SAHİH-İ MÜSLİM |
TAHARE |
باب
المسح على
الناصية
والعمامة
23- ALIN'A VE SARIĞA
MESH BABI
81 - (274) وحدثني
محمد بن
عبدالله بن
بزيع. حدثنا
يزيد (يعني
ابن زريع)
حدثنا حميد
الطويل. حدثنا
بكر بن
عبدالله
المزني عن
عروة بن
المغيرة بن
شعبة، عن
أبيه؛ قال: تخلف
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم وتخلفت
معه. فلما قضى
حاجته قال
"أمعك ماء؟"
فأتيته
بمطهرة. فغسل
كفيه ووجهه.
ثم ذهب يحسر
عن ذراعيه
فضاق كم
الجبة. فأخرج
يده من تحت
الجبة. وألقى
الجبة على
منكبيه. وغسل
ذراعيه. ومسح
بناصيته وعلى
العمامة وعلى
خفيه. ثم ركب
وركبت. فانتهينا
إلى القوم وقد
قاموا في
الصلاة. يصلي
بهم
عبدالرحمن بن
عوف وقد ركع
بهم ركعة.
فلما أحس
بالنبي صلى
الله عليه
وسلم ذهب
يتأخر. فأومأ
إليه. فصلى
بهم. فلما سلم
قام النبي صلى
الله عليه
وسلم وقمت.
فركعنا
الركعة التي
سبقتنا.
632- Bana Muhammed b.
Abdullah b. Bezl' de tahdis etti. Bize Yezid -yani b. Zurey' - de tahdis etti. Bize Humeyd et-Tavıl tahdis
etti. Bize Bekr b. Abdullah el-Müzeni, Urve b.
Muğıre b. Şu'be'den tahdis etti. O babasından şöyle dediğini nakletti:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir keresinde geri kaldı. Ben de
onunla birlikte geri kaldım. İhtiyacını giderdikten sonra: "Beraberinde su
var mı" buyurdu. Ben de ona bir matara (ibrik) getirdim. Ellerini ve
yüzünü yıkadıktan sonra kollarını sıvamak istedi ancak cübbenin yenıeri dar
gelince elini cübbenin alt tarafından çıkardı, cübbeyi omuzlarına attı ve
kollarını yıkadı. Başının ön kısmına, sarığın ve mestlerinin üzerine de mesh
etti sonra o da bineğine bindi, ben de bineğime bindim. Bizimle beraber
olanların yanına vardık. Namaza durmuşlardı. Abdurrahman b. Avf onlara namaz
kıldırmış ve onlarla birlikte bir re kat kılmış bulunuyordu. Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'i fark edince gerilemeye başladı. (Allah Resulü) ona işaret
edince o da onlara kıldırdığı namazını tamamladı. O selam verdikten sonra Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkınca ben de kalktım ve bizim yetişemediğimiz
rekatı kıldık.
Diğer tagric: Müslim,
952; Nesai, 108, 125; Tuhfetu'l-Eşraf, 11495
AÇIKLAMA: "Bize Muhammed b. Abdullah b.
Bezl'de tahdis etti. .. babasından şöyle dediğini nakletti." Hafız Ebu Ali
el-Gassanıdedi ki: Müslim, İbn Bezl', Yezid b. Zurey'den, o Urve b.
el-Muğire'den diye rivayet edilen hadisi bu şekilde diyerek rivayet etmekte
olup, insanlar ona muhalefette bulunmuş ve bu hadisi rivayetlerinde "Urve"
yerine Hamza b. Muğıre demişlerdir. Ebu'l-Hasan ed-Darakutni ise buradaki
yanılmanın Müslim'den değil, Muhammed b. Abdullah b. Bezı'den kaynaklandığını
söylemiştir. el-Gassani'nin ifadeleri burada sona ermektedir.
Kadı İyaz da şöyle
diyor: Bu hadisin rivayetinde hadis alimlerine göre doğrusu Hamza b. Muğ1re
olduğudur. Urve b. Muğıre ise diğer hadiste geçmektedir. Hamza ve Urve ise
Muğire'nin iki oğlunun adıdır. Hadis her ikisinden de rivayet edilmiştir ama
Bekr b. Abdullah b. el-Müzenl'nin rivayeti ancak Hamza b. Muğıre ile ismi
verilmeksizin İbn el-Muğire'den diye gelmektedir. Bekr b. Urve deyip, ismini
vermez. Ondan nakledilen rivayette Urve diyen kimseler yanılmış olurlar. Aynı
şekilde rivayetin Bekir' den gelişinde de ihtilaf vardır. Bunu Mu'temir ondan
gelen iki vecihten birisinde Bekir' den, o el-Hasan'dan, o İbn el-Muğire'den
diye rivayet etmiştir. Yahya b. Said de et-Temiml'den böylece rivayet etmiş ve
bunu da Müslim zikretmiştir. Başkaları ise Bekr' den, o elMuğire' den diye
nakletmişlerdir. Darakutni ise bu bir vehimdir demiştir. Kadı İyaz'ın sözleri
de burada sona ermektedir. Allah en iyi bilendir.
"Ona bir matara
(ibrik) götürdüm." Az. önce bunun mathara ve mithara söyleyişlerinin ve
kendisi ile taharet alınan kap demek olduğunu belirtmiş idik.
"Kollarını sıvamak
istedi." (3/171) Yani kollarını açmaya çalıştı. Allah en iyi bilendir.
"Başının ön kısmına
ve sarığına mesh etti." Bu bizim mezhep alimlerimizin başın bir kısmına
mesh etmenin yeterli olup, tümünü mesh etmenin şart olmadığına dair
gösterdikleri delillerden birisidir. Çünkü başın tamamını mesh etmek vacip
olsaydı, geri kalan kısmı için sarığı mesh etmekle yetinmezdi, çünkü aynı azada
hem asıl, hem bedelin birlikte yapılması -mesela, bir meste mesh ederken,
diğerinin ayağını yıkaması gibi caiz değildir.
Sarığın mesh etmek
suretiyle meshi tamamlamasına gelince,Şafii ve bir topluluğun kanaatine göre
başın tamamının abdestte temizlenmiş olması için müstehap kabul edilmiştir.
Sarığı başına abdestli ve abdestsiz olarak koymuş olmasının bir farkı yoktur.
Aynı şekilde eğer başında takke (ve benzeri) varsa ve onu çıkarmazsa başının ön
tarafına mesh eder. Sarık gibi takkenin üzerini de mesh ederek meshi
tamamlaması müstehaptır.
Şayet sadece sarığı mesh
etmekle yetinir ve başın hiçbir kısmını mesh etmeyecek olursa bizim mezhebimize
göre ihtilafsız olarak caiz değildir. Malik, Ebu Hanife ve ilim adamlarının
çoğunluğunun -yüce Allah'ın rahmeti onlara- görüşü de budur. Ancak Ahmed b.
Hanbel -yüce Allah'ın rahmeti onayalnızca onunla yetinmenin caiz olacağı
kanaatindedir. Seleften bir topluluk da bu hususta ona muvafakat etmiştir.
Allah en iyi bilendir. Nasiye, başın ön tarafına denilir.
"Yanlarına vardık.
.. yetişemediğimiz rekatı kıldık."
Bu Hadisten Çıkartılacak
Pek Çok Hüküm Vardır. Bunların Bir Kısmı Şöyledir:
1- Daha faziletli olanın
kendisinden daha az faziletli olana uyması caizdir. Nebinin de ümmetinden bir
kişinin arkasında namaz kılması caizdir.
2- Efdal olan namazı ilk
vaktinde kılmaktır. İşte onlar namazı ilk vaktinde kıldılar ve Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'i de beklemediler.
3- İmam namazın ilk
vaktinde bulunmayıp, gecikecek olursa cemaat de asıl imam'ın güzel ahlakından
ve bundan rahatsız olmayıp, bunun bir fitne doğurmayacağından emin olmaları
halinde kendilerine namaz kıldırmak üzere aralarından birisini öne geçirmeleri
cemaat için müstehaptır. Ama onun rahatsız olmayacağından emin değilseler,
vaktin ilk girişinde tek tek namazıarını kılarlar. Bundan sonra eğer cemaate
yetişecek olurlarsa, cemaat1e birlikte namazıarını iade etmeleri müstehap olur.
(3/172)
4- İmama namazın bir
kısmını kıldırdıktan sonra yetişen kişi yetiştiğini kılar. İmam selam verdikten
sonra geriye kalanı tamamlar, çünkü bu geri kalan onun üzerinden (başka türlü)
sakıt olmaz. Ancak Fatiha'nın kıraati böyle değildir çünkü kişi imama rükGda
iken yetişecek olursa Fatiha yükümlülüğü kalkar.
5- Mesbuk (imama
sonradan yetişen kişi) rükG, sücud ve oturuş gibi fiillerinde imama tabi olur.
İsterse bu fiiller imama uyanın o sırada yapması gereken fiiller olmasın.
6- Mesbuk imamdan ancak
imamın selam vermesinden sonra ayrılmış olur. Allah en iyi bilendir.
Abdurrahman'ın namazına
devam etmesi ile Ebu Bekr es-Sıddık'ın -Allah ikisinden de razı olsun- Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in öne geçmesi için gerilemeye çalışması
arasındaki fark şudur: Abdurrahman'ın namazı kıldırması esnasında bir rekat
kılmış bulunuyordu. Bu bakımdan imama uyanların namaz rekatları sıralaması
bozulmaması için Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öne geçmemiştir. Halbuki
Ebu Bekr (r.a.) ile ilgili mesele böyle değildir. Allah en iyi bilendir.
"Yetişemediğimiz
rekatı kıldık." Asıl yazmalarda bu şekilde tespit edilmiştir ki biz orada
bulunmadan önce kılınmış olan rekatı kıldık, demektir. Allah en iyi bilendir .
82 - (274) حدثنا
أمية بن بسطام
ومحمد بن
عبدالأعلى.
قالا: حدثنا
المعتمر عن
أبيه؛ قال:
حدثني بكر بن
عبدالله عن
ابن المغيرة،
عن أبيه؛
أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم مسح على
الخفين، ومقدم
رأسه، وعلى
عمامته.
633- Bize Umeyye b. Bistam
ve Muhammed b. Abdula'la tahdis edip dediler ki: Bize el-Mutemir babasından
şöyle dediğini tahdis etti: Bana Bekr b. Abdullah, İbn el-Muğire'den tahdis etti. Onun babasından rivayet
ettiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mest1erine, başının ön
tarafına ve sarığına mesh etti.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 150; Tirmizi, 100; Nesai, 107; Tuhfetu'l-Eşraf, 11494
AÇIKLAMA: "Bize el-Mutemir babasından tahdis
etti. .. İbn Muğire'den, o babasından." Bu isnadta birbirinden rivayet
nakleden tabiinden dört kişi vardır. Bunlar Ebu'l-Mu'temir, Süleyman b. Tarhan,
Bekr b. Abdullah, Hasan-ı Basri ve az önce geçtiği gibi adı Hamza olan
İbnu'l-Muğire'dir. Tabiinden olan bu dört kişinin dördü de -KOfeli olan
İbnu'l-Muğire dışında- Basrahdırlar.
(274) وحدثنا
محمد بن
عبدالأعلى.
حدثنا المعتمر
عن أبيه، عن
بكر، عن
الحسن، عن ابن
المغيرة، عن
أبيه، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم، بمثله.
634- Bize Muhammed b. Abdil
A'la'da rivayet etti. (Dediki): Bize Mu'temir babasından o da Bekir'den, o da
Hasen'den o da İbni Mugire'dan, o da babasından o da Peygamber (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadisin mislini rivayet etti.
83 - (274) وحدثنا
محمد بن بشار
ومحمد بن
حاتم. جميعا
عن يحيى
القطان. قال
ابن حاتم:
حدثنا يحيى بن
سعيد عن
التيمي، عن
بكر بن
عبدالله، عن
الحسن، عن ابن
المغيرة بن
شعبة، عن
أبيه؛ قال بكر: وقد
سمعت من ابن
المغيرة: أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم توضأ.
فمسح بناصيته.
وعلى العمامة.
وعلى الخفين.
635- Muhammed b. Beşşar ve
Muhammed b. Hatim de birlikte Yahya el-Kattan'dan tahdis ettiler. İbn Hatim
dedi ki: Bize Yahya b. Said etTeymi'den tahdis etti. O Bekr b. Abdullah'tan, o
el-Hasan'dan, o İbn Muğire b. Şu'be'den, o babasından diye nakletti. Bekr dedi
ki: Ben İbnu'l-Muğire'yi Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) (3/68b) abdest aldı, başının ön tarafına
(alnına), sarığa ve mest1erinin üzerine mesh etti (derken) dinledim.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 150; Tirmizi, 100; Nesai, 107; Tuhfetu'l-Eşraf, 11494
AÇIKLAMA: "Ebu Bekr dedi ki: Ben
İbnu'l-Muğire'yi. .. dinledim." Bu ibareyi bu şekilde tespit ettiğimiz
gibi bizim ülkemizdeki asıllarda da "dinledim" şeklindedir. Sonunda
(onu anlamını veren) "he" yoktur. Kadı İyaz der ki: Bizim
hocalarımızın nezdindeki nüshaların tamamında te'den sonra he olup, "onu
dinledim" şeklindedir. İbn Ebu Hayseme, Darakutni ve başkaları da bunu
böylece zikretmişlerdir (3/173). Ama ben bunun bazılarında
"İbnu'l-Muğire'den dinledim" şeklinde sonunda he harfi olmadan
rivayeti bulunmakla birlikte ben bu rivayeti nakletmedim. Onun bu hadisi
kendisinden dinlediği de daha önceden geçmiş bulunmaktadır. Kadı lyaz'ın ifadeleri
bunlardır.
(Bundan sonraki)
Bilal'in rivayet ettiği hadiste "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
mestlerin üzerine ve başındaki örtü üzerine mesh etti" ifadesinde
başörtüsünden kastı sarıktır çünkü sarık da başı tahmır eder yani örter.
84 - (275) وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة
ومحمد بن
العلاء. قالا:
حدثنا أبو
معاوية. ح
وحدثنا إسحاق.
أخبرنا عيسى
بن
يونس.كلاهما
عن الأعمش، عن
الحكم، عن
عبدالرحمن بن
أبي ليلى، عن
كعب بن عجرة،
عن بلال؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم مسح على
الخفين
والخمار .وفي
حديث عيسى: حدثني
الحكم. حدثني
بلال. وحدثنيه
سويد بن سعيد. حدثنا
علي (يعني ابن
مسهر) عن
الأعمش، بهذا
الإسناد. وقال
في الحديث:
رأيت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم .[(والخمار)
يعني بالخمار
العمامة.
لأنها تخمر الرأس،
أي تغطيه].
636- Bize Ebu Bekr b. Ebi
Şeybe ve Muhammed b. el-Ala tahdis edip dediler ki: Bize Ebu Muaviye tahdis
etti. (H) Bize İshak da tahdis etti. Bize İsa b. Yunus haber verdi. İkisi
A'meş'den, o Hakem'den, o Abdurrahman b. Ebi Leyla'dan, o Ka'b b. Ucre'den, o Bilal'den rivayet ettiğine göre
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mestlere ve başörtüsüne mesh etti.
İsa'nın hadisi
rivayetinde: Bana Hakem tahdis etti. Bana Bilal tahdis etti. Ayrıca bunu bana
Suveyd b. Said de tahdis etti. Bize Ali -yani b. MushirA'meş'ten bu isnad ile
tahdis etti, demektedir.
Bu hadiste (Bilal):
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i gördüm, demiştir.
Diğer tahric: Tirmizi,
101; Nesai, 104; İbn Mace, 561; Tuhfetu'l-Eşraf, 2047
AÇIKLAMA: "Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe ve
Muhammed b. el-Ala da tahdis edip dediler ki: ... İsa' nın hadisinde de: Bilat'
den." Müslim'in bu son söyledikleri yani "İsa'nın hadisinde ...
" ifadeleri isnad ilminin inceliklerindendir. Yani A'meş'ten hadisi burada
iki kişi rivayet etmektedir. Bunlar Ebu Muaviye ile İsa b. Yunus'tur. Ebu Muaviye
rivayetinde A'meş'ten, o Hakem'den demiştir. İsa b. Ebi Leyla'nın A'meş'ten
rivayetinde: Bana Hakem tahdis etti diyerek "an" lafzı yerine
"haddeseni" yani bana tahdis etti, lafzını kullanmıştır. Şüphesiz ki
"haddesena" terimini özellikle tedlis yaptığı bilinen A'meş'in
kullanması daha kuwetli olduğunu gösterir. Aynı şekilde Ebu Muaviye
rivayetinde: A'meş'ten, o Hakem'den, o İbn Ebi Leyla'dan, o Bila1'den, o Ka'b
b. Ucre'den diye rivayet etmiştir. İsa ise A'meş'ten diye naklettiği
rivayetinde: Bana Hakem, İbn Ebi Leyla'dan, o Ka'b b. Ucre'den şöyle dediğini
tahdis etti: Bana Bilal tahdis etti deyip "Bila1' den" yerine
"bana Bilal tahdis etti" ibaresini zikretmiştir. Diğer taraftan şunu
da belirtelim ki. Müslim (rahimehullah) 'in zikrettiği bu isnad Darakutni'nin
el-İlel adlı eserinde sözkonusu ettiği rivayet yolundaki ihtilafı (3/174) ve bu
hadisin A'meş'ten rivayetindeki farklılığı dile getirdiği, bazı ravilerde
senedinden Bilal'in düşmüş olup, yalnızca Ka'b b. Ucre'den rivayet ettiği,
diğer bazılarının ise bunun aksine Ka'b'ı senetten düşürüp, sadece Bilal'in
adını verdiği, bazılarının Bilal ile İbn Ebi Leyla arasında elBera'yı eklediği
ama rivayet edenlerin çoğunluğunun Müslim' deki gibi rivayet etmekle birlikte
bazılarının bunu Ali b. Ebu Talib (r.a.)'dan, onun Bilal' den diye rivayet
ettiğini söylemiştir. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
24- MESTLER ÜZERİNE
MESH İÇİN VAKİT TAYİNİ BABI