SAHİH-İ MÜSLİM |
HAYIZ |
KÜÇÜK ABDESTİNİ BOZARKEN
SELAMI ALMAYAN KİMSE BABI
حدثنا
محمد بن
عبدالله بن
نمير. حدثنا
أبي. حدثنا
سفيان عن
الضحاك بن
عثمان، عن
نافع، عن ابن
عمر؛ أن رجلا
مر، ورسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يبول، فسلم.
فلم يرد عليه.
821- Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr tahdis etti, bize
babam tahdis etti, bize Süfyan, Dahhak b. Osman'dan tahdis etti. O
Nafi"den, o İbn Ömer'den rivayet
ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) küçük abdestini bozmakta
iken bir adam yanından geçti ve ona selam verdi ama o selamını almadı.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 16; Tirmizi, 90, 2720, 2721; Nesai, 37; İbn Mace, 353; Tuhfetu'!-Eşraf,
7696
AÇIKLAMA: "Resuluilah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) küçük
abdestini bozmakta iken ... " .
Hadiste böyle bir
durumda selam verenin selamının alınmasını hak etmediğine delil vardır. Bu da
ittifakla kabul edilmiş bir husustur.
Mezhep alimlerimiz der
ki: Küçük ve büyük abdest bozmakta olan bir kimseye selam vermek mekruhtur.
Eğer ona selam verilirse bu durumda olanın selamı alması da mekruhtur. Yine
mezhep alimlerimiz der ki: İhtiyacını gidermek üzere oturmuş bir kimsenin
herhangi bir şekilde yüce Allah'ı zikretmesi mekruhtur. Bunun için tesbih
getirmez, tehlil getirmez, selamı almaz, (elhamdulillah demesi halinde)
aksırana yerhamukellah demez, kendisi aksırırsa elhamdulillah demez, müezzinin
dediğini söylemez. Yine derler ki:
Cima halinde de bu
zikirlerden herhangi birisini yapmaz. Bu gibi hallerde aksıracak olursa içinden
elhamdulillah der fakat bunu söylerken dilini hareket ettirmez.
Sözünü ettiğimiz şekilde
küçük abdest bozmak ve cima halinde Allah'ı anmanın mekruhluğu tahrimen değil,
tenzihen mekruhtur. Bu halde iken Allah'ı zikredene günah olmaz. Aynı şekilde
ihtiyacını gören bir kimsenin her ne olursa olsun konuşması da mekruhtur.
Zaruretin gerektirdiği haller ise bütün bu hükümlerde istisna edilmiştir.
Mesela, ama bir kimsenin
bir kuyuya düşmek üzere olduğunu yahut bir yılan, bir akrep ya da başka bir
zararlı haşeratın bir kimseye zarar vermeye yöneldiğini ya da benzeri bir hali
görecek olursa bütün bu yerlerde konuşmak mekruh değildir hatta vaciptir.
Zaruret olmayan hallerde sözünü ettiğimiz bu mekruh oluş hem bizim
mezhebimizdeki hükmü, hem de çogunluğun mezhebindeki hükmü ifade eder. Aynı
zamanda İbnu'l-Munzir bunu İbn Abbas, Ata, Said el-Cuheni ve İkrime (r.a.)'dan
da rivayet etmiştir. İbrahim en-Nehai ve İbn Sirin'den ise bunda bir sakınca
yoktur dediklerini nakletmiştir. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için aşağıdaki
link’i kullan:
29- MÜSLÜMANIN
NECİS OLMAYACAĞINA DELİL BABI