SAHİH-İ MÜSLİM |
İMAN |
باب
تسمية العبد
الآبق كافرا
31- EFENDİSİNDEN KAÇAN
KÖLEYE KAFİR ADININ VERİLMESİ BABI
122 - (68) حدثنا
علي بن حجر
السعدي. حدثنا
إسماعيل (يعني
ابن علية) عن
منصور بن
عبدالرحمن،
عن الشعبي، عن
جرير؛ أنه
سمعه يقول:
"أيما
عبد أبق من
مواليه فقد
كفر حتى يرجع
إليهم". قال
منصور: قد
والله روي عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم. ولكني
أكره أن يروي
عني ههنا
بالبصرة.
225- Bana Ali b. Hucr
es-Sa'dl tahdis etti. Bize İsmail -yani b. Uleyye- Mansur b. Abdurrahman'dan
tahdis etti. O Şa'bi'den, o Cerir'den şöyle derken
dinlediğini nakletti: "Herhangi bir köle efendi/erinden kaçacak olursa
onlara geri dönünceye kadar kafir olmuş olur."
Mansur dedi ki: Allah'a
yemin olsun ki (bu hadis) Nebi (Salalllahu aleyhi ve Sellem)'den diye rivayet
edilmiştir ama ben burada Basra'da benden rivayet edilmesinden hoşlanmıyorum.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 4360; Nesai, 4063, 4064. Ayrıca 4065, 4066, 4067'de mevkuf olarak,
4062'de de mevkuf olarak rivayet etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 3217
123 - (69) حدثنا
أبو بكر بن أبي
شيبة. حدثنا
حفص بن غياث،
عن داود، عن
الشعبي، عن
جرير؛ قال:
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم: "أيما
عبد أبق فقد
برئت منه
الذمة".
226- Bize Ebu Bekir b. Ebi
Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Hafe b. Gıyâs, Dâvud'dan, o da Şa'bi'den, o da
Cerir'den naklen rivayet eyledi. Cerir dedi
ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Herhangi bir
köle (efendilerinden) kaçacak olursa zimmet ondan beri olur. "
124 - (70) حدثنا
يحيى بن يحيى.
أخبرنا جرير
عن مغيرة، عن
الشعبي؛ قال:
كان
جرير بن
عبدالله يحدث
عن النبي صلى
الله عليه
وسلم قال: "إذا
أبق العبد لم
تقبل له صلاة".
227- Bize Yahya b. Yahya
tahdis etti. Bize Cerir, Muğire'den haber verdi. O Şa'bl'den şöyle dediğini
nakletti: Cerir b. Abdullah, Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu tahdis ederdi: "Köle
kaçtığı takdirde hiçbir namazı kabul olunmaz. "
Diğer tahric: Ebu
Davud, 4360; Nesai, 4063, 4064. Ayrıca 4065, 4066, 4067'de mevkuf olarak,
4062'de de mevkuf olarak rivayet etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 3217
AÇIKLAMA: (225, 226 ve
227): Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in: "Herhangi bir köle efendilerinden kaçacak olursa ... "
Diğer rivayette: "Zimmet ondan uzak olur." Diğerinde ise: "Köle
kaçacak olursa hiçbir namazı kabul edilmez" buyurulmaktadır. Bu hadislerde
ondan "kafir" diye söz edilmesi ile ilgili bundan önceki başlıkta
yapılan açıklama şekilleri sözkonusudur.
"Ondan zimmet beri
olur." Onun zimmeti yoktur demektir. Şeyh Ebu Amr (rahimehullah) dedi ki:
Burada sözkonusu olan zimmetin saygınlık ve dokunulması yasak olan haklar diye
açıklanan zimmet olması da mümkündür, Resulullah {Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in: "Onun için yüce Allah'ın zimmeti ve Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in zimmeti vardır" buyruğu türünden olması da mümkündür.
Bu da onun teminatı, güvenliği ve koruması anlamındadır. İşte kaçan köle
önceleri efendisinin kendisini cezalandırıp, hapsetmesine karşı koruma altında
iken kaçmak suretiyle onun bu özelliği ortadan kalkmış olur. Allah en iyi
bilendir.
Namaz ve Benzeri Amellerin
Sahih Olmasına ve Kabul Edilmesine Dair
Allah Resulünün
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Köle kaçarsa hiçbir namazı kabul
edilmez" buyruğunu ise, İmam el-Mazerı tevil etmiş, daha sonra Kadı Iyaz
-Allah ikisine de rahmet buyursun- da onu takip etmiş bulunmaktadır. Tevili
şöyledir: Bu kaçmayı helal kabul eden kişi hakkında yorumlanır. Böyle bir kimse
kafir olur, namazı da, onun dışındaki bir ameli de kabul olunmaz. Namaz
sözkonusu edilerek diğer amellerine dikkat çekilmiş olmaktadır.
Ancak Şeyh Ebu Amr (b.
es-Salah) bunu kabul etmeyerek şöyle demiştir: Hayır, bu hüküm helal kabul
etmeyen başka kimseler hakkında da geçerlidir. Amelin kabul edilmemesi, sahih
olmamasını gerektirmez çünkü kaçak kölenin namazı sahihtir ama makbul değildir.
Kabulolunmaması bu hadisten dolayıdır çünkü namazı masiyet ile birlikte ifa
edilmiştir. Namazının sahih olması ise sahih olması için gerekli şart ve
rükünlerinin varlığından dolayıdır.
Bunun böyle olmasında da
bir çelişki yoktur. Namazın kabul edilmeyişinin etkisi ise sevabının ortadan
kalkmasında, sahih olmamasının etkisi ise kaza yükümlülüğünün bulunmamasında ve
ona namazı terk eden kimsey? verilen ceza gibi cezanın verilmeyeceğinde ortaya
çıkar. Şeyh Ebu Amr İbnu's-Salah (rahimehullah)'ın sözleri bunlardır. Bu da güçlü
ve güzeloluşunda şüphe bulun- . mayan bir açıklamadır.
Mezhebimize mensup ilim
adamları çoğunlukla gasp edilmiş bir evde kılınan namaz sahihtir fakat sevabı
yoktur demişlerdir. Ben mezhep alimlerimizden Ebu'n-Nasr es-Sabbağ'ın
kardeşinin oğlu Kadı Ebu Mansur'un kendisinden naklettiği fetvalarında şunları
söylediğini gördüm: Bizim Irak'taki mezhep alimlerimizin bilinen sözleri gasp
edilen bir evde kılınan namazın sahih olduğudur. Bu şekilde kılınan bir namaz
ile farz sakıt olur ama sevabı yoktur. Ebu Mansur dedi ki: Horasan'daki mezhep
alimlerimizin ise ihtilaf ettiklerini gördüm. Onlardan kimisi namaz sahih olmaz
demiştir. Hocamızın el-Kamil adlı eserinde zikrettiğine göre namazının sahih
olması ve onu kılması dolayısıyla da sevabını elde etmiş olması gerekir.
Yaptığı işi dolayısıyla sevap kazanmış olur, gasb edilmiş bir yerde kalmak
suretiyle de asi olur. Eğer bizler onun sahih olmadığını söyleyemiyorsak
sevabının da olmayacağını söyleyemeyiz. Ebu Mansur dedi ki: İşte bu böyle bir
namazın sahih olduğunu kabul edenlerin yöntemine uygun yapılmış bir kıyastır.
Allah en iyi bilendir.
Kölenin kaçışını
anlatmak için kullanılan "ebeka" fiili be harfi fethalı olarak da,
kesreli olarak da söylenebilir. Her ikisi de meşhur iki söyleyiş olmakla
birlikte fethalı söyleyiş daha fasihtir, Kur'an-ı Kerim'de de: "Hani o
dopdolu gemiye kaçıp sığınmıştı" (Saffat, 140) buyruğunda be harfi fethalı
gelmiştir.
"Mansur b.
Abdurrahman'dan, O Şa'bl'den, o Cerir'den şöyle derken dinlediğini nakletti ...
Mansur dedi ki: Allah'a yemin olsun ki bu Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'den rivayet edilmiştir... hoşlanmıyorum" ibarelerinin anlamı
şudur: Mansur bu hadisi Şa'bl' den, o Cerir' den Cerir'e mevkuf olarak rivayet
etmiştir. Daha sonra Mansur bu hadisi ona mevkuf olarak rivayet ettikten sonra
şunları söylemiştir: Allah'a yemin olsun ki bu hadis Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e merfudur (onun kendi buyruğu, hadisidir). Bu sebeple ey hazır bulunan
havas (özel) kimseler ben rivayet ettiğim lafzımda açıkça nebinin hadisi olduğunu
belirterek merfu olarak rivayet etmekten hoşlanmıyorum. Bu sefer masiyet ehli
kimselerin cehennemde ebedi kaldığını söyleyen Harici ve Mutezilerle dolu olan
bu Basra'da bu rivayet benden yaygınlaşır hatta Hariciler cehennemde ebedi
kalmaktan ayrı olarak böyle birisinin kafir olduğuna da hükmederler. Bu durumda
onlar bu hadisin zahirine yapışabilirler.
Bizler bunun (benzeri
rivayetlerin) tevilinin nasılolduğunu ve bu kanaate sahip olanların görüşlerinin
batıl oluşunu, bu kitabın çeşitli yerlerinde sözünü ettiğimiz kesin ve açık
deliller ile önceden açıklamış bulunmaktayız.
Burada sözü geçen Mansur
b. Abdurrahman el-Eşel el-Gudani el-Basrı olup, Ahmed b. Hanbel ve Yahya b.
Main sika olduğunu, Ebu Hatim er-Razi ise zayıf olduğunu belirtmiştir.
Rivayette her birisine Mansur b. Abdurrahman denilen beş kişi vardır ki, bu
onlardan birisidir. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
32/- ''YILDIZIN
DOĞUP BATMASI iLE BİZE YAĞMUR YAĞDIRILDI" DiYEN KİMSENİN KAFİR OLDUĞUNU
BEYAN BABI