SAHİH-İ MÜSLİM

HAYIZ

 

باب الاعتناء بحفظ العورة

19- AVRETİ AÇMAMAYA DİKKAT ETMEK BABI

 

76 - (340) وحدثنا إسحاق بن إبراهيم الحنظلي، ومحمد بن حاتم بن ميمون. جميعا عن محمد بن بكر. قال: أخبرنا ابن جريج. ح وحدثني إسحاق بن منصور ومحمد بن رافع. واللفظ لهما. (قال إسحاق: أخبرنا. وقال ابن رافع: عبدالرزاق) أخبرنا ابن جريج. أخبرني عمرو بن دينار؛ أنه سمع جابر بن عبدالله يقول: لما بنيت الكعبة ذهب النبي صلى الله عليه وسلم وعباس ينقلان حجارة. فقال العباس للنبي صلى الله عليه وسلم: اجعل إزارك على عاتقك، من الحجارة. ففعل. فخر إلى الأرض. وطمحت عيناه إلى السماء. ثم قام فقال "إزاري، إزاري" فشد عليه إزاره. قال ابن رافع في روايته: على رقبتك. ولم يقل: على عاتقك.

 

769- Bize İshak b. İbrahim el-Hanzali ve Muhammed b. Hatim b. Meymun da tahdis etti. İkisi birlikte Muhammed b. Bekr'den şöyle dediğini nakletti: Bize İbn Cureyc haber verdi (H). Bana İshak b. Mansur ile Muhammed b. Rafi' de tahdis etti. -Lafız bu son ikisinindir.- İshak Bize Abdurrezzak haber verdi derken, İbn Rafi': Bize tahdis etti demiştir. Bize İbn Cureyc haber verdi, bana Amr b. Dinar'ın haber verdiğine göre o Cabir b. Abdullah'ı şöyle derken dinledi: Kabe bina edildiğinde Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile Abbas taş taşımaya gittiler. Abbas, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: Taşın (iz bırakmaması) için elbiseni omuzuna koy, dedi. Allah Resulü bunu yapınca yere yığılıp, kaldı ve gözleri de semaya doğru bakakaldı. Sonra ayağa kalkınca: "Elbisemi, elbisemi (verin)" dedi ve elbisesini üzerine bağladı.

 

İbn Rafi' rivayetinde: Elbiseni boynuna koy demiş, omuzuna koy, dememiştir.

 

Diğer tahric: Buhari, 1582, 3829; Tuhfetu'l-Eşraf, 2555

 

 

77 - (340) وحدثنا زهير بن حرب. حدثنا روح بن عبادة. حدثنا زكرياء بن إسحاق. حدثنا عمرو بن دينار قال:

 سمعت جابر بن عبدالله يحدث؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان ينقل معهم الحجارة للكعبة. وعليه إزاره. فقال له العباس، عمه: يا ابن أخي! لو حللت إزارك، فجعلته على منكبك، دون الحجارة. قال فحله. فجعله على منكبه. فسقط مغشيا عليه. قال فما رؤي بعد ذلك اليوم عريانا.

 

770- Bize Züheyr b. Harb'da rivayet etti. (Dediki): Bize Ravh. Ubade rivayet etti. (Dediki): Bize Zekeriyya b. İshak rivayet etti. (Dediki): Bize Amr b. Dînar rivayet etti. Dedi ki; Cabir b. Abdullah'ı şöyle tahdis ederken dinledim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üzerinde izarı bulunduğu halde onlarla birlikte Ka'be için taş taşıyordu. Amcası Abbas ona: Kardeşimin oğlu izarını çözüp de onu omuzuna, taşların altına koysan (iyi olur), dedi. Bunun üzerine Allah Resulü de izarını çözüp, onu omuzuna koyunca bayılıp yere düştü. O günden sonra bir daha çıplak görülmedL

 

Diğer tahric: Buhari, 364; Tuhfetu'l-Eşraf, 2519

 

 

78 - (341) حدثنا سعيد بن يحيى الأموي. حدثنا أبي. حدثنا عثمان بن حكيم بن عباد بن حنيف الأنصاري. أخبرني أبو أمامة بن سهل بن حنيف عن المسور بن مخرمة؛ قال: أقبلت بحجر، أحمله، ثقيل. وعلي إزار خفيف. قال فانحل إزاري ومعي الحجر. لم أستطع أن أضعه حتى بلغت به إلى موضعه. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم "ارجع إلى ثوبك فخذه. ولا تمشوا عراة".

 

771- Bize Said b. Yahya el-Umevi tahdis etti. (Dediki): Bana babam rivayet etti. (Dediki): Bize Osman b. Hakun b. Abbad b. Huneyf el-Ensarî rivayet etti. (Dediki): Bana Ebu Ümamete'bnü Sehl b. Huneyf, Misver b. Mahreme'den naklen haber verdi. el-Misver b. Mahreme dedi ki: Üzerimde hafif bir izarın olduğu bir esnada ağır bir taş taşıyarak geliyordum. Taşı taşımakta iken izarım çözüldü ve onu götüreceğim yere varıncaya kadar taşı (bir yere) koyamadım. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunun üzerine: "Dön, elbiseni al ve çıplak olarak yürümeyin" buyurdu.

 

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 4016; Tuhfetu'l-Eşraf, 11266

 

AÇIKLAMA: (769-771)  (769) "Cabir (r.anh) dedi ki: ... " Bu hadis bir sahabinin mürsel rivayetidir. Daha önce zikrettiğimiz üzere çeşitli gruplardan ilim adamları sahabinin mürsel rivayetinin delil gösterileceğini ittifakla kabul etmişlerdir. Ancak yalnız başına üstat Ebu İshak el-İsferayini sahabinin mürselinin delil gösterilmeyeceğini söylemiştir. Kitabın baş taraflarında kaydettiğimiz fasıllarda cumhurun delili de geçmiş bulunmaktadır.

 

Kabe'ye bu ismin veriliş sebebi ise yüksek oluşundan dolayıdır. Onun hem dörtgen, hem yüksek olması dolayısıyla bu ismi aldığı da söylenmiştir. Allah en iyi bilendir.

 

" ... İzarını omuzuna koy." Bu da elbisen seni taşlardan korusun ya da taşların sende iz bırakmaması için elbiseni koy, demektir. İman bölümünde omuzun (el-atik) kürek kemiği ile boyun arasındaki yer olduğunu, çoğulunun avatik, utk ve utuk olarak geldiğini, lafız olarak müzekker olduğunu, müennes olarak da kullanıldığını belirtmiştik.

 

"Yere yığılıp kaldı, gözleri de semaya bakakaldı." Yani yere düştü ve gözü semaya doğru baktı.

 

Bu hadis-i şerifte şanı yüce Allah'ın Resulüne olan lütuf ve ikramlarının birisi sözkonusu edilmektedir. Ayrıca onun küçüklüğünde iken çirkin davranışlardan ve cahiliye dönemi ahlakından korunmuş ve himaye edilmiş olduğunu ifade etmektedir. İman bölümünde nebilerin -Allah'ın salat ve selamları onlara- ismet sıfatları ile ilgili açıklama geçmiş bulunmaktadır. Buhari ve Müslim'in sahihleri dışında yer alan bir rivayette belirtildiği üzere "melek inip üzerine izarını bağlamıştır." Allah en iyi bilendir.

 

(771) "Çıplak yürümeyin" buyruğu bundan önceki babta geçtiği üzere haramlık ifade eden bir nehy (yasak)dir. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

20- DEF-İ HACET İÇİN NE İLE ÖRTÜNÜLECEĞİ BABI