SAHİH-İ MÜSLİM

SALAT

 

باب جواز الإقعاء على العقبين

59- (NAMAZDA) ÖKÇELER ÜZERİNE OTURMANIN CAİZ OLDUĞU BABI

 

حدثنا إسحاق بن إبراهيم. أخبرنا محمد بن بكر. ح قال وحدثنا حسن الحلواني. حدثنا عبدالرزاق (وتقاربا في اللفظ) قالا جميعا: أخبرني أبو الزبير؛ أنه سمع طاوسا يقول: قلنا لابن عباس في الإقعاء على القدمين. فقال: هي السنة. فقلنا له:

 إنا لنراه جفاء بالرجل. فقال ابن عباس: بل هي سنة نبيك صلى الله عليه وسلم.

 

1198- Bize İshak b. İbrahim tahdis etti. Bize Muhammed b. Bekr haber verdi (H). Dedi ki: Bize Hasan el-Hulvani de tahdis etti, bize Abdurrezzak tahdis etti. -Her ikisinin de lafızları birbirine yakın olup- ikisi birlikte dedi ki: Bize İbn Cureyc haber verdi, bana Ebu'z-Zubeyr'in haber verdiğine göre o Tavus'u şöyle derken dinlemiştir: İbn Abbas'a ökçeler üzerine oturmaya dair soru sorduk, o "o sünnettir" dedi. Biz ona: Ama biz bu işi kişiye bir cefa olarak görüyoruz dedik, İbn Abbas: Aksine o senin nebinin (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünnetidir, dedi.

 

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 845; Tirmizi, 283

 

AÇIKLAMA:          Bu babta Tavus'un rivayet ettiği: "İbn Abbas (r.a.)'a ökçeler üzerine oturmaya dair soru sorduk. .. " hadisi yer almaktadır.

 

Şunu bilelim ki, ökçe üzerine oturmak (ik' a) hakkında iki hadis gelmiştir.

Bir hadiste onun sünnet olduğu belirtilirken, bir diğerinde yasaklanmaktadır. Bunu Tirmizi ve başkası Ali'den gelen bir rivayet, İbn Mace, Enes'ten, Ahmed b. Hanbel -yüce Allah'ın rahmeti ona- ise Semura ve Ebu Hureyre'den gelen bir rivayet, Beyhaki, Semura ve Enes'ten gelen bir rivayet olarak rivayet etmişlerdir. Bunların hepsinin senedi zayıftır.

 

İlim adamları ökçeler üzerinde oturmanın hükmü ve bunun tefsiri (açıklaması) hakkında bu hadisler dolayısıyla çokça ihtilaf etmişlerdir. Başka tarafa yönelmenin sözkonusu olmayacağı doğru ise, ökçeler üzerine oturmanın iki tür olduğudur:

Birincisi, kaba etlerini yere yapıştırıp, bacaklarını dikmesi, ellerini de yere koyması ve bu şekilde köpek oturuşu ile oturmasıdır. Ebu Ubeyde, Ma'mer b. el-Müsenna ile onun arkadaşı Ebu Ubeyd el-Kasım b. Sellam ve dilbilginlerinden daha başkaları böyle açıklamışlardır. İşte hakkında yasaklamanın geldiği mekruh olan tür budur.

 

İkinci tür ise, iki secde arasında kaba etlerini ökçeleri üzerine koymasıdır. İşte İbn Abbas'ın: "Nebinizin sünnetidir" sözüyle kastettiği oturuş bu şekildir. Şafii (r.a) el-Buveyti ve el-İmla'da iki secde arasındaki oturuşta müstehab olduğunu açıkça ifade etmiştir. İbn Abbas (r.a.)'ın hadisini aralarında Beyhaki, Kadi İyaz ve daha başkalarının -yüce Allah'ın rahmeti üzerine olsun- bulunduğu muhakkiklerden bir topluluk da buna göre yorumlamışlardır.

 

Kadi İyaz dedi ki: Ashab ve seleften bir topluluktan bu şekilde oturdukları rivayet edilmiştir. İbn Abbas (r.a.)'da:n da kaba etlerinin ökçelerine değmesi sünnettendir diyerek bu şekilde açıklanmış olarak gelmiştir. İşte İbn Abbas'ın hadisinin açıklanmasında doğru olan da budur. Bizler Şafii (r.a.)'dan iki secde arasındaki oturuşta bunun müstehab gördüğünü belirtmiştik. Onun bu hususta daha meşhur olan bir başka ifadesi de vardır ki buna göre bu hususta sünnet olan ayakları yaymaktır. Bu görüşün neticesi her iki şeklin de sünnet olduğudur.

Peki, hangisi daha faziletlidir, bunda iki görüş vardır. Birinci teşehhüd oturuşu ile iki secde arası dinlenme (istirahat) oturuşunda sünnet, ayakları yaymaktır (iftiraş). Son teşehhüd için oturuşta sünnet ise teverrüktür. Şafii (r.anh)'ın mezhebi budur. Diğer ilim adamlarının görüşleri ile birlikte buna dair açıklama daha önce geçmiş bulunmaktadır.

 

"Biz onu kişiye bir cefa olarak görüyoruz." Burada "recul:kişi" insan anlamındadır. Kadi İyaz da bunu bütün Müslim ravilerinden böylece rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Bununla birlikte Ebu Ömer b. Abdilberr re harfi kesreli ve cim harfi sakin (ayak demek olan ricl diye okunur ki bu da ayağa bir cefa demek olur) diye zapt etmiştir. Ebu Ömer: Cim harfini ötreli (adam manasına gelecek şekilde) okuyan hata eder, demiş olmakla birlikte cumhur, İbn Abdilberr'in bu kanaatini kabul etmeyerek doğrusu cim harfinin ötreli okunuşudur, kendisine cefanın izafe edilmesi yakışan da odur, demişlerdir. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

60- NAMAZDA KONUŞMANIN HARAM OLUŞU VE DAHA ÖNCEKİ MÜBAHLIĞININ NESH OLDUĞU BABI