SAHİH-İ MÜSLİM

İMAN

 

باب بيان الوسوسة في الإيمان وما يقوله من وجدها

60- İMANDA VESVESE VE BUNU HİSSEDEN KİMSENİN NELER SÖYLEYECEĞİNİ BEYAN BABI

 

209 - (132) حدثني زهير بن حرب. حدثنا جرير عن سهيل، عن أبيه، عن أبي هريرة؛ قال : جاء ناس من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم فسألوه: إنا نجد في أنفسنا ما يتعاظم أحدنا أن يتكلم به. قال: "وقد وجدتموه؟" قالوا: نعم. قال" ذاك صريح الإيمان".

 

338- Bize Zübeyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Cerir Süheyl'den, o da Babasından, o da Ebu Hureyre'den naklen rivayet etti. Ebu Hureyre şöyle demiş: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabından bazı kimseler Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelerek ona: Bizler içimizde herhangi birimizin söylemeyi pek büyük bir iş gördüğü birtakım şeyler hissediyoruz diye sordular. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Gerçekten böyle bir şey hissettiniz mi" buyurdu. Onlar, evet deyince, O: "İşte apaçık iman budur" buyurdu.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 12600

 

 

210 - (132) وحدثنا محمد بن بشار. حدثنا ابن أبي عدي، عن شعبة. ح وحدثني محمد بن عمرو بن جبلة بن أبي رواد وأبو بكر بن إسحاق، قالا: حدثنا أبو الجواب، عن عمار بن زريق. كلاهما عن الأعمش، عن أبي صالح، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم، بهذا الحديث.

 

339- Bize Muhammed b. Beşşar tahdis etti, bize İbn Ebi Adiy, Şube'den tahdis etti (H). Bana Muhammed b. Amr b. Cebele b. Ebi Rewad ve Ebi Bekr b. İshak da tahdis edip dediler ki: Bize Ebu'l-Cevvab, Ammar b. Zureyk'den tahdis etti. Her ikisi (yani Şube ve Ammar) A'meş'ten, o Ebu Salih'ten, o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den bu hadisi rivayet ettiler.

 

Yalnız Müs\im rivayet etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 12446

 

 

211 - (133) حدثنا يوسف بن يعقوب الصفار. حدثني علي بن عثام، عن سعير بن الخمس، عن مغيرة، عن إبراهيم، عن علقمة، عن عبدالله؛ قال:

 سئل النبي صلى الله عليه وسلم عن الوسوسة. قال: "تلك محض الإيمان".

 

340- Bize Yusuf b. Yakub es-Saffâr rivayet etti. (Dediki): Bana Aliyyü'bnü Assam , Suayr b. Hıms'dan , o da Mugire'den, o da İbrahim'den, o da Alkame'den , o da Abdullah'dan naklen rivayet etti. Abdullah şöyle demiş: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e vesvese hakkında soru soruldu. O: "O, katıksız imandır" buyurdu.

 

Yalnız Müs\im rivayet etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 9446

 

 

212 - (134) حدثنا هارون بن معروف ومحمد بن عباد (واللفظ لهارون) قالا: حدثنا سفيان، عن هشام، عن أبيه، عن أبي هريرة؛ قال:  قال رسول الله صلى الله عليه وسلم" لا يزال الناس يتساءلون حتى يقال: هذا، خلق الله الخلق، فمن خلق الله؟ فمن وجد من ذلك شيئا فليقل: آمنت بالله".

 

341- Bize Harun b. Ma'ruf ile Muhammed b. Abbad rivayet ettiler. Lafız Harun'undur. Dediler ki: Bize Süfyan, Hişam'dan o da Babasından, o da Ebu Hureyre'den naklen rivayet eti. Ebu Hureyre şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:  "İnsanlar soruşturup duracaklar, hatta haydi Allah yaratılmışları yarattı. Peki, Allah'ı kim yarattı, denilecek. Her kim bu türden bir şeyle karşılaşırsa, derhal Amentu Billah = Allah'a iman ettim, desin. "

 

Diğer tahric: Buhari, 3102'de buna yakın; Ebu Davud, 4721; Tuhfetu'I-Eşraf, 14160

 

 

213 - (134) وحدثنا محمود بن غيلان. حدثنا أبو النضر. حدثنا أبو سعيد المؤدب، عن هشام بن عروة، بهذا الإسناد. أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: "يأتي الشيطان أحدكم فيقول: من خلق السماء؟ من خلق الأرض ؟ فيقول: الله" ثم ذكر بمثله. وزاد "ورسله".

 

342- Bize Mahmud b. Gaylan'da rivayet etti. (Dedi ki): Bize Ebu'n-Nadr rivayet etti. (Dedi ki): Bize Ebu Said el-Müeddip  Hişam b. Urve'den, bu isnadla rivayet etti ki,  Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şeytan birinize gelip: Göğü kim yarattı, yeri kim yarattı, der. Kişi Allah diye karşılık verir. " Sonra hadisi önceki gibi zikretti ve: "Ve Resullerine de (iman ettim, desin)" ibaresini ekledi.   (Yani: ''Amentu Billahi ve Resulihi)

 

Tahric bilgisi 341 ile aynı.

 

 

214 - (134) حدثني زهير بن حرب وعبد بن حميد. جميعا عن يعقوب. قال زهير: حدثنا يعقوب بن إبراهيم. حدثنا ابن أخي ابن شهاب، عن عمه قال: أخبرني عروة بن الزبير؛ أن أبا هريرة قال:  قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "يأتي الشيطان أحدكم فيقول: من خلق كذا وكذا؟ حتى يقول له: من خلق ربك؟ فإذا بلغ ذلك فليستعذ بالله وليَنْتَه".

 

343- Bana Zuheyr b. Harb ve Abd b. Humeyd birlikte Yakub'tan tahdis etti. Zuheyr dedi ki: Bize Yakub b. İbrahim tahdis etti. Bize İbn Şihab'ın kardeşinin oğlu amcasından tahdis etti. Bana Urve b. ez-Zubeyr'in haber verdiğine göre Ebu Hureyre dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şeytan birinize gelip: Şunu şunu kim yarattı, der. Sonunda ona: Rabbini kim yarattı, der. İş buraya varınca derhal Allah'a sığınsın ve buna son versin. "

 

Tahric bilgisi 341 ile aynı.

 

 

(134) حدثني عبدالملك بن شعيب بن الليث قال: حدثني أبي، عن جدي. قال: حدثني عقيل بن خالد. قال: قال ابن شهاب: أخبرني عروة بن الزبير أن أبا هريرة قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم " يأتي العبد الشيطان فيقول: من خلق كذا وكذا؟" مثل حديث ابن أخي ابن شهاب.

 

344- Bana Abdülmelik b. Şuayb b. el-Leys rivayet etti. Dedi ki: Bana Babam, Dedemden rivayet etti. Demiş ki: Bana Ukayl b. Halid rivayet etti. Dedi ki: İbni Şihab: Bana Urvetü'bnü'z-Zübeyr Ebu Hureyre'ınn şÖyle dediğini haber verdi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şeytan kula gelerek şunu ve şunu kim yarattı, der" Sonra da, Zührı'nin kardeşinin oğlunun rivayetinin aynısını zikretti.

 

Diğer tahric: Buhari, 3102'de buna yakın; Ebu Davud, 4721; Tuhfetu'I-Eşraf, 14160

 

 

215 - (135) حدثني عبدالوارث بن عبدالصمد. قال: حدثني أبي عن جدي، عن أيوب، عن محمد بن سيرين، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: "لازال الناس يسألونكم عن العلم، حتى يقولوا: هذا الله خلقنا. فمن خلق الله؟". قال، وهو آخذ بيد رجل فقال: صدق الله ورسوله. قد سألني اثنان وهذا الثالث. أو قال: سألني واحد وهذا الثاني

 

345- Bize Abdulvaris b. Abdussamed tahdis etti. Bana babam, dedemden tahdis etti, o Eyyub'dan, o Muhammed b. Sirin'den, o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu nakletti: "İnsanlar size ilme dair soru sorup duracaklar. Nihayet: Allah bizi yarattı. Peki, Allah'ı kim yarattı, diyecekler."

 

(İbn Sirin) dedi ki: O sırada o (Ebu Hureyre) bir adamın elinden tutuyordu. Şöyle dedi: Allah ve Resulü doğru söylemiştir. İki kişi daha önce bana (bunu) sormuştu, bu da onların üçüncüleridir yahut şöyle dedi: Bir kişi bana sormuştu, bu da ikincisidir.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 14442

 

 

.وحدثنيه زهير بن حرب ويعقوب الدورقي قالا: حدثنا إسماعيل، وهو ابن علية، عن أيوب، عن محمد؛ قال: قال أبو هريرة" لا يزال الناس، بمثل حديث عبدالوارث. غير أنه لم يذكر النبي صلى الله عليه وسلم في الإسناد. ولكن قد قال في آخر الحديث: صدق الله ورسوله.

 

346- Bunu bana Zuheyr b. Harb ve Yakub ed-Devraki de tahdis edip dediler ki: Ebu Hureyre: "İnsanlar sorup duracaklar" diyerek Abdulvaris'in rivayet ettiği hadisi aynen rivayet etti. Ancak o isnatta Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i zikretmedi, ama hadisin sonunda: Allah ve Resulü doğru söylemiştir, dedi.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 14410

 

 

(135) وحدثني عبدالله بن الرومي. حدثنا النضر بن محمد. حدثنا عكرمة، وهو ابن عمار. حدثنا يحيى. حدثنا أبو سلمة، عن أبي هريرة؛ قال:  قال لي رسول الله صلى الله عليه وسلم" لا يزال يسألونك، يا أبا هريرة، حتى يقولوا: هذا الله. فمن خلق الله؟" قال،فبينا أنا في المسجد إذ جاءني ناس من الأعراب . فقالوا : يا أبا هريرة! هذا الله . فمن خلق الله ؟ قال ، فأخذ حصى بكفه فرماهم. ثم قال: قوموا. قوموا. صدق خليلي.

 

347- Bana Abdullah b. er-Rumî rivayet etti. (Dedi ki): Bize Nadr b. Muhammed rivayet etti, (Dedi ki): Bize Ikrime —ki İbni Ammâr'dır — rivayet etti. (Dedi ki): Bize Yahya rivayet etti. (Dedi ki): Bize Ebu Seleme, Ebu Hureyre'den naklen rivayet etti.

Ebu Hureyre dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ebu Hureyre (insanlar) sana sorup duracaklar. Hatta haydi Allah (her şeyi yarattı) peki Allah'ı kim yarattı, diyecekler. "

 

(Ebu Hureyre) dedi ki: Ben mescitte iken bana bedevilerden bazı kimseler geldi ve: Ey Ebu Hureyre, haydi Allah (her şeyi yarattı) peki Allah'ı kim yarattı, dediler. (Ebu Seleme) dedi ki: Ebu Hureyre avucuna çakıl taşlan aldı, onlara attı sonra da: Kalkın, kalkın can dostum doğru söylemiştir, dedi.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 15403

 

 

216 - (135) حدثني محمد بن حاتم. حدثنا كثير بن هشام. حدثنا جعفر بن برقان. حدثنا يزيد بن الأصم، قال: سمعت أبا هريرة يقول: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم" ليسألنكم الناس عن كل شيء حتى يقولوا: الله خلق كل شئ. فمن خلقه؟".

 

348- Bana Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dedi ki): Bize Kesir b. Hişâm rivayet etti. (Dedi ki): Bize Ca'fer b. Burkaan rivayet etti. (Dedi ki): Bize Yezîd b. el-Esamm  rivayet etti. Dedi ki: Ebu Hureyre'yi şöyle derken dinledim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Andolsun insanlar size her şey hakkında soru soracaklar. Hatta: Allah her şeyi yarattı, peki Allah'ı kim yarattı diyecekler" buyurdu.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 14825

 

 

217 - (136) حدثنا عبدالله بن عامر بن زرارة الحضرمي. حدثنا محمد بن فضيل، عن مختار بن فلفل، عن أنس بن مالك، عن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: "قال الله عز وجل: إن أمتك لا يزالون يقولون: ما كذا؟ ما كذا؟ حتى يقولوا: هذا الله خلق الخلق. فمن خلق الله؟".

 

349- Bize Abdullah b. Amir b. Zürarate'l-Hadramî rivayet etti. Dediki: Bize Muhammed b. Fudayl, Muhtar b. Fulful'den, o da Enes b. Malik'den o da Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. Şöyle buyurmuşlar: ''Aziz ve Celil olan Allah buyurdu ki: Senin ümmetin bu nedir, bu nedir deyip duracaklar. Hatta Allah yaratılmışları yarattı. Peki, Allah'ı kim yarattı, diyecekler. "

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 1580

 

 

حدثناه إسحاق بن إبراهيم. أخبرنا جرير. ح وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا حسين بن علي، عن زائدة. كلاهما عن المختار،عن أنس، عن النبي صلى الله عليه وسلم، بهذا الحديث. غير أن إسحاق لم يذكر "قال قال الله إن أمتك".

 

350- Bunu bize İshak b. İbrahim tahdis etti. Bize Cerir haber verdi. (H) Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe de tahdis etti. Bize Huseyn b. Ali, Zaide'den tahdis etti. Her ikisi (Cerir ve Huseyn) el-Muhtar'dan, o Enes'ten, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den bu hadisi nakletti. Ancak İshak: "(Allah Rasulü) buyurdu ki: Allah: Senin ümmetin ... buyurdu" ibaresini zikretmedi.

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 1580

 

AÇIKLAMA:              (338 - 350): Bu babta geçen hadisler: (338) Ebu Hureyre (r.a.) dedi ki: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellemi'in ashabından bazı kimseler gelerek ... İşte bu apaçık imandır" buyurdu. (340) Diğer rivayette: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e vesveseye dair soru soruldu ... İşte o katıksız imandır, buyurdu," (341) Diğer hadiste: "İnsanlar ... soruşturup, duracaklardır ... Allah'a iman ettim, desin." Bundan sonraki (342) rivayette: ''Allah'a ve Resullerine iman ettim desin." (343) Diğer rivayette de: "Şeytan birinize gelir ve şunu şunu kim yarattı, der ... " buyurulmaktadır.

 

 

HADİSLERİN ANLAMI VE FIKHİ HÜKÜMLER:

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellemi'in: "Bu apaçık bir imandır, katıksız imandır" buyruklarının manası şudur: Sizin bunları sözlü olarak ifade etmeyi pek büyük bir iş görmeniz apaçık imandır çünkü bunu -inanmak şöyle dursun- büyük bir iş olarak görüp ondan ve onu telaffuz etmekten korkmak ancak imanını kesin olarak kemale erdirmiş, şüphe ve tereddütlerinin sözkonusu olmadığı imanı kamil bir kişi için sözkonusudur. Şunu da belirtelim ki ikinci rivayette bu işin büyük görüldüğü sözkonusu edilmemiş ise dahi bu husus kastedilmiştir. Çünkü bir sonraki rivayet bir önceki ilk rivayetin kısaltılmışıdır. Bundan dolayı Müslim (rahimehullah) birinci rivayeti öne almıştır.

 

Anlamının şu olduğu da söylenmiştir: Şüphesiz şeytan azdırıp, kandırmaktan ümit kestiği kimselere vesvese verir. Onu azdırmaktan acze düştüğü için vesvese ile onu rahatsız eder. Kafire ise dilediği taraftan gider ve kafire sadece vesvese vermekle kalmaz aksine onunla istediği gibi oynar. Buna göre hadisin manası şöyle olur: Vesvesenin sebebi katıksız imandır, yahut vesvese katıksız imanın alametidir. Bu Kadı İyaz'ın tercih ettiği görüştür.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in (341): "Bunu hisseden bir kimse Allah'a iman ettim, desin." (343) Diğer rivayette: ''Allah'a sığınsın ve ondan vazgeçsin" buyruğu ise, bu batıl düşünceden yüz çevirmek ve bunu gidermek için yüce Allah'a sığınmak (yolunu seçsin) demektir.

 

İmam el-Maziri (rahimehullah) dedi ki: Hadisin zahirinden anlaşıldığı üzere Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara hatıra gelen bu gibi düşüncelerden bunları çürütüp iptal etmek için delile başvurmaksızın ve düşünmeksizin yüz çevirerek ve onları geri püskürterek önlerine geçmelerini emir buyurmuştur.

 

Bu husus ile ilgili olarak şunlar söylenebilir: Hatıra gelen düşünceler iki türlüdür. Eğer bunlar yer etmeyen ve karşı karşıya kalınan bir şüphenin etkisi ile ortaya çıkmamış düşünceler ise, işte onlardan yüz çevirmek suretiyle geri çevrilecek olanlar bunlardır. Hadis de buna göre yorumlanır. Vesvese de bunun benzeri durum hakkında kullanılır. Sanki bu bir dayanağı bulunmayan gelip geçici bir halolduğu için herhangi bir delili incelemeye gitmeksizin önlenmiş olmaktadır. Çünkü bunun üzerinde durulup, düşünülecek asli bir dayanağı yoktur. Şüphenin gereği olarak karar kılıp, yerleşen düşüncelere gelince, bunlar ancak delil getirmekle ve çürütülmeleri üzerinde düşünmekle önlenir. Allah en iyi bilendir.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Allah'a sığınsın ve ondan vazgeçsin" buyruğunun anlamı da şudur: Kişiye böyle bir vesvese arız olacak olursa o vesvesenin şerrini kendisinden savmak hususunda yüce Allah'a sığınsın ve bunun üzerinde düşünmekten yüz çevirsin. Hatırına gelen bu düşüncenin şeytan vesvesesinden olduğunu bilsin. Şeytan ise ancak fesada ve iğvaya çalışır. Onun vesvesesine kulak vermekten yüz çevirsin, başka bir şeyle uğraşmak suretiyle onu kesip koparmaya yönelsin. Allah en iyi bilendir.

 

 

Babtaki Senetlere Dair:

 

(339) Muhammed b. Amr b. Cebele'nin adı Muhammed b. Amr b. Abbad b. Cebele'dir. Aynı hadiste Ebu'I-Cewab Ammar b. Ruzeyk'den rivayeti vardır. Ebu'I-Cewab'ın adı el-Ahvas b. Cewab'dır. Ruzeyk isminde ise re harfi, ze harfinden öncedir.

 

(340) Müslim dedi ki: "Bize Yusuf b. Yakub es-Saffar tahdis etti. Bana Ali b. Assam, Suayr b. el-Hims'den tahdis etti. O Muğire'den, o İbrahim'den, o Alkame' den, o Abdullah'tan." Abdullah sahabi Abdullah b. Mesud (r.a.)' dır. Bu isnattaki ravilerin tamamı Kufelidir.

 

el-Hims ha harfi kesreli, mim sakindir. Suayf ve babasının (el-Hims'in) benzerleri bilinmemektedir. Muğire, İbrahim ve Alkame de tabiindendir. Bu isnada itirazda bulunulmuştur.

 

(342) Ebu'n-Nadr, el-Müeddib'den rivayeti vardır ki, Ebu'n-Nadr'ın adı Haşim b. el-Kasım, Ebu Said el-Müeddib'in adı da Muhammed b. Müslim b. Ebu'I-Vaddah'tır. Ebu'I-Vaddah'ın adı el-Müsenna'dır. Kendisi el-Mehdi'yi ve diğer halifeleri tedib ederdi.

 

(343) İbn Şihab'ın kardeşinin oğlu geçmektedir ki adı Muhammed b.

Abdullah b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab Ebu Abdullah'tır.

(346) Yakub ed-Devraki de vardır ki buna dair açıklama mukaddimenin şerhinde geçmişti.

 

(347) Abdullah b. er-Rumi vardır ki Abdullah b. Muhammed'dir. İbn Ömer olduğu da söylenmiştir. Bağdatlıdır.

 

(348) Cafer b. Burkan vardır ki buna dair açıklamalar da mukaddimede geçti. Allah en iyi bilendir.

 

(349) Metin lafızlannda: .....: Nihayet Allah her şeyi yarattı derler" ibaresi bazı asıllarda bu şekilde "derler" anlamındaki fiilin sonunda "nun" harfi yazılmamıştır. Bazılannda ise nun harfi yazılmıştır. Her ikisi de sahihtir. Nasb edat ile birlikte nun harfinin fiilin sonunda yer alması az görülen bir söyleyiştir. Bunu muhakkik nahivcilerinden bir topluluk zikretmiş, sahih hadislerde de -yüce Allah'ın izniyle yeri geldikçe göreceğiniz gibi- tekrar edilmiştir. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

61- BİR MÜSLÜMANIN HAKKINI YALAN BİR YEMİNLE ALAN KİMSENİN CEHENNEM İLE TEHDİDİ BABI