SAHİH-İ MÜSLİM

SALAT

 

باب اعتدال أركان الصلاة وتخفيفها في تمام

38- NAMAZIN RÜKÜNLERİNİ EKSİKSİZ YAPMAK VE NAMAZI TAM OLMAK ŞARTIYLA HAFİF KILMAK BABI

 

وحدثنا حامد بن عمر البكراوي وأبو كامل فضيل بن حسين الجحدري. كلاهما عن أبي عوانة. قال حامد: حدثنا أبو عوانة عن هلال بن أبي حميد، عن عبدالرحمن بن أبي ليلى، عن البراء بن عازب؛ قال:

 رمقت الصلاة مع محمد صلى الله عليه وسلم. فوجدت قيامه فركعته، فاعتداله بعد ركوعه، فسجدته، فجلسته بين السجدتين، فسجدته، فجلسته ما بين التسليم والانصراف، قريبا من السواء.

 

1057- Bize Hamid b. Ömer el-Bekravı ve Ebu Kamil Fudayl b. Huseyn el-Cahderı her ikisi Ebu Avane'den tahdis etti. Hamid dedi ki: Bize Ebu Avane, Hilal b. Ebu Humeyd'den tahdis etti. O Abdurrahman b. Ebu Leyla'dan, o Bera b. Azib'den şöyle dediğini nakletti: Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte eda edilen namazı takip ettim. Onun kıyamda durduktan sonra rükuunu, rükudah sonra doğrulmasını, secdesini, iki secde arasında oturuşunu sonra secde yapmasını, selam vermek ile namazı bitirmek arasındaki oturuşunu hemen hemen birbirine eşit buldum.

 

Diğer tahric: Buhari, 792, 801; Ebu Davud, 852, 854 -buna yakın-; Tirmizi, 279, 280; Nesai, 1064, 1147, 1331 -buna yakın- Ayrıca Buhari, 820

 

 

وحدثنا عبيدالله بن معاذ العنبري. حدثنا أبي. حدثنا شعبة عن الحكم. قال:

 غلب على الكوفة رجل (قد سماه) زمن ابن الأشعث. فأمر أبا عبيدة بن عبدالله أن يصلي بالناس. فكان يصلي. فإذا رفع رأسه من الركوع قام قدر ما أقول: اللهم! ربنا لك الحمد. ملء السماوات وملء الأرض. وملء ما شئت من شيء بعد. أهل الثناء والمجد. لا مانع لما أعطيت. ولا معطي لما منعت ولا ينفع ذا الجد منك الجد.

قال الحكم: فذكرت ذلك لعبدالرحمن بن أبي ليلى. فقال: سمعت البراء بن عازب يقول: كانت صلاة رسول الله صلى الله عليه وسلم وركوعه، وإذا رفع رأسه من الركوع، وسجوده، وما بين السجدتين، قريبا من السواء. قال شعبة: فذكرته لعمرو بن مرة فقال: قد رأيت ابن أبي ليلى، فلم تكن صلاته هكذا.

 

1058- Bize Ubeydullah b. Muaz el-Anberı de tahdis etti. Bize babam tahdis etti. Bize Şu'he, Hakem'den şöyle dediğini tahdis etti: İbnu'l-Eş'as zamanında -adını verdiği- bir adam Kufe'yi ele geçirdi sonra Ebu Ubeyde b. Abdullah'a insanlara namaz kıldırmasını emretti. O da namaz kıldığı zaman başını rükudan kaldırdığında, Allahumme Rabbena leke'l-hamd milu's-semavati ve milu'l-ard ve mil'u ma şi'te min şey'in ba'd ehlu's-senai ve'l-mecd la mania li ma a'teyt ve la mu' tıye li ma mena't ve la yenfau zel ceddi minke'l-cedd: Mlah'ım, Rabbimiz gökler dolusu, yer dolusu bundan sonra dilediğin her şeyi dolduracak kadar hamd sana mahsustur. Ey övgüye, şan ve şerefe layık olan (Rabbimiz) senin verdiğini kimse engelleyemez, engellediğini kimse veremez, varlık sahibi hiçbir kimseye varlığının sana karşı bir faydası olamaz" duasını okuyacak kadar ayakta dururdu.

Hakem dedi ki: Ben bunu Abdurrahman b. Ebu Leyla'ya zikrettim. O şöyle dedi: Ben Bera b. Azib'i şöyle derken dinledim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in namazı ve rükuu başını rükudan kaldırdığı zaman ve secdeye varması ile iki secde arası hemen hemen birbirine eşitti.

 

Şu'be dedi ki: Ben de bunu Amr b. Murre'ye zikredince şöyle dedi: Ben İbn Ebu Leyla'yı gördüm ama namazı böyle değildi.

 

 

حدثنا محمد بن المثنى وابن بشار. قالا: حدثنا محمد بن جعفر. حدثنا شعبة عن الحكم؛ أن مطر بن ناجية لما ظهر على الكوفة، أمر أبا عبيدة أن يصلي بالناس. وساق الحديث.

 

1059- Bize Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar tahdis edip dediler ki ... Hakem'den rivayete göre Matar b. Naciye Kufe'yi ele geçirince Ebu Ubeyde'ye insanlara namaz kıldırmasını emretti ve hadisin geri kalan kısmını zikretti.

 

 

حدثنا خلف بن هشام. حدثنا حماد بن زيد عن ثابت، عن أنس؛ قال:

 إني لا آلو أن أصلي بكم كما رأيت رسول الله صلى الله عليه وسلم يصلي بنا. قال فكان أنس يصنع شيئا لا أراكم تصنعونه. كان إذا رفع رأسه من الركوع انتصب قائما. حتى يقول القائل: قد نسي. وإذا رفع رأسه من السجدة مكث. حتى يقول القائل: قد نسي.

 

1060- Bize Halef b. Hişam tahdis etti. Bize Hammad b. Zeyd, Sabit'ten, o Enes'ten şöyle dediğini nakletti: Ben Haslilullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bize namaz kıldırdığı gibi size namaz kıldırmak için elimden geldiğini yapıyorum. (Sabit) dedi ki: Enes sizin yaptığınızı görmediğim bir şey daha yapıyordu. O başını rükudan kaldırdığı zaman ayakta bir kimse o (secdeye varinayı) unuttu diyecek kadar ayakta dimdik dururdu. Başını secdeden kaldırdığı zaman da bir kimse ... bir daha secde etmeyi unuttu, diyecek kadar otururdu.

 

Diğer tahric: Buhari, 821

 

 

وحدثني أبو بكر بن نافع العبدي. حدثنا بهز. حدثنا حماد. أخبرنا ثابت عن أنس؛ قال:

 ما صليت خلف أحد أوجز صلاة من صلاة رسول الله صلى الله عليه وسلم، في تمام. كانت صلاة رسول الله صلى الله عليه وسلم متقاربة. وكانت صلاة أبي بكر متقاربة. فلما كان عمر بن الخطاب مد في صلاة الفجر وكان رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا قال "سمع الله لمن حمده" قام. حتى نقول: قد أوهم. ثم يسجد. ويقعد بين السجدتين. حتى نقول: قد أوهم.

 

1061- Bana Ebu Bekr b. Nafi'el-Abdi de tahdis etti. .. Enes dedi ki: Ben tam ve eksiksiz olmak şartıyla namazı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den daha kısa olan hiçbirinizin arkasında namaz kılmadım. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in namazı(nın hareketleri) birbirine yakındı. Ebu Bekir'in namazı(ndaki fiilleri de) birbirine yakındı. Ömer b. el-Hattab halife olunca sabah namazını uzunca kıldırmaya başladı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "semiallahu li men hamideh" dediği zaman biz yanıldı diyecek kadar ayakta durur sonra secdeye varırdı. İki secde arasında da biz yanıldı diyecek kadar otururdu.

 

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 853 -muhtasar-

 

AÇIKLAMA:          (1057) "Bize Hamid b. Ömer el-Bekravi tahdis etti." Büyük dedesi sahabi Ebu Bekre (r.anh) nispetlidir. Daha önce defalarca açıklanmıştı.

 

"Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte (kılınan namazı) takip ettim ... Hemen hemen birbirine eşit gördüm." Bu hadiste şu hususlara delil vardır:

 

1- Kıraati ve teşehhüdü kısa kesmek

2- Rüku ve sücudda, rüku'dan doğrulurken ve sücuddan doğrulurken tuma'nine yi uzatmak

 

Bundan sonraki ikinci hadiste (1061) "Resuluilah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in namazından ... kılmadım" şeklindeki Enes'in sözleri de buna yakındır.

 

"Hemen hemen birbirine eşit buldum" sözü de şuna delildir:

 

3- Namazın bazı kısımları diğer bazı kısımlarına göre biraz daha uzundu.

Bu ise kıyamda sözkonusu olur. Muhtemelen teşehütte de böyle olabilir.

Şunu bilelim ki, bu hadis bazı durumlar hakkında yorumlanmıştır yoksa kıyamı uzun tuttuğuna dair daha önce zikredilen hadislerin sabit olduğu ve Allah Resulünün sabah namazında altmış ile yüz ayet arası, öğle Namazında Elif, Lam, Mim, Tenzil Secde suresini okuduğu, namaz için kamet getirildikten sonra bir kimsenin Baki'e kadar gidip ihtiyacını gördüğü sonra dönüp abdest aldıktan sonra mescide gelip ilk rekata yetiştiği, Mu'minun suresini Musa ile Harun'un sözkonusu edildiği yere kadar okuduğu, akşam namazında Tur ve Mürselat surelerini okuduğu sabittir. Buhari'de ise A'raf suresini ve benzeri sureleri okuduğu sabittir. Bütün bunlar Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in çeşitli zamanlara göre kıyamı uzattığının delilidir.

 

Açıklamakta olduğumuz hadiste anlatılanlar da bazı zamanlarda cereyan etmiş bir hali dile getirmektedir. Müslim bunu diğer rivayette zikretmiş olmakla birlikte onda kıyamı sözkonusu etmemiştir. Buhari'nin bir rivayetinde de kıyam ve oturuş sözkonusu edilmemiştir. İşte bu da diğer rivayeti tefsir etmektedir.

 

(1057) "Selam vermek ile ayrılmak arasındaki oturuşu ... " Bu ifadelerde Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in selam verdikten sonra namaz kıldığı yerde kısa bir süre oturduğuna delil bulunmaktadır.

 

(1058) "Kufeyi ele geçirdi. Ebu Ubeyde'ye insanlara namaz kıldırmasını emretti." Bu kişi diğer rivayette adını verdiği gibi Matar b. Naciye'dir. Sözü geçen Ebu Ubeyde ise Abdullah b. Mesud'un oğludur -Allah ikisinden de razı olsun- 

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

39- İMAMIN HAREKETLERİNE UYMAK VE ONDAN SONRA YAPILACAK İŞLER BABI