SAHİH-İ MÜSLİM

SALAT

 

باب استحباب اتخاذ مؤذنين للمسجد الواحد

4- BİR MESCİD İÇİN İKİ MÜEZZİN EDİNMENİN MÜSTEHAB OLDUĞU BABI

 

حدثنا ابن نمير. حدثنا أبي. حدثنا عبيدالله عن نافع، عن ابن عمر؛ قال:

 كان لرسول الله صلى الله عليه وسلم مؤذنان: بلال وابن أم مكتوم الأعمى.

 

841- Bize İbn Numeyr tahdis etti, bize babam tahdis etti. Bize Ubeydullah, Nafi"den tahdis etti. O İbn Ömer'den şöyle dediğini nakletti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Bilal ile ama olan İbn Ümmü Mektum olmak üzere iki müezzini vardı.

 

Diğer tahric: Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

وحدثنا ابن نمير. حدثنا أبي. حدثنا عبيدالله. حدثنا القاسم عن عائشة، مثله.

 

842- Bize İbn Numeyr de tahdis etti. Bize babam tahdis etti. Bize Ubeydullah tahdis etti. Bize Kasım b. Muhammed, Aişe'den aynısını tahdis etti.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 622, 623, 1918, 1919; Müslim, 2534; Nesai, 638

 

AÇIKLAMA:          Bu babta İbn Ömer (r.a.)'ın: "Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ... iki müezzini vardı" hadisi yer almaktadır.

 

 

Bu hadisten çeşitli hükümler çıkmaktadır ki bunların bir kısmı şöyledir:

 

1- Bir kimseyi tanıtmak maksadıyla yahut eksiltmek kastı olmadan, buna bağlı bir masIahat sebebiyle kendisinde bulunan bir kusur ile nitelendirmek caizdir. Bu da gıybetin mübah şekillerinden birisidir.

Bir insanı kusuruyla, eksiğiyle ve hoşuna gitmeyen bir şekilde sözkonusu etmenin mübah olduğu altı yer vardır. Ben bunları mütedeyyin bir kimsenin benzeri bir kitaba ihtiyaç duyup, onsuz yapamayacağı el-Ezkar adlı kitabımın son taraflarında delilleriyle açık bir şekilde beyan etmiş bulunuyorum. Bunları yüce Allah'ın izniyle nikah bölümünde Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in:

 

"Muaviye yoksul birisidir" buyruğu ile "Ebu Süfyan cimri bir adamdır" ve 'b aşiretin ne kötü bir kardeşidir" hadislerini açıklarken zikredeceğim ve yerleri gelince yüce Allah'ın izniyle benzerlerine de dikkat çekeceğim. Başarı Allah'tandır.

 

İbn Ümmü Mektum'un adı Amr b. Kays b. Zahide b. Asam b. Herim b.

Revaha'dır. Çoğunluğun görüşü budur. Adının Abdullah b. Zahide olduğu da söylenmiştir. Ümmü Mektum'un adı ise Atike'dir. İbn Ümmü Mektum Kadisiye günü şehit olmuştur. Allah en iyi bilendir.

 

"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in iki müezzini vardı." Bununla Medine'de aynı zamanda iki müezzini vardı demek istemiştir. Ebu Mahzure ise Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Mekke'deki müezzini idi. Sa'd el-Karaz ise Kuba'da defalarca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için ezan okumuştur.

 

2- Bu hadisten, tek bir mescit için iki müezzin edinmenin müstehap olduğu anlaşılmaktadır. Bu iki müezzinden birisi tan yeri ağarmadan önce, diğeri tan yeri ağarınca sabah ezanını okur. Nitekim Bilal ve İbn Ümmü Mektum böyle yapardı.

Mezhep alimlerimiz der ki: Şayet iki müezzinden fazlasına ihtiyaç duyulursa üç, dört ve ihtiyaca göre daha fazla müezzin de olabilir. Nitekim Osman (r.anh) insanlar çoğalınca ihtiyaç dolayısıyla dört müezzin görevlendirmişti.

 

Mezhebimiz alimleri der ki: Açık ve belli bir ihtiyaç olmadan dörtten fazla müezzin görevlendirmemek müstehaptır. Ezan okumak üzere iki ve daha fazla müezzin görevlendirilecek olursa müstehap olan hepsinin bir defada ezan okumamalarıdır. Aksine eğer vakit geniş ise sıra ile ezan okurlar. Hangisinin daha önce ezan okuyacağı hususunda birbirleriyle çekişecek olurlarsa -vakit dar olsa dahi- aralarında kura çekilir.

Eğer mescit büyük ise mescidin çeşitli yerlerinde ayrı ayrı ezan okurlar.

Dar ise birlikte durur ve ezan okurlar. Bu şekilde birlikte okuyuş seslerin farklılığı bir karışıklığa sebep olmayacaksa sözkonusudur, eğer karışıklığa götürecek olursa sadece bir kişi ezan okur, kimin okuyacağı hususunda birbirleriyle anlaşmazlarsa aralarında kura çekilir.

 

3- Kamete gelince, şayet sırayla ezan okuyorlarsa ilk ezan okuyan -mescitte asıl müezzin olarak tayin edilen kişinin o olması yahut asli bir müezzinin bulunmaması halinde- o kamet getirmekte daha bir hak sahibidir. Şayet ilk ezan okuyan kişi asıl görevli müezzinden başkası ise kimin kamet getirmeyi hak edeceği hususunda mezhebimiz alimlerinin iki görüşü vardır. Daha sahih olan görüş asıl görevli olan müezzinin daha bir hak sahibi olduğudur çünkü bu onun görevidir. Bütün bu hal ve şekillerde kamet getirme hak ve yetkisine sahip olandan bir başkası kamet getirecek olursa mezhebimiz alimlerinin çoğunluğunun kabul ettiği sahih ve doğru görüşe göre bu da muteberdir ama bazı mezhep alimlerimiz şöyle demiştir: Böyle bir kamet sayılmaz. Tıpkı Cuma gününde bir kişinin cemaate hutbe okuyup, bir başkasının onlara imamlık yapması gibi. Bir görüşe göre bu caiz olmaz.

 

Şayet birlikte ezan okumuşlarsa eğer, aralarından bir kişinin kamet getirmesini ittifakla kabul ederlerse mesele yok, aksi takdirde kura çekilir.

 

Mezhep alimlerimiz -Allah'ın rahmeti onlara- der ki: Bir mescitte yalnız bir kişi kamet getirir. Ancak tek bir kişinin kamet getirmesinin yeterli olmaması hali müstesnadır. Bazı mezhep alimlerimiz de eğer şaşırmaya ve karışıklığa sebep vermeyecekse birlikte kamet getirmelerinde bir sakınca yoktur.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

5- BERABERİNDE GÖREN BİRİSİ BULUNMASI HALİNDE GÖZLERİ GÖRMEYEN KİMSENİN EZAN OKUMASININ CAİZ OLDUĞU BABI