S A H İ H - İ MÜSLİM |
İMAN |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
باب نزول
عيسى بن مريم
حاكما بشريعة
نبينا محمد
صلى الله عليه
وسلم
71- MERYEM OĞLU İSA'NIN
NEBİMİZ MUHAMMED (S.A.V.)'İN ŞERİATI İLE HÜKMETMEK ÜZERE İNECEĞİ BABI
242 - (155) حدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
ليث. ح وحدثنا
محمد بن رمح.
أخبرنا الليث
عن ابن شهاب،
عن ابن
المسيب؛ أنه سمع
أبا هريرة
يقول: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: "والذي
نفسي بيده!
ليوشكن أن
ينزل فيكم ابن
مريم صلى الله
عليه وسلم
حكما مقسطا.
فيكسر الصليب،
ويقتل
الخنزير،
ويضع الجزية،
ويفيض المال
حتى لا يقبله
أحد".
387- Bize Kuteybe b. Said
tahdis etti. Bize Leys tahdis etti. (H) Bize Muhammed b. Rumh da tahdis etti.
Bize el-Leys, İbn Şihab'dan haber verdi. Onun İbnu'l-Müseyyeb'den rivayet
ettiğine göre o Ebu Hureyre'yi şöyle
derken dinlemiştir: - Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Nefsim elinde olana yemin ederim ki fazla bir zaman geçmeden Meryem oğlu
aranızda adaletle hükmeden bir hakem olarak inecek. Haç'ı kıracak, domuzu
öldürecek, cizyeyi kaldıracaktır. Mal da hiç kimse onu kabul etmeyecek kadar
çoğalacaktır. "
Diğer tahric: Buhari,
2222; Tirmizi, 2233; Tuhfetu'l-Eşraf, 13228
وحدثناه
عبدالأعلى بن
حماد، وأبو
بكر بن أبي شيبة،
وزهير بن حرب.
قالوا: حدثنا
سفيان بن عيينة.
ح وحدثنيه
حرملة بن
يحيى. أخبرنا
ابن وهب؛ قال:
حدثني يونس. ح
وحدثنا حسن
الحلواني
وعبد بن حميد،
عن يعقوب بن
إبراهيم بن
سعد. حدثنا
أبي عن صالح.
كلهم عن
الزهري بهذا
الإسناد. وفي
رواية ابن
عيينة "إماما
مقسطا وحكما عدلا".
وفي رواية
يونس "حكما
عادلا" ولم
يذكر "إماما
مقسطا". وفي
حديث صالح
"حكما مقسطا"
كما قال
الليث. وفي
حديثه، من
الزيادة "وحتى
تكون السجدة
الواحدة خيرا
من الدنيا وما
فيها".ثم
يقول أبو
هريرة: اقرؤوا
إن شئتم: {وإن
من أهل الكتاب
إلا ليؤمنن به
قبل موته}
[4/النساء/ آية 159] الآية.
388- Bunu bize Abdula'la b.
Hammad, Ebu Bekr b. Ebi Şeybe ve Zuheyr b. Harb da tahdis edip dediler ki: Bize
Süfyan b. Uyeyne tahdis etti (H). Bunu bana
Harmele b. Yahya da tahdis etti. Bize İbn Vehb haber verdi. Bana Yunus tahdis
etti (H). Bize Hasan el-Hulvani ve Abd b. Humeyd de Yakub b. İbrahim b.
Sa'd'dan tahdis etti. Bize babam Salih'ten tahdis etti. Hepsi Zührl'den bu
isnat ile rivayeti nakletti. İbn Uyeyne'nin rivayetinde ise:
''Adaletle yöneten bir
imam ve adaletle hükmeden bir hakem olarak" Yunus'un rivayetinde:
''Adaletle hükmeden bir hakem" şeklinde olup, O "adaletle yöneten bir
imam" ibaresini zikretmemiştir. Salih'in hadisi rivayetinde -el-Leys'in
dediği gibi- "adaletle hükmeden bir hakem" diye rivayet etmiştir.
Onun hadisinde: "Öyle ki tek bir secde bi/e dünyadan ve dünyadaki/erden
hayırlı olacaktır" ilavesi de vardır.
Sonra Ebu Hureyre şöyle
diyor: Dilerseniz: "Kitap ehlinden ölümünden önce ona iman etmeyecek kimse
yoktur" (Nisa, 159) ayetini okuyunuz.
Diğer tahric: Hasan
el-Hulvani ile Abd b. Humeyd'in rivayetini Buhari, 3448; Tuhfetu'l-Eşraf,
13178'de; Abdula'nın rivayetini Buhari, 2476; İbn Mace, 4078; Tuhfetu'l-Eşraf,
13135'te tahriç etmişlerdir.
243 - (155) حدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
ليث عن سعيد
بن أبي سعيد،
عن عطاء بن
ميناء، عن أبي
هريرة؛ أنه قال:
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم: "والله!
لينزلن ابن
مريم حكما
عادلا.
فليكسرن الصليب.
وليقتلن
الخنزير.
ولضعن الجزية.
ولتتركن القلاص
فلا يسعى
عليها.
ولتذهبن
الشحناء والتباغض
والتحاسد.
وليدعون
(وليدعون) إلى
المال فلا
يقبله أحد".
389- Bize Kuteybetü'bnü
Said rivayet etti. (Dedi ki): Bize Leys, Said b. Ebî Said'den, o da Atâ' b.
Minâ'dan, o da Ebu Hureyre'den naklen onun şöyle dediğini rivayet eyledi:
Resulullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ''Allah'a yemin ederim ki, Meryem
oğlu adaletli bir hakem olarak inecek. Andolsun haç'ı kıracak, domuzu
öldürecek, cizyeyi kaldıracaktır. Andolsun genç dişi develer başıboş
bırakılacak, onlara rağbet edilmeyecek, onlar önemsenmeyecektir. Düşmanlıklar,
buğzlaşmalar ve kıskançlıklar kaybolup gidecektir. Andolsun insanlar mala
(almaları için) çağrılacaklar fakat kimse onu kabul etmeyecektir. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 14208
244 - (155) حدثني
حرملة بن
يحيى. أخبرنا
ابن وهب.
أخبرني يونس
عن ابن شهاب؛
قال: أخبرني
نافع، مولى
أبي قتادة
الأنصاري؛ أن
أبا هريرة
قال: قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم: "كيف
أنتم إذا نزل
ابن مريم
فيكم، وإمامكم
منكم؟".
390- Bana Harmeletü'bnü
Yahya rivayet etti. (Dedi ki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dedi ki): Bana
Yunus, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. Demiş ki: Bana Ebu
Katâdete'I-Ensârî'nin âzadlısı Nâfi' haber verdi ki, Ebu Hureyre şöyle demiş: Resulullâh (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem): "İmamınız sizden olduğu halde Meryem oğlunun aranızda ineceği
zamanda haliniz ne olacak" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
3449; Tuhfetu'l-Eşraf, 14236
245 - (155) وحدثني
محمد بن حاتم.
حدثنا يعقوب
بن إبراهيم.
حدثنا ابن أخي
ابن شهاب عن
عمه. قال:
أخبرني نافع
مولى أبي
قتادة
الأنصاري؛
أنه سمع أبا
هريرة يقول: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم:
"كيف
أنتم إذا نزل
ابن مريم فيكم
وأمكم؟".
391- Bana Muhammed b. Hatim
de rivayet etti. (Dedi ki): Bize Yâ'kub b. İbrahim rivayet etti. (Dedi ki):
Bize İbni Şihâb'ın kardeşi oğlu amcasından rivayet etti Demiş ki: Bana Ebu
Katade el-Ensari'nin azatlısı Nafi'in haber verdiğine göre o Ebu Hureyre'yi şöyle derken dinlemiştir: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Meryem oğlu aranıza inip de imam olacağı
vakit haliniz nasıl olacak?" buyurdu.
Tahric bilgisi 390 ile
aynı
246 - (155) وحدثنا
زهير بن حرب.
حدثني الوليد
بن مسلم. حدثنا
ابن أبي ذئب
عن ابن شهاب،
عن نافع، مولى
أبي قتادة، عن
أبي هريرة؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال: "كيف
أنتم إذا نزل
فيكم ابن مريم
فأمكم منكم؟"
فقلت لابن أبي
ذئب: إن
الأوزاعي
حدثنا عن
الزهري، عن
نافع، عن أبي
هريرة
"وإمامكم
منكم" قال ابن أبي
ذئب: تدري ما
أمكم منكم؟
قلت: تخبرني.
قال: فأمكم
بكتاب ربكم
تبارك وتعالى
وسنة نبيكم صلى
الله عليه
وسلم.
392- Bana Zuheyr b. Harb da
tahdis etti. Bana Velid b. Müslim tahdis etti. Bize İbn Ebi Zi'b, İbn Şihab'dan
tahdis etti. O Ebu Katade'nin azatlısı Nafi'den, o Ebu Hureyre' den rivayet ettiğine göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Meryem oğlu aranıza inip de
sizden (biriniz) size imam olacağı vakit haliniz nasıl olacak?"
(Velid b. Müslim dedi
ki): İbn Ebi Zi'b'e: el-Evzai bize Zühri'den tahdis etti. O Nafi' den, o Ebu
Hureyre'den: "İmamınız sizden olduğu halde" diye tahdis etti, dedim.
İbn Ebi Zi'b dedi ki:
Peki, sizden (biriniz) size imam olursa ne demektir bilir misin, dedi. Ben:
Bana haber ver, dedim. O: "Size Rabbiniz Tebarek ve Teala’nın kitabı ve
Nebinizin (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünneti gereğince imam olduğu vakit
demektir, dedi.
Tahric bilgisi 390 ile
aynı
247 - (156) حدثنا
الوليد بن
شجاع، وهارون
بن عبدالله، وحجاج
بن الشاعر
قالوا: حدثنا
حجاج (وهو ابن
محمد) عن ابن
جريج. قال:
أخبرني أبو
الزبير؛ أنه سمع
جابر بن
عبدالله يقول:
سمعت النبي
صلى الله عليه
وسلم يقول: "لا
تزال طائفة من
أمتي يقاتلون
على الحق
ظاهرين إلى
يوم القيامة.
قال، فينزل
عيسى بن مريم
صلى الله عليه
وسلم فيقول أميرهم:
تعال صل لنا.
فيقول: لا. إن
بعضكم على بعض
أمراء. تكرمة
الله هذه
الأمة".
393- Bize Velid b. Şiica'
ile Harun b. Abdillah ve Haccac b. eş-Şair rivayet ettiler. Dedilerki: Bize
Haccac —ki İbni Mtıhammed'dir —, İbni Cüreyc'den rivayet etti. (Demiş ki): Bana
Ebu'z-Zübeyr haber verdi ki, kendisi Cabir b.
Abdillah’ı şöyle derken işitmiş: Ben Nebi Sallallahu aleyhi ve sellem'i şöyle
buyururken dinledim: "Ümmetimden bir kesim kıyamet gününe kadar hak üzere
üstünlük sağlamışlar olarak savaşmaya devam edeceklerdir. Sonra Meryem oğlu İsa
inecek, onların emiri, gel bize namaz kıldır diyecek, o Allah'ın bu ümmete bir
ikramı olmak üzere: Siz birbirinizin emirlerisiniz, diyecektir. "
Diğer tahric: Müslim,
4931; Tuhfetu'l-Eşraf, 2840
AÇIKLAMA: (387-393 numaralı hadisler): Bu
babta meşhur hadisler yer almaktadır. Sıralarına göre hadislerin lafızIarını,
anlamlarını ve hükümlerini sözkonusu edeceğiz: (387) Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in: "Meryem oğlu İsla'nın aranızda bir hakem olarak inmesi pek
yakındır ... " buyruğundaki "aranızda" lafzı, hadis her ne kadar
onun ineceği zamana yetişmeyecek, ümmetin bir kısmına yönelik bir hitap ise de,
bu ümmet arasında inecektir, demektir.
"Bir hakem
olarak" buyruğu, bu şeriat ile hükmeden birisi olarak inecektir, demektir.
O bağımsız bir risalete sahip ve nesh edici bir şeriatı olan bir nebi olarak
inmeyecektir. O sadece bu ümmetin hakimlerinden bir hakim olacaktır.
"Kıst" adalet
demektir. İksat, adalet yapmak, muksit ad aletli kimse demektir. Fakat kaf
harfi fethalı olarak "kast" ve bunun ism-u faili "kasıt"
zulmeden birisinin halini anlatmak için kullanılır.
Resulullah (s.a.v.)'in:
"Haçı kıracak" ibaresi, onu gerçekten de kıracak, hristiyanıarın onu
tazim şeklindeki geçersiz kanaatlerini çürütecektir, demektir. Burada:
1 - Münker işlerin ve
batıla ait araçların değiştirilmesine delil bulunmaktadır. Domuzun öldürülmesi
de bu türden bir iştir.
2- Burada gerek bizim
mezhebimizin, gerek cumhurun kanaati olan küfür diyarında yahut başka bir yerde
domuzu bulup da, onu öldürme imkanım ız olduğu takdirde onu öldürebileceğimize
ve eğer domuzun bir saldırganlığı yoksa, ona ilişilmez diyerek mezhebimize
mensup olup, istisnai olarak bu kanaati kabul eden kimselerle bu kanaati
paylaşan diğerlerinin görüşlerinin çürütüldüğüne delil bulunmaktadır.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Cizyeyi kaldıracak" ibaresinin doğru anlamı
şudur: O cizye almayı kabul etmeyecek, kafirlerden İslam'a girmekten başka bir
seçeneğe razı olmayacak. Aralarından cizyeyi ödemeye kalkışanlara ilişmekten
geri durmayacak. Aksine Müslüman olmak ya da öldürülmekten başka bir seçeneği
kabul etmeyecek. İmam Ebu Süleyman elHattabi ve ondan başka diğer ilim adamları
(Allah'ın rahmeti onlara olsun) böyle demişlerdir.
Kadı İyaz (rahimehullah)
da bazı ilim adamlarından bu anlamda görüş naklettikten sonra şunları
söylemektedir: Burada sözü geçen malın çoğalması cizyenin konulmasından dolayı
olabilir. Cizyenin konulması ise bütün kafirlere cizye yükümlülüğünün konulması
demektir. Çünkü kimse onunla savaşmayacak, savaş ağırlıklarını bırakacak, bütün
insanlar da ya Müslüman olmak suretiyle yahut teslim olmak suretiyle ona itaat
edecek o da teslim olanların üzerine cizye yükümlülüğü kayacaktır. Kadı İyaz'ın
açıklaması bu olmakla birlikte bu makbul bir açıklama değildir. Doğrusu bizim
az önce yaptığımız açıklamadır. O da onun Müslüman olmayanlardan İslam'a
girmekten başka bir seçenek kabul etmeyeceğidir. Buna dayanılarak ama bu
günümüzdeki şeriat hükmüne aykırıdır denilebilir; çünkü kitap ehli olan bir
kimse cizye vermeyi kabul ettiği takdirde onun bu teklifini kabul etmek icab
eder. Onu . öldürmek de Müslüman olmaya zorlamak da caiz olmaz.
Böyle bir kanaatin
cevabı şudur: Sözkonusu edilen bu hüküm kıyamet gününe kadar geçerli bir hüküm
değildir. Aksine bu hüküm İsa (aleyhisselam)'ın inişinden öncesine kadar diye
kayıtlıdır; çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu sahih hadislerle bu
hükmün nesh edileceğini haber vermiştir. İsa (aleyhisselam) bunun nesh edicisi
değildir. Aksine bu neshi beyan eden bizim Nebimiz (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'dir; çünkü İsa (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizim şeriatimiz ile
hükmedecektir. Böylelikle onun o zamanda cizyeyi kabul etmemesi Nebimiz
Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şeriatının bir hükmü olduğuna
delildir.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Ve mal çoğalacak" buyruğunun anlamı da:
Çoğalacak, bereketler inecek ve hayırlar artacaktır. Buna sebep ise adalet ve
haksızlığın olmamasıdır. Başka bir hadiste geldiği gibi "yer de ciğer
parçalannı kusacaktır." Aynı şekilde emellerin kısalacak ve kıyametin
yaklaştığını öğrenecekleri için dünyaya rağbetler de azalacaktır çünkü İsa
(a1eyhisselam) kıyametin alametlerinden birisi olacaktır. Allah en iyi
bilendir.
Diğer rivayette (388)
geçen: "Öyle ki tek bir secde dahi dünyadan ve dünyadakilerden hayırlı
olacaktır" sözlerinin anlamı -Allah-u alem- şudur:
Emellerinin kısalacağından
ve kıyametin yaklaştığını bileceklerinden namaza ve diğer itaatlere rağbetleri
artacaktır. Dünyaya rağbet ve isteklerinin azalmasına sebep ise ona daha az
ihtiyaç duymaları olacaktır. Hadisten açıkça anlaşılan anlam budur.
Kadı İyaz (rahimehullah)
dedi ki: Yani bir secdenin ecri onu yerine getiren kimse için dünyayı ve
dünyadakileri sadaka olarak vermesinden daha hayırlı olacaktır. Çünkü o vakit
mal dolup taşacak ve değeri azalacaktır. Cimrilik de, cihad uğrunda harcamak
için ona ihtiyaç da azalacaktır. Hadiste geçen secde, secdenin kendisidir yahut
namazı anlatan bir tabir de olabilir. Allah en iyi bilendir.
"Sonra Ebu Hureyre
diyor ki: İsterseniz: "Kitap ehlinden ölümünden önce ona iman etmeyecek
kimse yoktur" (Nisa, 159) ayetini okuyunuz." Bu sözlerde Ebu
Hureyre'nin bu ayet ile ilgili olarak "ölümünde" lafzındaki zamirin
İsa (aleyhisselam)'a ait olduğu kanaatini taşıdığına dair açık bir delalet
bulunmaktadır. Bu kanaatin anlamı da şu olur: İsa (aleyhisselam) zamanında
kitap ehlinden olan herkes mutlaka ona iman edecek ve onun Allah'ın kulu ve
Allah'ın kadın kulunun oğlu olduğunu bilecektir. Bu aynı zamanda müfessirlerden
bir topluluğun da kanaatidir; ama müfessirlerin çoğu ya da çoğunluğu zamirin
kitap ehlinden olan kişiye ait olduğu kanaatindedir.
Anlamı da şöyle olur:
Kitap ehlinden her kimin ölümü yaklaşırsa mutlaka ölümü halinde ama ruhu
bedeninden çıkmadan, İsa (a1eyhisselam)'a, onun Allah'ın kulu ve Allah'ın kadın
kulunun oğlu olduğuna inanacaktır. Fakat bu imanın kendisine bir faydası olmaz;
çünkü bu iman ölüm halinde ve ruhun alınması sırasında gerçekleşen bir imandır.
Böyle bir halde ise yapılan işin yahut söylenen sözün bir hükmü yoktur. Bu
halde iken Müslüman olmak, kafir olmak, vasiyet, alışveriş, köle azad etmek ve
bunun dışındaki diğer sözlerin hiçbiri sahih değildir; çünkü yüce Allah'ın:
"Yoksa tövbe kötülükleri işleyip, durup da nihayet onlardan birine ölüm
gelip çattığında: Ben şimdi gerçekten tövbe ettim diyenlerin ve kafir olarak
öleceklerin ki değildir. " (Nisa, 18) buyruğu bunu gerektirmektedir. Bu
görüş daha güçlüdür; çünkü birinci görüş kitap ehline mensup olan kişiyi tahsis
ebnektedir. (Yani özelolarak İsa'nın nüzulü döneminde olan kitap ehlini
kapsamaktadır) ama Kur'an'ın zahirinden anlaşılan ise İsa'nın zamanında olsun,
onun nuzülünden önceki zamanda olsun bütün kitap ehlini kapsayacak genel bir
buyruk olmasını gerektirmektedir. Ayrıca bunu: "Ölümlerinden önce"
diye okuyanların kıraati de desteklemektedir. (Nisa, 159'daki) "ona"
zamirinin Nebimiz Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e "ölümünde"
lafzındaki zamirin ise kitap ehlinden olan kişiye ait olduğu da söylenmiştir.
Senette (389) "Ata
b. Mina" isminde mim kesreli, sonu ise memdud elif'tir. Meşhur olan budur
fakat el-Metali sahibi hem med'li okunur, hem kasr ile okunur demiştir. Allah
en iyi bilendir.
Rvsulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Genç develer bırakılacak ve onlara ragbet
edilmeyecektir" buyruğuna gelince, "el-kılas" lafzı
"kalus"un çoğuludur. Develerin genç olanları hakkında kullanılır yani
bunlara rağbet edilmeyecek, bunlara sahip olmak arzusu duyulmayacak. Buna sebep
de malların çoğalması, amellerin azalması, mala ihtiyaç duyulmayıp, kıyametin
yaklaşacağının bilinmesidir. Genç develerin sözkonusu edilmesinin sebebi ise
Arapların mallarının en değerlileri olan deve türünün en üstünü olmalarından
dolayıdır. Bu yönüyle yüce Allah'ın: "Doğumu yaklaşmış develer başıboş
bırakıldığı zaman" (Tekvir, 4) buyruğunun anlamına benzemektedir.
"Onlara itibar
edilmeyecek. " Yani onlara kimse aldırmayacak, sahipleri onları
önemsemeyecek, onlara dikkat ebneyecek. Zahir olan anlam budur. Kadı İyaz ve
el-Metali sahibi -Allah'ın rahmeti onlara olsun- şöyle demişlerdir: Onlara
itibar edilmemesi zekatlarının istenmemesi demektir. Çünkü zekatı kabul edecek
kimse bulunmayacaktır ama bu gerek bu hadisten, gerek başkalemndan anlaşılan
çeşitli sebeplerden dolayı batıl bir açıklamadır. Doğrusu bizim az önce
kaydettiğimizdir. Allah en iyi bilendir.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Düşmanlık yok olup gidecektir" buyruğundan
kasıt adavet ve düşmanlıktır.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Malı (almaya) çağnlacaklar ama kimse onu kabul
etmeyecek. " buyruğunda geçen kimsenin onu kabul ebneyişinin sebebi
belirttiğimiz üzere malın çokluğu, emellerin kısalmış olması, ona ihtiyaç
duyulmaması ve kıyametin yaklaştığının bilinmesi sebebiyle ona olan rağbetin
azalması olacaktır.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in (393): "Ümmetimden bir taife ... çarpışacaktır"
buyruğu ile ilgili açıklamayı ve bu hadis ile "kıyamet Allah Allah diyen
kimsenin başına kopmayacaktır" hadisinin bir arada nasıl anlaşılacağını
açıklamış bulunmaktayız.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
72- İMAN'IN KABUL OLUNMAYACAĞI ZAMANI BEYAN BABI