SAHİH-İ MÜSLİM

SALAT

 

باب النهى عن بناء المساجد على القبور، واتخاذ الصور فيها، والنهى عن اتخاذ القبور مساجد

56- KABİRLER ÜZERİNDE MESCİD BİNA ETMENİN VE MESCİDLERE SURET KOYMANIN YASAKLANIŞI VE KABİRLERİ MESCİD EDİNMENİN YASAK OLUŞU

 

وحدثني زهير بن حرب. حدثنا يحيى بن سعيد. حدثنا هشام. أخبرني أبي عن عائشة؛ أن أم حبيبة وأم سلمة ذكرتا كنيسة رأينها بالحبشة، فيها تصاوير، لرسول الله صلى الله عليه وسلم. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 "إن أولئك، إذا كان فيهم الرجل الصالح، فمات، بنوا على قبره مسجدا، وصوروا فيه تلك الصور. أولئك شرار الخلق عند الله يوم القيامة".

 

1181- Bana Zuheyr b. Harb da tahdis etti. ... Ümmü Habibe ve Ümmü Seleme içinde suretler bulunan Habeşistan'da gördükleri bir kiliseden Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e söz ettiler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onlar öyle kimselerdir ki aralarında salih bir adam olup, ölürse, kabri üzerine bir mescit bina eder ve o mescidin içine o suretleri yapgriardı. İşte onlar kıyamet gününde Allah nezdinde yaratılmışların şerlileridirler" buyurdu.

 

Diğer tahric: Buhari, 427, 3873; Nesai, 703

 

 

حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة وعمرو الناقد. قالا: حدثنا وكيع. حدثنا هشام بن عروة عن أبيه، عن عائشة؛ أنهم تذاكروا عند رسول الله صلى الله عليه وسلم في مرضه. فذكرت أم سلمة وأم حبيبة كنيسة. ثم ذكر نحوه.

 

1182- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe ve Amr en-Nakid tahdis edip dediler ki... Aişe'den rivayete göre hastalığı esnasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında (bazı hususları) karşılıklı sözkonusu ettiler. Ümmü Seleme ve Ümmü Habibe bir kiliseden bahsettiler. Daha sonra (ravi) hadisi bir öncekine yakın olarak zikretti.

 

 

حدثنا أبو كريب. حدثنا أبو معاوية. حدثنا هشام عن أبيه، عن عائشة؛ قالت:

 ذكرن أزواج النبي صلى الله عليه وسلم كنيسة رأينها بأرض الحبشة. يقال لها مارية. بمثل حديثهم.

 

1183- Bize Ebu Kureyb de tahdis etti. .. Aişe dedi ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in zevceleri, Habeşistan topraklarında gördükleri Mariye adında bir kiliseden söz ettiler, diye öncekilerin hadisi gibi zikretti.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة وعمرو الناقد. قالا: حدثنا هاشم بن القاسم. حدثنا شيبان عن هلال بن أبي حميد، عن عروة بن الزبير، عن عائشة؛ قالت:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم في مرضه الذي لم يقم منه "لعن الله اليهود والنصارى. اتخذوا قبور أنبيائهم مساجد". قالت: فلولا ذاك أبرز قبره. غير أنه خشي أن يتخذ مسجدا. وفي رواية ابن أبي شيبة: ولولا ذاك. لم يذكر: قالت.

 

1184- Bize Ebu Bekr b. EbuŞeybe ve Amr en-Nakid tahdis edip dediler ki. .. Aişe dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ayağa kalkmadığı (vefatı ile neticelenen) hastalığında: ''Allah Yahudilerle Hristiyanlara lanet eylesin. Onlar nebilerinin kabirlerini mescitler edindiler" buyurdu.

Aişe: Eğer bu olmasaydı onun kabri açikta bulundurulacaktı. Şu kadar var ki kabrinin mescit edinilmesinden korkLilöu, demiştir.

 

İbn Ebi Şeybe'nin rivayetinde: Eğer bu olmasaydı demişolup "Aişe dedi" sözünü zikretmemiştir.

 

Diğer tahric: Buhari, 1330, 1390, 4441

 

 

حدثنا هارون بن سعيد الأيلي. حدثنا ابن وهب. أخبرني يونس ومالك عن ابن شهاب. حدثني سعيد بن المسيب؛ أن أبا هريرة قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "قاتل الله اليهود. اتخذوا قبور أنبيائهم مساجد".

 

1185- Bana Harun b. Said el-Eyl! tahdis etti ... Ebu Hureyre dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah Yahudileri kahretsin! Onlar nebilerinin kabirlerini mescitler edindiler" buyurdu.

 

Diğer tahric: Buhari, 437; Ebu Davud, 3227

 

 

وحدثني قتيبة بن سعيد. حدثنا الفزاري عن عبيدالله بن الأصم. حدثنا يزيد بن الأصم عن أبي هريرة؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال:

 لعن الله اليهود والنصارى. اتخذوا قبور أنبيائهم مساجد".

 

1186- Bana Kuteybe b, Said de tahdis etti... Ebu Hureyre'den rivayete göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah Yahudilerle Hristiyanlara lanet eylesin (çünkü) onlar nebilerinin kabirlerini mescitler edindiler. "

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

وحدثني هارون بن سعيد الأيلي وحرملة بن يحيى (قال حرملة: أخبرنا. وقال هارون: حدثنا ابن وهب) أخبرني يونس عن ابن شهاب. أخبرني عبيدالله بن عبدالله؛ أن عائشة وعبدالله بن عباس قالا:

 لما نزل برسول الله صلى الله عليه وسلم، طفق يطرح خميصة له على وجهه. فإذا اغتم كشفها عن وجهه. فقال، وهو كذلك "لعنة الله على اليهود والنصارى. اتخذوا قبور أنبيائهم مساجد" يحذر مثل ما صنعوا.

 

1187- Bana Harun b. Said el-Eyli ve Harmele b. Yahya da tahdis etti. -Harmele bize İbn Vehb haber verdi derken Harun tahdis etti demiştir- ... Aişe ve Abdullah b. Abbas dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in vefatı yaklaşınca bir elbisesini yüzünün üzerine örtmeye başladı. Bunaldı mı onu yüzünün üzerinden açardı. O bu halde iken: ''Allah'ın laneti Yahudilerle Hristiyanlara olsun (çünkü) onlar nebilerinin kabirlerini mescit edindiler" buyurarak onların yaptıklarının aynısını yapmaktan sakındırıyordu.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 436, 3454, 4444, 5816; Nesai, 702

 

AÇIKLAMA:          Bu babtaki hadislerin koyduğumuz başlığa uygunlukları açıkça ortadadır.

 

(1183) "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in zevceleri bir kiliseden söz ettiler.. ." ibaresinde "söz ettiler" kelimesini bu şekilde nun ile (üçüncü şahıs dişil, çoğul kipi ile) zaptetmiş bulunuyoruz. Bazı asıl nüshalarda ise te harfi ile (.....) şeklindedir ama birincisi daha meşhurdur ve bu kullanım itibariyle az görülen "pireler beni yediler" söyleyişine göre caizdir. "(....): Melekler aramızda nöbetleşe bulunurlar" söyleyişi de bu türdendir ..

 

(1185) "Allah Yahudileri kahretsin" Diğer (1186) rivayette olduğu gibi "onlara lanet etsin" demektir. Bunun onları öldürsün, onları helak etsin anlamında olduğu da söylenmiştir.

 

"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in vefat yaklaşınca" ifadesi ölüm meleği ve melaike-i kiram inince anlamındadır.

 

"Bir elbisesini yüzüne örtmeye başladı." Burada elbise (anlamındaki) hamısa, üzerinde birtakım desenler bulunan bir elbise demektir.

 

 

 

حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة وإسحاق بن إبراهيم (واللفظ لأبي بكر) (قال إسحاق: أخبرنا. وقال أبو بكر: حدثنا زكرياء بن عدي) عن عبيدالله بن عمرو، عن زيد بن أبي أنيسة، عن عمرو بن مرة، عن عبدالله بن الحارث النجراني؛ قال: حدثني جندب قال:

 سمعت النبي صلى الله عليه وسلم، قبل أن يموت بخمس، وهو يقول "إني أبرأ إلى الله أن يكون لي منكم خليل. فإن الله تعالى قد اتخذني خليلا، كما اتخذ إبراهيم خليلا. ولو كنت متخذ من أمتي خليلا لاتخذت أبا بكر خليلا. ألا وإن من كان قبلكم كانوا يتخذون قبور أنبيائهم وصالحيهم مساجد. ألا فلا تتخذوا القبور مساجد. إني أنهاكم عن ذلك".

 

1188- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe ve İshak b. İbrahim -lafız Ebu Bekir'e ait olmak üzere- tahdis ettiler. İshak bize Zekeriya b. Adiy, Ubeydullah b. Amr'dan haber verdi derken, Ebu Bekr de tahdis etti demiştir. O Zeyd b. Ebu Uneyse'den, o Amr b. Murre'den, o Abdullah b. el-Haris en-Necrani'den şöyle dediğini nakletti: Cündeb bana tahdis edip dedi ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i vefat etmeden beş gün önce şöyle buyururken dinledim: ''Aranızdan bir dostumun olmasından Allah'a sığınırım çünkü Yüce Allah nasıl İbrahim'i dost edindiyse beni de dost edinmiştir. Eğer ümmetim arasından birisini dost edinecek olsaydım elbette ki Ebu Bekir'i dost edinirdim. Şuna da dikkat edin ki sizden öncekiler nebilerinin ve aralarındaki salih kimselerin kabirlerini mescit edinirlerdi. Dikkat edin, sakın kabirleri mescit edinmeyin. Ben size böyle bir şey yapmanızı yasaklıyorum. "

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          ''Aranızdan birisini dost edinmekten Allah'a sığınırım ... " Buradaki" (i;l): sığınırzm" lafzı böyle bir işi yapmam ve bunu reddederim demektir.

 

Halil (dost) özel sırların kendisine anlatıldığı çok yakın dost ve sırdaş demektir. Başkaları arasında kendisine bir şeylerin özel olarak verildiği kişi anlamında olduğu da söylenmiştir. İhtiyaç anlamına gelen "el-halle"den türediği de söylendiği gibi, sevginin kalpte her tarafa sirayet etmesi demek oİan "el-hulle"den türediği de söylenmiştir. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de yüce Allah'tan başka kimseye muhtaç olmamayı ve her şeyiyle ondan başkasına yönelmeyi kabul etmemektedir.

 

Halil'in (dost) kalpte başkasına yer olmayan kişi demek olduğu da söylenmiştir.

İlim adamları dedi ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hem kendisinin, hem başkasının kabrinin mescit edinilmesini yasaklamasının sebebi, kabrin taziminde aşırzya gidilmesi ve fitneye düşülmesi korkusu dolayısıyladır. Çünkü bu geçmiş bazı ümmetlerde görüldüğü gibi, küfre kadar götürebilir. Müslümanların çoğalması üzerine ashab -Allah hepsinden razı olsun- ve tabiun Resulullah'ın Mescidini genişletme gereğini duyup bu genişletme Resulullah'ın iki arkadaşı Ebu Bekir ve Ömer'in kabirlerinin bulunduğu yer olan Aişe (r.anha)' nın odası dahil müminlerin annelerinin odalarının da eklenmesine kadar varınca, kabrinin Mescid için görülmemesi ve avamın ona doğru namaz kılmaması ve böylelikle sakınılan halin ortaya çıkmaması için etrafını yüksekçe duvarlarla çevirdiler. Sonra da kabrin kuzeydeki iki köşesinden iki duvar bina ettiler ve bu duvarlara belli bir meyil vererek sonunda bu iki duvarı birbirine kavuşturdular. Böylelikle herhangi bir kimsenin kabri kıblesinin önünde bulundurma imkanı kalmamış oldu. Bunun için hadiste (1184): "Eğer bu olmasaydı onun kabri açıkta bırakılacaktı. Şu kadar var ki mescit edinilmesinden kurtuldu" denilmiştir. Yüce Allah doğruyu en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

57- MESCİDLERİ BİNA ETMENİN FAZİLETİ VE BUNA TEŞVİK ETME BABI