SAHİH-İ MÜSLİM |
HAYIZ |
(18) باب
جواز
الاغتسال
عريانا في
الخلوة
18- KİMSE YOKKEN ÇiPLAK
YlKANMANIN CAİZ OLDUĞU BABI
75 - (339) وحدثنا
محمد بن رافع.
حدثنا
عبدالرزاق.
حدثنا معمر عن
همام بن منبه.
قال: هذا ما
حدثنا أبو هريرة
عن محمد رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
فذكر أحاديث
منها. وقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: "كانت
بنو إسرائيل
يغتسلون عراة.
ينظر بعضهم إلى
سوأة بعض.
وكان موسى
عليه السلام
يغتسل وحده.
فقالوا:
والله! ما
يمنع موسى أن
يغتسل معنا إلا
أنه آدر. قال
فذهب مرة
يغتسل. فوضع
ثوبه على حجر.
ففر الحجر
بثوبه. قال
فجمح موسى
بإثره يقول:
ثوبي حجر! حتى
نظرت بنو
إسرائيل إلى
سوأة موسى.
قالوا: والله!
ما بموسى من
بأس. فقام
الحجر حتى نظر
إليه. قال
فأخذ ثوبه
فطفق بالحجر
ضربا". قال أبو
هريرة: والله!
إنه بالحجر
ندب ستة أو
سبعة. ضرب
موسى بالحجر.
768- Bize Muhammed b. Rafi
rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzak rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'mer, Hammam b. Münebbih'den rivayet etti. Hemmam bize Ebu
Hureyre'nin Resulullah Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) den rivayeti
şudur, diyerek çeşitli hadisler zikretti. Onlardan birisi de şudur: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "İsrailoğulları çıplak olarak
yıkanırlar, biri diğerinin avretine bakardı. Musa (aleyhisselam) ise tek başına
yıkanırdı. Bu sebeple (kendi aralarında): Allah'a yemin olsun ki Musa'yı
bizimle birlikte yıkanmaktan alıkoyan husus onun hayalarının
büyük olmasından (kasık fıtığı) başka bir sebebi yoktur, dediler.
Bir defa Musa yıkanmaya
gitmiş, elbiselerini bir taşın üzerine koymuştu. Taş elbisesi ile kaçıp gitti.
Bunun üzerine Musa arkasından hızlıca koşarak: Ey taş elbisem, ey taş elbisem,
demeye koyuldu. Sonunda İsrailoğulları Musa'nın avretini görünce, Allah'a yemin
olsun ki Musa'nın herhangi bir hastalığı yoktur, dediler. Taş durdu ve o
İsrailoğulları tarafından görüldü, sonra Musa elbisesini alıp taşa vurmaya
başladı. "
Ebu Hureyre: Allah'a
yemin olsun ki Musa'nın taşa vurması sebebiyle taşta altı ya da yedi tane iz
kaldı, dedi.
Diğer tahric: Buhari,
278; Müslim, 6098; Tuhfetu'l-Eşraf, 14708
AÇIKLAMA: Bu babta
Musa (aleyhisselam)'ın kıssası yer almaktadır. Bundan önceki babta da kimsenin
olmadığı bir yerde ihtiyaç halinde avretin açılmasının caiz olduğunu ifade
etmiştik. Bu da yıkanmak, küçük abdest bozmak, zevcesi ile birlikte olmak ve
buna benzer hallerdir. Bütün bu hallerde kimse yokken açılmak caizdir.
İnsanların huzurunda ise bütün bu hallerde avreti açmak haramdır.
İlim adamları der ki:
Yalnızken yıkanmak esnasında peştamal ve benzeri bir şeyle örtünmek, üstünü açık
bırakmaktan daha faziletlidir ama yıkanmak ve benzeri hallerde gereken süre
kadar açık durmak caizdir. İhtiyaçtan fazla açık kalmak daha sahih kabul edilen
görüşe göre haramdır. Nitekim bundan önceki babta belirttiğimiz üzere daha
sahih olan görüşe göre yalnızken avretin örtülmesi vaciptir. İhtiyaç
kadarını açmak müstesna. Allah en iyi bilendir.
Bu hadisin hükme
delaleti ise, Musa (aleyhisselam)'ın yalnız başına iken çıplak yıkanmış
olduğudur. Bu da fıkıh usulü alimleri arasında bizden
öncekilerin şeriatı bizim için de şeraittir diyenlerin görüşlerine uygun olarak
delil olabilir. Allah en iyi bilendir.
Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in: "İsrailoğulları çıplak yıkanırlardı. Birbirlerinin
avretlerine bakarlardı" ibaresinin bunun onların şeriatlarında caiz
olmakla birlikte Musa (aleyhisselam)'ın böyle bir halden kaçınmak maksadıyla ve
bundan uzak durmak müstehap olduğu için,ayrıca haya ve
edebinden bunu yapmaması ihtimali de vardır (4/32). Bizim şeriatımızda haram
olduğu gibi, onların şeriatında da bu şeklin haram olma, bununla birlikte
-bizim şeriatımıza iman edenlerin pek çoğunun bu hususta işi gevşek tuttukları
gibi- onların da bu hususta gevşek davrandıkları ihtimali de vardır.
(Kötülük anlamına gelen
"es-su"'den türeyen) es-sev'e kelimesi avret demektir. Ona bu adın
veriliş sebebi açılmasının kişiyi üzmesinden, hoşuna gitmemesinden dolayıdır.
Allah en iyi bilendir.
Hadiste geçen
"ader" lafzını dilbilginleri hayaları iri,
şişkin (fıtık) olarak açıklamışlardır.
"Musa
(aleyhisselam) taş'ın arkasından hızlıca koştu." Cemaha: Oldukça hızlı
koşmak demektir.
"Taşa vurmaya
koyuldu." Yani Musa arka arkaya taşa vurup durdu.
Musa'nın (aleyhisselam)
taşa vurmak suretiyle taşta iz bırakarak kavmine bir mucize göstermek istemiş
olması da mümkündür, mucize göstermesi için taşa vurmasının ona vahiy ile
emredilmiş olma ihtimali de vardır. Allah en iyi bilendir.
Ebu Hureyre'nin
ifadesindeki "taşta nedeb vardır" sözü taşta iz vardır, iz kalmıştır
demektir. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
19- AVRETİ
AÇMAMAYA DİKKAT ETMEK BABI