SAHİH-İ MÜSLİM |
SALAT |
ERKEĞİN SAÇINI BAŞINDA TOPUZ
YAPMIŞ OLDUĞU HALDE NAMAZ KILMASININ NEHYEDİLDİĞİ BABI
حدثنا
عمرو بن سواد
العامري.
أخبرنا
عبدالله بن
وهب. أخبرنا
عمرو بن
الحارث؛ أن
بكيرا حدثه؛
أن كريبا مولى
ابن عباس حدثه
عن عبدالله بن
عباس؛ أنه رأى
عبدالله بن الحارث
يصلي. ورأسه
معقوص من
ورائه. فقام
فجعل يحله.
فلما انصرف
أقبل إلى ابن
عباس، فقال:
مالك ورأسي؟
فقال: إني
سمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يقول إنما مثل
هذا مثل الذي
يصلي وهو
مكتوف".
1101- Bize Amr b. Sevvad
el-Amiri tahdis etti. .. İbn Abbas'ın azatlısı Kureyb'in, Abdullah b. Abbas'tan
tahdis ettiğine göre o Abdullah b. el-Haris'i saçlarının başının arka tarafında
topuz yapmış olduğu halde namaz kılarken görünce ayağa kalkıp saçlarını çözmeye
başlamış. Abdullah namazını bitirince İbn Abbas'a dönerek, başımdan sana ne
dedi. İbn Abbas: Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i:
"Böylesinin misali kolları arkasında bağlı bulunduğu halde namaz kılan
kimsenin misali gibidir" buyururken dinledim, dedi.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 647; Nesai, 1113
AÇIKLAMA: (1095-1101) (1098) "Dört kemik üzerine secde etmekle emrolundum
... "
Bir diğer rivayette
(1099) "yedi (aza) üzerine secde etmekle emrolundum ... " İbn
Abbas'tan gelen (1095) rivayette "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yedi
(aza) üzerine secde etmekle emrolundu ... "
İbn Abbas (r.anh)'dan
gelen diğer bir rivayette (1101) "o Abdullah b. el-Haris'i saçının arka
tarafında topuz yapmış olduğu halde namaz kılarken gördü ... "
Bu hadisler çeşitli
hükümler ihtiva etmektedir. Bunların bir kısmını şöylece sıralayabiliriz:
1- Üzerinde secde
yapılacak organlar yedi tanedir: Secde eden bir kimsenin bütün bunları yere
koyarak secde etmesi ve alın ve burnu da beraber olmak üzere secdeye varması
gerekir. Alnın açık olarak yere konulması icab eder, bir kısmınıf,l açık olması
da yeterlidir. Alnın yere konulması müstehaptır, koymayacak olmasa da caiz olur
ama yalnızca burnu yere koyup, alnı koymazsa caiz olmaz. Şafii ve Malik -yüce
Allah'ın rahmeti onlara- ile çoğunluğun görüşü budur.
Ebu Hanife (r.anh) ile
Maliki mezhebine mensup İbnu'l-Kasım ise bunlardan dilediği birisi ile
yetinebilir demişlerdir. Ahmed -yüce Allah'ın rahmeti ona- ve Maliki mezhebi
alimlerinden İbn Habib (r.anh) ise hadisin zahiri bunu gerektirdiğinden ötürü
aynızamanda alnı ve burnu birlikte secdeye koyması icab eder demişlerdir.
Çoğunluk ise şöyle demektedir:
Aksine hadisin zahiri
her ikisinin tek bir organ hükmünde olduklarıdır çünkü hadis-i şerifte
"yedi aza" demektedir. Onları iki ayrı organ kabul edecek olursak
sekiz olur. Burnu ise müstehap olarak zikretmiştir.
2- Eller, dizler ve
ayaklar üzerinde secde etmek icab eder mi? Bu hususta Şafii -yüce Allah'ın
rahmeti ona- 'nin iki görüşü vardır. Birincisine göre gerekmez ama bu müekked,
müstehaptır. İkincisine göre ise icab eder, sahih olan da budur. Şafii -yüce
Allah'ın rahmeti ona-'in tercih ettiği görüş de budur. Buna göre her iki
organdan herhangi birisini secdeye koymayacak olursa namazı sahih olmaz. Bu
organların her ikisinin de yere konulmasını vacip kabul etmekle birlikte
ayakların ve dizlerin açık olması icap etmez. Eller hakkında ise Şafii'nin iki
görüşü vardır. Birisine göre alın gibi ellerin açık olması icap eder ama bu iki
görüşün daha sahih olanına göre vacip değildir.
"Yedi kemik"
Allah Resulü bu organların her birisine daha çok sayıda kemik bulunmakla
birlikte kemik adını vermiştir.
(1098) "Elbiseleri
ve saçları da toplamayız." Onları toplayıp, bir araya getirmeyiz, çünkü
"keft" toplamak, bir araya getirmek demektir. Yüce Allah'ın:
"Biz yeri toplanılacak yer kılmadık mı?" (Mürselat, 25) buyruğunda da
bu kökten gelen lafız kullanılmıştır. Yani biz insanları hayatta iken de,
öldükten sonra da (orada) toplarız. Diğer rivayette (1096) geçen el-kef ile
aynı anlamdadır. Buna göre her iki lafız aynı anlamı ifade eder.
Diğer rivayetteki (1101)
"saçlarını başının arka tarafında toplamış olduğu halde" ibaresi
dolayısıyla,
3- İlim adamları
elbiselerini yahut yenlerini ve benzeri kısımlarını toplayıp, çemremiş olduğu
halde, saçlarını başının arkasında topuz yaptığı halde yahut saçlarını sarı ğı
nın altında topladığı ya da benzeri bir halde namaz kılman ın yasak olduğu
üzerinde ittifak etmişlerdir. Bütün bunlar ilim adamlarının ittifakıyla
nehyedilmiş olup, tenzihen mekruhtur. Buna göre bu şekilde namaz kılacak olursa
uygun olmayan bir halde namaz kılmış olmakla birlikte namazı sahihtir. Bu
hususta Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi ilim adamlarının icmaını delil
göstermiştir. İbnu'l-Münzir ise Hasan-ı BasrI'den bu halde namaz kılan kimsenin
namazını iade etmesi gerektiğini söylediğini nakletmektedir. Diğer taraftan
cumhurun kanaatine göre mutlak nehiy bunu namaz için kasten böyle yapıp, namaz
kılan kimse ile namaz için değil de başka bir maksatla bu halde bulunan kimseyi
kayıtsız ve şartsız olarak kapsadığı doğrultusundadır. Davudi ise şöyle
demektedir: Burada yasak bu işi namaz için yapan kimse hakkındadır ama seçilen
ve sahih olan görüş birincisidir, ashab-ı kiram'dan ve başkalarından nakledilen
rivayetlerin zahiri de bunu ifade etmektedir. Burada İbn Abbas'ın sözü edilen
fiili uygulaması da buna delildir. İlim adamları der ki: Bunun yasak oluşundaki
hikmet de şudur: Saç da (toplanmamış haliyle) onunla birlikte secde eder.
Bundan dolayı saçı toplanmış olduğu halde namaz kılanı elleri arkasında
bağlanmış kimseye benzetmiştir.
(1101) "İbn
Abbas'tan rivayete göre o İbnu'l-Haris'i. .. " Bu hadiste
4- İyiliği emredip,
münkerden alıkoymanın gerekip, bunu ertelememek icab ettiği anlaşılmaktadır.
Çünkü İbn Abbas (r.anh) namazı bitirinceye kadar onu kendi haline
bırakmamıştır.
5- Haram olana karşı
çıkıldığı gibi, mekruh olana da karşı çıkılır.
6- Bir münker görüp de
onu eliyle değiştirme imkanına sahip olan onu eliyle değiştirir. Çünkü Ebu Said
el-Hudri'nin rivayet ettiği hadis bunu ifade eder.
7- Bir kişinin haberi
(vahid haber) makbuldür.
Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: