SAHİH-İ MÜSLİM |
İMAN |
باب
الاستسرار
بالإيمان
للخائف
67- KORKAN KİMSENİN
İMANINI GİZLEMESİ BABI
235 - (149) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة،
ومحمد بن
عبدالله بن
نمير، وأبو
كريب (واللفظ
لأبي كريب)
قالوا: حدثنا
أبو معاوية عن
الأعمش، عن
شقيق، عن حذيفة؛
قال: كنا مع
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فقال: "أحصوا
لي كم يلفظ
الإسلام"
قال، فقلنا:
يا رسول الله
صلى الله عليه
وسلم! أتخاف
علينا ونحن ما
بين الستمائة
إلى
السبعمائة؟
قال: "إنكم
لا تدرون.
لعلكم أن
تبتلوا" قال،
فابتلينا. حتى
جعل الرجل منا
لا يصلي إلا
سرا.
375- Bize Ebu Bekr b. Ebi
Şeybe, Muhammed b. Abdullah b. Numeyr
ve Ebu Kureyb -lafız Ebu Kureyb'e aittir- tahdis edip dediler ki: Huzeyfe
dedi ki: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ile birlikte idik. "Benim için
İslam kelimesini söyleyenleri sayınız" buyurdu. Huzeyfe dedi ki: Ey
Allah'ın Resulü, bizler altı yüz ile yedi yüz kişi arasında iken bizim için
korkuyor musun, dedik. O: "Sizler bilmiyorsunuz belki belaya maruz
kalırsınız" buyurdu. Huzeyfe dedi ki: Bizler, bizden herhangi bir kimse
ancak gizlice namaz kılacak dereceye varıncaya kadar bela ile karşılaştık,
dedi.
Diğer tahric: Buhari, 3060, 3061; İbn Mace, 4029; Tuhfetu'I-Eşraf, 3338
AÇIKLAMA: Müslim (rahimehullah)
dedi ki: "Bize Ebu Bekr
b. Ebi Şeybe ... tahdis etti. .. kadar belaya maruz kaldık."
Bu bütün ravileri Kufeli
olan bir isnattır.
Hadisin metnine gelince,
Nebi {Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in:
"Sayınız" buyruğu Buhari'de:
"Yazınız" diye kaydetmiştir. Allah Resulünün: "İslam kelimesini
söyleyen" buyruğu İslam kelimesini söyleyen kimselerin sayısı kaçtır demek
olur. Bazı asıllarda "yeHizu: söyleyen"
kelimesi "teleffaza: telaffuz etti"
şeklindedir. Buhari ve başkalarının bazı
rivayetlerinde: "İslam'ı (Müslüman olduğunu/İslam kelimesini) telaffuz eden
kimseleri yazınız" buyurdu. Biz de yazdık" şeklindedir. Nesai ve başkalarının rivayetinde ise: "İslam'ı kim
telaffuz ediyorsa onu bana sayınız" şeklinde Ebu
Ya'la el-Mavsili'nin
rivayetinde: "İslam'ı telaffuz eden herkesi sayınız" diye rivayet
edilmiştir. "Bizler altı yüz ile yedi yüz kişi arasında iken" ibaresi
Müslim'de bu şekildedir. Arapça açısından bu şekli açıklaması zordur. Ancak
şöyle açıklanabilir: o da "yüz" anlamındaki kelimenin her iki yerde
de -bazı Arap dilbilginlerinin görüşüne göre- temyiz
olarak nasb ile gelmiş olmasıdır. Ayrıca
"yüz" anlamındaki kelimenin her iki yerde de -elif ve lam zaid olmak üzere ve gelmiş olmalarına itibar etmemek
suretiyle- mecrur olduğu da söylenmiştir. Müslim'den
başkasının rivayetinde ise bu lafızlar elif, lam'sız olarak "altı yüz ile
yedi yüz" şeklinde gelmiştir. Bu şeklin ise Arapça açısından
açıklanmayacak bir tarafı yoktur. Doğruluğu açıkça anlaşılan bir kullanımdır.
Buhari'nin rivayetinde: "Biz ona bin beş yüz kişi yazdık ve: Biz
bin beş yüz kişi iken de mi korkuyorsun, dedik" şeklindedir. Yine Buhari' deki bir rivayetle: "Onların beş yüz kişi
olduklarını gördük" denilmektedir.
Şöyle denilebilir: Bu
lafızları bir arada şöylece telif etmek mümkündür: Bin beş yüz kişi olduklarını
söylerken kastetlikleri kadınlar, çocuklar ve
erkeklerin bir aradaki toplamıdır. Altı yüz ile yedi yüz derken de yalnızca
erkekleri kastetmişlerdir. Beş yüzden kasıt ise savaşçılardır, ama böyle bir
cevap Buhari'nin Kitabu's-Siyer'in imam'ın insanları (isimlerini) yaz(dır)ması babındaki rivayetine göre batıldır. Çünkü oradaki
rivayetle: "Biz de ona bin beş yüz adamın adını yazdık"
denilmektedir. Yüce Allah'ın izniyle doğru cevap şudur: Onlar: "Altı yüz
ile yedi yüz kişi" derken yalnızca Medine erkeklerini "biz ona bin
beş yüz kişinin adını yazdık" sözleri ile Medinelilerle birlikte etraftarındaki diğer Müslümanları kastetmişlerdi.
"Biz de adam ancak
gizlice namaz kılacak hale gelinceye kadar belaya maruz kaldık" sözü
muhtemelen Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den sonra meydana gelmiş bazı
fitnelerde olmuştur. Onlardan bazıları açığa çıkmaktan ve fitnelere ve
savaşlara girip, katılmaktan korktuğu için gizlice namaz kılıyordu. Allah en
iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: