SAHİH-İ MÜSLİM |
TAHARE |
باب
المسح على
الخفين
22- MESTLERE MESH ETMEK
72 - (272) حدثنا
يحيى بن يحيى
التميمي
وإسحاق بن
إبراهيم وأبو
كريب. جميعا
عن أبي
معاوية. ح
وحدثنا أبو
بكر بن أبي
شيبة. حدثنا
أبو معاوية
ووكيع (واللفظ
ليحيى) قال: أخبرنا
أبو معاوية عن
الأعمش، عن
إبراهيم، عن
همام؛ قال:
بال جرير. ثم
توضأ. ومسح
على خفيه.
فقيل: تفعل
هذا؟ فقال: نعم.
رأيت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
بال، ثم توضأ
ومسح على
خفيه. قال
الأعمش: قال
إبراهيم: كان
يعجبهم هذا
الحديث. لأن
إسلام جرير كان
بعد نزول
المائدة.
621- Bize Yahya b. Yahya
et-Temimu, İshak b. İbrahim ve Ebu Kureyb birlikte Ebu Muaviye'den tahdis etti.
(H) Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe de tahdis etti. Bize Ebu Muaviye ve Veki"
-ki lafız Yahya'ya aittir- tahdis edip dedi ki: Bize Ebu Muaviye, A'meş'ten haber
verdi. O İbrahim'den, o Hemmam'dan şöyle
dediğini nakletti: Cerir küçük abdest bozduktan sonra abdest aldı ve mestleri
üzerine mesh etti. Ona, sen böyle mi yapıyorsun denilince, evet Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i küçük abdestini bozduktan sonra abdest aldığını
ve mestleri üzerine mesh ettiğini gördüm, dedi.
A'meş dedi ki: İbrahim
dedi ki: Bu hadis onların hoşuna gidiyordu çünkü Cerir'in Müslüman olması Maide
suresinin inişinden sonra idi.
Diğer tahric: Buhari,
387 -buna yakın-; Tirmizi, 93 -buna yakın-; Nesai, 118, 773; İbn Mace, 543
-buna yakın-; Tuhfetu'l-Eşraf, 3235
(272) وحدثناه
إسحاق بن
إبراهيم وعلي
بن خشرم. قالا:
أخبرنا عيسى
بن يونس. ح
وحدثناه محمد
بن أبي عمر.
قال: حدثنا
سفيان. ح
وحدثنا منجاب
بن الحارث
التميمي.
أخبرنا ابن
مسهر. كلهم عن
الأعمش. في
هذا الإسناد،
بمعنى حديث
أبي معاوية.
غير أن في
حديث عيسى
وسفيان: قال:
فكان أصحاب
عبدالله
يعجبهم هذا
الحديث. لأن
إسلام جرير
كان بعد نزول
المائدة.
622- Bize İshak b. İbrahim ve
Ali b. Haşrem tahdis edip dediler ki: Bize İsa b. Yunus haber verdi. (H) Bunu
bize Muhammed b. Ebu Ömer de tahdis edip dedi ki: Bize Süfyan tahdis etti. (H)
Bize Mincab b. Haris et-Temimi de tahdis etti. Bize İbn Mushir haber verdi.
Hepsi A'meş'ten bu isnadta Ebu Muaviye'nin hadisi rivayeti manasında rivayet
ettiler. Ancak İsa ve Süfyan'ın hadisi rivayetinde dedi ki: Bu hadis
Abdullah'ın arkadaşlarının hoşuna gidiyordu çünkü Cerir'in Müslüman olması
Maide suresinin nüzulünden sonra olmuştu.
AÇIKLAMA: İcmada sözüne itibar edilir
kimseler, seferde olsun, mukimken olsun, ihtiyaç olsun olmasın mestler üzerine
mesh etmesinin caiz olduğu üzerinde icma etmişlerdir. Hatta evinden dışarı
çıkmayan kadının, yürümeyen kötürümün dahi mesh etmesi caizdir.
Ancak şia ve hariciler
bunu inkar etmişlerdir. Onların muhalefetinin ise bir değeri yoktur. Malik
-Allah'ın rahmeti üzerine-'den bu hususta çeşitli rivayetler nakledilmiştir.
Ancak onun mezhebinden meşhur olan görüşü büyük çoğunluğun kabul ettiği
gibidir.
Mestler üzerine mesh
etmeyi ashab-ı kiram'dan sayılamayacak kadar kişi rivayet etmiştir. Hasan-ı
Basri (rahimehul1ah) dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
ashabından yetmiş kişi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mestler üzerine
mesh ederdi, diye bana tahdis ettiler.
Ben el-Mühezzeb Şerhinde
onu rivayet eden ashab-ı kiram'dan pek çok kişinin isimlerini açıklamış ve bu
hususta oldukça nefis bilgiler kaydetmiş bulunmaktayım. Başarı Allah'tandır.
İlim adamları mestler
üzerine mesh etmek mi faziletlidir yoksa ayakları yıkamak mı faziletlidir
hususunda ihtilaf etmişlerdir. Bizim (Şafii) mezhebimizin kanaatine göre
ayakları yıkamakdaha faziletlidir çünkü aslolan odur. Aralarında Ömer b.
el-Hattab, oğlu Abdullah ve Ebu Eyyub el-Ensari (r.a.)'ın da bulunduğu ashab-ı
kiram'dan pek çok kimse de bu kanaati benimsemiştir. Tabiinden pek çok kimse de
mestler üzerine mesh etmenin daha faziletli olduğu kanaatindedir. Şa'bi, Hakem
ve Hammad bu kanaattedir. İmam Ahmed' den iki rivayet nakledilmiştir. İkisinden
daha sahih olan mesh etmenin daha faziletli olduğudur, ikinci rivayete göre her
ise ikisi de aynıdır. İbnu'l-Münzir de bu görüşü tercih etmiştir. Allah en iyi
bilendir.
"Bu hadis hoşlarına
gidiyordu ... " Yani yüce Allah Maide suresinde:
"Yüzlerin izi ve
dirseklere kadar ellerinizi yıkayın. Başlarınıza mesh edin, her iki topuğunuza
kadar da ayaklarınızı (yıkayın}." (Maide, 5/6) buyurmaktadır. (3/164)
Şayet Cerir'in Müslüman olması Maide suresinin nüzulünden önce olmuş olsaydı
onun mestler üzerine mesh etmeye dair rivayet ettiği bu hadisin Maide
suresindeki ayet ile nesh edilmiş olma ihtimali olurdu. Onun Müslüman olması
Maide suresinden sonra meydana geldiğine göre onun rivayet ettiği hadis ile
amel edildiğini öğrenmiş olduk, ayrıca bu hadis, Maide suresinde kastedilen
kimsenin mestli olmayan kimse olduğunu da beyan edip, açıklamaktadır. Bu
durumda sünnet bu ayeti tahsis eden bir ayettir. Allah en iyi bilendir.
Beyhaki'nin Süneninde
İbrahim b. Edhem'den şöyle dediğini rivayet etmekteyiz: Mestler üzerine mesh
etmek hakkında Cerir (r.a.)'ın rivayet ettiği hadisten daha güzelini hiç
duymadım. Allah en iyi bilendir.
73 - (273) حدثنا
يحيى بن يحيى
التميمي.
أخبرنا أبو
خيثمة عن
الأعمش، عن
شقيق، عن
حذيفة؛ قال:
كنت
مع النبي صلى
الله عليه
وسلم. فانتهى
إلى سباطة
قوم. فبال
قائما.
فتنحيت. فقال
"أدنه" فدنوت
حتى قمت عند
عقبيه. فتوضأ،
فمسح على خفيه.
623- Bize Yahya b. Yahya
et-Temiml tahdis etti. Bize Ebu Hayseme, A'meş'ten haber verdi, o Şakik'den, o Huzeyfe'den şöyle dediğini nakletti: Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) ile birlikte idim. Bir kavmin çöplüğüne kadar gitti ve ayakta küçük
abdestini bozdu. Ben kenara çekildim. O: "Yaklaş" buyurdu. Ben de
ökçelerinin yanında duruncaya kadar yaklaştım. Abdest aldı ve mestleri üzerine
mesh etti.
Diğer tahric: Buhari,
225 -muhtasar olarak-, 224, 226, 247; Ebu Davud, 23; Tirmizi, 13,26,27,28, 18;
İbn Mace, 305, 306, 544; Tirmizi, 13; Tuhfetu'l-Eşraf, 3335
AÇIKLAMA: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ile birlikte idim. Bir kavmin çöplüğüne gitti.. ." Subate (çöplük), çöp,
toprak ve benzeri şeylerin atıldığı yerdir. Bu genelde evlerin yakın yerlerinde
ev sahiplerine ait bir irtifaktır.
Hattabi dedi ki:
Çöplükler çoğunlukla yumuşak, toprakla karışık olup, onlarda küçük abdest
bozulduğunda yolunu bulup, gider ve abdest bozanın üzerine sıçramaı.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in ayakta küçük abdest bozma sebebine gelince, bu hususta
ilim adamlarının çeşitli açıklamaları vardır. Bunları Hattabi, Beyhaki ve diğer
imamlar nakletrr.iş bulunmaktadır.
1 - Birinci açıklama onların
dediklerine göre ŞafiI' den de rivayet edilmiş bir açıklamadır. Buna göre
Araplar bel ağrısına iyi gelir diye ayakta küçük abdest bozarlardı. Bu sebeple
o sırada Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in muhtemelen beli de
ağrıyordu.
2- İkinci açıklamaya
göre ise bunun sebebi Beyhaki ve başkalarının naklettikleri zayıf bir rivayete
göre O, diz kapağının iç tarafındaki bir rahatsızlık dolayısıyla ayakta küçük
abdest bozmuştur.
3- Çömelmek için bir yer
bulamamış olduğundan ötürü ve çöplüğün önündeki bölümü yüksek olduğundan dolayı
ayakta küçük abdestini bozmaya mecbur olmuştur. (3/165)
4- İmam Ebu Abdullah
el-Mazerı ile Kadı Iyaı -Allah'ın rahmeti onlara- dördüncü bir açıklamayı
sözkonusu ederek onun ayakta küçük abdest bozmasının sebebi, oturma halinden
farklı olarak çoğunlukla diğer yoldan hadesin çıkmayacağından emin olunan bir
haloluşudur. Bundan dolayı Ömer (r.a.)~ Ayakta küçük abdest bozmak dübürü (arka
yolu) daha sağlam korur, demiştir.
5- Buna dair beşinci bir
açıklama da ihtimal dahilindedir. O da Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
bunu o sefer bu şekilde abdest bozmanın caiz olduğunu göstermek için yapmıştır.
Yoksa onun sürekli adeti oturarak küçük abdest bozmak idi. Buna da Aişe
(r.anha)'nın naklettiği şu hadisi delildir: "Size Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) ayakta iken küçük abdest bozardı diye nakleden kimselerin sözünü
doğru kabul etmeyin, O ancak oturarak küçük abdest bozardı." Bunu Ahmed b.
Hanbel, Tirmizi, Nesai ve başkaları rivayet etmiş olup, senedi ceyyiddir. Allah
en iyi bilendir.
Ayakta küçük abdest
bozmanın yasaklanması hakkında sabit olmayan birtakım hadis1er rivayet
edilmiştir ama Aişe (r.anha)'nın rivayetettiği bu hadis sabittir. Bundan dolayı
ilim adamları bir mazeret olması hali dışında ayakta küçük abdest bozmak mekruhtur
demişlerdir. BunLlnla birlikte bu mekruhluk tah rime n değil, tenzihen
mekruhtur.
İbnu'l-Münzir, el-İşrak
adlı eserinde şöyle demektedir: İlim adamları ayakta küçük abdest bozmak
hakkında ihtilaf etmişlerdir. Ömer b. el-Hattab (r.a.), Zeyd b. Sabit, İbn Ömer
ve Sehl b. Sa'd'dan ayakta küçük abdest bozdukları rivayet edilmekle birlikte
aynı husus Enes, Ali ve Ebu Hureyre (radıyallahu imhum)'dan da rivayet edilmiş,
İbn Sirin ve Urve b. ez-Zubeyr bunu fiilen yapmış, İbn Mesud, Şa'bi ve İbrahim
b. Sa'd bunu mekruh görmüşlerdir. İbrahim b. Sa'd ayakta küçük abdest bozanın
şahadetini geçerli kabul etmezdi.
Bu hususta üçüncü bir
görüş de şudur: Eğer sidiğin üzerine kısmen sıçrayacağı bir yerde ise
mekruhtur, eğer sıçramıyor ise bir sakıncası yoktur. Bu da Malik'in görüşüdür.
İbnu'l-Münzir der ki: Ben oturarak küçük abdest bozmayı müstehap (sevilen bir
iş) olarak görüyorum, ayakta küçük abdest bozmak da bana göre mübahtır çünkü
bütün bunlar Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den sabittir. Bunlar İbnu'l-Münzir'in
açıklamalarıdır. Allah en iyi bilendir.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in bir kavmin çöplüğünde küçük abdest bozması hakkında ise
çeşitli ihtimaller sözkonusudur. Bunların en kuvvetlisi şudur: Onlar bu işi
tercih ediyor ve bundan hoşlanmamaları sözkonusu değildi. Hatta bundan dolayı
memnun dahi oluyorlardı. Bu durumda olan bir kimsenin toprağına küçük abdest
bozmak da caizdir, yemeğinden yemek de caizdir. Sünnet-i seniyyede bunun
benzerleri sayılamayacak kadar çoktur. Biz bu kaideye Ebu Hureyre (r.a.)'ın
rivayet ettiği iman bölümünde geçen" ... ben de tilkinin toparlandığı gibi
toparlandım ... " hadisinde işaret etmiştik.
İkinci açıklamaya göre
bu çöplük, sözü geçen kavme özelolarak ait değildi. Aksine onların evlerinin
önündeki düzlükte ve bütün insanlara aitti. Kendilerine yakın olduğundan ötürü
onlara izafe edilmiştir.
Üçüncü bir açıklamaya
göre onlar ya açık bir izin ile yahut bu anlamda gelen bir durum ile ihtiyacını
görmek isteyen kimselere izin vermiş olabilirlerdi. Allah en iyi bilendir.
Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in bilinen adeti ihtiyacını karşılamak istediğinde uzaklara gitmek
olmakla birlikte evlere yakın bir çöplükte küçük abdest bozması ile ilgili
olarak Kadı İyaz (Allah ondan razı olsun) şunu zikretmektedir: Bunun sebebi
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in O bilinen yerde Müslümanların işleriyle
ve onların maslahatlarını ele almakla meşgul bulunması idi. Muhtemelen orada
uzun bir süre kalmış ve sonunda küçük abdesti onu sıkıştırıp, uzaklaşma
imkanını bulamamış olmasıyd1.Eğer uzak bir yere gitmeye kalkışmış olsaydı zarar
görecektL Bunun için çöplüğe gitmiş, Huzeyfe de onu diğer insanların gözünden
saklamak için yakınında durmuştu. Kadı İyaz'ın bu açıklaması güzeldir ve güçlü
bir açıklamadır. Allah en iyi bilendir.
"Ben uzaklaşmak
istedim. O: Yaklaş, buyurdu. Ben de yaklaştım ... " (3/166) İlim adamları
dedi ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in onu yanına çağırması onunla
insanların ve diğer bakan kimselerin gözünden gizlenip saklanması içindi; çünkü
öyle bir hal gizlenip, saklanılması gereken ve adeten utanılan bir haldir. Onun
yaptığı iş, diğer abdest bozmanın sözkonusu olmayacağından emin olunduğu ayakta
küçük abdest bozma işiydi. Ayrıca hoş olmayan koku da çıkarmıyordu. Bundan
dolayı yaklaşmasını istemiştir.
Bir diğer hadiste ise
ihtiyacını görmek isteyince "kenara çekil" buyurmuştur. Çünkü o
sırada ihtiyacını oturarak görüyordu ve her iki abdesti bozmak ihtiyacı
vardr,-o takdirde de hoş olmayan koku ve ona bağlı diğer hususlar da ortaya
çıkabilirdi.
Bundan dolayı bazı ilim
adamları hadis hakkında şöyle demiştir: Küçük abdestini bozan kişi eğer ayakta
abdestini bozuyorsa ona yaklaşmak sünnettendir. Şayet oturuyor ise sünnet ondan
uzak durmaktır. Yüce Allah en iyi bilendir.
Hadisten Çıkan Hükümler
Şunu da bilmek gerekir
ki, bu hadis çeşitli hükümleri kapsayan bir hadis olup, bunların birçoğu daha
önceki açıklamalarımlZda geçti. Burada da onlara kısaca işaret edelim:
1 - Mestler üzerine mesh
etmek sabittir.
2- İkamet halinde
mestlere mesh etmek caizdir.
3- Ayakta küçük abdest
bozmak ve bir kimsenin bu şekilde abdest bozana yakın olması caizdir.
4- Küçük abdestini bozan
bir kimsenin yanındaki arkadaşından kendisi-
ni gizlemesi, saklaması
için kendisine yakınlaşmasını istemesi caizdir.
5- Bu gibi hallerde
kendisini saklamak müstehaptır.
6- Evlere yakın yerde
küçük abdest bozmak caizdir.
Hadiste bunun dışında
hükümler de vardır. Allah en iyi bilendir.
74 - (273) حدثنا
يحيى بن يحيى.
أخبرنا جرير
عن منصور، عن
أبي وائل؛ قال:
كان
أبو موسى يشدد
في البول.
ويبول في
قارورة ويقول:
إن بني
إسرائيل كان
إذا أصاب جلد
أحدهم بول
قرضه بالمقاريض.
فقال حذيفة:
لوددت أن
صاحبكم لا
يشدد هذا
التشديد. فلقد
رأيتني أنا
ورسول الله
صلى الله عليه
وسلم نتماشى.
فأتى سباطة
خلف حائط. فقام
كما يقوم
أحدكم. فبال.
فانتبذت منه.
فأشار إلى
فجئت. فقمت
عند عقبه حتى
فرغ.
624- Bize Yahya b. Yahya
tahdis etti. Bize Cerir, Mansur'dan haber verdi. O Ebu Vail'den şöyle dediğini nakletti: Ebu Musa küçük abdest
bozmak hususunda işi çok sıkı tutar, küçük abdestini bir şişeye bozar ve şöyle
derdi: İsrailOğullarının herhangi birisinin derisine sidik bulaşırsa onu
makaslarla keserdi. Huzeyfe dedi ki: Sizin bu arkadaşınızın bu işi bu derece
sıkı tutmamış olmasını çok arzu ederdim çünkü ben kendimi Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte yürürken gördüğümü bilirim. O
(3/65b) bir (bahçe) duvarın{ın) arkasındaki bir çöplüğe gitti. Sizden herhangi
birinizin ayakta durduğu gibi durdu sonra küçük abdestini bozdu. Ben biraz
uzaklaştım. Bana işaret etmesi üzerine yanına geldim, işini bitirinceye kadar
ökçelerinin yanında ayakta durdum.
Tahric bilgisi 623 ile
aynı.
AÇIKLAMA: "ArkadaşınlZın bu işi bu kadar sıkı
tutmamış olmasını çokça arzu ederdim ... " Huzeyfe'nin maksadı şudur: İşi
bu kadar sıkı tutmak sünnete aykırıdır çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ayakta küçük abdestini bozmuştur. Ayakta küçük abdest bozan kimsenin
sıçramalara maruz kalacağında da şüphe yoktur. Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ise bu ihtimali hiç önemsememiş ve Ebu Musa (r.a.)'ın yaptığı gibi bir
şişe içinde küçük abdest bozmak gibi bir külfete kendisini sokmamıştı. Allah en
iyi bilendir.
75 - (274) حدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
ليث. ح وحدثنا
محمد بن رمح
بن المهاجر.
أخبرنا الليث
عن يحيى بن سعيد،
عن سعد بن
إبراهيم، عن
نافع بن جبير،
عن عروة بن
المغيرة، عن
أبيه المغيرة
بن شعبة، عن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم؛ أنه خرج
لحاجته.
فاتبعه
المغيرة بإداوة
فيها ماء. فصب
عليه حين فرغ
من حاجته. فتوضأ
ومسح على
الخفين. وفي
رواية ابن رمح
(مكان حين،
حتى).
625- Bize Kuteybe b. Said
tahdis etti, bize Leys tahdis etti. (H) Bize Muhammed b. Rumh b. Muhacir de
tahdis etti. Bize Leys, Yahya b. Said'den haber verdi. O Sa'd b. İbrahim'den, O
Nafi' b. Cubeyr'den, O Urve b. el-Muğire'den, O
babası Muğıre b. Şu'be'den rivayet ettiğine göre, Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) ihtiyacını görmek üzere dışarı çıktı. Muğire içinde su bulunan bir
matara ile arkasından gitti. İhtiyacını bitirince eline su döktü, O da abdest
alıp mestleri üzerine mesh etti.
İbn Rumh'un rivayetinde
"hiyne" lafzı yerine "hatta" lafzı yer almaktadır. (Bu
durumda bu lafzın geçtiği yerdeki ibare: nihayet ihtiyacını bitirince ... demek
olur.)
Diğer tahric: Buhari,
182 -buna yakın-, 203 -buna yakın-, 206, 4421 -uzunca-, 5799 -uzunca-; Müslim,
951; Ebu Davud, 149, 151 -uzunca-; Nesai, 79, 82 -uzunca-, 124; İbn Mace, 545;
Tuhfetu'l-Eşraf, 11514
(274) وحدثناه
محمد بن
المثنى. حدثنا
عبدالوهاب. قال:
سمعت يحيى بن
سعيد، بهذا
الإسناد.
وقال: فغسل
وجهه ويديه
ومسح برأسه ثم
مسح على
الخفين.
626- Bunu bize Muhammed b.
el-Müsenna da tahdis etti. Bize Abdulvehhab tahdis edip dedi ki: Ben Yahya b.
Said'i bu isnad ile rivayet ederken dinledim ve: Yüzünü ve ellerini yıkayıp,
başına mesh etti (3/66) Sonra mestler üzerine mesh etti dedi.
AÇIKLAMA: "Bize Leys, Yahya b. Sa'd'dan haber
verdi ... Babası el-Muğire'den" (3/167) Bu senette biri diğerinden rivayet
nakleden tabiinden dört zat bulunmaktadır. Bunlar Yahya b. Said el-Ensari,
Sa'd, Nafi' ve Urve'dir.
Muğire'nin mim harfinin
ötreli (Muğire) ve kesreli (Miğire) şeklinde okunduğu daha önceden geçmişti.
Allah en iyi bilendir.
"Urve b.
el-Muğire'den, o babası Muğıre b. Şu'be'den ... Bir rivayette ise
"hıyne" kelimesinin yerine "hatta" kullandı."
"Muğire ...
arkasından gitti" ifadesi Urve'nin babasından naklettiği bir rivayettir.
Bu gibi rivayetler hadis-i şerifte çokça görülür, ravi gaib kip ile kendisinin
adına kullanacağı bir lafzı rivayet naklettiği kişi hakkında aktarır.
İdave (inatara), testi,
matara ve mıdae denilen ibrik anlam itibariyle birbirine yakın lafızlardır.
Abdest almak için kullanılan kap demektir.
"İhtiyacını
bitirince üzerine su döktü." İhtiyacını gördüğü yerden ayrılıp, bir başka
yere geçince üzerine abdest için su döktü demektir. "Bitirinceye
kadar" rivayetine gelince, muhtemelen de bunun anlamı abdest alırken abdestini
bitirinceye kadar üzerine su döktü, demektir. Bu durumda ihtiyaçtan maksat
abdest almak olur. Zaten diğer rivayette ona su dökmesinin ihtiyacını görüp,
dönmesinden sonra olduğu beyan edilmiştir. Allah en iyi bilendir.
Bu hadiste abdest
alırken başkasından yardım almanın caiz oluşuna delil bulunmaktadır. Yine bu
husus Üsame b. Zeyd (r.a.)'ın rivayet ettiği hadiste de sabittir. Onun
rivayetine göre o Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Arafat'tan döndüğü
sırada abdest alırken eline su dökmüştür. Bununla birlikte abdest alırken
yardım almanın yasaklandığı sabit olmayan çeşitli hadislerde gelmiş
bulunmaktadır. Mezhep alimlerimiz der ki: Yardım almak üç türlüdür:
1 - Suyun hazır
edilmesinde başkasından yardım almak.Bunda bir mekruhluk, bir eksiklik yoktur.
(3/168)
2- Abdest azalarını
yıkarken başkasından yardım istemesi ve bu başkasının abdest azalarını bizzat
yıkaması. Bu ihtiyaç duyulması hali dışında mekruhtur.
3- Başkasının ona su
dökmesi.Bunun da terk edilmesi evladır.
Peki, buna mekruh denilebilir
mi bu hususta iki görüş vardır. Mezhep alimlerimiz ve başkalarının dediğine
göre kişi abdest alana su dökecek olursa abdest alan kimsenin sol tarafında
durur. Allah en iyi bilendir ..
76 - (274) وحدثنا
يحيى بن يحيى
التميمي.
أخبرنا أبو
الأحوص عن
أشعث، عن
الأسود بن
هلال، عن
المغيرة بن
شعبة؛ قال: بينا
أنا مع رسول
الله صلى الله
عليه وسلم ذات
ليلة. إذ نزل
فقضى حاجته.
ثم جاء فصببت
عليه من إداوة
كانت معي.
فتوضأ ومسح
على خفيه.
627- Bize Yahya b. Yahya
et-Temîmî de rivayet etti. (Dediki) : Bize Ebu'I Ahvas, Eş'as'dan, o da Esved
b. Hilal'dan, o da Mugiretü'bnü Şu'be'den naklen haber verdi. Mugira şöyle demiş: Bir gece Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) ile birlikte idim. Derken (bineğinden) inip, ihtiyacını karşıladı
sonra geldi. Ben de yanımda bulunan bir mataradan eline su döktüm, abdest aldı
ve mest1erine mesh etti.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 11488
77 - (274) وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة وأبو
كريب. قال أبو
بكر: حدثنا
أبو معاوية عن
الأعمش، عن
مسلم، عن
مسروق، عن
المغيرة بن شعبة؛
قال: كنت
مع النبي صلى
الله عليه
وسلم في سفر.
فقال "يا
مغيرة! خذ
الإداوة"
فأخذتها. ثم
خرجت معه. فانطلق
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم حتى توارى
عني. فقضى
حاجته. ثم جاء
وعليه جبة
شامية ضيقة
الكمين. فذهب
يخرج يده من
كمها فضاقت
عليه. فأخرج
يده من
أسفلها. فصببت
عليه
فتوضأ وضوءه
للصلاة. ثم
مسح على خفيه
ثم صلي.
628- Bize Ebu Bekr b. Ebi
Şeybe ile Ebu Küreyh de rivayet ettiler. Ebu Bekr dediki: Bize Ebu Muaviye.
Ameş'den, o da Müslim'den, o da Mesruk'tan, o da Mugiratü'bnü Şu'be'den naklen
rivayet etti. Muğıre b. Şu'be dedi ki:
Bir seferde Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte idim. "Ey
Muğire, matarayı al" buyurdu. Ben de onu aldıktan sonra onunla birlikte
çıktım. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gözümden kayboluncaya kadar gitti.
İhtiyacını gördükten sonra geri geldi. Üzerinde yenıeri dar, Şam işi bir cübbe
vardı. Elini yeninden çıkarmak istedi (3/66b), (yenıeri) ona dar gelince, elini
cübbenin altından çıkardı. Ben de eline su döktüm, O da namaz abdesti gibi
abdest aldı, sonra mest1eri üzerine mesh etti, sonra namaz kıldı.
Diğer tahric: Buhari,
363 -buna yakın-, 388 -muhtasar olarak-, 2918, 5798; Nesai, 123; İbn Mace, 389;
Tuhfetu'l-Eşraf, 11528
78 - (274) وحدثنا
إسحاق بن
إبراهيم وعلي
بن خشرم.
جميعا عن عيسى
بن يونس. قال
إسحاق: أخبرنا
عيسى. حدثنا
الأعمش عن
مسلم، عن
مسروق، عن المغيرة
بن شعبة؛ قال: خرج
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم ليقضي
حاجته. فلما
رجع تلقيته
بالإداوة.
فصببت عليه
فغسل يديه. ثم
غسل وجهه. ثم
ذهب ليغسل
ذراعيه فضاقت الجبة
فأخرجهما من
تحت الجبة.
فغسلهما. ومسح
رأسه ومسح على
خفيه. ثم صلى
بنا.
629- Bize İshak b, İbrahim
ile Ali b. Haşrem dahi hep birden İsa b. Yunus'tan rivayet ettiler. İshak dedi
ki: Bize İsa haber verdi. (Dediki): Bize A'meş, Müslim'den, o da Mesruk'tsn, o
da Muğiratü'bnü Şu'be'den naklen rivayet etti. Muğire b.
Şu'be dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ihtiyacını görmek için
dışarı çıktı. Döndüğünde ben de matara ile onu karşıladım. Eline su döktüm,
ellerini yıkadıktan sonra yüzünü yıkadı sonra kollarını yıkamak isteyince
cübbe(nin yenıeri) ona dar geldi. Bunun üzerine ellerini cübbenin altından
çıkartıp (kollarını) öyle yıkadı, başına ve mestlerine mesh ettikten sonra bize
namaz kıldırdı.
Tahric bilgisi 628'de
AÇIKLAMA: "Ellerini cübbenin altından
çıkardı." Burada ihtiyaç duyulunca ve halvette iken böyle yapmanın caiz
olduğu anlaşılmaktadır. İnsanlar arasında ise ihtiyaç olmaksızın böyle bir şey
yapılmamalıdır; çünkü bu hal muruwete (mertliğe) aykırıdır .
79 - (274) حدثنا
محمد بن
عبدالله بن
نمير. حدثنا
أبي. حدثنا
زكرياء عن
عامر، قال:
أخبرني عروة
بن المغيرة،
عن أبيه؛ قال: كنت
مع النبي صلى
الله عليه
وسلم ذات ليلة
في ميسر. فقال
لي "أمعك
ماء؟" قلت:
نعم. فنزل عن
راحلته. فمشى
حتى توارى في
سواد الليل.
ثم جاء فأفرغت
عليه من
الإداوة. فغسل
وجهه. وعليه
جبة من صوف.
فلم يستطع أن
يخرج ذراعيه
منها. حتى أخرجهما
من أسفل
الجبة. فغسل
ذراعيه. ومسح
برأسه. ثم
أهويت لأنزع
خفيه فقال
"دعهما. فإني
أدخلتهما
طاهرتين"
ومسح عليهما.
630- Bize Muhammed b.
Abdillah b. Nümeyr rivayet etti. (Dediki) : Bize babam rivayet etti. (Dediki):
Bize Zekeriyya, Amir'den naklen rivayet etti. Demişki Bana Urve b. Mugire babasından naklen haber verdi. Babası şöyle
demiş: Bir gece bir yolculukta Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte
idim. Bana: "Yanında su var mı" buyurdu. Ben, evet dedim. Bineğinden
indi ve gece karanlığında kayboluncaya kadar yürüdü. Sonra geri geldi, ben de
mataradan eline su döktüm. Yüzünü yıkadı üzerinde yünden bir cübbe vardı.
Kollarını ondan çıkartamayınca sonunda kollarını cübbenin altından çıkardı ve
kollarını yıkayıp, başına mesh etti, sonra mest1erini ayaklarından çıkarmak
için eğildim, "onları bırak, çünkü ben onları abdestli iken
giyinmiştim" buyurdu ve üzerlerine mesh etti.
Diğer tahric: Buhari,
182 -buna yakın-, 203 -buna yakın-, 206, 4421 -uzunca-, 5799 -uzunca-; Müslim,
951; Ebu Davud, 149, 151 -uzunca-; Nesai, 79, 82 -uzunca-, 124; İbn Mace, 545;
Tuhfetu'l-Eşraf, 11514
AÇIKLAMA: "Bana Muhammed b. Abdullah b.
Numeyr tahdis etti ... Amr b. Muğıre babasından haber verdi." Bu senetteki
bütün raviler KOfelidir.
"Ben mestlerimi
ayaklarım temizken giyindim." Mestler üzerine mesh etmenin ancak onları
tam bir taharet hali üzere giymesi halinde caiz olduğuna delil vardır. Bu da
abdesti tamamen bitirdikten sonra mest1eri giyinmesiyle olur. Çünkü mest1eri
taharet üzere giymenin gerçek hali her bir tekinin temiz iken giyilmiş olması
ile mümkündür.
İlim adamları bu mesele
hakkında ihtilaf etmişlerdir. Bizim mezhebimize göre mest1erin tam bir taharet
hali üzere giyilmesi şarttır. Öyle ki sağ ayağını yıkayıp, onun tekini giyinse
sonra da sol ayağını yıkayıp onun tekini giyinse sağ ayağın tekini giymesi
sahih olmaz. Bu durumda mutlaka onu ayağından çıkartıp yeniden giyinmelidir,
solu çıkartmasına ise gerek yoktur çünkü sol ayağın teki taharetin
tamamlanmasından sonra giyilmiştir. Bazı mezhep alimlerimiz istisna olarak sol
tekin de çıkartılmasını vacip görmüşlerdir. Sözünü ettiğimiz mest1erin
giyilmesinde taharetin bu şekilde şart olması aynı zamanda Malik, Ahmed ve
İshak'ın da kabul ettiği görüştür. Ebu Hanife, Süfyan es-Sevrl, Yahya b. Adem,
el-Müzenı, Ebu Sevr ve Davud ise abdestini tamamlamadan mest1erini giyinmesi
caizdir, daha sonra abdestini tamamlar demişlerdir. Allah en iyi bilendir.
80 - (274) وحدثني
محمد بن حاتم.
حدثنا إسحاق
بن منصور. حدثنا
عمر بن أبي
زائدة عن
الشعبي، عن
عروة بن المغيرة،
عن أبيه؛ أنه
وضأ النبي صلى
الله عليه
وسلم. فتوضأ
ومسح على
خفيه. فقال له.
فقال "إني
أدخلتهما
طاهرتين".
631- Bana Muhammed b. Hatim
de rivayet etti. (Dediki) : Bize İshak b. Mansur rivayet etti. (Dediki): Bize
Ömer b. Ebi Zaide, Şa'bi'den o da Urve b.
Muğire'den, o da babasından naklen rivayet ettiki babası şöyle dedi: Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in abdest almasına yardım etti. Allah Resulü
abdest aldı ve mest1erine mesh etti. (Muğire) ona bir şey demek isteyince Allah
Resulü: "Ben mestlerimi ayaklarım temiz iken (abdestli iken)
giyinmiştim" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
182 -buna yakın-, 203 -buna yakın-, 206, 4421 -uzunca-, 5799 -uzunca-; Müslim,
951; Ebu Davud, 149, 151 -uzunca-; Nesai, 79, 82 -uzunca-, 124; İbn Mace, 545;
Tuhfetu'l-Eşraf, 11514
AÇIKLAMA: "Bana Muhammed b. Hatim tahdis
etti. .. Urve b. Muğıre babasından naklettL" Hafız Ebu Ali en-Neysaburi
dedi ki: Bu hadis bize Müslim'den bu hadisin isnadı Ömer b. Ebi Zaide' den
yoluyla bütün yollarla bu şekilde rivayet edilmiştir. Buradaki gibi onunla
Şa'bı arasında başka bir ravi bulunmamaktadır. Ebu Mesud'un ayrıca zikrettiğine
göre Müslim b. el-Haccac bu hadisi İbn Hatim'den, o İshak'tan, o Ömer b. Ebi
Zaide'den, o Abdullah b. Ebi'sSefer' den, o Şa'bı' den diye tahriç etmiştir.
Ebu Bekr ei-Cevrakı, de el-Kebir adlı eserinde böyle demektedir. Buhari
Tarih'inde Ömer b. Ebi Zaide'nin Şa'bl'den hadis dinlemiş olduğunu ve İbn
Ebu's-Sefer ile Zekeriya'yı Şa'bı'ye gönderip, ona soru sorduklarını
zikreimektedir. Ebu Ali'nin sözleri burada sona ermektedir.
Derim ki: HaflZ Ebu
Muhammed Halef el-Vasıti de Etraf adlı eserinde zikrettiğine göre Müslim bunu
İbn Hatim'den, o İshak'tan, o Ömer b. Ebi Zaide' den, o Şa'bı' den diye asıl
nüshalarda olduğu gibi rivayet etmiş ve İbn Ebu's-Sefer'i zikretmemiştir. Allah
en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
23- ALIN'A VE
SARIĞA MESH BABI