SAHİH-İ MÜSLİM

TAHARE

 

باب السواك

15- MİSVAK KULLANMAK BABf

 

Dilciler der ki: Sivak (misvak) misvak kullanmak demek olan fiil hakkında da kullanılır. Kendisi ile dişlerin temizlendiği çubuğa da denilir. Müzekker bir kelimedir. Leys der ki: Araplar bunu müennes olarak da kullanırlar. Ezherı: Bu Leys'in oldukça fahiş hatalarından birisi sayılı demektedir. e/-Muhkem sahibi (İbn Sıde) de bunun hem müennes (dişi), hem müzekker (erkek) olarak kullanıldığını söylemektedir. Sivak, misvak ile yapılan işe denilir. Çoğulu "suvuk" olarak gelir. e/-Muhkem sahibinin belirttiğine göre "suuk" olarak da gelmesi mümkündür. Diğer taraftan "sivak"in ovalamak eylemi hakkında kullanılan "sake" fiilinden alındığı söylendiği gibi, develer zayıflıklarından yana eğilerek gelişlerini anlatmak için kullanılan "çaet el-ibulu tusavik"den alındığı da söylenmiştir.

 

Sivak ise -ilim adamlarına göre- terim olarak dişlerin sarılığı ve başka olumsuzluklarının gitmesi için diş temizliğinde kullanılan çubuk ve benzeri şeylerin kullanılmasıdır, demektir. Allah en iyi bilendir.

 

Ayrıca misvak kullanmak sünnettir, hiçbir durumda ister namazda olsun, ister namaz dışında olsun icmada muteber kabul edilen herkesin icmaı ile farz değil, bir sünnettir. Mezhebimize mensup Iraklıların imamı olan Şeyh Ebu Hamid el-İsferaini, Davud ez-Zahiri' den namaz için misvak kullanmayı farz kabul ettiğini nakletmektedir. Maverdi de Davud'dan bu kanaatini nakledip şunları söylemektedir: Misvak kullanmak Davud'a göre farz olup, eğer yapmayacak olursa namazı batıl olmaz. İshak b. Rahuye'den: O bir farzdır, onu kasten terk edecek olursa namazı batıl olur dediğini nakletmektedir. Ancak mezhebimize mensup müteahhir ilim adamları Şeyh Ebu Hamid'in ve başkasının Davud'dan farz olduğunu nakletmesini kabul etmeyerek onun da kanaati cemaatin (diğer çoğunluğun) kanaati gibidir. Davud'dan farz gördüğü nakli sahih olarak gelse dahi muhakkiklerin ve çoğunluğun kabul ettiği tercih olunan kanaate göre icmaın gerçekleşmesinde muhalefetinin bir zararı yoktur, demişlerdir. İshak (b. Rahuye}'den nakledilen bu kanaat ise sahih değildir. Allah en iyi bilendir.

 

Diğer taraftan misvak kullanmak bütün zamanlarda müstehaptır ama beş vakitte müstehaplığı daha ileri derecededir:

 

1- İster su ile abdest alarak, ister teyemmüm etmiş olsun, isterse suyu da toprağı da bulamadığı için taharetsiz namaz kılmak durumunda olan kimse olsun, namaz esnasında misvak kullanmak

2- Abdest alırken

3- Kur'an okurken

4- Uykudan uyanırken

5- Ağzın tadının, kokusunun değişmesi halinde. Ağzın kokusunun değişmesi çeşitli sebeplerden dolayı olur. Yemeyi, içmeyi terk etmek, kokusu hoş olmayan şeyler yemek, uzun süre susmak, çokça konuşmak bunlar arasındadır.

 

Şafii mezhebine göre oruçlu kimsenin güneşin zevalinden sonra misvak kullanması -müstehap olan ağız kokusunun değişmesini gidermemesi içinmekruhtur.

Erak denilen ağaçtan bir çubuk ile misvaklanmak müstehap olmakla birlikte koku değişikliğin i gideren her ne ile ağzını fırçalarsa misvaklanmak da gerçekleşmiş olur. Nispeten sert bir bez parçası, çöven otu ve benzeri şeyler gibi. Parmakla dişleri ovmaya gelince, parmak yumuşak ise onunla temizlik husule gelmez. Eğer sert ise bu hususta mezhep alimlerimizin üç görüşü vardır. Meşhur olan görüşe göre yeterli olmaz, ikinci görüşe göre yeterlidir, üçüncü görüşe göre başkasını bulamazsa yeterlidir, bulursa olmaz. Müstehap olan fazla kuru olup, yaralamayacak, kokuyu izale etmeyen türden de yaş olmayacak şekilde orta yollu bir çubuk ile misvaklanmaktır. Müstehap olan dişleri enine misvaklamaktır. Diş etlerini kanatmaması için uzunlamasına misvaklamamaktır. Şayet buna muhalefet ederek uzunlamasına misvaklanırsa, mekruh olmakla birlikte misvaklanmak da gerçekleşmiş olur. Aynı şekilde misvakı dişlerinin ucu üzerinden de, azı dişlerinin alt taraflarından da geçirmesi, üst damağından da yumuşak bir şekilde geçirmesi de müstehaptır. Misvaklamaya ağzının sağ tarafından başlaması müstehaptır. İzni ile olması halinde başkasının misvakını kullanmakta sakınca yoktur. Alışkanlık kazanması için çocuğun misvak kullanmaya alıştırılması da müstehaptır.

 

 

42 - (252) حدثنا قتيبة بن سعيد وعمرو الناقد وزهير بن حرب. قالوا: حدثنا سفيان عن أبي الزناد، عن الأعرج، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم؛ قال: "لولا أن أشق على المؤمنين (وفي حديث زهير، على أمتي) لأمرتهم بالسواك عند كل صلاة".

 

588- Bize Kuteybetü'bnü Said ile Amr en-Nakıd ve Züheyr h. Harp rivayet ettiler. Dedilerki; Bize Süfyan, Ebu'z-Zinad'dan, o da A'rac'dan, o da Ebu Hureyre'den o da, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'den naklen rivayet etti. şöyle buyurmuşlar: "Eğer müminlere zorluk vermeyecek olsaydım -Zuheyr'in hadisi rivayetinde: ümmetime şeklindedir- her namazdan önce onlara misvak kullanmalarını emredecektim. "

 

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 46; Nesai, 533; İbn Mace, 690 -muhtasar olarak-; Tuhfetu'l-Eşraf, 13673

 

AÇIKLAMA:              "Müminlere -yahut ümmetime- zorluk vermeyecek olsaydım ... " Buyruk misvakın vacip (farz) olmadığına delildir. Şafii (rahimehuliah) dedi ki: Eğer vacip olsaydı zor gelsin ya da gelmesin onlara bunu emrederdi. Çeşitli mezheplere mensup ilim adamlarından bir topluluk da şöyle demektedir: "Bu hadiste emrin vücub ifade ettiğine delil vardır. Fukahanın çoğunluğu, kelamcı ve usul alimlerinin de pek çok topluluğu bu kanaattedir. Bu görüşte olanlar der ki: Bunun delil oluş şekline gelince, ittifakla misvak kullanmak sünnettir. İşte bu da vacip oluşunun terk edildiğine delildir.

 

Ama bu şekildeki bir delillendirmenin tamam olabilmesi için Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Ümmetime zorluk vermeyecek olsaydım ... " buyurduğu sırada misvak kullanmanın sllnnet olduğunu ortaya koyan delile ihtiyacı vardır. (3/143)

Yine bir topluluğun dediğine göre bu buyrukta mendubun emredilmiş bir iş olmadığına delil bulunmaktadır. Ancak bu söz usul alimlerinin kanaatine muhaliftir. Bu istidlal hakkında da az önce vücub ifade ettiğine delil getirmek ile ilgili kaydettiğimiz itiraz sözkonusudur. Allah en iyi bilendir.

 

Ayrıca bu hadiste yüce Allah tarafından hakkında nas gelmemiş olan hususlarda Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in içtihatta bulunmasının caiz olduğuna delil vardır. Fukahanın çoğunluğunun ve usul alimlerinin görüşü budur. Sahih ve tercih edilen kanaat de budur. Hadiste Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ümmetine şefkati de açıklanmakta, her namazdan önce misvak kullanmanın faziletli olduğuna da delil bulunmaktadır. Misvak kullanmanın müstehap olduğu vakitlere dair açıklama az önce geçti.

 

 

43 - (253) حدثنا أبو كريب محمد بن العلاء. حدثنا ابن بشر عن مسعر، عن المقدام بن شريح، عن أبيه؛ قال:

 سألت عائشة. قلت: بأي شيء كان يبدأ النبي صلى الله عليه وسلم إذا دخل بيته؟ قالت: بالسواك.

 

589- Bize Ebu Kureyb b. Ala tahdis etti. Bize İbn Bişr, Mis'ar'den tahdis etti. O Mikdad b. Şureyh'den, o babasından şöyle dediğini nakletti: Aişe'ye: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evine girdiği zaman ilk olarak ne yapardı, diye sordum. O: Misvak kullanırdı, dedi.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 51; Nesai, 8; İbn Mace, 290; Tuhfetu'l-Eşraf, 16144

 

 

44 - (253) وحدثني أبو بكر بن نافع العبدي. حدثنا عبدالرحمن عن سفيان، عن المقدام بن شريح، عن أبيه، عن عائشة؛ أن النبي صلى الله عليه وسلم كان إذا دخل بيته بدأ بالسواك.

 

590- Bana Ebi Bekr b. Nafi'el-Abdî de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrahman, Süfyan'dan, o da Mikdam b. Şüreyh'dan, o da babasından, o da Aişe'den naklen rivayet etti ki Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem, evine girdiği zaman ilk işi misvak tutunmak olurmuş.

 

AÇIKLAMA:        "Evine girdiği zaman misvak kullanmakla işe başlardı" hadisinde bütün zamanlarda misvak kullanmanın ve ona ileri derecede dikkat gösterip, tekrar tekrar misvaklanmanın faziletli olduğu açıklanmaktadır. Allah en iyi bilendir.

 

 

حدثنا يحيى بن حبيب الحارثي. حدثنا حماد بن زيد عن غيلان (وهو ابن جرير المعولي) عن أبي بردة، عن أبي موسى؛ قال: دخلت على النبي صلى الله عليه وسلم وطرف السواك على لسانه.

 

591- Bize Yahya b. Habib el-Hfuisı tahdis etti. Bize Hammad b. Zeyd, Gaylan'dan -ki o İbn Cerir el-Ma'veli'dir- tahdis etti. O Ebu Burde'den, o Ebu Musa'dan şöyle dediğini nakletti: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzuruna misvakın bir ucu dilinin üzerinde iken girdim.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 244; Ebu Davud, 49; Nesai, 3; Tuhfetu'l-Eşraf, 9123

 

AÇIKLAMA:        "Bize Yahya b. Habib el-Harisı tahdis etti ... Ebu Musa (r.a.)'dan" Bu Ebu Burde dışında bütün ravileri Basrah olan bir isnadtır. Ebu Burde ise Kufelidir. Ebu Musa el-Eş'arı ise hem Kufeli, hem Basrahdır. Ebu Burde'nin adı Amir' dir, Haris olduğu da söylenmiştir.

el-Ma' veli ise Ezdlilerden bir kololan "el-Me'avil"e mensuptur. Onun nispetinin belirttiğim şekilde "el-Ma' veli" olduğu, bu dalda uzman ilim sahiplerinin ittifak ettikleri bir husustur ve hepsi de bunu böyle açıklamışlardır. Allah en iyi bilendir.

 

 

46 - (255) حدثا أبو بكر ب أبي شيبة. حدثنا هشيم عن حصين، عن أبي وائل، عن حذيفة؛ قال:

 كان رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا قام ليتهجد، يشوص فاه بالسواك.

 

592- Bize Ebu Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Hüşeym Husayn'dan. o da Ebu Vail'den, o da Huzeyfe'den naklen rivayet etti. Huzeyfe dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) teheccüd namazı kılmak üzere kalktığında misvak ile ağzını ovalardı.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 245, 889, 1136; Ebu Davud, 55; Nesai, 2, 1620, 1621, 1622, 1623 -bu anlamda-; İbn Mace, 686

 

AÇIKLAMA:        "Teheccüd etmek için kalktığında ... " Teheccüd geceleyin namaz kılmak demektir. "Hecede" fiili uyumayı anlatır. "Teheccede" fiili ise hucuddan yani namaz kılmak suretiyle uykudan Çıktığı (uyandığı) zamanı anlatır. Bu yönüyle bir kimsenin günahtan, vebalden çekindiği zaman kullanılan "tahannese, teesseme ve taharrace" fiillerine benzer.

"Misvakla ağzını ovardı" cümlesindeki "şevs" misvakla dişleri enine ovmak demektir. (3/144) Bunu İbnu'l-A'rabi, İbrahim el-Harbi, Ebu Süleyman el-Hattabi ve başkaları söylemişlerdir. Bunun yıkamak anlamında olduğu da söylenmiştir. Bu anlamı da Herevi ve başkaları ifade etmiştir. Temizleyip, ayıklamak anlamındadır da denilmiştir. Bu açıklamayı da Ebu Ubeyd ile ed'Davudi yapmışlardır. Hak etmek (kaşımak, kazımak)tır diyenler de vardır. Bu açıklamayı da Ebu Ömer b. Abdilberr yapmıştır. Kimisi de parmakla ağzını ovmak diye yorumlamıştır.

"Ovmak: şavs" ile ilgili imamların görüşleri bunlardır. Birçoğu birbirine yakındır, en güçlüleri birincisi ve onunla aynı anlamdaki açıklamalardır. Allah en iyi bilendir.

 

 

(255) حدثنا إسحاق بن إبراهيم. أخبرنا جرير عن منصور. ح وحدثنا ابن نمير. حدثنا أبي وأبو معاوية عن الأعمش. كلاهما عن أبي وائل، عن حذيفة؛ قال: كان رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا قام من الليل. بمثله. ولم يقولوا: ليتهجد.

 

593- Bize İshak b. İbrahim rivayet etti. (Dediki) : Bize Cerir Mansur'dan naklen haber verdi. H.

Bize İbni Nümeyr'de rivayet etti. (Dediki) ; Bize babamla Ebu Muaviyej A'meş'ten rivayet ettiler. Mansurla A'meş'in ikiside Ebu vail'den, o da Huzeyfe'den naklen rivayet etmişler. Huzeyfe: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geceleyin kalktığı vakit...» diyerek bu hadisin mislini rivayet etmiş. (Yalnız) bu raviler: «Teheccüd namazı kılmak için» dememişler.

 

 

47 - (255) حدثنا محمد بن المثنى وابن بشار. قالا: حدثنا عبدالرحمن. حدثنا سفيان عن منصور. وحصين والأعمش عن أبي وائل، عن حذيفة؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان إذا قام من الليل يشوص فاه بالسواك.

 

594- Bize Muhammed b. el-Müsenna ile İbni Beşşar rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Abdurrahman rivayet etti. (Dediki) : Bize Süfyan, Mansur'dan, Husayn ile A'meş'de ebu Vail'den, o da Huzeyfeden naklen rivayet ettiler, ki Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geceleyin (namaza) kalktığı zaman ağzını misvakla ovalarmış.»

 

 

48 - (256) حدثنا عبد بن حميد. حدثنا أبو نعيم. حدثنا إسماعيل بن مسلم. حدثنا أبو المتوكل؛ أن ابن عباس حدثه؛ أنه بات عند النبي صلى الله عليه وسلم ذات ليلة. فقام نبي الله صلى الله عليه وسلم من آخر الليل. فخرج فنظر في السماء. ثم تلا هذه الآية من آل عمران: {إن في خلق السماوات والأرض واختلاف الليل والنهار، حتى بلغ، فقنا عذاب النار} [3/آل عمران/ الآيتان 190 و 191] ثم رجع إلى البيت فتسوك وتوضأ. ثم قام فصلى. ثم اضطجع. ثم قام فخرج فنظر إلى السماء فتلا هذه الآية. ثم رجع فتسوك فتوضأ. ثم قام فصلى.

 

595- Bize Abd b, Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Ebu Nuaym rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail b. Müslim rivayet etti. (Dediki): Bize Ebu'l Mütevekkil  rivayet etti. Önada İbni Abbas anlatmış. İbn Abbas bir gece Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında kaldı. Allah'ın Nebisi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gecenin son vakitlerinde kalktı. Dışarı çıkıp semaya baktı, sonra Al-i İmran suresindeki şu: "Muhakkak göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün değişip durmasında elbette akıl sahipleri için deliller vardır." (Al-i İmran, 190) ayetini: "Bizi ateş azabından koru" (Al-i İmran, 191) buyruğuna kadar okudu. Sonra eve dönüp ağzını misvakladı ve abdest aldı sonra kalkıp namaz kıldı sonra yattı sonra kalkıp dışarı çıktı, semaya baktı yine bu ayeti okudu sonra dönüp ağzını misvakladı, abdest aldı sonra kalkıp namaz kıldı.

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 6286

 

AÇIKLAMA:        "Bize Ebu'l-Mütevekkil'in tahdis ettiğine göre İbn Abbas ... " Bu hadiste çok sayıda faydalı mesele vardır ve ondan oldukça nefis hükümler çıkartılır. Müslim -yüce Allah'ın rahmeti üzerine olsun- bu hadisi burada muhtasar olarak zikretmiş, namaz kitabında (bölümünde) bunun rivayet yollarını genişçe açıklamıştır. Orada da bunun geniş açıklaması ve bundan elde edilecek faydalı bilgiler -yüce Allah'ın izniyle- gelecektir. Burada ise hadisin bu kadarı ile ilgili bazı hususları sözkonusu edeceğiz:

 

Ebu'l-Mütevekkil'in adı Ali b. Davud'dur. Ali b. Davud el-Basrı olduğu da söylenir.

"Dışarı çıktı, semaya baktı sonra Al-i İmran suresindeki şu ayeti okudu ... " Buradan geceleyin uyanırken semaya bakmakla birlikte bu ayetin okunmasının müstehap olduğu hükmü anlaşılmaktadır. (3/145) Çünkü bu çokça düşünmeye, tefekküre sebeptir. Aynı gecede birkaç defa uyuyup, uyanıp dışarı çıkacak olursa yine hadiste sözkonusu edildiği gibi bu ayetleri tekrar okuması müstehaptır. Şanı yüce Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

16- FlTRATIN HASLETLERİ BABI