SAHİH-İ MÜSLİM

SALAT

 

CEMAAT'TEN GERİ KALMAK HUSUSUNDA NAKLEDİLMİŞ RİVAYETLER BABI

 

وحدثني عمرو الناقد. حدثنا سفيان بن عيينة عن أبي الزناد، عن الأعرج، عن أبي هريرة؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم فقد ناسا في بعض الصلوات فقال:

 "لقد هممت أن آمر رجلا يصلي بالناس. ثم أخالف إلى رجال يتخلفون عنها. فآمر بهم فيحرقوا عليهم، بحزم الحطب، بيوتهم. ولو علم أحدهم أنه يجد عظما سمينا لشهدها" يعني صلاة العشاء.

 

1479- Bana Amr en-Nakid de tahdis etti ... Ebu Hureyre'den rivayete göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazların birisinde bazı kimseleri göremeyince şöyle buyurdu: "İçimden, emir vererek namaz için kamet getirilmesini sonra da bir adama emir verip, cemaate namaz kıldırmasını söylemeyi sonra da beraberlerinde odun demetleri bulunan birtakım adamlarla birlikte namaza gelmeyen bir topluluğun bulundukları yere gidip evlerinin içinde oldukları halde evlerini ateşe vermeyi düşündüm. Halbuki onlardan biri yağlı bir kemik bulacağını bilse kesinlikle bu namaza gelirdi. " Kastettiği de yatsı namazı idi.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

حدثنا ابن نمير. حدثنا أبي. حدثنا الأعمش. ح وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة وأبو كريب (واللفظ لهما) قالا: حدثنا أبو معاوية عن الأعمش، عن أبي صالح، عن أبي هريرة قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "إن أثقل صلاة على المنافقين صلاة العشاء وصلاة الفجر. ولو يعلمون ما فيها لأتوهما ولو حبوا. ولقد هممت أن آمر بالصلاة فتقام. ثم آمر رجلا فيصلي بالناس. ثم انطلق معي برجال معهم حزم من حطب، إلى قوم لا يشهدون الصلاة، فأحرق عليهم بيوتهم بالنار".

 

1480- Bize İbn Numeyr, bize babam tahdis etti, bize A'meş tahdis etti (H). Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe ve Ebu Kureyb -Iafız ikisine ait- tahdis edip dediler ki: Bize Ebu Muaviye, A'meş'ten tahdis etti. O Ebu Salih'ten, o Ebu Hureyre'den şöyle dediğini nakletti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Şüphesiz münafıklara en ağır gelen namaz yatsı namazı ile sabah namazıdır. Eğer bu iki namazda olanları bilselerdi bunlara emekleyerek dahi olsa gelirlerdi. Ben içimden, emir vererek namaz için kamet getirilmesini sonra da bir adama emir verip, cemaate namaz kıldırmasını söylemeyi sonra da beraberlerinde odun demetleri bulunan birtakım adamlarla birlikte namaza gelmeyen bir topluluğun bulundukları yere gidip evlerinin içinde oldukları halde evlerini ateşe vermeyi düşündüm. "

 

Diğer tahric: İbn Numeyr'in rivayetini yalnız Müslim zikretmiştir

Ebu Bekr b. Ebu Şeybe'nin rivayetini İbn Mace, 797

 

 

وحدثنا محمد بن رافع. حدثنا عبدالرزاق. حدثنا معمر عن همام بن منبه؛ قال:

 هذا ما حدثنا أبو هريرة عن رسول الله صلى الله عليه وسلم. فذكر أحاديث منها. وقال رسول الله صلى الله عليه وسلم "لقد هممت أن آمر فتياني أن يستعدوا لي بحزم من حطب. ثم آمر رجلا يصلي بالناس ثم تحرق بيوت على من فيها".

 

1481- Bize Muhammed b. Rafi de tahdis etti. Bize Abdurrezzak tahdis etti, bize Ma'mer, Hemmam b. Münebbih'ten şöyle dediğini tahdis etti: Bu Ebu Hureyre'nin bize Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den tahdis ettikleridir. Aralarında şu hadisin de bulunduğu pek çok hadis zikretti: Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: ':4ndolsun içimden şunu geçirdim: Bir adama emredeyim cemaate namaz kıldırsın. Sonrada genç delikanlılar benim için odun demetleri hazırlasınlar ve (cemaate katılmayanları) evleri içinde bulunanların üzerine yakılsın. "

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

وحدثنا زهير بن حرب وأبو كريب وإسحاق بن إبراهيم عن وكيع، عن جعفر بن برقان، عن يزيد بن الأصم، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم، بنحوه.

 

1482- Bize Zuheyr b. Harb, Ebu Kureyb ve İshak b. İbrahim, Veki"den tahdis etti. O Cafer b. Burkan'dan, o Yezid b. el-Asam'dan, o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den hadisi buna yakın rivayet etti.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 549 -uzunca-

 

 

وحدثنا أحمد بن عبدالله بن يونس. حدثنا زهير. حدثنا أبو إسحاق عن أبي الأحوص. سمعه منه عن عبدالله؛ أن النبي صلى الله عليه وسلم قال، لقوم يتخلفون عن الجمعة:

 "لقد هممت أن آمر رجلا يصلي بالناس. ثم أحرق على رجال يتخلفون، عن الجمعة، بيوتهم".

 

1483- Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus da tahdis etti. Bize Zuheyr tahdis etti, bize Ebu İshak, Ebu'l-Ahvas'dan tahdis etti. Ebu İshak bunu el-Ahvas'tan dinlemiş olup, o Abdullah'tan rivayet ettiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Cumadan geri kalan bazı kimseler hakkında şöyle buyurdu: ':4ndolsun içimden bir adama cemaate namaz kıldırmasını emrettikten sonra cumaya gelmeyen birtakım kimselerin evlerini içinde bulundukları halde yakayım diye geçirdim. "

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          (1479) "İçimden, bir adama cemaate namaz kılmasını emretmek ... mutlaka namaza gelirdi." Bu, cemaatle namaz kılmak farz-ı ayndır diyenlerin gösterdikleri deliller arasındadır. Bu görüş Ata, Evzai, Ahmed, Ebu Sevr, İbn Huzeyme ve Davud'un görüşüdür.

Cumhur ise farz-ı ayn değildir, demiş olmakla birlikte az önce kaydettiğimiz üzere sünnet midir yoksa farz-ı kifaye midir hususunda ihtilaf etmişlerdir. Cumhur bu hadise şöyle cevap verirler: Namaza gelmediklerinden söz edilen bu kimseler münafık idiler. Hadiste anlatılanlar da bunun böyle olmasını gerektirmektedir çünkü ashab-ı kiram arasından müminlerin yağlı bir kemiği Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile onun mescidinde cemaatle namaz kılmaya tercih ettikleri asla düşünülemez. Diğer taraftan Allah Resulü de fiilen evlerini yakmadı, aksine böyle bir şeyi içinden geçirdi sonra yerine getirmedi. Eğer cemaate katılmak farz-ı ayn olsaydı bu işi yapmayı bırakmazdı.

 

Kimi ilim adamı da şöyle demiştir: Hadis-i şerifte cezanın İslam'ın ilk dönemlerinde mali olduğuna delil vardır çünkü evlerin yakılması mali bir cezadır. Başkası ise şöyle demektedir: İlim adamları namaza (cemaate) katılmamak ve ganimetten hırsızlık yapmak dışında ateşle yakma cezasının sözkonusu olmayacağı üzerinde icma etmişlerdir. Bu ikisine bu şekilde cezanın verilip verilmeyeceği hususunda da selefin farklı görüşleri vardır ama cumhur onlara ait malların yakılmasının yasak olduğunu kabul etmiştir. Bir rivayette (1479) katılmadıkları için kendilerini (evlerini) yakmayı içinden geçirdiği namazın yatsı namazı olduğu, diğer bir rivayette (1483) Cuma namazı olduğu, bir diğer rivayette ise mutlak olarak namaza (cemaate) katılmaktan geri kalanların kayıtsız ve şartsız olarak sözkonusu edildiği görülmektedir. Bunların hepsi de sahihtir, aralarında bir aykırılık yoktur.

 

(1480) "Bu namazlara emekleyerek dahi olsa gelirlerdi." Emeklemek (habv) küçük çocuğun el ve ayakları üzerinde yürümesi, hareket etmesi demektir. Yani bunlar bu iki namazdaki fazileti ve hayrı bilselerdi sonra da bu iki namaza ancak emekleyerek gelebilecek halde olsalardı yine de bu iki namaza gelip katılırlar ve bunları mescitte cemaatle kılmayı kaçırmazlardı. Buradan özellikle bu iki namazı cemaatle kılmak ileri derecede teşvik edilmiş bulunmaktadır.

 

"Emir verip, namaz için kamet getirilmesini sonra da bir adama cemaate namaz kıldırması için emir vermeyi. .. " buyruğundan imam'ın herhangi bir meşguliyet ile karşı karşıya gelirse cemaate namaz kıldıracak birisini yerine tayin edeceği hükmü anlaşılmaktadır. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in gelmeyenlerin üzerine gitmeyi içinden geçirmesi ancak namaz için kamet getirilmesinden sonra sözkonusu olmuştur çünkü sadece bu vakitte onların geri kaldıkları ve emre aykırı hareket ettikleri kesinlikle ortaya çıkmış olur. Bunun neticesinde artık onlar için kınanma sözkonusudur.

 

Yine bu ifadelerden namaz için kamet getirildikten sonra mazeret sebebiyle namazdan ayrılmanın caiz olduğu hükmü de anlaşılmaktadır.

 

(1482) "Cafer b. Burkan" be harfi ötreli, re harfi sakindir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

96- EZANI DUYAN KİMSEYE (CEMAATLE NAMAZ KILMAK ÜZERE) MESCİDE GİTMESİNİN VACİP OLDUĞU BA8I