SAHİH-İ MÜSLİM |
İMAN |
باب غلظ
تحريم الغلول
وأنه لا يدخل
الجنة إلا المؤمنون
48- GANİMET'TEN ÇALMANIN
iLERİ DERECEDE HARAM KILINDIĞI VE CENNETE MÜMİNLERDEN BAŞKA KİMSELERİN
GİREMEYECEĞİ BABI
182 - (114) حدثني
زهير بن حرب.
حدثنا هاشم بن
القاسم. حدثنا
عكرمة بن
عمار. قال:
حدثني سماك
الحنفي، أبو
زميل. قال:
حدثني
عبدالله بن
عباس. قال:
حدثني عمر بن
الخطاب قال: لما
كان يوم خيبر
أقبل نفر من
صحابه النبي
صلى الله عليه
وسلم. فقالوا:
فلان شهيد.
فلان شهيد. حتى
مروا على رجل
فقالوا: فلان
شهيد. فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: "كلا.
إني رأيته في
النار. في
بردة غلها. أو
عباءة" ثم قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم" يا ابن
الخطاب! اذهب
فناد في الناس
إنه لا يدخل
الجنة إلا
المؤمنون
"قال فخرجت
فنادت "ألا
إنه لا يدخل
الجنة إلا
المؤمنون".
305- Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Hâşim b. El-Kaasim rivayet etti. (Dedi ki): Bize İkrimetübnü
Ammâr rivayet eyledi. (Dediki):
Bana Simak el-Hanefi Ebu Zümeyl rivayet etti. (Dediki):
Bana Abdullah b. Abbas tahdis
etti. Bana Ömer b. el-Hattab tahdis
edip dedi ki: Hayber gününde Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
ashabından birkaç kişi gelerek filan şehittir, filan şehittir deyip durdular.
Sonunda bir adamın yanından geçerken, filan şehittir dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Asla, şüphesiz ben onu ganimetten çaldığı bir
hırka ya da bir aba sebebiyle cehennemde gördüm" buyurdu.
Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hattab'ın oğlu,
git ve insanlar arasında yüksek sesle: Cennete müminlerden başkası
girmeyecektir diye seslen" buyurdu.
(Ömer) dedi ki: Ben de
çıktım ve yüksek sesle: "Şunu bilin ki müminlerden başka kimse cennete
girmeyecektir" diye seslendim.53
Diğer tahric: Tirmizi, 1574'te muhtasar
olarak; Tuhfetu'l-Eşraf, 10497
183 - (115) حدثني
أبو الطاهر.
قال: أخبرني
ابن وهب، عن
مالك بن أنس،
عن ثور بن زيد
الدؤلي، عن
سالم أبي
الغيث، مولى
ابن مطيع، عن
أبي هريرة. ح وحدثنا
قتيبة بن
سعيد. وهذا
حديثه: حدثنا
عبدالعزيز
(يعني ابن
محمد) عن ثور،
عن أبي الغيث،
عن أبي هريرة؛
قال:
خرجنا
مع النبي صلى
الله عليه
وسلم إلى
خبير. ففتح
الله علينا.
فلم نغنم ذهبا
ولا ورقا.
غنمنا المتاع
والطعام
والثياب. ثم
انطلقنا إلى
الوادي. ومع
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم عبد له،
وهبه له رجل من
جذام. يدعى
رفاعة بن زيد
من بني
الضبيب. فلما
نزلنا الوادي
قام
عبد رسول
الله صلى الله
عليه وسلم يحل
رحله. فرمي
بسهم. فكان فيه
حتفه. فقلنا:
هنيئا له
الشهادة يا
رسول الله!
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم "كلا. والذي
نفس محمد
بيده! إن
الشملة.
لتلتهب عليه
نارا، أخذها
من الغنائم
يوم خبير. لم
تصبها المقاسم"
قال ففزع
الناس. فجاء
رجل بشراك أو
شراكين. فقال:
يا رسول الله! أصبت
يوم خبير.
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم "
شراك من نار
أو شراكان من
نار".
306- Bana Ebu't-Tahir tahdis etti. İbn Muti'in azatlısı Salim Ebu'l-Ğays, Ebu Hureyre'den (H).
Bize Kuteybe b. Said
de tahdis etti -ki bu hadisin onun tarafından yapılan
rivayetidir-: Bize Abdulaziz -yani b. Muhammed
Sevr'den tahdis etti. O Ebu'I-Ğays'dan, o Ebu Hureyre'den
şöyle dediğini nakletti: - Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
birlikte Hayber'e çıktık. Allah bize zafer nasip
etti. Bizler ganimet olarak ne altın, ne gümüş aldık. Sadece eşya, yiyecek ve
elbise aldık. Sonra vadiye çekildik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
birlikte bir kölesi de vardı. Bu köleyi kendisine Cüzamlıların Dubayb oğullarından Rifaa b. Zeyd hibe etmişti. Bizler vadiye konakladıktan sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kölesi kalkıp yüklerini çözdü. Bu sırada ona bir
ok atıldı, aldığı bu ok sebebiyle de öldü.
Bizler: Ey Allah'ın
Resulü, ne mutlu ona şehit oldu, dedik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Asla! Muhammed'in
nefsi elinde olana yemin ederim ki, Hayber günü
alınıp da paylaştırılmayan ganimetIerden aldığı o
hırka onun üzerinde alev alev yanmaktadır"
buyurdu.
(Ebu
Hureyre) dedi ki: Bundan dolayı herkes korktu sonra
bir adam bir yahut iki ayakkabı bağını getirerek geldi ve: Ey Allah'ın Resulü
ben bunları Hayber günü almıştım, dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ateşten bir ayakkabı bağı,
yahut ateşten iki ayakkabı bağı" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari, 3993, 6329; Ebu Oavud, 2711; Tuhfetu'I-Eşraf, 12916
AÇIKLAMA: Bu bapta Ömer b. el-Hattab (r.a.)'ın rivayet ettiği
hadiste şöyle dediği belirtilmektedir: "Hayber
gününde Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabından birkaç kişi gelerek. .. Cennete mümin olandan başkası girmeyecektir, diye
seslendim."
Yine bu bapta Ebu Hureyre'nin rivayet ettiği
buna yakın manada bir diğer hadis de bulunmaktadır.
İsnatta Ebu Zumeyl vardır ki, daha
önceden geçmişti. "Hayber günü" Müslim' de
bu şekilde zikredilmiştir ki, doğrusu da budur. Kadı lyaz
(rahimehullah)'ın
bildirdiğine göre Muvatta'ı rivayet edenlerin çoğu da
bunu bu şekilde rivayet etmişlerdir ve doğrusu da budur. Onun dediğine göre
bazıları da bunu Huneyn olarak da rivayet
etmişlerdir. Allah en iyi bilendir.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayır, asla" buyruğu ile onların bu
adam hakkında derhal söyledikleri bu, cennetlik olduğuna hüküm verilmiş bir
şehittir, şeklindeki sözlerini reddetmekte, böyle bir şey söylememeleri
gerektiğini, aksine onun ganimetten çalması sebebiyle ateşte olacağını haber
vermektedir.
(306) "Sevr b. Zeyd ed-Oll!" ismi burada
dal harfi kesreli ve ye harfi sakin (harf-i med)' dir. Bizim ülkemizde bulunan asılların çoğunluğunda bu, bu
şekildedir. Bazılarında ise dal harfi ötreli ve ondan sonra vav
üzerinde yazılan hemzeli olmak üzere "ed-Dueli"
şeklindedir. Kadı lyaz (rahimehullah)
kendisinin bu ismi burada Ebu Bahr'dan
"Duveli" diye zaptettiğini
söylemekte ve şunları eklemektedir: Ama biz bunu başkalarından dal harfi
kesreli ve ye sakin (med harfi) ile (ed-Olli şeklinde) zaptetmiş
bulunmaktayız. Aynı şekilde Malik de Muvatta'da, Buhari de et-Tarih'te ve başka kaynaklarda böylece sözkonusu etmiştir.
Derim ki: Ebu Ali el-Gassani'nin belirttiği
üzere burada sözü edilen "Sevr" Ebu'l-Esved'in kabilesinden birisi idi. Buna göre bunun hakkında
da az önce Ebu'l-Esved ile
ilgili olarak belirttiğimiz ihtilaflar sözkonusudur.
"İbn Muti'in azatlısı Salim Ebu'l-Gays'dan" ismi doğrudur. Ayrıca burada sözü geçen Ebu'l-Gays'a "Salim"
denildiği de açıkça ifade edilmektedir.
Ebu Ömer b. Abdilberr'in et-Temhid adlı eserinin baş taraflarında: Bunun sahih olarak
isminin ne olduğuna vakıf olunmamıştır şeklindeki ifadesi ise burada sahih
isminin tespit edilmesi ile çelişki arzetmez.
İbn Muti'in adı Abdullah b. Muti' b. Esved
el-Kuraşi'dir. Allah en iyi bilendir. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Ben onu çalmış olduğu bir hırka yahut bir
abadan dolayı cehennemde gördüm" buyruğunda geçen (hırka diye tercüme
ettiğimiz) burde çizgili bir elbisedir. Şemle ve Nemire de denilir. Ebu Ubeyd dedi
ki: Bu üzerinde suret bulunan siyah bir örtü (elbise)dür, çoğulu bured diye gelir. Abanın ne olduğu ise bilinmektedir.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Bir hırka" ifadesi yani bir hırkadan
dolayı, onun sebebiyle demektir.
Gulul (ganimetten çalmak) hakkında Ebu Ubeyde şöyle demektedir:
Gulul özel olarak ganimete ihanet etmektir. Başkası ise her şeye
yapılan ihanete denilir, demişlerdir.
"Yükünü
çözüyordu" ibaresinde geçen "rahı"
kelimesi kişinin deveye binerken üzerinde oturduğu yerdir (semer).
"Bir adam bir ya da
iki ayakkabı bağı getirdi. Ey Allah'ın Resulü ben bunları Hayber
günü almıştım, dedi." Asıllarda da bu şekildedir ve bu sahihtir. Mef'ul hazf edilmiştir. Bunları ele geçirmiştim, demektir.
Ayakkabı bağı (şirak): Ayakkabıda ayağın yüzü
üzerinde yer alan bilinen bağlara denilir.
Kadı Iyaz
(rahimehullah) dedi ki: Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Şüphesiz o hırka onun
üzerinde alevalev ateş olmuş yanıyor" buyruğu ile:
''Ateşten bir ya da iki ayakkabı bağı" buyruğu, bunlardan dolayı ceza
verildiğine dikkat çekmektedir. Ceza bizzat ateşten oldukları halde onlarla
azap edilmesi şeklinde de olabilir, onların cehennemde ateş azabına sebep
olmaları anlamında da olabilir. Allah en iyi bilendir.
"Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
birlikte bir kölesi vardı." Bu kölesinin adı Mid'am
idi. Muvatta'da bizzat bu hadiste onun ismi bu
şekilde açıkça belirtilmiştir. Kadı Iyaz (rahimehullah) dedi ki: Bu kişinin Mid'am'dan
başka birisi olduğu da söylenmiştir. Bunun gibi bir hadiste ismi Kerkire (ve Kirkire de okunur)
olarak geçmektedir ki bunu Buhari zikretmiştir. Kadı Iyaz'ın ifadeleri burada sona ermektedir. Allah en iyi
bilendir.
Hadislerden Çıkan
Hükümler
1- Ganimetten çalmak
oldukça ağır bir haramdır.
2- Ayakkabı bağına
varıncaya kadar çalınanın çok ya da az olması arasında bir fark yoktur.
3- Ganimetten çalmak
çalan kişi öldürülecek olursa ona şehit denilmesine engeldir. -İleride yüce Allah'ın izniyle buna dair geniş açıklama
gelecektir.-
4- Küfür üzere ölen
hiçbir kimse cennete girmeyecektir. Bu Müslümanların İcmaı
ile de böyledir.
5- Zorunluluk olmasa da
yüce Allah adına yemin etmek caizdir çünkü Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Muhammed'in canı elinde
olana yemin ederim ki. .. " buyurmuştur.
6- Ganimetten bir şey
çalmış bir kimsenin onu geri vermesi gerekir, geri verecek olursa kabul edilir.
Çaldığı şeyi ister geri versin, ister geri vermesin ona ait eşyaları yakılmaz
çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
hırka çalanın da, ayakkabı bağlarını çalan kimsenin de eşyasını yakmadı. Eğer
bu bir vacip olsaydı bunu yapacaktı, yapmış olsaydı da bize nakledilecekti.
"Ganimetten çalanın
eşyasını yakınız ve onu dövünüz." Bir rivayette ise "boynunu
vurunuz" hadisine gelince, bu zayıf bir hadistir. İbn
Abdilberr ve başkaları zayıf olduğunu beyan
etmişlerdir. Tahavi (rahimehullah)
da şöyle demiştir: Sahih dahi olsaydı mensuh olurdu.
Bu hüküm cezaların mali ceza olduğu zamanlarda sözkonusu
olurdu. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
49- KENDİSİNİ
ÖLDÜRENİN KAFİR OLMAYACAĞINA DELİL BABI