.
Kasım ise Asım b. Muhammed b. Ebu Bekr es-Sıddık (r.anh)'dır.
"Kızdı ve kin
bağladı" kin tuttu.
"Otur ey
vefasız" (vefasız anlamındaki) "ğuder" ey ahdini bozan, vefa
göstermeyen kişi demektir. Dilbilginleri ğuder vefakar olmamak demektir.
Gadreden kimseye, gad!r ve ğuder denilir. Bu çoğunlukla muhataba seslenirken
ona ağır söylemek maksadı için kullanılır. Ona vefasız demesinin sebebi ise
Aişe validemize saygı göstermekle emrolunmuş olmasından dolayıdır çünkü o
müminlerin annesidir. Ayrıca kendisinin halası idi ve yaşça ondan büyüktü. Ona
öğüt veriyor, onu tedib ediyordu. Dolayısıyla onun söylediklerine katlanması,
ona kızmaması gerekirdi.
(1247) "Bana Ebu
Hazre haber verdi." Adı Yakub b. Mücahid'dir, birinci isnatta adı geçen
Yakub b. Mücahid'in kendisidir. Künyesinin Ebu Yusuf olduğu da söylenmiştir.
Ebu Hazre ise onun bir lakabıdır. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: