SAHİH-İ MÜSLİM |
SALAT |
باب
إثبات
التكبير في كل
خفض ورفع في
الصلاة، إلا
رفعه من
الركوع فيقول
فيه: سمع الله
لمن حمده
10- NAMAZDAKİ HER
EĞİLİP, DOĞRULUŞTA TEKBİR GETİRİLECEĞİ ANCAK RÜKU'DAN KALKINCA O HALDE
"SEMİALLAHU LİMEN HAMİDEH" DENİLECEĞİ BABI
وحدثنا
يحيى بن يحيى.
قال: قرأت على
مالك عن ابن شهاب،
عن أبي سلمة
بن
عبدالرحمن؛
أن أبا هريرة كان
يصلي لهم
فيكبر كلما
خفض ورفع.
فلما انصرف
قال: والله! إني
لأشبهكم صلاة
برسول الله
صلى الله عليه
وسلم.
865-
Bize Yahya b. Yahya tahdis edip dedi ki:
Malik'e, İbn Şihab'dan naklen okudum. O Ebu Seleme b. Abdurrahman'dan rivayet
ettiğine göre Ebu Hureyre onlara namaz
kıldım ve her eğilip, doğrulduğunda tekbir alırdı. Namazı bitirince de: Allah'a
yemin ederim ki aranızda namazı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e en
çok benzeyeniniz benim, derdi.
Diğer tahric: Buhari,
785; Nesai, 1154
حدثنا
محمد بن رافع.
حدثنا
عبدالرزاق.
أخبرنا ابن
جريج. أخبرني
ابن شهاب عن
أبي بكر بن
عبدالرحمن؛
أنه سمع أبا
هريرة يقول: كان رسول
الله صلى الله
عليه وسلم إذا
قام إلى
الصلاة يكبر
حين يقوم. ثم
يكبر حين
يركع. ثم يقول
"سمع الله لمن
حمده" حين
يرفع صلبه من
الركوع. ثم
يقول وهو قائم
"ربنا ولك
الحمد" ثم
يكبر حين يهوي
ساجدا. ثم
يكبر حين يرفع
رأسه. ويكبر
حين يسجد. ثم
يكبر حين يرفع
رأسه. ثم يفعل
مثل ذلك في
الصلاة كلها
حتى يقضيها.
ويكبر حين
يقوم من
المثنى بعد
الجلوس.ثم يقول أبو
هريرة: إني
لأشبهكم صلاة
برسول الله
صلى الله عليه
وسلم.
866-
Bize Muhammed b. Rafi' tahdis etti. .. Ebu
Bekr b. Abdurrahman, Ebu Hureyre'yi şöyle
derken dinlemiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaza kalktığı
zaman ayağa kalkınca tekbir getirirdi. Sonra rüku'ya varınca tekbir getirir
sonra rükudan belini doğrultunca "semiallahu li men hamideh" derdi.
Sonra da ayakta olduğu halde "Rabbena ve leke'lhamd" der sonra
secdeye eğilirken tekbir alırdı. Sonra başını kaldırdığında da tekbir alır
sonra secdeye vardığında tekbir alır sonra başını kaldırdığında tekbir alırdı.
Sonra da namazının tamamında namazını bitirinceye kadar aynı şeyleri yapar ve
ikinci rekatta oturduktan sonra kalktığında da tekbir getirirdi.
Sonra da Ebu Hureyre
şöyle derdi: Şüphesiz ben aranızda namazı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e en çok benzeyeninizim.
Diğer tahric: Buhari,
789; Ebu Davud, 738; Nesai, 1149
حدثني
محمد بن رافع.
حدثنا حجين.
حدثنا الليث عن
عقيل ، عن ابن
شهاب. أخبرني أبو
بكر بن
عبدالرحمن
ابن الحارث؛
أنه سمع أبا
هريرة يقول
:كان رسول
الله صلى الله
عليه وسلم إذا
قام إلى
الصلاة يكبر
حين يقوم.
بمثل حديث ابن
جريج. ولم
يذكر قول أبي
هريرة: إني
أشبهكم صلاة.
برسول الله
صلى الله عليه
وسلم.
867-
Bana Muhammed b. Rafi' tahdis etti. Bize
Huceyn tahdis etti. Bize Leys, Ukayl'dan tahdis etti. O İbn Şihab'dan rivayet
etti. Bana Ebu Bekr b. Abdurrahman b. el-Haris'in haber verdiğine göre o Ebu Hureyre'yi şöyle derken dinlemiştir: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz kılmak üzere kalktığında tekbir getirirdi
deyip, İbn Cureyc'in hadisi rivayet ettiği gibi rivayet etti ama Ebu
Hureyre'nin: "Aranızda namazı ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellemı'e
en çok benzeyeniniz benim" sözünü zikretmedi.
وحدثني
حرملة بن
يحيى. أخبرنا
ابن وهب.
أخبرني يونس
عن ابن شهاب.
أخبرني أبو
سلمة بن
عبدالرحمن؛
أن أبا هريرة
كان، حين
يستخلفه
مروان على
المدينة، إذا
قام للصلاة
المكتوبة كبر.
فذكر نحو حديث
ابن جريج. وفي
حديثه؛
فإذا قضاها
وسلم أقبل على
أهل المسجد قال: والذي نفسي
بيده إني
لأشبهكم صلاة
برسول الله
صلى الله عليه
وسلم.
868-
Bana Harmele b. Yahya da tahdis etti. .. Ebu
Seleme b. Abdurrahman'ın haber verdiğine göre Ebu
Hureyre, Mervan kendisini Medine vali vekili olarak bıraktığı zaman farz namaz
kılmak üzere kalktığında tekbir alırdı. Sonra da İbn Cureyc'in hadisine yakın
olarak hadisi zikretti. Onun hadisi rivayetinde şu ifadeler de vardır: Namazı
bitirip de selam verince mescitte bulunanlara döner ve: Nefsim elinde olana
yemin ederim ki aranızda namazı ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in namazına
en çok benzeyeniniz benim, derdi.
Diğer tahric: Nesai,
1022
حدثنا
محمد بن مهران
الرازي. حدثنا
الوليد بن مسلم.
حدثنا
الأوزاعي عن
يحيى بن أبي
كثير، عن أبي
سلمة؛ أن أبا
هريرة كان
يكبر في
الصلاة كلما
رفع ووضع.
فقلنا: يا أبا
هريرة! ما هذا
التكبير! قال:
إنها لصلاة
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم.
869-
Bize Muhammed b. Mihran er-Razi tahdis etti
... Ebu Seleme'den rivayete göre Ebu Hureyre
namazda her başını kaldırıp, eğildiğinde tekbir getirirdi. Biz: Ey Ebu Hureyre
bu tekbir neyin nesidir dedik. O: Şüphesiz ki ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in namazı budur, derdi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
حدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
يعقوب (يعني
ابن عبدالرحمن)
عن سهيل، عن
أبيه، عن أبي
هريرة؛ أنه
كان يكبر كلما
خفض ورفع.
ويحدث؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
كان يفعل ذلك.
870-
Bize Kuteybe b. Said tahdis etti. Bize Yakub
-yani b. Abdurrahman- Suheyl'den tahdis etti. O babasından, o Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre her eğilip
kalktığında tekbir getirir ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bunu
yaptığını söylerdi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
حدثنا
يحيى بن يحيى
وخلف بن هشام.
جميعا عن حماد.
قال يحيى؛
أخبرنا حماد
بن زيد عن
غيلان، عن
مطرف. قال:
صليت أنا
وعمران بن
حصين خلف علي
بن أبي طالب،
فكان إذا سجد
كبر. وإذا رفع
رأسه كبر.
وإذا نهض من
الركعتين كبر.
ولما انصرفنا
من الصلاة قال
أخذ عمران بيدي ثم
قال: لقد صلى
بنا هذا صلاة
محمد صلى الله
عليه وسلم. أو
قال؛ قد ذكرني
هذا صلاة محمد
صلى الله عليه
وسلم.
871-
Bize Yahya b. Yahya ve Halefb. Hişam birlikte
Hammad'dan tahdis etti. Yahya dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd, Gaylan'dan haber
verdi. O Mutarrif'ten şöyle
dediğini nakletti: Ben ve İmran b. Husayn, Ali b. Ebu Talib'in arkasında namaz
kıldık. Secdeye gittiğinde tekbir alır, başını kaldırdığında tekbir alırdı. İki
rekatın sonunda ayağa kalktığında tekbir getirirdi. Namazı bitirdiğimiz zaman
İmran elinden tuttuktan sonra şöyle dedi: Andolsun bu bize Muhammed (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in namazının aynısını kıldırdı ya da: Bu bana Muhammed
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in namazını hatırlattı, dedi.
Diğer tahric: Buhari,
786, 826; Ebu Davud, 835; Nesai, 1081, 1179 -muhtasar olarak-
AÇIKLAMA: Bu babta
(865) "Ebu Hureyre (r.a.) kendilerine namaz kıldırırdı... derdi"
hadisi;
Ondan gelen bir diğer
rivayet (866) "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaza kalktığında
... ikinci rekatın sonundaki oturuştan kalkınca da tekbir getirirdi"
hadisleri yer almaktadır.
Bu hadislerde rükudan
kalkışı dışında her eğilip kalktığında tekbirin getirileceği tespit
edilmektedir. rükudan doğrulduğunda ise semiallahu li men hamideh derdi.
Bu, bugün ve geçmiş
asırlardan beri üzerinde icma edilmiş bir husustur.
Ebu Hureyre zamanında bu
konuda ihtilaf vardı. Bazıları iftitah tekbiri dışında tekbir getirileceği
görüşünde değildi. Kimisi de Ebu Hureyre hadisinin bazı rivayetlerine bakarak
iftitah tekbirinden ayrı başka tekbirlerin de alınacağını kabul ediyordu. Bütün
bunlara ise Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in fiili uygulaması
ulaşmamıştı. Bundan dolayı Ebu Hureyre: "Şüphesiz aranızda namazı Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in namazına en çok benzeyeniniz benim"
derdi. Sonra Ebu Hureyre'nin rivayet ettiği bu hadise göre uygulama nihai
şeklini almış oldu.
Buna göre iki rekatlik
her bir namazda onbir adet tekbir vardır. Bunlar bir ihram (iftitah) tekbiri ve
her bir rekatta beşer tekbirdir. Üç rekatlik namazda onyedi tekbir vardır.
Bunlar ise biri ihram (iftitah) tekbiri, diğeri birinci teşehhütten ayağa
kalkma tekbiri ve her bir re katta beşer tekbirden ibarettir.
Dört rekatlık bir
namazda ise yirmi iki tekbir vardır. Toplam olarak beş vakit farz namazda
(farzlarında) doksandört tekbir vardır.
İftitah tekbiri farz,
onun dışındakiler sünnettir. Eğer tekbir almayacak olursa namazı sahih olmakla
birlikte fazilete ve sünnete uygun am eli kaçırmış olur. Ahmed b. Hanbel
(r.anh) dışında bütün ilim adamlarının görüşü budur. Ondan gelen iki rivayetten
birisine göre bütün tekbirler vacip (farz) dır.
Cumhurun delili: Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bedevi olan kişiye namazı öğretirken ona namazın
farzlarını öğretmiş olduğu ve bunlar arasında iftitah tekbirini zikretmekle
birlikte bundan başka diğer tekbirleri sözkonusu etmemiş olduğudur. Halbuki
böyle bir durum gerekli açıklamanın yapılması, gereken bir yer ve bir zamandır.
Açıklamanın böyle bir yer ve zamandan sonraya bırakılması da caiz değildir.
"Secdeye varırken
tekbir getirirdi. .. Sonra da iki rekat sonundaki oturuştan kalkınca da tekbir
getirirdi." İşte bu, tekbirin bu hareketler ile birlikte yapılacağına ve
onlar ile beraber sürdürüleceğine delildir. rükua geçiş ile birlikte tekbire
başlar ve rüku edenlerin vardığı sınıra varıncaya kadar bunu uzatır. Sonra da
rüku halinde getirilen tesbihe (subhane rabbiye'l-azim demeye) geçer. Yukarıdan
aşağıya secde etmek üzere eğildiği zaman tekbire başlar ve alnını yere
koyuncaya kadar tekbiri uzatır. Sonra da secde halinde getirilen tesbihe
(subhane rabbiye'l-a'la demeye) başlar.
Rükudan kalkmaya
başladığı zaman semiallahu li men hamideh demeye başlar ve ayakta doğruluncaya
kadar onu uzatır. Sonra da doğrulma halindeki zikri yapmaya başlar ki o da
Rabbena leke'l-hamd ... 'dır.
Birinci teşehhütten
kalkış tekbirine intikale (geçişe) başladığı zaman başlar ve ayakta
doğruluncaya kadar onu uzatır.
Bizim ve genel olarak bütün
ilim adamlarının görüşü budur. Ancak Ömer b. Abdulaziz (r.anh)'dan nakledilen
rivayet müstesnadır. İmam Malik de bu görüşü kabul etmiş olup, o ikinci
rekattan kalkış için ayakta tamamen doğrulmadıkça tekbir almaz demiştir.
Cumhurun delili hadisin
zahiri (açık anlamı)dır.
Ayrıca bu hadiste Şafii
(r.anh)'ın ve onunla birlikte bir diğer kesimin şu görüşünün lehine de delil
vardır: İster imam, ister cemaat, ister de tek başına namaz kılan herkesin
semiallahu li men hamideh ile Rabbena ve leke'l-hamd'i birlikte söyleyerek
rüku'dan kalktığında "semiallahu li men hamideh" deyip, tam
doğrulması halinde de Rabbena leke'l-hamd demesi müstehaptır. Çünkü Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in her ikisini birlikte yaptığı sabit olmuş ve
ayrıca "benim nasıl namaz kıldığımı gördüyseniz, siz de öylece namaz
kılınız" buyurmuştur.
Bu mesele ve bunun diğer
fer'i meseleleri hakkında geniş açıklamalar lafızlarının ve anlamlarının Şerhi
biraz sonra Müslim (rahimehullah) 'ın bundan sonra zikrettiği yerde yüce Allah'ın
izniyle gelecektir.
(871) "Bu bana
Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in namazını hatırlattı" sözünde
bizim az önce değindiğimiz hususa işaret edilmektedir. O da intikal (namazdaki
hareketlerde geçiş) halinde tekbir alma sünnetinden uzak kalınmış olduğudur.
Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: