SAHİH-İ MÜSLİM |
SALAT |
باب
القراءة في
العشاء
36- YATSI NAMAZINDA
KIRAAT BABI
حدثنا
عبيدالله بن
معاذ العنبري.
حدثنا أبي. حدثنا
شعبة عن عدي.
قال:
سمعت
البراء يحدث
عن النبي صلى
الله عليه وسلم؛
أنه كان في
السفر. فصلى
العشاء
الآخرة. فقرأ
في إحدى
الركعتين:
{والتين
والزيتون}
[95/التين/ الآية-1].
1037-17511- Bize
Ubeydullah b. Muaz el-Anben tahdis etti. Bize babam tahdis etti. Bize Şu'be,
Adiy'den şöyle dediğini tahdis etti: Bera'yı Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'den tahdis ederken dinledim: Bir seferde iken yatsı namazını
kıl(dır)dı, iki rekattan birisinde: "Andolsun incire ve zeytine" (Tin
suresi) okudu.
Diğer tahric: Buhari,
767 -buna yakın-, 769 -buna yakın-, 4952 -buna yakın-, 7546 -buna yakın-; Ebu
Davud, 1221 -buna yakın-; Tirmizi, 310 -buna yakın-; Nesai, 999, 1000; İbn
Mace, 834, 835
حدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
ليث عن يحيى
(وهو ابن سعيد)
عن عدي بن
ثابت، عن
البراء بن
عازب؛ أنه قال:
صليت
مع رسول الله
صلى الله عليه
وسلم العشاء.
فقرأ بالتين
والزيتون.
1038-
Bize Kuteybe b. Said de tahdis etti. .. Bera b. Azib dedi ki: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte yatsı namazını kıldım. "İncire
ve zeytine and olsun" (Tin, I)'i akudu.
حدثنا
محمد بن
عبدالله بن
نمير. حدثنا
أبي. حدثنا
مسعر عن عدي
بن ثابت. قال:
سمعت
البراء بن
عازب قال:
سمعت النبي
صلى الله عليه
وسلم قرأ في
العشاء بالتين
والزيتون. فما
سمعت أحدا
أحسن صوتا منه.
1039-
Bize Abdullah b. Numeyr de tahdis etti ... Bera b. Azib dedi ki: Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i yatsı namazında "incire ve zeytine and
olsun" (suresin)i okurken dinledim. Sesi ondan daha güzel hiç kimseyi
dinlemiş değilim.
حدثني
محمد بن عباد.
حدثنا سفيان
عن عمرو، عن جابر؛
قال:
كان
معاذ يصلي مع
النبي صلى
الله عليه
وسلم. ثم يأتي
فيؤم قومه.
فصلى ليلة مع
النبي صلى الله
عليه وسلم
العشاء. ثم
أتى قومه
فأمهم. فافتتح
بسورة البقرة.
فانحرف رجل
فسلم. ثم صلى
وحده وانصرف.
فقالوا له:
أنافقت؟ يا
فلان! قال: لا.
والله! ولآتين
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم
فلأخبرنه.
فأتى رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
فقال: يا رسول
الله! إنا
أصحاب نواضح.
نعمل بالنهار.
وإن معاذا صلى
معك العشاء.
ثم أتي فافتتح
بسورة البقرة.
فأقبل رسول
الله صلى الله
عليه وسلم على
معاذ. فقال "يا
معاذ! أفتان
أنت؟ اقرأ
بكذا. واقرأ
بكذا".
قال
سفيان: فقلت
لعمرو: إن أبا
الزبير حدثنا
عن جابر أنه
قال "اقرأ
{والشمس
وضحاها.
والضحى. والليل
إذا يغشى.
وسبح اسم ربك
الأعلى}". فقال
عمرو: نحو هذا.
1040-
Bana Muhammed b. Abbad tahdis etti. Bize Süfyan, Amr'dan tahdis etti. O,
Cabir'den şöyle dediğini nakletti: Muaz, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
birlikte namaz kılar sonra gider kendi kavmine imamlık yapardı. Bir gece Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte yatsı namazını kıldı sonra da
kavmine gidip onlara imam oldu. Bakara suresini okumaya başladı. Derken bir
adam selam vererek ayrıldıktan sonra tek başına namaz kılıp gitti. Ona sen ey
filan münafıklık mı yaptın, ,dediler. O, Allah'a yemin olsun ki hayır, andolsun
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gidip ona haber vereceğim, dedi.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e gitti. Ey Allah'ın Resulü, biz su taşıyan develeri olan
kimseleriz, gündüzün çalışırız. Muaz da seninle birlikte yatsı namazını
kıldıktan sonra geldi, Bakara suresini okumaya başladı, dedi. Bu sefer
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Muaz'a dönerek: "Ey MuaZ sen
fitneye düşüren birisi misin? Şunu oku, şunu oku" buyurdu.
Süfyan dedi ki: Ben
Amr'a dedim ki: Ebu'z-Zubeyr'in bize Cabir'den tahdis ettiğine göre o şöyle
buyurmuştur: ''Andolsun güneşe ve aydınlığına" (Şems, 1); ''Andolsun örtüp
bürüdüğü zaman geceye" (Leyl, 1); "O en yüce Rabbinin ismini tesbih
et." (A'la, 1) (surelerini) oku." Amr dedi ki: Ve bunlara yakın
(sureleri oku, dedi).
Diğer tahric: Ebu
Davud, 600 -muhtasar-, 790; Nesai, 834
وحدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
ليث. ح قال
وحدثنا ابن
رمح. أخبرنا
الليث عن أبي
الزبير، عن جابر؛
أنه قال:
صلى
معاذ بن جبل
الأنصاري
لأصحابه
العشاء. فطول
عليهم. فانصرف
رجل منا. فصلى.
فأخبر معاذ عنه.
فقال إنه
منافق. فلما
بلغ ذلك -
الرجل، دخل على
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فأخبره
ما قال معاذ.
فقال له النبي
صلى الله عليه
وسلم "أتريد
أن تكون فتانا
يا معاذ؟ إذا
أممت الناس فاقرأ
بـ{الشمس
وضحاها. وسبح
اسم ربك
الأعلى. واقرأ
باسم ربك.
والليل إذا
يغشى}".
1041-
Bize Kuteybe b. Said de tahdis etti. Bize Leys tahdis etti (H). Dedi ki: Bize
İbn Rumh da tahdis etti, bize Leys, Ebu'z-Zubeyr'den haber verdi. O Cabir'den
şöyle dediğini nakletti: Muaz b. Cebel el-Ensari arkadaşlarına yatsı namazını
kıldırdı. Namaz onlara uzun geldi. Bizden bir adam ayrılıp (yalnız başına)
namaz kıldı. Onun hali Muaz'a haber verilince, o bir münafıktır dedi. Bu da o
adama ulaşınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzuruna girdi ve
Muaz'ın neler söylediğini haber verdi.
Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) ona: "Ey Muaz, sen bir fitneci mi olmak istiyorsun? İnsanlara
imamlık yaptığın takdirde "andolsun güneşe ve kuşluk vaktine" (Şems,
1); "Rabbinin o en Yüce adını tesbih et." (A'la); "Yaratan
Rabbinin adıyla oku" (Alak); "Örttüğü zaman geceye andolsun"
(Leyı, 1) (surelerin)i oku" buyurdu.
Diğer tahric: Nesai,
997; İbn Mace, 986
حدثنا
يحيى بن يحيى.
أخبرنا هشيم
عن منصور، عن
عمرو بن
دينار، عن
جابر بن
عبدالله؛
أن
معاذ بن جبل كان
يصلي مع رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
العشاء
الآخرة. ثم
يرجع إلى قومه
فيصلي بهم تلك
الصلاة.
1042-
Bize Yahya b. Yahya da tahdis etti. Bize Huşeym, Mansur'dan haber verdi. O Amr
b. Dinar'dan, o Cabir b. Abdullah'tan rivayet ettiğine göre Muk b. Cebel Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte yatsı namazını kıldıktan sonra
kavminin yanına döner, onlara o namazı kıldırırdı.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
حدثنا
قتيبة بن سعيد
وأبو الربيع
الزهراني. قال
أبو الربيع:
حدثنا حماد.
حدثنا أيوب عن
عمرو بن
دينار، عن
جابر بن
عبدالله؛ قال:
كان
معاذ يصلي مع
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
العشاء. ثم
يأتي مسجد
قومه فيصلي
بهم.
1043-
Bize Kuteybe b. Said ve Ebu'r-Rabi ez-Zehranı tahdis etti. Ebu'r-Rabi dedi ki:
Bize Hammad tahdis etti, bize Eyyub, Amr b. Dinar'dan tahdis etti. O Cabir b.
Abdullah'tan şöyle dediğini nakletti: Muk, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ile birlikte yatsı namazını kıldıktan sonra kavminin mescidine giderek
onlara namaz kıldırırdı. "
Diğer tahric: Buhari,
711
AÇIKLAMA: Bu babta
Cabir b. Abdullah'ın (1037) rivayet ettiği hadisi, ve (1040): "Muk (r.anh)
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte namaz kılar ..... Münafıklık mı
ettin dediler..." hadisi yer almaktadır.
Farz Namaz Kılan Nafile
Namaz Kıtana Uyabilir mi?
Bu hadisten farz namaz
kılan kimsenin, nafile namaz kılan kimseye uymasının caiz olduğu hükmü
anlaşılmaktadır. Çünkü Muaz Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
birlikte farz namazı kılıyor ve böylelikle üzerindeki farz namaz mükellefiyeti
kalkıyordu. Sonra ikinci bir defa kendi kavmine namaz kıldınyordu. Bu namaz
onun için nafile, onlar için de farz namaz oluyordu. Bu husus Müslim'in
dışındaki rivayetlerde de bu şekilde açıkça ifade edilmiş bulunmaktadır. Böyle
bir davranış Şafii (rahimehulIah)'e göre de, başkalarına göre de caizdir ama
Rabia, Malik, Ebu Hanife (r.a.) ile KUfeliler bunu caiz görmemişlerdir. Muaz
(r.anh) ile ilgili bu hadisi, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte
nafile namaz kılıyordu, diyerek tevil etmişlerdir. Aralarında bunu Muaz bu
yaptığını Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bildirmemişti diye tevil edenler
bulunduğu gibi, Muaz ile ilgili bu hadis işin ilk başında idi sonra nesh oldu
diye tevil edenler de vardır. Bununla birlikte bütün bunlar temeli olmayan,
asılsız iddialardır. Bunlara dayanarak hadisin zahiri terk edilemez.
İmama Uyanın İmam Namazı
Bitirmeden Ayrılması
Bizim mezhep alimlerimiz
ve başkaları bu hadisi ayrıca imama uyan bir kimsenin imama uymayı kesip
-namazdan çıkmadan dahi olsa- tek başına namazı tamamlamasının caiz olduğuna
delil göstermişlerdir.
Bu mesele ile ilgili
olarak mezhep alimlerimizin üç görüşü bulunmaktadır. En sahih olanlarına göre
bu mazeretli de, mazeretsiz de caizdir.
İkinci görüşe göre kesinlikle
caiz değildir, üçüncü görüşe göre ise mazeret sebebiyle caizdir, mazeretsiz
caiz değildir. Bu görüşe göre ise mazeret sebebi dolayısıyla ta baştan cemaat
yükümlülüğünün kalktığı ve sebebiyle cemaate gitmemenin mazur görüldüğü her bir
husustur. Muaz (r.a.) ile ilgili bu olay dolayısıyla kıraati uzun tutmak daha
sahih olan görüşe göre bir mazerettir.
Böyle bir istidlal
zayıftır. Çünkü hadis-i şerifte ona uymaktan ayrılıp, kılmış olduğu namazını
tamamladığına dair bir ifade yoktur. Aksine ilk rivayet onun selam verip,
namazı tamamen sona erdirdikten sonra yeniden namaza başladığını ifade
etmektedir. Bu durumda sözü geçen mesele ile ilgili bu kanaat sahiplerinin
lehine delil yoktur. Ancak bir mazeret sebebiyle namazı yarıda kesip, iptal
etmenin caiz olduğuna delildir. Allah en iyi bilendir.
"Bakara suresi;ni
okumaya başladı." Bu ifadeden Bakara suresi, Nisa suresi, Maide suresi
gibi isimlerle sureleri adlandırmanın caiz olduğu anlaşılmaktadır. Bununla
birlikte seleften kimisi bunu kabul etmeyerek ancak kendisinde Bakara'nın
zikredildiği sure ve benzeri ifadeler kullanılır diye iddiada bulunmuşlardır.
Bu ise açık bir hatadır. Doğrusu caiz olduğudur çünkü bu husus sahihte hem
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sözü, hem ashabın, tabiinin ve başkalarının
sözü olarak çok sayıda hadis sabit olmuştur.
"Sure" ismi
hemzesiz olarak da söylenir, hemzeli (su're) de söylenir.
Bunlar iki ayrı söyleyiş
olup, İbn Kuteybe ve başkaları bunları söylemiştir ama burada hemzesiz söyleyiş
Kur'an-ı Azimuşşan'ın da kullandığı meşhur söyleyiştir.
"Biz su çeken
develere sahip olan kimseleriz." "Navadıh" lafzı
"nadıh"ın çoğulu olup, su ihtiyacını karşılamak için üzerinde su
taşınan deve demektir. Yani biz çalışan, yorgun argın düşen kimseleriz.
Dolayısıyla namazı uzun kılmaya gücümüz yetmez, demek istemişti.
"Sen fitneye
düşüren birisi misin ey Muaz?" Sen dinden uzaklaştırıp, ona gelenleri
engelleyen birisi misin demektir.
Bu buyruktan
1- Haram olmayıp, mekruh
dahi olsa yasak olan bir işi işleyenin yaptığı-
na tepki gösterileceği
hükmü anlaşılacağı gibi;
2- Sözlü azar ile
yetinmek (bu gibi durumlarda) caizdir.
3- Namazın kısa
tutularak kıMıniması emredilmekte
4- Cemaat istemiyorsa
uzatılması dolayısıyla tazir yapılabileceği anlaşılmaktadır.
(1042) "Cabir'den
rivayete göre Muaz, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte yatsı
namazını kılardı." Burada yatsı namazına "işau'l-ahire" demenin
caiz olduğu hükmü anlaşılmaktadır. Buna dair açıklama Asmal'nin bunu kabul
etmediği ve bu kabul etmeyişinin batıl olduğu açıklaması az önce geçti. Allah
en iyi bilendir.
(1043) "Bize
Kuteybe b. Said ve Ebu'r-Rabi'ez-Zehranı tahdis edip dedi ki. .. Cabir
(r.anh)'dan" Ebu Mesud ed-Dımeşkı dedi ki: Kuteybe hadisi rivayetinde:
Hammad'dan, o Amr'dan diye rivayet edip, senette Eyyub'u zikretmemektedir.
Bundan dolayı Müslim'in de bunu beyan etmesi gerekirdi. Sanki rivayeti yalnızca
Ebu'r-Rabi'den sevkedilmiş gibi değerlendirdi ği için bunu ihmal etmiş
görünüyor. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
37- İMAMLARA
NAMAZI HAFİF VE TAM KILDIRMALARININ EMREDİLDİĞİ BABI