SAHİH-İ MÜSLİM |
TAHARE |
باب وجوب
استيعاب جميع
أجزاء محل
الطهارة
10- TEMİZLENECEK
YERLERİN HER YANINI TEMİZLEMENİN VUCUBU BABI
31 - (243) حدثني
سلمة بن شبيب.
حدثنا الحسن
بن محمد بن أعين.
حدثنا معقل عن
أبي الزبير،
عن جابر. أخبرني
عمر ابن
الخطاب؛ أن رجلا
توضأ فترك
موضع ظفر على
قدمه. فأبصره
النبي صلى
الله عليه
وسلم. فقال
"ارجع فأحسن
وضوءك" فرجع
ثم صلى.
575- Bana Selemetü'bnü Şebîb rivayet etti.
(Dediki) : Bize Hasen b.
Muhammed b. A'yen rivayet etti. (Dediki)
: Bize Ma'kıl, Ebu'z-Zübeyr'den, o da Cabir'den naklen rivayet etti. Cabir şöyle
demiş: Bana Ömer b. el-Hattab'ın haber verdiğine göre bir adam abdest aldı,
ayağının üstünde bir tırnak kadar bir yeri yıkamadan bıraktı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu
görünce: "Dön de iyice abdest al" buyurdu. Adam döndü (abdest
aldıktan) sonra namaz kıldı.
Diğer tahric: İbn Mace,
666; Tuhfetu'l-Eşraf, 10421
AÇIKLAMA: Bir adam abdest aldı (3/131) sonra
namaz kıldı." Bu hadisten abdest alırken temizlenmesi gereken yerlerden
çok küçük bir kısmı dahi terk edecek olursa, abdestinin sahih olmayacağı
anlaşılmaktadır. Bu da üzerinde ittifak olunmuş bir husustur.
Ancak ilim adamları
teyemmüm alan bir kimsenin yüzünün bir kısmını terk etmesi hakkında farklı
kanaatlere sahiptir. Bizim ve cumhurun mezhebine göre abdesti sahih olmadığı
gibi, teyemmümü de sahih olmaz. Ebu Hanife' den ise
bu hususta üç rivayet gelmiştir. Birincisine göre eğer yarısından azını terk
etmiş ise yeterli olur, ikincisine göre eğer bir dirhem miktarından daha azını
terk etmişse yeterli olur, üçüncü rivayete göre dörtte birini ve daha azını
terk ederse yeterli olur şeklindedir.
Cumhur ise kıyası delil
göstermek imkanına sahiptir. Allah en iyi bilendir. Bu
hadiste, bilmeden abdest organlarından bir kısmını terk eden kimsenin
abdestinin sahih olmayacağına delil vardır.
Yine bu hadisten
bilmeyen kimseye öğretmek ve ona yumuşak davranmak gerektiği de
anlaşılmaktadır. Bir topluluk bu hadisi, ayaklar hakkında farz olanın onları
mesh etmek değil, yıkamak olduğuna delil göstermişlerdir. Kadı İyaz (rahimehullah) ve başkaları
da bu hadisi abdest alırken muvalata (abdest
azalarını arka arkaya yıkamaya) da delil göstermişlerdir. Çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Güzel bir şekilde abdest al" buyurmuş ve yıkamadan bıraktığın yeri
yıka buyurmamıştır.
Böyle bir delillendirme zayıf yahut batıldır. Çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Selleml'in: "Güzel bir şekilde abdest al"
buyurması tamamlamak anlamına gelme ihtimalini de taşır, yeniden abdest almak
ihtimalini de taşır. Hadisin anlamını bunlardan birisi hakkında yorumlamak
diğerine göre öncelikli değildir. Allah en iyi bilendir.
"Zufur"un iki söyleyişi sözkonusudur.
En iyileri zı ve fe
harflerini ötreli (zufur) diye okumaktır. Kur'an-ı azimuşşan'da da bu
şekilde (bk. En'am, 6/146) gelmiştir. Fe harfinin sakin okunarak "zufr"
denilmesi caiz olduğu gibi, zı kesreli fe sakin olarak "zıfr"
da her ikisi kesreli "zifir" da denilir. Şaz kıraatlerde her iki
şekilde de okunmuştur. Çoğulu "ezfar"
gelir. Çoğulun çoğulu ise "ezatır"dir. Aynı
zamanda tekilolarak "uzfur"
da denilir. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
11- ABDEST SUYU
İLE BİRLİKTE GÜNAHLARIN ÇIKMASI BABI