SAHİH-İ MÜSLİM

HAYIZ

 

باب ذكر الله تعالى في حال الجنابة وغيرها

30- CÜNÜPLÜK HALİNDE VE DİĞER HALLERDE YÜCE ALLAH'I ZİKRETMEK BABI

 

حدثنا أبو كريب محمد بن العلاء وإبراهيم بن موسى. قالا: حدثنا ابن أبي زائدة عن أبيه، عن خالد بن سلمة، عن البهي، عن عروة، عن عائشة؛ قالت: كان النبي صلى الله عليه وسلم يذكر الله على كل أحيانه.

 

824- Bize Ebu Kureyb Muhammed b. el-Ala ve İbrahim b. Musa tahdis edip dediler ki: Bize İbn Ebi Zaide babasından tahdis etti. O Halid b. Seleme'den, o el-Beht'den, o Urve'den, o Aişe'den, ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bütün anlarında Allah'ı zikrederdi, dediğini nakletmiştir.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 634 -ta'lik-; Ebu Davud, 18; Tirmizi, 3384; İbn Mace, 302

 

AÇIKLAMA: Aişe (r.anha): "ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bütün anlarında Allah'ı anardı" diye rivayet ettiği bu hadis yüce Allah'ı tesbih, tehlil, tekbir, tahmid ve benzeri zikirlerle anmanın caiz olduğu hususunda asıl bir dayanaktır. Bu bütün Müslümanların icmaı ile caizdir. Ancak ilim adamları cünüp ve ay hali kadının Kur'an'ı okumasının caiz olup olmadığı hususunda ihtilaf etmişlerdir. Cumhur bu kimselerin Kur'an okumalarının haram olduğu kanaatindedir. Bize göre bir ayet okumaları ile bir bölümünü okumaları arasında bir fark yoktur. Hepsi haramdır. Eğer cünüp bismillah, elhamdulillah ve buna benzer bir söz söyleyip de bunu Kur'an kastı ile söylerse ona haram olur. Eğer bunu zikir kastıyla söyleyecek ya da hiçbir maksat gözetmeyecek olursa haram olmaz. Cünüp ve ay hali olanın içinden Kur'an-ı Kerim'i geçirmesi ve mushafa bakması caizdir. Gusletmek istedikleri vakit zikir kastıyla bismillah demeleri de müstehaptır.

 

Şunu da bilelim ki,az önce teyemmüm babının sonlarında bunları açıkladığımız gibi, küçük ve büyük abdest için oturmuş halde iken ve cima halinde zikir mekruhtur. Bundan istisna edilen hali de açıkladık ve orada bunun mekruhluğu ile ilgili ilim adamlarının görüş ayrılıklarını zikrettik. Cumhurun mekruh olduğu görüşüne binaen bu hadis, mekruh olduğu belirtilen bu hallerin dışındaki haller için tahsis edilmiş olur ve maksat da Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in taharetli iken de, abdestsiz ve cünüp iken de, ayakta iken, otururken, yatarken, yürürken Allah'ı zikrettiğinden ibaret olur. Allah en iyi bilendir.

 

Babtaki hadisin senedinde "bize el-Behi, Urve'den tahdis etti" sözlerine gelince, el-Behi ravinin lakabı olup, adı Abdullah b. Beşşar'dır. Yahya b. Main, Ebu Ali el-Gassani ve başkaları da böyle bir kimse Kufelilerin birinci tabakasındaki raviler arasında sayılır. Künyesi Ebu Muhammed'dir. O Mus'ab b. Zubeyr'in azatlısıdır, demişlerdir. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

31- ABDESTSİZ OLAN'IN YEMEK YEMESİNİN CAİZ OLDUĞU, BUNDA BİR MEKRUHLUK BULUNMADIĞI VE (ABDEST BOZDUKTAN SONRA) ABDESTİN FEVREN (DERHAL) GEREKMEDİĞİ BABI