SAHİH-İ MÜSLİM

SALAT

 

(48) باب منع المار بين يدي المصلي

48- NAMAZ KILANIN ÖNÜNDEN GEÇENi ENGELLEMEK BABI

 

حدثنا يحيى بن يحيى قال: قرأت على مالك عن زيد بن أسلم، عن عبدالرحمن بن أبي سعيد عن أبي سعيد الخدري؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال:

 "إذا كان أحدكم يصلى فلا يدع أحدا يمر بين يديه. وليدرأه ما استطاع. فإن أبى فليقاتله. فإنما هو شيطان".

 

1128- Bize Yahya b. Yahya tahdis edip dedi ki: Malik'e, Zeyd b. Eslem'den naklen okudum. O Abdurrahman b. Ebu Said'den, o Ebu Said el-Hudrı'den rivayet ettiği üzere Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sizden birisi namaz kılıyorsa sakın kimsenin önünden geçmesine imkan vermesin. Elinden geldiği kadar da onu uzaklaştırsın. Eğer direnecek olursa onunla boğuşsun, çünkü o ancak bir şeytandır. "

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 697, 698; Nesai, 756 -muhtasar-; İbn Mace, 954

 

 

حدثنا شيبان بن فروخ. حدثنا سليمان بن المغيرة. حدثنا ابن هلال (يعني حميدا) قال:

 بينما أنا وصاحب لي نتذاكر حديثا. إذ قال أبو صالح السمان: أنا أحدثك ما سمعت من أبي سعيد، ورأيت منه. قال: بينما أنا مع أبي سعيد يصلي يوم الجمعة إلى شيء يستره من الناس. إذ جاء رجل شاب من بني أبي معيط. أراد أن يجتاز بين يديه. فدفع في نحره. فنظر فلم يجد مساغا إلا بين يدي أبي سعيد. فعاد. فدفع في نحره أشد من الدفعة الأولى. فمثل قائما. فنال من أبي سعيد. ثم زاحم الناس، فخرج. فدخل على مروان. فشكا إليه ما لقي. قال ودخل أبو سعيد على مروان. فقال له مروان: مالك ولابن أخيك؟ جاء يشكوك. فقال أبو سعيد: سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول "إذا صلى أحدكم إلى شيء يستره من الناس، فأراد أحد أن يجتاز بين يديه، فليدفع في نحره. فإن أبى فليقاتله. فإنما هو شيطان".

 

1129- Bize Şeyban b. Ferruh tahdis etti. Bize Süleyman b. Muğtre tahdis etti. Bize İbn Hilal -yani Humeyd- tahdis edip dedi ki: Bir arkadaşımla birlikte bir hadisi müzakere ederken Ebu Salih es-Semman şöyle dedi:

Ben sana Ebu Said'den dinlediğimi ve ondan gördüğümü tahdis edeyim, dedi (ve şöyle devam etti): Bir gün Ebu Said ile birlikte iken o da Cuma namazını kendisini insanlara karşı setreden bir sütreye doğru namaz kılıyordu. Derken Ebu Muayt oğullarından genç bir adam çıkageldi. Önünden geçmek isteyince onu (elini) göğsüne (koyarak) itti. O genç bakındı, Ebu Said'in önünden başka geçecek yer bulamayınca tekrar geçmek istedi. Ebu Said de birincisinden daha ileri bir şekilde göğsünden onu itti. O da ayakta dikili kaldı. Ebu Said'e ağır sözler söyledi sonra cemaati sıkıştırarak Çıkıp gitti. Mervan'ın yanına girdi, ona karşılaştığı hali şikayet etti.

 

(Ebu Salih) dedi ki: Sonra Ebu Said, Mervan'ın yanına girdi. Mervan ona: Seninle kardeşinin oğlu arasında ne oldu, gelip seni şikayet etti" dedi.

 

Ebu Said dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken dinledim: "Biriniz kendisini insanlara karşı setreden bir şeye doğru namaz kılarken, başka bir kimse gelip de onun önünden geçip gitmek isterse göğsünden onu itsin. Kabul etmezse onunla boğuşsun çünkü o bir şeytandır. "

 

Diğer tahric: Buhari, 509, 3274 -muhtasar-; Ebu Davud, 700

 

 

حدثني هارون بن عبدالله ومحمد بن رافع. قالا: حدثنا محمد بن إسماعيل بن أبي فديك عن الضحاك بن عثمان، عن صدقة بن يسار، عن عبدالله بن عمر؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال:

 "إذا كان أحدكم يصلي فلا يدع أحدا يمر بين يديه. فإن أبي فليقاتله. فإن معه القرين".

 

1130- Bana Harun b. Abdillah ve Muhammed b. Rafi' de tahdis edip dedi ki: ..... Abdullah b. Ömer'den rivayete göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Biriniz namaz kılarken önünden hiç kimseyi geçirmesin. Eğer kabul etmezse onunla boğuşsun çünkü şüphesiz onunla birlikte ondan ayrılmayan (şeytan) vardır. "

 

Diğer tahric: İbn Mace, 955

 

 

حدثني إسحاق بن إبراهيم. أخبرنا  أبو بكر الحنفي . حدثنا الضحاك بن عثمان. حدثنا صدقة بن يسار؛ قال: سمعت ابن عمر يقول: إن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال، بمثله.

 

1131- Bana İshak b. İbrahim tahdis etti ... Sadaka b. Yesar dedi ki: İbn Ömer'i şöyle derken dinledim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki deyip, hadisi aynen rivayet etti.

 

 

حدثنا يحيى بن يحيى قال:قرأت على مالك عن أبي النضر، عن بسر بن سعيد؛ أن زيد بن خالد الجهني أرسله إلى أبي جهيم. يسأله:

 ماذا سمع من رسول الله صلى الله عليه وسلم في المار بين يدي المصلي؟ قال أبو جهيم: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "لو يعلم المار بين يدي المصلي ماذا عليه، لكان أن يقف أربعين خيرا له من أن يمر بين يديه".

قال أبو النضر: لا أدري. قال: أربعين يوما، أو شهرا، أو سنة؟.

 

1132- Bize Yahya b. Yahya tahdis edip dedi ki: Malik'e, Ebu'n-Nadr'dan naklen okudum. O Busr b. Said'den rivayet ettiğine göre Zeyd b. Halid el-Cuhenıkendisini Ebu Cuheym'in yanına Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den namaz kılanın önünden geçen kişi hakkında neler işittiğini sormak üzere gönderdi. Ebu Cuheym dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Namaz kılanın önünden geçen üzerindeki vebalin ne olduğunu bilse onun için kırk (yıl) beklemek önünden geçmekten daha hayırlı olurdu. "

 

Ebu'n-Nadr dedi ki: Kırk gün mü yoksa ay mı yoksa yıl mı dedi, bilemiyorum.

 

Diğer tahric: Buhari, 510; Ebu Davud, 701; Tirmizi, 336; Nesai, 755; İbn Mace, 945 -buna yakın-

 

 

حدثنا عبدالله بن هاشم بن حيان العبدي. حدثنا وكيع عن سفيان، عن سالم أبي النضر، عن بسر بن سعيد؛ أن زيد بن خالد الجهني أرسل إلى أبي جهيم الأنصاري:

 ما سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول؟ فذكر بمعنى حديث مالك.

 

1133- Bize Abdullah b. Haşim b. Hayyan el-Abdi tahdis etti. .. Busr b. Said'den rivayete göre Zeyd b. Halid el-Cuheni, Ebu Cuheym el-Ensari'ye birisini Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i ne söylerken dinledin, diye sormak üzere gönderdi sonra da hadisi Malik'in hadisi rivayet ettiği manada zikretti.

 

 

AÇIKLAMA:          (1128) "Sizden biriniz namaz kılarken ... O bir şeytandır." Bu hadisteki itme emri mendubluk ifade eden bir emirdir. Bu müekked bir mendubtur. İlim adamlarından bunun vacip olduğunu söyleyen birisi olduğunu bilmiyorum. Hatta bizim mezhep alimlerimiz ve başkaları bunun vacip değil, mendub olduğunu açıkça ifade etmişlerdir.

 

Kadi İyaz der ki: İlim adamları silah ile ve onun ölümüne kadar götürecek herhangi bir yolla onunla çarpışmanın gerekmediğini icma ile kabul etmişlerdir. Şayet herhangi caiz bir yolla onu ilip de bunun sonucunda ölecek olursa ilim adamlarının ittifakı ile ona kısas yoktur. Acaba diyetini ödemek gerekir mi yoksa kanı heder midir? Bu hususta ilim adamlarının iki ayrı görüşü olup, bunlar aynı zamanda Malik (r.anh)'ın mezhebinde kabul gören iki görüştür. Yine ilim adamlarının ittifak ettiklerine göre bütün bu hükümler namazı konusunda herhangi bir kusur işlemeyen aksine ihtiyatlı davranıp, bir sütre gerisinde yahut önünden geçilmeyeceğinden emin olduğu bir yerde namaz kılan kimse hakkındadır demişlerdir. Buna da Ebu Said (r.anh)'ın bundan sonra gelen (1129) hadisindeki "sizden biriniz kendisini perdeleyen bir şeye doğru namaz kılarken bir kimse de önünden geçmek isterse göğsünden onu itsin, kabul etmezse onunla boğuşsun" buyruğu delildir.

 

(Kadi İyaz devamla) dedi ki: Aynı şekilde ilim adamları geçmek isteyeni geri çevirmek üzere bulunduğu yerden yürümesinin caiz olmadığını ancak onu itip, bulunduğu yerden geri çevirebileceğini de ittifakla kabul etmişlerdir çünkü namazında yürümenin kötülüğü onun önünden uzakça geçişinden daha büyüktür. Ona ancak durduğu yerden elini uzatabileceği kadarlık bir mesafe mübah kılınmıştır. Bundan dolayı ona sütresine yakın bir yerde durması emredilmiştir. Geçmek isteyen kişi kendisinden uzakta ise onu işaret ile tesbih ile vazgeçirmeye çalışır. Yine ilim adamlarının ittifak ettiklerine göre şayet geçmişse onu ikinci bir geçiş olmaması için geri çevirmez. Bundan yalnızca seleften birisinden onu geri çevireceği şeklinde istisnai bir rivayet gelmiştir, bazıları ise bunu tevil etmişlerdir. Merhum Kadi İyaz'ın ifadeleri burada sona ermektedir. Oldukça değerli açıklamalardır.

 

Mezhebimize mensup ilim adamlarımızın söylediklerine göre kendisi ile sütresi arasından geçmek isteyen kimseyi en kolay şekillerden birisi ile onu geri çevirir. Şayet geçmekte direnirse ondan daha çetin bir yolla geri çevirir. Eğer bu onu öldürme sonucuna götürecek olursa tıpkı canını ya da malını almak için saldıran bir kimseye karşı kendisini savunma halinde olduğu gibi ona bir şey düşmez. Çünkü şeriat onunla boğuşmayı mübah kılmıştır. Mübah bir boğuşma halinde ise herhangi bir tazminat sözkonusu değildir.

 

"O ancak bir şeytandır." Kadi İyaz dedi ki: Bunun anlamının onu oradan geçmeye iten ve geri dÖnmekten alıkoyanın şeytan olduğu anlamında olduğu söylendiği gibi, böyle bir kimse şeytanın yapacağı bir işi yapar diye de açıklanmıştır. Çünkü şeytan hayırdan ve sünneti kabul etmekten uzaktır. Bir diğer açıklamaya göre maksat diğer hadiste geçtiği gibi (1130) "muhakkak onunla birlikte yanından ayrılmayan şeytan arkadaşı vardır" denilen beraberindeki şeytandır. Allah en iyi bilendir.

 

"Mesele: Ayakta durdu" fiili mim ve se harfleri fethalıdır. Se ötreli olarak (mesule) şeklinde de söylenebilir. Bunlar iki ayrı söyleyiştir. Bu iki söyleyişi de Metali' sahibi ve başkaları nakletmiş olup, fethalı okuyuş daha meşhurdur. Cevheri' ve başkaları ise sadece fethalı okuyuşu zikretmiştir. Ayakta durdu, dikildi anlamındadır. Fiilin muzarisi kullanılacak olursa se harfi yalnız ötreli söylenir. "İnsanların huzurunda ayakta dikilmelerini seven kimse ... " hadisinde de bu kökten gelen fiil kullanılmıştır.

 

(1132) "Onu Ebu Cuheym'e gönderdi." Adı Abdullah b. el-Haris b. es-Sımme el-Ensari en-Neccari'dir. Teyemmüm ile ilgili hadiste adı geçen odur. Bu zat Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hakkında: "Bu hamisayı Ebu Cehm'e götürün" dediği, Ebu Cehm adındaki sahabiden ayrı birisidir çünkü sözü geçen hamisanın sahibi, Ebu Cehm'dir. Adı Amir b. Huzeyfe el-Adevi'dir.

 

"Namaz kılanın önünden geçen bir kimse üzerindeki vebali bir bilse ... " Yani üzerindeki vebalin ne olduğunu bilse böyle bir günahı işlemektense kırk (gün ya da ay ya da sene) durmayı tercih ederdi. Hadis ise bu husustaki yasağın oldukça pekiştirilmiş, tehdidin de oldukça şiddetli olduğu anlamını ifade eder.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

49- NAMAZ KILAN KİMSENİN SÜTREYE YAKIN DURMASI BABI