SAHİH-İ MÜSLİM

İMAN

 

باب بيان معنى قول النبي صلى اله عليه وسلم "لا ترجعوا بعدي كفارا يضرب بعضكم رقاب بعض"

29- NEBİ (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'İN: "BENDEN SONRA BİRBİRİNİZİN BOYNUNU VURAN KAFİRLER OLARAK DÖNMEYİNİZ" BUYRUĞUNUN ANLAMININ BEYANI BABI

 

118 - (65) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة، ومحمد بن الليثي، وابن بشار، جميعا، عن محمد بن جعفر، عن شعبة. ح

وحدثنا عبيدالله بن معاذ. واللفظ له. حدثنا أبي. حدثنا شعبة، عن علي بن مدرك، سمع أبا زرعة يحدث عن جده جرير؛ قال:

 قال لي النبي صلى الله عليه وسلم في حجة الوداع. "استنصت الناس" ثم قال "لا ترجعوا بعدي كفارا يضرب بعضكم رقاب بعض".

 

220- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe, Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar hep birlikte Muhammed b. Cafer'den tahdis etti. O Şube'den (rivayet etti) (H) Bize Ubeyd b. Muaz da -ki lafız onundur- tahdis etti, bize babam tahdis etti, bize Şube, Ali b. Mudrik'ten tahdis ettiğine göre o Ebu Zur'a'yı dedesi Cerir'den tahdis ederek şöyle dediğini nakletti: Raswullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Veda haccı (hutbesin)de: "İnsanlara dinlemelerini söyle" buyurdu. Sonra: "Benden sonra birbirinizin boynunu vuran kafirler olarak gerisin geri dönmeyin" buyurdu.

 

Diğer tahric: Buhari, 121,4405, 6869, 7080; Nesai, 4142; İbn Mace, 3942; Tuhfetu'l-Eşraf, 3236

 

 

119 - (66) وحدثنا عبيدالله بن معاذ. حدثنا أبي. حدثنا شعبة عن واقد بن محمد عن أبيه، عن ابن عمر، عن النبي صلى الله عليه وسلم، بمثله.

 

221- Bize Ubeydullah b. Muaz da tahdis etti. Bize babam tahdis etti. Bize Şube, Vakid b. Muhammed'den tahdis etti. O babasından, o İbn Ömer'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den hadisi aynen nakletti.   (metni 222’de)

 

 

120 - (66) وحدثني أبو بكر بن أبي شيبة وأبو بكر بن خلاد الباهلي، قالا: حدثنا محمد بن جعفر. حدثنا شعبة عن واقد بن محمد بن زيد؛ أنه سمع أباه يحدث، عن عبدالله بن عمر، عن النبي صلى الله عليه وسلم أنه قال في حجة الوداع "ويحكم (أو قال. ويلكم) لا ترجعوا بعدي كفارا يضرب بعضكم رقاب بعض".

 

222- Bana Ebu Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebu Bekir b. Hallad-ı Bahilî rivayet ettiler. Dediler ki: Bize Muhamiued b. Ca'fer riviyet etti. (Dedi ki):Bize Şu'be, Vakıd b. Muhammed b. Zeyd'den rivayet eilti. Vakıd babasını Abdullah b. Ömer'den rivayetine göre; Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Veda haccında şöyle buyurdu: "Vah size! -yahut: vay size, buyurdu- Benden sonra birbirinizin boynunu vuran kafirler olarak gerisin geri dönmeyin. "

 

Diğer tahric: Buhari, 4402 ve uzun olarak 4403. Ayrıca 6043, 6166, 6785 te -uzun olarak-, 6868, 7077; Ebu Davud, 4686; Nesai, 4136; İbn Mace, 3943; Tuhfetu'l-Eşraf, 7418

 

 

(66) حدثني حرملة بن يحيى. أخبرنا عبدالله بن وهب. قال: حدثني عمر بن محمد؛ أن أباه حدثه عن ابن عمر، عن النبي صلى الله عليه وسلم، بمثل حديث شعبة عن واقد.

 

223- Bana Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti (Dedi ki): Bize Abdullah b. Vehb haber verdi. Dedi ki: Bana Ömer b. Muhammed'in rivayetine göre babası kendisine (Abdullah) İbni Ömer'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işitmiş olmak üzere Şu'be'nin Vakıd'dan rivayet ettiği hadisin mislini rivayet etmiş.

 

 

AÇIKLAMA (220, 221, 222 ve 223):      Nebi (Sallallahu aleyhi ve Selleml'in: "Benden sonra birbirinizin boynunu vuran kafirler olarak gerisin geri dönmeyin" buyruğu yedi şekilde açıklanmıştır:

 

1- Bundan kasıt haksız yere öldürmeyi helal kabul eden kişi hakkında küfürdür.

2- Maksat nimetin ve İslam'ın hakkının inkarıdır.

3- Böyle bir günah küfre yakınlaştırır ve oraya kadar ulaştırır. 4- Bu iş kafirlerin işine benzer.

5- Maksat gerçek manasıyla küfürdür. Yani benden sonra kafir olmayın, Müslüman kalmaya devam edin, demektir.

6- Hattabi ve başkalarının naklettiğine göre kafirlerden maksat, silahlanarak tekeffür edenler {örtünenler)dir çünkü kişi silahını giyindiği vakit "adam silahıyla tekeffür etti" denilir. Ezheri, Tehzibu'l-luga adlı eserinde silah giyinip kuşanmış kimseye de kafir denilir, demiştir.

7- Hattabi'nin dediğine göre manası: Birbirinize kafir diyerek birbiriniz ile savaşmayı helal görmeyin.

8- En güçlü görüş dördüncüsüdür. Kadı Iyaz (rahimehullah)'ın tercih ettiği açıklama da odur.

Rivayette "( '-:-' ~): Vurarak" anlamındaki lafız be harfi ötreli gelmiştir.

Doğrusu da budur. Öncekiler de, sonrakiler de bunu böyle rivayet etmişlerdir. Bu şekildeki bir okuyuş ile burada kasıt doğru olarak anlaşılır. Kadı Iyaz (rahimehullah) ise bazı ilim adamlarının bu kelimeyi be harfini sakin olarak zaptettiklerini nakletmektedir. O der ki: Bu, manaya itibar ederek böyle okunmuştur. Doğrusu ötrelidir.

 

Derim ki: Ebu'l-Beka el-Ukberi de be harfinin cezm edilmesi şart zamirinin takdiren varlığını kabul ederek caizdir. Yani eğer dönerseniz birbirinizin boynunu vurursunuz demek olur. Allah en iyi bilendir.

 

Allah Rasulünün (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Benden sonra kafir/er olarak gerisin geri dönmeyin" buyruğu hakkında Kadı Iyaz şöyle diyor: esSuberi dedi ki: Durduğum bu yerimden ayrıldıktan sonra bu hale gelmeyiniz, demektir. Bu sözleri Veda haccında Mina'da kurban bayramı birinci (nahr) günü söylemişti, ya da benden sonra yani benim arkamdan böyle olmayın. Bu da kendi aranızda benim size verdiğim emirlerden farklı bir şekilde bana halef almayınız. Yahut Allah Rasulü hayatında bu halin gerçekleşmeyeceğinden emin olduğu için ölümünden sonra da bu hale düşmemelerini emretmiştir.

 

Allah Rasulünün "insanlara dinlemelerini söyle" buyruğu bu önemli hususları ve size bildirip, sorumluluklarını yükleyeceğim kuralları dinlemelerini kendilerine emret, demektir.

"Veda haccı"na bu ismin veriliş sebebi, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bu haccında insanlarla vedalaşmış olması, bu hacda verdiği hutbesinde kendilerine dinlerinin emirlerini öğretip, yine bu haccında hazır bulunmayanlara şeriatı tebliğ etmelerini tavsiye etmiş olmasıdır. Bu maksatla: "Sizden hazır bulunanlar bulunmayanlara tebliğ etsin" buyurmuştu. Rivayette bu hacca verildiği bilinen isim ha harfi fethalı olarak "Haccetu'l-Veda" şeklindedir. elHerevi ve diğer dilbilginleri ise Araplardan duyulmuş şekliyle çoğul "haclar" kelimesinin tekili ha harfi kesreli olarak "hicce" şeklidir ama kıyas bunun fethalı gelmesidir çünkü bu bir defa haccetmek anlamını ifade eden "merre" ismidir yoksa heyet ismi değildir ki kesreli gelsin. Dilbilginleri der ki: Sema yoluyla kesreli okunması, kıyas yoluyla da fethalı okunması caizdir.

 

"Vah size! -yahut: vay size dedi-" Kadı Iyaz dedi ki: Bunlar Arapların şaşkınlık ve acımak anlamında kullandıkları iki kelimedir. Sibeveyh dedi ki:

 

Veyl (vay) helak olacak bir hale düşen kimse için kullanılan bir kelimedir. "Veyh (vah)" ise merhamet bildiren bir kelimedir. Ondan ayrıca nakledildiğine göre "veyh (vah)" helak olmaya yaklaşmış kimseyi vazgeçirmek, azarlamak için kullanılır demiştir. Başkası da: Bu iki lafızia helak olması için beddua kastedilmez. Aksine ona acımak ve şaşkınlık ifade etmek için kullanılırlar. Ömer b. el-Hattab (r.a.)'dan vah (veyh) şefkat ve merhamet bildiren bir kelimedir dediği nakledilmiştir. el-Herevi dedi ki:

 

Veyh, helak olan fakat helak olmayı hak etmeyen kimse için kullanılır. Ona bu lafızia merhamet duygusu dile getirilip, onun için ağıt yakılır. Veyl (vay) kelimesi ise onu hak eden kimse için kullanılır ve ona merhamet edilmez (rahmet ile dua edilmez).

Bu baptaki senetleri ele alacak olursak, Ali b. Mudrik'te mim harfi ötreli, dal harfi sakin, re kesrelidir.

 

Ebu Zur'a b. Amr b. Cerir'in adı hususunda meşhur olan bir görüş ayrılığı vardır. Bunu İman kitabının baş taraflarında sözkonusu ettik. Adının Herim, Amr, Abdurrahman, Ubeyd olduğu da söylenmiştir. Senette Vakid b. Muhammed de vardır. Daha önce Buhari ve Müslim'in Sahihlerinde fe harfi ile "Vafid" adının bulunmadığını belirtmiş idik. Doğruyu en iyi bilen Allah'tır.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

30- NESEBE DİL UZATMAYA VE ÖLÜ İÇİN AĞIT YAKMAYA KÜFÜR ADININ VERİLMESİ BABI